herhangibiri - tüm tanımları (2. sayfa)

bir erkut tarçın şarkısıdır.
sözleri içime işleyen şarkılardandır.
onunla hiç beraber uyanmadığımız o beyaz evin, hiç beraber besleyemediğimiz o minicik kedinin hayalini bana kurdurtan şarkıdır.
hiç gitmediğim o beyaz evin acısını iliklerime kadar hissediyorum resmen.


''o evde geçse bir ömür az
tüter gözümde aklımdan çıkmaz
orada tatmıştık mutluluğu
kaldı uzakta o en derin haz''

ayrıca öyle bir geçer zaman ki süleyman yorumunu kıraç yorumundan daha çok beğeniyorum ben. zaten süleymanla öğrenmiştim şarkıyı.


beyaz ev şarkısı için 2.25i açın.
öyle bir geçen zaman ki süleyman'dan beyaz ev

erkut tarçın yorumu için

her fotoğraf paylaşımı yaptığımda mutlaka birileri tarafından benzetildiğim hayvanlardır.
göz rengim ve yüz şeklimle alakalı sanırım bu benzetilme durumu. bu durum benim epey hoşuma gidiyor. güzel canlılar sonuçta.
sözlükte eski mahlasım da bu yüzden kediydi.

ayna'nın bostancı durağı adlı albümünden bir şarkıdır.
artık benim için anlamı büyüktür. buruk kalple dinlediklerimdendir.

''rüzgâr aşkımı kucağına alsa
dağları tepeleri aşsa
saçlarına ulaşsa''


ayrıca şarkının 4. dakika 22.saniyesinde de söylenildiği gibi ''unutmuş olsan hissederdim.''

ayna-severek ayrılanlar

20 yaşında iken okulundan evine gitmek için bindiği minibüste canice katledilen güzeller güzeli bir kadındır.
bir anneye “çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi...” dedirtecek kadar acı bir ölümü olmuştur.
katledildiği yıl ise benim üniversiteye başladığım 2015 yılıydı. her otobüse bindiğimizde korkmaya başlamıştık artık. gerçi hâlâ otobüste en son biz kalmamaya dikkat ediyoruz maalesef. varmamız gereken yere eğer otobüsün içi boşalmışsa erken inip yürüyerek gidiyoruz.
bugün ise özgecan'ın önce bıçaklanıp sonra da yakılarak öldürülmesinin ardından tam altı sene geçti.
geçen bu altı sene de ise ülkemizde kadın cinayetleri ise giderek arttı.
biz ne çektiği acıları ne de güzeller güzeli bu kadını unutmadık.
ancak ''başka özgecanlar ölmesin!'' diyerek uğraştığımız bu direnişi kaybettiğimizi 2021 yılının ilk ayından 23 kadının öldürülmüş olması ile dahi anlayabiliriz.
zamanla katlanarak giden kayıplar veriyoruz. yarın bu listenin içinde belki ben de olabilirim.
tıpkı özgecan aslan'ın arkasından bir destek mesajı bırakan şule çet gibi. (bkz: şule çet)


anitsayac.com

kalbimin hiç istemediği, ayaklarımın olduğum yerde çakılı kalması için uğraştığı ama beynimin şiddetle yapmamı istediği eylem.

dinlediğimiz playlist ile müzik zevkinin mükemmel olduğunu öğrendiğimiz yazar arkadaşımız.

not: başka arkadaşların şarkıları da varmış çalan listede, herkesin yüreğine sağlık.

az önce sözlük radyosunda gerçekleşmiş olaydır. benle sevdiğimin duruma da bil atsanız, olmaz mıydı?

yalnızca inandığı yaratıcı ve din için daha da doğrusu cehennem korkusundan sebeple iyi olmaya çalışan kötülerin varlığının sorgulanması gerekirken böyle bir durumun sorgulanması bir tek bana mı çok korkutucu geliyor?

