kleptomani

çalma hastalığıdır.

kişinin ihtiyacı olmayan ve çoğunlukla fazla maddi bir değeri olmayan şeyleri çalmaya duyduğu, önlenmesi güç bir istektir.

bununla ilgili bir anım vardır. yengemin ailesi kleptomanyaktı. tabi teşhis konulmamış çünkü muhafazakar bir aileydi, kendilerine konduramıyorlardı. yengemin kuzeniyle oynarken çocuk oyuncağımı çaldı. sonra babaannem fark etti hemen oyuncağı geri verdi. bu daha başlangıç ama. yengem misafirliğe geldiğinde altınlarımız çalındı. annem tabi şok oldu, kapılara falan baktık zorlama var mı diye, allah allah kapılar turp gibi. mutlaka içerden biri çalmış olmalı. evdeki tek şüpheli babam, babaannem ve ben. bir de yengem... sonra yengem bir anda ağlamaya başladı... ben o anda itiraf edecek sandım ama yok... maddi durumları da kötü değil bu arada sadece zevk için çalıyorlar. ben hala o altınlara yanarım...

hani arkadaş ortamında 3 liralık çakmak ışık hızında kaybolur ya, heh işte onu hacılayan kişi:)

çalma dürtüsüne karşı koyamama ile karakterize dürtü denetim bozukluğudur.
kişi eylemin yanlış ve zararlı olduğunun farkındadır ancak yine de yapar.
genellikle değersiz şeyler olmakla beraber psikiyatrik bir rahatsızlıktır, tedavi edilmelidir.

sadakatsizdeki ali'nin rahatsızlığı.

kişisel kullanım için ya da parasal değeri açısından gereksinilmeyen nesneleri çalma dürtülerine karşı, yineler biçimde karşı koyamama durumudur. kişide çalma işlemi öncesi gerginlik görülürken çalma anında ise haz alma ve rahatlama görülür.

yerli dizi ve filmlerde özellikle zengin çocuklarında sık sık rastlanır.

torrentçı tayfanın müzdarip olduğu psikolojik rahatsızlık. umarım iyileşirler ve bizler gibi dijital ürünlerin de çalınmaması gerektiği kanısına varırlar.

(bkz: winona ryder)'in bir dönem yaşadığı hastalık çeşidi.

genelde gereksiz ve işlerine yaramayacak türde şeyler çalarlar. ilgimi çeken bir hastalıktır.

çalma hastalığı olarak bilinen bir akıl hastalığıdır. bu hastalığa sahip olan kişilere kleptoman adı verilmiştir.

kleptoman bireylere hırsız demek yanlış olur çünkü hırsızlar plan yaparak hareket ederler, kleptomanlar iste dürtüleriyle hareket edip sonrasında vicdan azabı ve yakalanma korkusuyla karşı karşıya kalırlar ve aldıkları eşyayı hemen geri verme düşüncesine kapılırlar.

çalma hastalığındaki kişiler aldıkları eşyaları çoğunlukla satın alabilecek güçte insanlardır, bunu yaparken hissettikleri şey psikolojik olarak rahatlamaktır bu da antidepresan etkisiyle eşittir.

son zamanlarda gülseren budayıcıoğlu romanlarından uyarlanan gerçek hikayeleri ele alan kırmızı oda dizisi şu an süveyda adlı kleptoman karaketerini ele alıyor, süveyda çocukken başından geçen kötü bir olay sonucunda kleptomani hastalığına yakalanmış ve bunun sonucunda kendi dünyasında bir alma-verme yani ihtiyacı olmayan değeri bulunmayan ekonomik olarak kolayca alabileceği eşyaları çalıp ihtiyacı olanlara veya sevdiği insanlara verip onları mutlu etme dürtüsüyle bir nevi kendini de rahatlatıyor, mesela birini üzdüğünde ona hediyeler vererek kendini affettireceğini düşünüyor çünkü çocukken ona böyle öğretilmiş. aslına bakarsak genetik olmayan çoğu ruh hastalığı da geçmişimize dayanıyor. süveyda’nın hikayesi de bunlardan sadece birisi.

gereksinim hissetmediği halde bir takım nesneleri çalma şeklinde ortaya çıkan bir hastalık. normalde dürtü kontrolü bozukluğu olan bir araklama hastalığıdır. hastalığa sahip olan kleptomanların bazısı çaldığını biriktirir, bazısı çaldığını başka birine verir, bazısı da çaldığı nesneyi tekrar götürüp yerine bırakır.

kişinin gereksinim duymadığı halde (aldığı/çaldığı şeyin parasal değerinden bağımsız bir şekilde) dürtülerini kontrol edemeden bir şeyleri izinsiz veya parasız alması durumudur. bu kişiler kendilerini hırsız olarak tanımlamazlar. neden yaptığımı bilmiyorum ama yaptıktan sonra beni çok rahatlatıyor, aslında çaldıklarımın hiçbir değeri yok hepsi ıvır zıvır, abur cubur gibi şeyler şeklinde savunurlar kendilerini. bu tip dürtüsel problemler kleptomaniyi gösterir. yani aslında şöyle bir döngü içine giriyorlar: ilkin ihtiyaç duymadığı herhangi bir nesneyi çalmaya dair yoğun bir istek duyuyorlar ve çalmaya yönelik bir gerilim hissediyorlar. o duygudan dolayı fazlasıyla gerildikleri için çalıp rahatlıyorlar. *

kleptomanlar ile hırsızlar arasında fark vardır. evet belki hırsızlık da bir çalma hastalığı ancak bu iki kavram arasındaki en temel ayrım şudur. hırsız önceden plan yapar ve bir ihtiyaç doğrultusunda çalar. çalacağı şeyin maddi değeri yüksektir. kleptomanın ise çalacağı şeyin yüksek maddi değeri yoktur. * zaten onu satın alabilecek gücü vardır. o şeyi çaldıktan sonra çöpe atabilir, sahibine iade edebilir veya başkasına hediye edebilir. asla kendisi için kullanmaz.

kleptomani genellikle tek başına görülmez. depresyon, takıntılar, okb, alkol-uyuşturucu kullanımı, cinsel işlev bozuklukları, diğer kişilik bozuklukları, yeme bozuklukları ve disosiyatif bozukluklar ile birlikte başlar. madde kullanımı, yeme bozukluğu, cinsel işlev bozukluğu gibi bozukluklarla beraber görülmesinin en temel sebebi bu tür şeylerin beynin haz bölgesini uyarmasıdır.*

son yıllarda salgın gibi yayılan bir hastalık.

ihtiyacın olmadığı halde çalmak ve kendini durduramamak anlamına gelen rahatsızlık.



buradan