meral akşener’in masaya geri dönmesi

bunlardan bi cacık olmaz ve bunlara vatan emanet edilmez. o yüzden recep tayyip erdoğan diyoruz.

milletle dalga geçiyorlar....

keşke ilk başta bu kadar sert bir şekilde ayrılmasaydı. yine de çok geç olmadan halkın tepkisini görüp geri dönmesi iyi olmuştur.

ekrem imamoğlu ve mansur yavaş'ın -kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilirse- cumhurbaşkanı yardımcısı olacak olması da bu geri dönüşün olumlu bir etkisidir. umuyorum ki bu sayede hem davutoğlu ve babacan'ın altılı masadaki etkinliği azalacak hem de imamoğlu ve yavaş'ın mitinglere kılıçdaroğlu ile beraber katılmasıyla seçimi kazanma ihtimali artacaktır.

tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır.

belliydi.

pazarlıkta istediğini koparamadı.

umarım artık bu seçimin aday maday değil, yolsuzlukları yargılayıp, türkiye'nin bir sonraki seçime hukuk ve demokrasi kriterleriyle girmesini sağlayama meselesi olduğunu kabul eder.

(bkz: bumerang)

niye gittin, niye geldin? big_picture.jpeg ekibi bana bir ulaşabilir mi? bu olayın deprem koordinasyonsuzluğu ile dolu gündemin içine sıçmak dışında ne boka yaradığını merak ediyorum.

masa yalama oldu. daha da diikiş tutmaz.

ne oldu şimdi noter, kumar masasına gerimi döndü? hdp gene dışarıda kaldı.

fetoş yaşıyor mu merak ediyorum.
ha pardon bu başlık başka. karıştırdım.

siyaset oynaklık gerektirir. bunların figürlerini asena görse ders almak ister. oynasınlar kafalarına göre. basiretsiz silikler.

arsizin gözüne kazık çakmislar tıkırtı nereden geliyor demiş.

herkes ağız birliği içinde meral akşener’in bu kadar sert bir üslupla masadan ayrılmasının siyasi intihar olduğunu düşünüyordu.

meral hanım sanırım büyük destek bekliyordu ama beklediği desteği göremedi. cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev yapacak insanların görev ve yetkileri nelerdir bilmiyorum ama açık olan bir şey var ki cumhurbaşkanı yardımcısı da olsanız başkan kabul etmedikten sonra bu sistemde etkiniz sınırlı olacaktır.

zaten bir yasa çıkmadan önce 5 parti lideri 2 eski belediye başkanı cumhurbaşkanı yardımcısı olarak karar alacaksa hangi yasada anlaşıp karar alacaklar merak ediyorum.

eskiden başbakan cumhurbaşkanı tarafından teamül gereği hükümeti kurmak üzere seçimde en yüksek oyu alan lidere görevlendirilirdi.

başbakan da kendi kabinesini kendi partisinden oluştururdu. bakanlar vardı ama hepsi hem aynı partiden isimlerdi hem de rejime bakış açıları aynı olduğu için yasa yapım sürecinde ilkesel tartışmalar olmazdı.

şimdi 3 siyasal islamcı parti 1 milliyetçi 1 sosyal demokrat bir de ne olduğunu bile bilmediğim bir parti karar alacak.

hdp diyecek ki sizi destekledik , tip ve diğer sosyalistler diyecek biz de sizi destekledik.

bu kadar çorba bir yapıdan nasıl karar çıkacak. hadi 2500 maddeli protokol var diyelim. o protokol suya sabuna dayanmayan bir sürü yuvarlak madde içeriyor.

o protokole imza atmayan ama en az iyi parti kadar oy alan hdp var. protokolde imzası olmadığı için istediği kararın alınmasına muhalefet edebilir.

yani meral akşener masaya oturabilir vs ama önemli olan bu değil. keşke geniş katılımlı bir anayasa taslağı hazırlansaydı ve kamuoyuyla paylaşılsaydı.

tüm partiler taslağı revize etseydi. daha sonra da mecliste referandum kararı alıp anayasayı kabul etselerdi.

