#netflix dizisi
2022 yılında netflix platformunda yayınlanan distopik internet dizisi. konuşma yoluyla zihinden zihine bulaşan delilik salgını insanlığı etkisi altına alacaktır. bu tehlikeli ve gizemli hastalığın bulaşmadığı tek kişi eski bir dil bilimcidir. zalim bir kurum bu dil bilimcinin peşine düşer. imdb: 7.2
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "nikimyok" tarafından 02.12.2022 21:30 tarihinde açılmıştır.
1.
2 aralık 2022 (bugün ) yayımlanan, yönetmenliğini mert baykal ve umur turagay'ın yaptığıı bir netflix dizisi. senaryo mert baykal, müjgan ferhan şensoy, zafer külünk ve gökhan şeker tarafında yazılmıştır. başrollerinde osman sonant, hazal subaşı ve şevket çoruh yer almaktadır. distopik ve macera türündeki bu dizi sesle bulaşan abuklama olarak halk arasında tabir edilen bir hastalığa karşı dayanıklı olan murat ın başından geçen maceralar üzerine kurgulanmıştır. şevket çoruh dizide smk da görevli anton rolündedir.
fragman:
ikinci bölümdeyim. beğendim diziyi…
fragman:
ikinci bölümdeyim. beğendim diziyi…
devamını gör...
2.
(bkz: osman sonant)'ın her dizisini izlediğim gibi bunu da izledim. hırsız yavuz'um benim :)
çok hoşuma gitti. güzeldi.
çok hoşuma gitti. güzeldi.
devamını gör...
3.
konuşma yoluyla bulaşan bir hastalığın dünyayı felakete sürüklediğini anlatan türk yapımı distopya dizisidir.
daha birinci bölümdeyim ve genel anlamda beğendim.
oyunculuklar gayet güzel, dekor ve sahne tasarımlar yeterli gibi ama daha da geliştirilmesi lazım. cgı daha geliştirilmeli gibi geldi. yönetmenlik fena değil. kamera açıları temiz ve işlevini yerine getiriyor. biraz temposu yavaş gibi geldi ama ilk bölümden tam anlaşılamayacağı için hızlanır belki diyorum. müzikler akılda kalıcı değil ama distopya temasıyla uyumlu ve işlerini yerine getiriyorlar. merak edenlere tavsiye edebilirim.
daha birinci bölümdeyim ve genel anlamda beğendim.
oyunculuklar gayet güzel, dekor ve sahne tasarımlar yeterli gibi ama daha da geliştirilmesi lazım. cgı daha geliştirilmeli gibi geldi. yönetmenlik fena değil. kamera açıları temiz ve işlevini yerine getiriyor. biraz temposu yavaş gibi geldi ama ilk bölümden tam anlaşılamayacağı için hızlanır belki diyorum. müzikler akılda kalıcı değil ama distopya temasıyla uyumlu ve işlerini yerine getiriyorlar. merak edenlere tavsiye edebilirim.
devamını gör...
4.
kadro çok iyi, senaryo ve kurgu da gayet güzel belli ki çok da özenilmiş ama ilerlemedi bende nedense. ikinci bölümde bir süre sonra bıraktım. distopik yapımlardaki o kasvet hali çok çabuk sıkılmaya sebep oluyor bende. bu tarzı sevenler için güzel kadro, güzel senaryo.
devamını gör...
5.
şuana kadar tr de yapılmış en bütçeli dizilerden birisi. top 1-2 de çok rahat. oyuncu kadrosu aşırı iyi. 2 bölümde toplam 10 dakikalık bir rol için bile figüran kullanmak ietememişler. pek çok dizi ve kitabın uyarlaması yapılmış. dizinin ana içeriği the walking dead’den alınmış. yaşam biçimleri cyberpunk 2077 den alınmış. günlük yaşam koşulları 1984 kitabından alınmış ve karma şekilde senaryo yazılmış. çok başarılı. böyle şeyler standartı yükseltiyor. umarım gittikçe çoğalır. globalde ses getireceğine eminim.
devamını gör...
6.
izlediğim en iyi türk yapımı netflix serisi sanırım budur. kimi noktalarda hikaye saçmalaşsa da zaten konu "abuklamak" içerdiği için kendi içinde tutarlılık barındırıyor. sinematik olarak sahneler çok iyi, efektler de keza. izlenir. kendisini bir şekilde izlettiriyor.
devamını gör...
