1.
pisagor
hepimiz onu pisagor teoremi ile tanısak da çok ilginç özellikleri olan bir matematikçi ve düşünürdür. bahsedeceğim bu ilginç özellikleri okurken pisagor'un mö 570 - mö 495 yılları arasında yaşadığını unutmamak gerekiyor tabii ki. doğanın sayılarla açıklanabileceğine inanan pisagor'u gördüğümüz her köşede, kestirme yollarda hatırlamamız işten bile değildir.

pisagor'un yakın takipçileri varmış; yani daha çok mürit gibi. yalnız zaten donanımlı olan bu insanların tek amacı daha çok öğrenmek ve evrenin gizemlerini çözmekmiş. pisagor, takipçilerine evrenin matematiksel olarak kontrol edildiğini öğretiyormuş; yani ona göre sayılar kutsalmış. örneğin; 7 bilgelik sayısı, 8 adalet sayısı ve 10 en kutsal sayıymış. tabii yunanlar garip ve korkutucu bulmuş bu durumu ve onu istenmeyen adam ilan etmişler hemen.
pisagor'un takipçilerinin 10 sayısına tapmak için önceden belirlenmiş bir duaları bile varmış. pisagorculara katılmak istiyorsan, kutsal üçgene yemin etmen gerekiyormuş;
"bizi kutsa, tanrıları ve insanları yaratan ilahi sayı!"
''her şeyi kuşatan, asla sapmayan, asla yorulmayan kutsal 10, her şeyin anahtarıdır.''
buradan da anlaşılacağı üzere; pisagor'un takipçileri gerçekten onun bir yarı tanrı olduğuna inanıyorlarmış. ona "ilahi pisagor" derlermiş ve insanlara onun bir tanrının oğlu olduğunu söylerlermiş; hermes ya da apollon'un oğlu.
takipçilerinin hikayelerine göre kartalları ve ayıları okşayarak evcilleştirebiliyor, sesinin keskin gücüyle her hayvanı kontrol edebiliyormuş. pisagor aslında insanlara kendisinin bir tanrının oğlu olduğunu ve şu anki formuna ulaşana kadar tekrar tekrar reenkarne olduğunu söylüyormuş; truva savaşı'nda akhilleus ile birlikte savaşan bir asker, mütevazı bir balıkçı, hatta güçlü erkeklerle yatan güzel bir fahişe. pisagor'un hayal gücünün ne kadar güçlü olduğunu anlıyoruz. o kadar zeki olunca, hayal gücü de aşmış demek ki...
pisagor, ayrıca ahlaki nedenlerle et yemekten kaçınan ilk insanlardan biriymiş. yalnız, balık ve tavuk eti yiyor fakat kırmızı etleri yemiyormuş, yemediği gibi yiyeni de yanında yamacında istemiyormuş.
pisagor'un hemen hemen her şey için inanılmaz derecede katı ve belirli kuralları varmış; önce doğru ayakkabıyı giymek, umuma açık yollarda seyahat etmemek, yere düşen yiyecekler için beş saniye kuralı gibi daha birçok kural koymuş hayatında.
pisagor, sessizliğin çok önemli olduğuna inanıyormuş; sessiz kalmak, kendini kontrol etmeyi öğrenmenin bir yolu ona göre. bu yüzden tarikatına katılmak isteyen herkesin yapabileceğinden emin oluyormuş. kayıt olan herkes ağzını kapatıp beş yıl boyunca kapalı tutmak zorundaymış! sonuç olarak, çenesini kapalı tutabileceğini kanıtlamadıkça kimsenin gruba girmesine izin verilmiyormuş.

