insan insanoğlu yazar profili

içinde “şeriat fest”çi moderatörler barındıran bir sözlük. ben de diyorum ki neden seviye düşük.
resmen dini inançlarını bilimsel gerçeklere teslim etmiş avamlar cirit atıyor.
muhtemelen tivitırda paralı trollük yapanlar sözlükte faal olarak rol alıyor(z kuşağı için açıklıyorum. faal: aktif, çalışan, işleyen demek).
“bye bye” normal sözlük.

gülmeye, pozitif olmaya, enerji toplamaya ihtiyacınız olan bir dönemde okunmaması gereken bir kitap.
okuyalı epey bir zaman geçmesine rağmen zihnimde canlandırdığım mekanları, karakterli ve olayları hala hatırlayabilecek derecede bir anlatımı var.
canınızın sıkıldığı, depresyonda olduğunuz bir dönemdeyseniz okumaya yanaşmayınız diyebilirim.

zaman ve mekan gözetmeksizin yaşayan insanlar için yazılmış en beğendiğim eserlerdendir. erdemli insanı ve olması gereken ahlakı açıklayan, üzerine düşündüren bir eser olmuş. günümüz hukukuna da kılavuz olmuş/olabilecek açıklamalar ve karşılaştırmalar içermektedir.
bu eserin tüm okullarda okutulması ve öğrencilerce üzerine düşünülüp benimsenmesi sonrası toplumun büyük ölçüde ileriye sıçrama yapacağını düşünüyorum.

yazım yanlışlarının havada uçuştuğu, dil bilgisinin vasat altı olduğu ve ergen yazarların libido dolu başlıklarından geçilmeyen bir sözlük.

diğer yandan az sayıda faydalı bilgi, yorum ve içerik paylaşımı var.
az sayıdaki değerleri yazarlara teşekkür ediyor; eleştirileri dikkate bile almayan yazarlara ve moderatörlere teessüf ederim.
sevgiler.

siyasette ve devlet kadrolarında “olumsuz örnek” olarak gösterilmesi gereken bir kişi.
başkası adına utanma hissi yaşatan kişiler listesine de eklenmelidir.
ayrıca iddialar arasında hükümete şantaj yaparak cebini doldurduğunu söyleyen bir gazeteci var.
kendisinin aleyhinde görüntü kayıtları olduğu ve seçim gecesi bu nedenle sessiz kaldığı da iddia edildi.

bu toplumun temiz, vicdanlı ve ahlaklı siyasetçilere ihtiyacı var. ama siyasetçileri seçen halk olduğu için önce halkın büyük oranda temizlenmeye ihtiyacı var.
sevgiler.

katılmadığım bir tahmindir.
dokunulmazlığı ve siyaseti riske atmamak için milletvekili olmayı tercih edeceğini sanıyorum.
belki cb adayı olduğunu açıklayacaktır ama yüksek seçim kurulu adaylığını kabul etmeyecektir. bunu da arka planda haber gönderip yapabilir.
bu tahmin bana daha yakın geliyor.
önemli olan fanatik taraftar olmak değildir. farklı değerleri içeren mutlu ve huzurlu bir toplum olmak için çalışmaktır. kirli, tembel ve cahil bir halk yine kendi gibi vekiller seçmeye eğilimli olur. o nedenle halkın önce kendine çeki düzen verip akıllanması gerekmektedir. fanatiklik yapıp, oyuna gelmemelidir. akıllı olması gereken önce halktır. zamanla, düşe kalka, sosyal medya ile dünyayı görüp gözü açıldıkça, eski ve dar kafalı nesil tükendikçe, toplum ve sonra toplumun seçtiği vekiller de düzelecektir. mutlu ve güzel bir gelecek işte o temiz halkın olacaktır.
sevgiler.

türkiye’ye hayırlı olmasını diliyor, adaletin yerini bulacağını ve suçluların yargılanacağını umuyorum. türkiyenin asıl halk sahibi olan yüce türkiye halkının üzerine düşen görevlerini de yapmasını diliyorum. yani yetki verdiklerinin takipçisi olup haklarını istemeyi bilmesi gerekiyor.
rte ise tekrar aday olmayacaktır. millet vekili seçilmek isteyecektir. cb adayı olup milletvekilliği hakkını kaçırmak istemeyecektir. bekleyip göreceğiz.
ahlaklı ve çalışkan bir toplum olma dileği ile.
sevgiler.

aynı ahmet hakan’ın laciverti.

büyük biraderler geri dön demiştir.

ben varsam ölüm yok; ölüm varsa ben yokum(epikür).

son yıllarda salgın gibi yayılan bir hastalık.

