aşk-ı memnu (dizi)

halit ziya uşaklıgilin romanıdır. bihter karakterini önceden müjde ar canlandırmıştır. yeni versiyonda ise beren saat iyi iş çıkarmıştır. eski versiyon aşkı memnu izlemek için trt arşivden bulabilirsiniz.

insanların çoğunun dizide işlenen ilişkilerin çarpıklığının, topluma olumsuz örnek olduğu kanaatinde olduğu romandan uyarlama dizi.

konusu basit ve kolay anlaşılır olmasına; durgun, hemen hemen hiç aksiyon barındırmamasına rağmen dizi tarihimizdeki başyapıtlardan biridir.

ben burada diziyi irdelemeyeceğim fakat behlüle laflar hazırladım.

neden behlül? yaptığın işin ahlaki boyutu geçtim hadi. kendini de mi düşünmedin. çok yakışıklıydın. çok zengindin. üstelik bunları hiç çaba harcamadan elde ettin. bundan sonra da çaba harcamana gerek yoktu. burnunun ucunu göremedin mi? şu kısacık ömürde yaşayacağın kıskanılası mükemmel bir hayatı minnacık ihtiras için terk etmeye değer miydi? sen adnan ziyagilin oğluydun.

bihterin konağa girişiyle konak sallanır.behlül adlı yeğen yengeyi çaktırmadan göz hapsine alır.sonra firdevs hanımın hainlikleri gün yüzüne filan çıkar falan fişman.parlatıcı kafalı nihal de adnan beyin kızıdır ve baya da salak,ilgi manyağı birisir sonra behlüle aşık olur filan.bihter de sonra behlülün ilgisini görür olaylar burdan sonra kopmaya başlar.sonralara doğru da behlül bihteri bırakır,gider nihalle evlenir.bihter kıskançlıktan kafayı yer,ne yapsa işe yaramaz.en sonun bütün sırlar açığa çıkar ve kendini vurur
artık eskisi gibi olabilecek miyiz baba?...
(bkz: aşk-ı memnu müziği)

her yaz yayınlanıp bıkmadan izlenen dizi olur kendileri. "yasak aşk" olarak cevirebiliriz günümüz türkçesine. halit ziya'nın en tanınan eseridir. batılı anlamda ilk roman olarak kabul edilir. istanbul'un genel yaşantısını ve bu sehirde yasayan toplum kesimlerini aktarır. romanla dizi arasında her uyarlamada olduğu gibi farklılıklar mevcut. romanda nihal'i daha masum olarak görüyoruz örneğin. bihter karakterinin hakkını çok güzel vermistir beren saat. öyle ki mezar taşı bile popüler olmuştur. bıkmadan usanmadan izlenir türk halkı tarafından.

bihter'in adnan'a mektup yazdığı bir sahne vardı, kendi adını yazarken r harfini büyük haliyle yazmış ama küçük r boyunda. o zaman izlerken bu saçma bir biçimde çok hoşuma gittiği için r harflerini büyük boyundaki haliyle yazıyorum yıllardır. bu dizinin bana kattığı tek şey bu.

21. yüzyılın 21. yılının 21. gününde
oje sürmelerime eşlik etmesine bayıldığım dizi
açtım diziyi,
yedim yemeğimi,
sürdüm ojemi,
drinkimi içtim.
çocuğu olunca insan
boş boş takılmayı özlüyor
herkes firdevs'e dizinin ikonu diyor ama
firdevs benim boş takılmalarımın ikonu
firdevs yöreoğlu benim
kendimle başbaşa kalabileceğim ihtimali
ben boş boş takılma ihtimalimi seviyorum sözlük...

bir yayınlandığı zaman bir de yıllar sonrasında baştan sona izlediğim dizi. cesaretsiz bir erkeğin bir kadının hayatını nasıl mahvedebildiğinin de ekranlara yansımış hali. bu dizide aşkına saygı duyduğum tek kişi bihter’di. en azından yaptığı şeyin sonuna kadar arkasında durdu bedelinide kendisi ödedi.

oyuncuların saç, makyaj ve kıyafetlerinin çok başarılı olduğu dizidir. dizinin yayınlamasının üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen saç modelleri, makyajları ve özellikle bihter'in kıyafetleri günümüz modasıyla gayet uyumludur.

diziyi,romandan ve romanın yazıldığı dönemden ayrı tutarak değerlendiremeyiz. çünkü her ne kadar günümüze uyarlansa da romanın geçtiği dönemden ufak ama ana hikayede etkili izler taşımakta. mesela nihal’in her yere matmazel ve şoförleri -a.k.a. mobese beşir- eşliğinde gitmesi gibi. ve zaten dönemin eserlerine baktığımızda dönemin şartları nedeniyle bütün ailenin bir eve kapanmasıyla çarpık ilişkilerin oluştuğu gözükmekte. bunun haricinde aşk-ı memnu,en acımasız realist eserlerdendir. insanların ne kadar ileri gidebileceği, bihter’in tabiriyle göz göre göre nasıl ateşe yürüyebileceğini gösterir. cemile hariç bütün karakterler ebeveynlerinden gördüklerini uygularlar. işin edebi kısmını geçersek; nihal’i,adnan’ı , behlül’ü ve cemile’yi sabahtan akşama dinlene dinlene dövme fırsatım olsun isterdim. tahammül sınırlarını zorlayıcı hareketleri insanı duvar yumruklatıyor. hele nihal’in o aptal saptal tripleri,adnan’ın bihtere resmen tecavüz etmesi + çok sevgili karısının gözünün önünde ölüp gittiğini görmemesi,behlül’ün yaptıklarını saymaya gerek yok,cemile’nin resmen insanları kendi evlerinde istememesi?!?! daha geçen bölüm firdevs londra’dan dönünce burun kıvırıp “geldi tavuskuşu” falan yapıyor? alooo yalı onların aloooo. her neyse,derinlemesine incelediğimde karakterlerin sahip olduğu psikolojik rahatsızlıkları vs. bulmustum ama cok uzatmaya gerek yok. realist ve az da natüralizm etkisi görmek istiyor/seviyorsanız kesinlikle deneyimlemeniz gerekn bir eser. tek kötü yani bağımlılık yapması ve bir süre sonra gerçeklik algınızla oynaması

televizyondan izlemenin verdiği zevkin bir başka olduğu dizidir. dizide masaya konup da yenmeyen yemeklere üzüldüğüm kadar nihale üzülmemişimdir şaka bir yana. aşırı zenginlere günah olmuyor mu israf etmek?!