şimdi ali babacan anayasadan türklük tanımını çıkaralım diyor, günü geldiğinde değiştirilemez maddeleri değiştirmeyi tartışmaya açarız diyor vs.

bu altılı masa ülkeyi ekonomiyi düzelterek kurtaracaksa , ekonomi de hukukla düzelecekse , hukuk da anayasa yapmadan olmayacaksa bence 2500 madde yazana kadar anayasa taslağı yazıp onu halka sunsalardı.

böylece kim ne istiyor açıkça belli olurdu. günü geldiğinde gibi yuvarlak laflarla topu taca atmamış olurlardı.

ya da her genel başkan kendisi cumhurbaşkanı adayı olarak seçime girseydi ve en yüksek oyu alan aday lehine ikinci turda onu destekleselerdi. böylece en yüksek oyu alan liderin başkanlığında eşit temsile dayalı bir anayasa komisyonu da kurulurdu.

benim aday olmamı destekleyin sizin istediklerinizi kabul edeyim formülü yerine kemal bey kendi adına chp lideri olarak girseydi ilk turda kaç oy alırdı herkes görürdü ama şimdi % 50+ 1 alsan da herkes diyecek ki benim sayemde aldın benim dediğimi yap.

büyük biraderler geri dön demiştir.

gözlerim "meral bile geri döndü, sen dönmedin" iletisi aradı ama yazılmamış...
sözlük bu ara beni şaşırtıyor, hayırdır arkadaşlar klişeyi bıraktınız mı?

son haberlerde hep akşener’in üstüne gelindiğini farkettim. bu arada iyi partili değilim, tamamen tarafsız gözle bakıyorum olaya.
kılıçdaroğlu’nun aday olma planı yeni değil . 17 aralık olayları öncesinde de abd’yi ziyaret eden kılıçdaroğlu, hatırlayan olursa, hamburger krizini de yaratan bir abd ziyareti daha olmuştu. amerika desteğiyle (fetö ajanı vesilesiyle) başa geçen rte, bu desteği uzun zaman kullandı. ama mevki kazandıkça kibirlenmeye başladı. abd ile ters düşmeye başladıktan sonra abd yeni bir kukla arayışı içine girdi: kılıçdaroğlu.

yani kılıçdaroğlu’nun aday olma planı yeni değil. bunu cepte tutalım. ama gelin görün ki, tek başına rte’nin karşısında durmasının imkanı yok, bu nedenle iyi parti ile koalisyon kurmak durumunda kaldı. masaya 4 parti daha ekleyip er ya da geç akşener’i ikna etmeyi planlıyordu. deprem olayı ise ona bu fırsatı sundu. akp’den yaprak gibi dökülen oylar, iyi parti ile chp’ye düştü. işte kılıçdaroğlu bu aşamada, kazanma şansının yüksek olduğunu farketti. gelelim akşener’e. herkes onun kaprisi falan derken asıl kaprisi olan kılıçdaroğlu. akşener haklı olarak halkın yeni bir kan istediğinin farkındaydı. bu nedenle yavaş ile imamoğlu konusunda diretti. biliyordu ki , kılıçdaroğlu aday olursa akp’den oy kayması olmaz ama yavaş’a mutlaka mhp ve akp’den oy kayar. aslında kadın mantıklı düşündü ve haklıydı. ama zamanlaması yanlıştı. bu konuyu koalisyonun en başında konuşmaları gerekirdi; seçime bir ay kala değil.

kılıçdar’ı da nereye havale ederim bilmiyorum. onun kibiri yüzünden bir 4 yıl daha bu adamlara katlanırsak, evrenin tüm laneti üzerine olsun.

evdeki hesabı çarşıya uymayan akşener'ın dönüşü. kim bu kadar gazlamıştı kendisini muamma. nasılsa imamoğlu ve ya yavaş'tan birisi muhakkak kazanır, ben de bunun mimarı olarak yeni sistemde en önemli koltuk ve koltukları alırım düşüncesi elinde patladı. yoksa bu düşüncesini kapalı kapılar ardında, makul konuşmalarla belirtebilirdi. ama o çıkıp bangır bangır masaya rest çekip, ayrılmayı tercih etti. sonuçta yalnız kalınca, döndü dolaştı laflarını yedi.
ne diyim, siyaset zaten pis iş, bu dönemden sonra biraz olsun temizlenmesini temenni ediyorum. bunu da bir zahmet birileri idrak etse iyi olur.