7.
kuzuların sessizliği'ndeki anthony hopkins'in yan sanayisi olarak haluk bilginer, arka sokaklar'dan mesut komiser, 8 bölümde 4 kelime söyleyerek kaç para aldığını merak ettiğim yetkin dikinciler gibi birçok ünlüyü içeren ilk türk distopya dizisi. baştan belirteyim 2. sezonunu beklemiyorum. kovid karantinasının sağladığı fikir uçuşmalarıyla agzı kapattık, gözü de kapatanı çektiler(bkz: bird box) biz de kulakları kapatalım ağa demişler. coptur, ablukadır, tek adamlıktır, güç için kaostan beslenmektir gibi doneleri görmemek için ajansları takip etmiyoruz hemşerim dizide buna boğmak nedir? dizi akmıyor, sorulara cevap vermiyor. soruların cevabı senaristte yok gibi kervan yolda düzülür mantığıyla hele bir 2. sezona onay alalım da bakarız denilmiş gibi.
devamını gör...
8.
siz bu kardeşinize güvenin vaktinizi heba etmeyin
hiçbir şey anlatmayan boş beleş vakit kaybı dizidir.. övenler belli ki hayatında başka bir dizi izlememiş.
türk edebiyatı ve dizi sektörü için her zaman geçerli olan yorumumu yapayım: "bir s.. anlatamıyoruz, o halde abuk bir konu bulalım, oradan kazanırız ve mümkün mertebe anlaşılmaz olmaya çalışıp saçmalayalım" kafası. marjinal olacağım diye bok püsür doldu her yer. basitçe ne anlattığın değil nasıl anlattığın dedik her zaman, dinletemedik. çok gömerim de değmez aga iyi geceler
hiçbir şey anlatmayan boş beleş vakit kaybı dizidir.. övenler belli ki hayatında başka bir dizi izlememiş.
türk edebiyatı ve dizi sektörü için her zaman geçerli olan yorumumu yapayım: "bir s.. anlatamıyoruz, o halde abuk bir konu bulalım, oradan kazanırız ve mümkün mertebe anlaşılmaz olmaya çalışıp saçmalayalım" kafası. marjinal olacağım diye bok püsür doldu her yer. basitçe ne anlattığın değil nasıl anlattığın dedik her zaman, dinletemedik. çok gömerim de değmez aga iyi geceler
devamını gör...
9.
haluk bilginer'i nereye koyarsanız koyun ben izlerim.
senaryodaki bazı anlatım bozuklukları hariç güzel bir dizi olmuş.
anlatım bozukluğu olarak gördüğüm üstün körülük belki de yeni punk falandır, fazla kurcalamayayım, izleyin bence.
senaryodaki bazı anlatım bozuklukları hariç güzel bir dizi olmuş.
anlatım bozukluğu olarak gördüğüm üstün körülük belki de yeni punk falandır, fazla kurcalamayayım, izleyin bence.
devamını gör...
10.
vize haftam da olmama rağmen haluk bilginer'in olduğu bir proje dediler ... e dediler 3 yıldır sayısız görsel efekt uzmanıyla çalıştık ,,, biraz daha uzattılar dark dizisinin renkcisinide aldık getirdik , oturttuk işin başına dedim tamam izlerim ben bunu ..
7.bölüm bitti sezonun son bölümünü izlemek için akşamı bekliyorum.
türk dizi standartlarının üstünde olmuş açıkçası , en azından konu bir farkli abii aynı şeyleri sokmadılar gözümüze ...
ufak tefek eksikleri var tabi ama başlamaya engel değil , daha çok bu şekilde farklı dizi görürüz umarım .
rehberde sevmediğim "bu salak ararsa kesin saçmalar " dediğim herkesi
" dikkat abuk arıyor " diye kaydedeceğim , arada kardeşime " abuk abuk konuşma" falan da diyorum etkisine girdim yani şimdiden ...
bir süre sonra hasta insanlara abuk denmesi,
kulağı asla tırmalamıyor ,. ılk başta beni
biraz kıkırdatmıştı ...
düzenleme ; hoppa biliyorum mantı yorum yapsın diye bekliyordunuz izledim geldim ...