aşkı memnu; türk dizi tarihinin bana göre en güzel dizilerinden.
ayrıca sanıldığı aksine ahlaksızlığa özendiren bir dizi değil, gerçekten dersler çıkarabileceğimiz bir dizidir.
söylesenize, kim yaptığı hataların bedelini ödemedi? kim sonunda mutlu oldu? ben söyleyeyim, hiçbiri.

halit ziya uşaklıgil'in 1899'da yayınlanan ve kelime anlamı "yasak aşk" olan romanından uyarlanan televizyon dizisidir. ablanın zorla gönderdiği bakkaldan aldığın ağza dökmeli cipsle izlenen eski bir dizidir.

aşkı memnu, halid ziya uşaklıgil'in aynı adlı romanından uyarlanan, 2008 ve 2010 yılları arasında yayınlanan, türk dizi tarihinin en çok reytinge sahip dizilerinden birisidir.

ülkemiz insanının entrikayı, aldatmayı, kimin elinin kimin cebinde olmaması durumunu ne kadar sevdiğini gösteren kitaptan uyarlanmış dizi. reşat nuri gültekin ne kadar büyük bir edebiyatçı ve usta olsada bu kitabı çöp bence. neden ölümsüz eser olmuş anlamış değilim.

halit ziya uşaklıgil'in romanından uyarlanan dizidir. 1975 versiyonu kitapla neredeyse birebir olup epey başarılıdır (özellikle bihter'in intihar sahnesi ve chopin'in muhteşem bestesi...). 2008 versiyonuysa sündürülmüş bir türk dizisi olsa da dönemin en çarpıcı dizilerinden biri olmuştur.

7 numara isimli dizi ne anlatıyorsa bu dizi onun tam tersidir.

burjuvalığın doruğunda gezen bir avuç nihilistin hayatı kendilerine ve çevrelerine zindan etmesini konu alan bir türk dizisi. karakterlerin her biri için söyleyebileceğim şey: "beter olun!"

her ne kadar kendisini hiç sevmesem de necip fazıl kısakürek, ahşap konak isimli eserinde halit ziya uşaklıgil'in tasvir ettiği bu insancıkların daha da karanlık ve eleştirel bir betimlemesini sunmuştur. pek dini bütün biri değilim ama evet, aşk-ı memnu'daki tüm karakterlerden allah'a sığınırım.

toygar ışıklı nasıl bestelediyse artık, müziklerini her duyduğumda garip hisler kaplıyor içimi. keman yayı sanki ciğerimi delip geçiyor. bayılarak izlediğim yabancı dizi/filmlerin müziklerinden bile sıkılıyorum, bundan sıkılmıyorum arkadaş. ilginç.

dizinin kendisine gelirsek, çok sevdiğim birkaç türk dizisinden biridir. beğenmeyenler genelde, ''eşini yeğeniyle aldatıyor iğrenç'' fikrine bağlı olarak beğenmez fakat 122 yıllık eseri yalnızca buna sığdırmak gülünç olur. dönemine göre marjinaldir ve konu tam anlamıyla yasak aşktır. bihter'in bulunduğu ev boğaz manzaralıdır, lüks içinde yaşıyordur, istediği yere gidebilir, istediği şeyi yapabilir ama aşkından dört duvar arasında deli olmuştur. beş parasız kalma pahasına her şeyi açıklayıp behlül'le kaçmaya bile yeltenir ama behlül paradan vazgeçemez. bihter zamanla tükenir, yok olur gider. sağlam bir psikolojik romandır aynı zamanda.

keşke bölümleri maksimum 1 saat olacak şekilde düzenleyip netflix'te yayımlasalar. uzun versiyonu bile bir sürü ülkede izlenmişti, güzel reklam çalışmalarıyla eminim popüler olurdu.

şu sıralar kanal d'de hafta içi her gün 16.00'da bölümleri yayınlanan dizi.* bunları izleyip kendi hayatıma şükrediyorum. o kadar para pul içinde yüzüyorlar, bir tanesi bile mutlu huzurlu değil. biz de huzursuzuz da allahtan bizde para yok bari. zengin olup da şöyle hakkıyla sefasını sürememek çok daha kötü.

kaç yıllık diziyi sayamadığım kadar izledim ve hala izliyorum. bunun sebebi bu saatte tv'de başka bir şey olmamasından kaynaklanıyor. bundan önce izlediğim zamanlarda da tv'de bir şey olmuyordu.

bu ara kanal d'de tekrar bölümleri ile (yıllar sonra) arz-ı endam eden dizi...
bu dizinin ardından fatmagül'ün suçu ne isimli dizide oynayan bihter (beren saat) için kuzenlerden birinin küçük dayıma fatmagül'ün suçu ne? şeklinde sormasının ardından argo kelimelerle aşk-ı memnu'da kaşınmıştı. şimdi layığını buldu tarzı aldığı cevaplar bayağı güldürmüştü.