masaya yeni bir öneride bulunan ve bunu kabul ettiren, özetle haklı çıkan kadının dediğini yapmasıdır*. mansur yavaş ve ekrem imamoğlu'nun cumhurbaşkanı yardımcısı yapılmasına karar verildi, bu da iyi parti'nin yeni önerisiydi ve masa kabul etti. bundan sonra yapılması gereken bu hafta sonu yaşananın üstüne gitmemek, seçim dönemi başladığında da miting yapan kılıçdaroğlu'nun ekrem imamoğlu ve mansur yavaş ile birlikte hareket etmesidir. hatta bu isimler kılıçdaroğlu'nun adaylığını anlatmak ve kuvvetlendirmek için miting de yapabilirler. ha keşke direkt bu iki isimden birisi aday olsaydı, ancak şu anda gelinen durum da gayet iyi bir durum.

bi öleceğim günü bilmiyorum.
yildiz icine cuma bir sey yazmistim.
#2449834

#2454458

güzel bir analiz genel itibarıyla ama birkaç noktadan bahsetmem gerekiyor.

1.si, kılıçdaroğlu'nun aday olacağı net olsaydı akşener önceden bu çıkışı yapardı zaten herhalde. akşener altını çizerek söyledi, halkı gezdik, tüm anket şirketleriyle çalıştık ve hepsinde imamoğlu ve yavaş'ın daha fazla oy potansiyeli olduğu ortaya çıktı dedi. demek ki bu süreçte akılcı bir yaklaşımla masasını ikna etmeye çalışmış kendisi, veri de toplayarak. ayrıca deprem gündemi oldu. futbol ligleri bile daha yeni başladı. akşener'in çıkışının zamanlaması bana göre çok da "oha"lık bir şey değil. koalisyonun en başında ne konuştuklarını da bilmiyoruz. ne konuştuklarını halka taşımadılar. belki de akşener her zaman bu görüşteydi. toplantılarda iki taraf da birbirini ikna etmeye çalıştı.

2.si, 6'lı masanın adayını bu kadar geç açıklaması asıl sorun değil mi? bu neden unutuldu akşener'in çıkışından sonra? yıpranmaması için geç açıklayacaklarmış. eh, dediğiniz gibi daha baştan belliydiyse kk'nin aday olacağı, kim yıpranacaktı? kk mi? güldürmeyin beni. adam negatiflikle besleniyor. mansur yavaş da yıpranmazdı. oturaklı bir adam ve gerekmedikçe kimseye cevap vermez. imamoğlu yıpranabilirdi gerçekten zira o daha genç ve biraz fevri birisi. ek olarak, akşener aylar önce, "kılıçdaroğlu aday olacak ve biz bu yüzden masadan ayrılıyoruz." deseydi, bu 6'lı masanın son anda aday çıkarma veya adayını duyurma stratejisine ihanet olmaz mıydı?

3.sü, kk, "masadan bir parti bile aday olmamı istemezse olmam." demiş. bir parti istemedi işte. neden oluyor? üstelik bu parti, %1-2 oy potansiyeli olanlardan biri de değil. chp'ye nispeten yakın oy potansiyeli olan bir parti.

son olarak, ne 4 yılı... rte bu seçimi kazanırsa en iyi ihtimalle 100 sene ülke neo-osmanlıcılık mahiyetinde (veya benzeri) bir rejimle yönetilir. darbe falan olmazsa elbette. benim tahminim en az 300 sene hatta. rte'nin torunları veya istediği kişi geçer sonra başa ve bu böyle devam eder.

çok kritik bir seçim bizi bekliyor. rte'nin kaybetme ihtimalini daha fazla görüyorum. umarım haklı çıkarım.

hiç iyi işler yapmıyorsun meral hiç! akp'yi ipten alma sırası sende anlaşılan, erdoğan'ın ekmeğine bal kaymak sürüyorsun meral. ayrıca 2 gün evvel belediye başkanlarına yaptığın aynı zamanda bir hizip çağrısıydı. iyip'e kayyum atanmalı, meral akşener'e de ömür boyu siyaset yasağı getirilmeli.