haluk ve murat beraberliğini gördüğüme o kadar çok sevindim ki ... 6.seviye olan haluk un abuk gücünü kullanabilmesi ve mantıklı düşünüyor olması çok iyi ,, ve kulaklığa rağmen smk yi abuklatması..... çok sevdim ya . şule karakterini başından beri hiç sevemedim ,, ve tabiki kötü biri çıktı.
bütün patlaması gereken ve seyirciyi etkilemesi gereken son bölüm çok hızlı geçiştirilmiş ,, çok daha fazla olay olabilirdi ,, ölen çocuğa ağlayıp milletin artık sıcak kafa yı desteklemesi arasında 10 dakika var gibi ama 1 saat geçmiş ... 2.sezon da umarım düzelir
yukarıda birilerini okudum beğenenlere bok attığını gördüm* sizin bu ülkede yapılan herşeyi kötüleyip aşırı bilgili ve zamanını çok "kaliteli" değerlendiriyor maskeniz ne zaman düşer hocam tahminen ?
gerçekten bir bitmediniz ya ,, ülkede zaten bu gibi emek içeren yapımlar çok az yapılıyor ,, her yerde farklı olsun diye ağlayıp , yapılanı itin götüne sokup yabancı dizilerin götünü yalamayı kesin artık ...
herkesin kendi düşüncesi tabiki ama ilk bölümün yarım saati , eleştiri için oldukça az bir süre sonuçta .. yapıcı eleştiri neyse de taraflı eleştiriye katlanamıyorum .
aman neyse gününüz geceniz güzel geçsin.
7.bölüm bitti sezonun son bölümünü izlemek için akşamı bekliyorum.
türk dizi standartlarının üstünde olmuş açıkçası , en azından konu bir farkli abii aynı şeyleri sokmadılar gözümüze ...
ufak tefek eksikleri var tabi ama başlamaya engel değil , daha çok bu şekilde farklı dizi görürüz umarım .
rehberde sevmediğim "bu salak ararsa kesin saçmalar " dediğim herkesi
" dikkat abuk arıyor " diye kaydedeceğim , arada kardeşime " abuk abuk konuşma" falan da diyorum etkisine girdim yani şimdiden ...
bir süre sonra hasta insanlara abuk denmesi,
kulağı asla tırmalamıyor ,. ılk başta beni
biraz kıkırdatmıştı ...
düzenleme ; hoppa biliyorum mantı yorum yapsın diye bekliyordunuz izledim geldim ...
haluk ve murat beraberliğini gördüğüme o kadar çok sevindim ki ... 6.seviye olan haluk un abuk gücünü kullanabilmesi ve mantıklı düşünüyor olması çok iyi ,, ve kulaklığa rağmen smk yi abuklatması..... çok sevdim ya . şule karakterini başından beri hiç sevemedim ,, ve tabiki kötü biri çıktı.
bütün patlaması gereken ve seyirciyi etkilemesi gereken son bölüm çok hızlı geçiştirilmiş ,, çok daha fazla olay olabilirdi ,, ölen çocuğa ağlayıp milletin artık sıcak kafa yı desteklemesi arasında 10 dakika var gibi ama 1 saat geçmiş ... 2.sezon da umarım düzelir
yukarıda birilerini okudum beğenenlere bok attığını gördüm* sizin bu ülkede yapılan herşeyi kötüleyip aşırı bilgili ve zamanını çok "kaliteli" değerlendiriyor maskeniz ne zaman düşer hocam tahminen ?
gerçekten bir bitmediniz ya ,, ülkede zaten bu gibi emek içeren yapımlar çok az yapılıyor ,, her yerde farklı olsun diye ağlayıp , yapılanı itin götüne sokup yabancı dizilerin götünü yalamayı kesin artık ...
herkesin kendi düşüncesi tabiki ama ilk bölümün yarım saati , eleştiri için oldukça az bir süre sonuçta .. yapıcı eleştiri neyse de taraflı eleştiriye katlanamıyorum .
aman neyse gününüz geceniz güzel geçsin.
devamını gör...