(bkz: kleptomani)
bu hastalığa sahip insanlar oldukça göz önündeler son yıllarda...

toplum içinde herkesin birbirine “sus”, “şşşş” vb sözcük ve işaretleri kullanarak bir türlü sessizliği sağlayamaması gibi bir başlık olmuştur.
tanımdan sonra soruyorum. (bkz: kalite)
adında sözlük olan tüm çevrimiçi oluşumlar: dil kullanımının çok değerli ve önemli olduğu bir yazılı etkileşim alanda neden ingilizce-türkçe karışık bir dil kullanılıyor?
mesela neden” mavi mi sarı mı” diye başlık açılacakken “ mavi vs sarı” diye başlık açılıyor?
kaliteden şikayetçi olan bir yazar neden ingilizce ve türkçe karışık bir başlık açıyor? hem kaliteden şikayet ediliyor hem de böyle başlıklar açılıyor…
neyse yine de en iyisini toplum bilir. toplum ne diyorsa, çoğunluk ne diyorsa doğru olan odur sonuçta(!)

gençlik heyecanına ve saf hırsına yenik düşmüş bir yazar girişimidir.
iyi niyetli olduğu belli. her şeyin daha iyi olmasını istemek güzeldir.
fakat iq testi çok da sağlıklı bir test sayılmaz. coğrafyaya, kültüre, zeka çeşitlerine göre değişir. kesin bir sonuç olmasa da en yakın sonuç kişi özel hazırlanırsa olur.
tahammül etmeyi bilmiyor genelimiz. o zaman bütün en iyiler toplansın bir odada kendi kendini eğlendirsin. dünya gerçeklerinden kopuk yaşasın. sonra bir düşünün; hayal edin nasıl gelişiyor olaylar.
güzel ahlaklılar, zeki ve başarılı insanlar toplum içindeki görev ve sorumluluklarını gerçekleştirirse ve örnek olursa zamanla toplum da güzelleşecektir. örnek bir insan olmak kolay değildir. tahammül etmek hiç kolay değildir. fakat çok net görüldüğü üzere tahammülü yüksek toplumlar çok daha iyi seviyede ve refah içindeler.
sevgiler!

cahillerin ve yarı cahillerin yaşam alanlarımızda dolaşması.
örnekler:
1. köyden şehre gelip, köydeki alışkanlıklarını şehre taşıması. bu en büyük etkilerden biri.
2. seçimlerde oy vermeleri.
3. yönetime kadrolaşmaları.
4. paralı olmaları.
5. trafikte dolaşmaları ( sinyalsiz şerit değiştirme ve makas yapanlar da dahil vs. vs... ).
6. müzik platformlarına erişimin kolaylaşması ile müzik yapıp yayınlamaları.
7. organizatör olmaları.
8. kolluk kuvvetlerinde veya güvenlik görevi konumunda yer alıyorlarsa sıkıntı büyük.
9. yasama, yargı ve yürütmede söz sahibi iseler en büyük sıkıntı.
kısaca kaliteyi düşüren en büyük şeyler cahillik ve yarı cahillik olup yaşam alanlarımıza müdahil oluşudur.

amazon prime video dizisi. kendisini danışman olarak tanıtan çökmekte olan şirketlerle anlaşma imzalayıp, tarihe adını yazdıracak dereceye çıkartan gizemli bir adam. bu başrol karakterini christoph waltz oynuyor. önceki rolleri üzerine yapışmış olmalı ki bu karakter de üzerine oturmuş. fakat diğer oyuncuların oyunculuklarını çok da tatmin edici bulmadım. ilginç bir dizi.

okumuş ama cahil bir ortadoğu kadınını andıran bir baş rol karekteri olan fakat gerçek hayat mantığına pek de uymayan bir dizi. izlensin diye abartmışlar.

başarılı bir psikoloji bölümü mezunu bir kadın olarak gösteriliyor ama daha bilimden, kimyadan ve insan davranışlarından haberi olmayan davranışlar sergiliyor. torpille hiç okumadan mezun olan zengin evlatları gibi.

dizinin sonunda kadının takıntılı olduğu ortaya çıkmalıydı. tedavi görmesi gereken bir hasta bir kadın olmalı. kadının daha kendinden ve dünyadan haberi yok.

oyuncular güzel, oyunculukları da güzel. bizim evrenimizde
gerçeğe pek yakın olmayan alternatif bir evrende dünyada ve türkiyede yaşanan bir hikaye.
duygusallık yanını yüksek buldum.
ahlaki değerleri sorgulatan bir yanı var.
izleyice “ben olsam ne yapardım?” diye de düşündürüyor.
baş rol oyuncusu ahlaki açıdan oldukça iyi kararlar veriyor. bunun sebebi yeteneğine güvenmesi, önceki yaşamından tecrübeler ve bir de aşık olması var.
insan mükemmel değildir ve hatalar yapar gerçeği ile baş karakter yanlış bir düşünce içindeyken sonradan yapması gerektiği şeyi yapma yoluna giriyor ki serinin son bölümünde ancak görüyoruz bunu.

zaten çok olmayan aksiyon kısımları beni çok etkilemedi. görsel efektler iyi gibi geldi. hollywood’daki gibi çok tecrübeli olmasak da bence dünya geneline hitap edebilecek bir seri olur diyorum. iyi seyirler.

aksıra tıksıra, zorlaya zorlaya yanan bir şeyin kirli dumanını içine çeke çeke, çeke çeke edinilen bir bağımlılık.
anlamakta güçlük çekiyorum. durduk yere neden kirli bir dumanı zorla organizmalarına sokuyorlar. büyük insanlar(!)…