iki tür pisagorcu varmış; pisagor'un en yakın ve en güvenilir takipçileri ve diğerleri. güvendikleri ile yüz yüze görüşür ve teoremlerini onlara ayrıntılı olarak anlatırmış. dünyanın geri kalanından saklanan ileri matematiğin sırlarını bilmelerine izin verilirmiş. yalnız bu grupta olmak için kişinin etten, kadınlardan ve özel mülklerinden vazgeçmesi gerekiyormuş. diğerleri ise pisagor'un yüzünü görmelerine asla izin verilmeyen takipçiler. onlarla konuştuğunda pisagor, oz büyücüsü gibi bir perdenin arkasına gizleniyormuş ve sadece onun ritüellerini takip etmeleri bekleniyormuş.
yararlanılan kaynak

pisagor'un yakın takipçileri varmış; yani daha çok mürit gibi. yalnız zaten donanımlı olan bu insanların tek amacı daha çok öğrenmek ve evrenin gizemlerini çözmekmiş. pisagor, takipçilerine evrenin matematiksel olarak kontrol edildiğini öğretiyormuş; yani ona göre sayılar kutsalmış. örneğin; 7 bilgelik sayısı, 8 adalet sayısı ve 10 en kutsal sayıymış. tabii yunanlar garip ve korkutucu bulmuş bu durumu ve onu istenmeyen adam ilan etmişler hemen.
pisagor'un takipçilerinin 10 sayısına tapmak için önceden belirlenmiş bir duaları bile varmış. pisagorculara katılmak istiyorsan, kutsal üçgene yemin etmen gerekiyormuş;
"bizi kutsa, tanrıları ve insanları yaratan ilahi sayı!"
''her şeyi kuşatan, asla sapmayan, asla yorulmayan kutsal 10, her şeyin anahtarıdır.''
buradan da anlaşılacağı üzere; pisagor'un takipçileri gerçekten onun bir yarı tanrı olduğuna inanıyorlarmış. ona "ilahi pisagor" derlermiş ve insanlara onun bir tanrının oğlu olduğunu söylerlermiş; hermes ya da apollon'un oğlu.
takipçilerinin hikayelerine göre kartalları ve ayıları okşayarak evcilleştirebiliyor, sesinin keskin gücüyle her hayvanı kontrol edebiliyormuş. pisagor aslında insanlara kendisinin bir tanrının oğlu olduğunu ve şu anki formuna ulaşana kadar tekrar tekrar reenkarne olduğunu söylüyormuş; truva savaşı'nda akhilleus ile birlikte savaşan bir asker, mütevazı bir balıkçı, hatta güçlü erkeklerle yatan güzel bir fahişe. pisagor'un hayal gücünün ne kadar güçlü olduğunu anlıyoruz. o kadar zeki olunca, hayal gücü de aşmış demek ki...
pisagor, ayrıca ahlaki nedenlerle et yemekten kaçınan ilk insanlardan biriymiş. yalnız, balık ve tavuk eti yiyor fakat kırmızı etleri yemiyormuş, yemediği gibi yiyeni de yanında yamacında istemiyormuş.
pisagor'un hemen hemen her şey için inanılmaz derecede katı ve belirli kuralları varmış; önce doğru ayakkabıyı giymek, umuma açık yollarda seyahat etmemek, yere düşen yiyecekler için beş saniye kuralı gibi daha birçok kural koymuş hayatında.
pisagor, sessizliğin çok önemli olduğuna inanıyormuş; sessiz kalmak, kendini kontrol etmeyi öğrenmenin bir yolu ona göre. bu yüzden tarikatına katılmak isteyen herkesin yapabileceğinden emin oluyormuş. kayıt olan herkes ağzını kapatıp beş yıl boyunca kapalı tutmak zorundaymış! sonuç olarak, çenesini kapalı tutabileceğini kanıtlamadıkça kimsenin gruba girmesine izin verilmiyormuş.

iki tür pisagorcu varmış; pisagor'un en yakın ve en güvenilir takipçileri ve diğerleri. güvendikleri ile yüz yüze görüşür ve teoremlerini onlara ayrıntılı olarak anlatırmış. dünyanın geri kalanından saklanan ileri matematiğin sırlarını bilmelerine izin verilirmiş. yalnız bu grupta olmak için kişinin etten, kadınlardan ve özel mülklerinden vazgeçmesi gerekiyormuş. diğerleri ise pisagor'un yüzünü görmelerine asla izin verilmeyen takipçiler. onlarla konuştuğunda pisagor, oz büyücüsü gibi bir perdenin arkasına gizleniyormuş ve sadece onun ritüellerini takip etmeleri bekleniyormuş.
yararlanılan kaynak
devamını gör...