11.
oyuncular güzel, oyunculukları da güzel. bizim evrenimizde
gerçeğe pek yakın olmayan alternatif bir evrende dünyada ve türkiyede yaşanan bir hikaye.
duygusallık yanını yüksek buldum.
ahlaki değerleri sorgulatan bir yanı var.
izleyice “ben olsam ne yapardım?” diye de düşündürüyor.
baş rol oyuncusu ahlaki açıdan oldukça iyi kararlar veriyor. bunun sebebi yeteneğine güvenmesi, önceki yaşamından tecrübeler ve bir de aşık olması var.
insan mükemmel değildir ve hatalar yapar gerçeği ile baş karakter yanlış bir düşünce içindeyken sonradan yapması gerektiği şeyi yapma yoluna giriyor ki serinin son bölümünde ancak görüyoruz bunu.
zaten çok olmayan aksiyon kısımları beni çok etkilemedi. görsel efektler iyi gibi geldi. hollywood’daki gibi çok tecrübeli olmasak da bence dünya geneline hitap edebilecek bir seri olur diyorum. iyi seyirler.
gerçeğe pek yakın olmayan alternatif bir evrende dünyada ve türkiyede yaşanan bir hikaye.
duygusallık yanını yüksek buldum.
ahlaki değerleri sorgulatan bir yanı var.
izleyice “ben olsam ne yapardım?” diye de düşündürüyor.
baş rol oyuncusu ahlaki açıdan oldukça iyi kararlar veriyor. bunun sebebi yeteneğine güvenmesi, önceki yaşamından tecrübeler ve bir de aşık olması var.
insan mükemmel değildir ve hatalar yapar gerçeği ile baş karakter yanlış bir düşünce içindeyken sonradan yapması gerektiği şeyi yapma yoluna giriyor ki serinin son bölümünde ancak görüyoruz bunu.
zaten çok olmayan aksiyon kısımları beni çok etkilemedi. görsel efektler iyi gibi geldi. hollywood’daki gibi çok tecrübeli olmasak da bence dünya geneline hitap edebilecek bir seri olur diyorum. iyi seyirler.
devamını gör...
12.
türkiyenin ilk distopya dizisi sloganıyla yola çıktı.
yağışıklı, yetenekli ve gülümsemesi çok güzel olan eskilerin yavuz abisi osman sonant'a bir metro duvarında, durakta, yolda, orada burada denk gelebilir, yerim ben senin sıfatı eşgalini diyebilirsiniz. dikkatimi bir distopya sever olarak dizinin türü çekse bile başrolün osman sonant olması izlemem için en büyük etkenlerden biri oldu. murat sivayus karakteriyle sonant'ı ilk defa böyle bir rolde gördüm. genelde performans sanatçısı * olan oyuncu ilk defa bu kadar durağan ve mimiksiz bir roldeydi. kariyerinde yine çıtayı yükseltiğini düşünüyorum. bunda daha önce yine birlikte çalıştığı yönetmen mert baykal ile uyumununda katkısı vardır elbet. fi (dizi) sindeki smk yine bu dizide de karşımıza çıktı. acayip rastlantı.
abuklama hastalığı oldukça yaratıcı bir fikir. dizinin çekim zamanının pandemiye denk gelmesi, istanbul sokaklarının en boş zamanını yakalamaları güzel bir tesadüf olmuş. biz karantinadayken onlar başka bir karantinayı anlatmaya çalışmışlar. ama tabii ki anlattıkları daha feci.
ben anlattıkları distopyanın dünyasına girebildim. senaryo saçma değildi ama çok yerli yerinde de değildi. haluk bilginer'in rolü mesala çok arada kaldı. sanki bakın haluk bilginer de oynuyor denilmesini istemişler. karakterin gerçekten bir esprisi yoktu. son ana kadar bir şey bekledim ama boştu. *
oyunculuktan değil polislikten emekli olacağını düşündüğüm şevket çoruh profesyonelleşmiş rolü ile yine muazzamdı. kendisini tehlike anında görsem oyuncu olduğunu unutur güvenli bölgedemiyiz abi diye sorarım. öyle babayiğit bir adam gözümde şevket baba.*
kubilay tunçer'in ölü ruhu serpiştirilmiş haliyle ulusa sesleniş konuşmaları, smk nın askerleri acayip sinir bozucuydu. görüntüler, renkler çok başarılıydı.
başka bir dünya ile buluştuk. umarım şu klasik sıkıcı aşk dizilerinden çok distopyalara ve bilim kurgulara ağırlık veririz.