''sensiz saadet neymiş tatmadım bilemem ki''

türk sanatçılardan sesini en en en sevdiğim kişilerdendir. keşke ama keşke canlı canlı sesini dinleyebilme fırsatım olsa, karşısında ağlayıp dinlerim herhalde üstadı.
lise zamanlarında plaklara merakımın başlamasıyla sesiyle tanıştığım sanatçıdır.
hatırladığım kadarıyla ilk 45liği ''sen benimsin'' idi. çok arayıp, bulamamıştım. sözlükte sahip olan ve satmayı düşünen bir arkadaş varsa alabilirim...
hayatımda çok az o ses türkiye izlemişimdir. bunlardan biri de ersan erdura sebebiyledir.



o zaman altın ses kralı'ndan birkaç şarkı bırakayım, ruhumuz dinlensin.


sensiz saadet neymiş

hayalin gitmez

çocuk gözler

''gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri''


sigaramın dumanına sarsam-1980

bir tuğkan şarkısıdır. nedensiz tuğkan şarkılarını çok seviyorum.
şarkı armağan edilmesini seven biri olarak bana armağan edildiğinde mutlu etmişti beni.


''yine seni düşünürken yağmur çiseledi
nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
bunun adı aşksa eğer bu aşk sana yalnızca sana değer''

(bkz: bokluca gazi)

bir kütahyalı olarak hemşehrim evliya çelebi'nin nasıl gazi olduğunu anlatacağım şimdi size.
evliya çelebi seykel(macaristanın bir kasabası) üzerine yapılan bir seferde tuvalet ihtiyacı için uzaklaşır ıssız bir yere. tam ihtiyacını gidereceği sırada bir düşman üzerine hücum eder. evet tam da şalvarını indirmişken. tabi düşman üzerine atlayınca evliya çelebi kendi pisliğinin üzerine oturup kalır. düşmanla kendi pisliğinin üzerindeyken dövüşmeye başlarlar. tabi evliya çelebi'nin belden aşağısı çıplaktır ve her tarafı pislik içinde kalmıştır. evliya çelebi bir anlık hançerini çıkarır ve düşmanın canını alır, başını keser.
üstü hem kan hem de kendi pisliğiyle dolmuştur. yani artık bizim çelebi gazi olmuştur. hem de bokluca gazi...

en kıymet verdikleriniz tarafından böyle hissetmenize sebep olunduysa birkaç gün kendinizi sorgularsınız, üzülürsünüz.
ancak tüm sorgulamalarınız bittiğinde yapmanız gereken tek şey oradan uzaklaşmaktır. evet en kıymet verdiğiniz insandan bile uzaklaşmalısınız böyle bir durumda.
kapıdan çıktıktan sonra bir daha arkanıza bakmamanız da gerekir. bir kere bunu yaşatan hep yaşatacaktır size.
insanlar kolay kolay kendilerinden ve huylarından vazgeçmez çünkü. diyeceğim o ki siz de kendinizden vazgeçmeyin.
onun için değilse bile kendiniz için kıymetli olun, kırmalarına izin vermeyin.

selamını aldım. artık çaylak değilim.

hayatınızdaki insanlar da buna sebep olabilir. fazlalıkları ayıklayın.
kötü hissettirenleri çıkarın, atın hayatınızdan.

sadece fiziksel değil, psikolojik şiddete meyilli erkekten de uzak durun lütfen.
onlar öyle insanlardır ki insanın tüm mutluluğunu elinden alırlar, öyle bir psikolojik şiddet uygularlar ki size kendinizi hiç olmadığınız biri gibi düşündürürler ve çoğu zaman da kendinizi sorgulamanıza sebep olurlar.
''acaba böyle miyim?'' diye kendini sorgular durursun.
aman diyeyim uzak durun hastalıklı ruhlardan!

bir veteriner arkadaş yardımcı olabilir mi? baktığım kediler hasta oldu. noluuurrrrr biri yardım etsiiin.

yurdumuzun doğusu rus zulmü altındayken kazım karabekir anadolu'ya geçer. tabii ruslar brest litovsk antlaşması ile ellerindeki silahları ermenilere bırakıp çekilirler. ermeniler memleketimizin doğusunda çok işkenceler yapar ve binlerce insanımızı şehit veririz. ortada kalan sahipsiz evlatlarımız ise kazım karabekir paşa'mızın evlatları oluyorlar artık. (yaklaşık altı-yedi bin çocuğu kolordusunun himayesine alıyor.)

ayrıca kazım karabekir paşamız kendisi de bir yetimdir.