benim beklentimi karşılayan bir dizi oldu. değişik işler görmek istiyoruz artık bu diziye de epey emek verilmiş. ben devamını beklerim açıkcası.. sonuda devamı gelecek merak etme der gibiydi..
yağışıklı, yetenekli ve gülümsemesi çok güzel olan eskilerin yavuz abisi osman sonant'a bir metro duvarında, durakta, yolda, orada burada denk gelebilir, yerim ben senin sıfatı eşgalini diyebilirsiniz. dikkatimi bir distopya sever olarak dizinin türü çekse bile başrolün osman sonant olması izlemem için en büyük etkenlerden biri oldu. murat sivayus karakteriyle sonant'ı ilk defa böyle bir rolde gördüm. genelde performans sanatçısı * olan oyuncu ilk defa bu kadar durağan ve mimiksiz bir roldeydi. kariyerinde yine çıtayı yükseltiğini düşünüyorum. bunda daha önce yine birlikte çalıştığı yönetmen mert baykal ile uyumununda katkısı vardır elbet. fi (dizi) sindeki smk yine bu dizide de karşımıza çıktı. acayip rastlantı.
abuklama hastalığı oldukça yaratıcı bir fikir. dizinin çekim zamanının pandemiye denk gelmesi, istanbul sokaklarının en boş zamanını yakalamaları güzel bir tesadüf olmuş. biz karantinadayken onlar başka bir karantinayı anlatmaya çalışmışlar. ama tabii ki anlattıkları daha feci.
ben anlattıkları distopyanın dünyasına girebildim. senaryo saçma değildi ama çok yerli yerinde de değildi. haluk bilginer'in rolü mesala çok arada kaldı. sanki bakın haluk bilginer de oynuyor denilmesini istemişler. karakterin gerçekten bir esprisi yoktu. son ana kadar bir şey bekledim ama boştu. *
oyunculuktan değil polislikten emekli olacağını düşündüğüm şevket çoruh profesyonelleşmiş rolü ile yine muazzamdı. kendisini tehlike anında görsem oyuncu olduğunu unutur güvenli bölgedemiyiz abi diye sorarım. öyle babayiğit bir adam gözümde şevket baba.*
kubilay tunçer'in ölü ruhu serpiştirilmiş haliyle ulusa sesleniş konuşmaları, smk nın askerleri acayip sinir bozucuydu. görüntüler, renkler çok başarılıydı.
başka bir dünya ile buluştuk. umarım şu klasik sıkıcı aşk dizilerinden çok distopyalara ve bilim kurgulara ağırlık veririz.
benim beklentimi karşılayan bir dizi oldu. değişik işler görmek istiyoruz artık bu diziye de epey emek verilmiş. ben devamını beklerim açıkcası.. sonuda devamı gelecek merak etme der gibiydi..
devamını gör...
13.
14.
ay kimse kusura bakmasın türkler bi' şeyi gavurlardan 500 sene sonra yapıyor diye, "ay sonunda biz de yaptık yihuu" gibi hislere kapılamayacağım. saçma sapan bi şey olmuş. abuklama nedir ya? abuklama dizinin tamamı kimse kusura bakmasın fkksld. fikir güzel de, kaldı ki bu söz virüstür muhabbetini william s. burroughs da işledi chuck palahniuk da bahsediyodu. ikisini de detaylı hatırlayamıyorum tabi. neyse yani güzel fikir. güzel olduğunu keşfeden de biz değiliz. ama sorarım neden bu kadar abuk ve özensiz işlediniz bunu?
mekanlara, atmosfere baksanıza, özensiz. kostümler özensiz. oluşturulan evren de özensiz. her şey inanılmaz özensiz.
ilker canikligil bi vidyosunda şey diyodu, ki çok mantıklı: "bilim kurguyu en iyi bilim üreten ülkeler yapar." türklerin böyle bi distopya için de kasmasına gerek yok, ülkenin normal halini isveçliye norveçliye distopya diye izletirsin zaten.*
mekanlara, atmosfere baksanıza, özensiz. kostümler özensiz. oluşturulan evren de özensiz. her şey inanılmaz özensiz.
ilker canikligil bi vidyosunda şey diyodu, ki çok mantıklı: "bilim kurguyu en iyi bilim üreten ülkeler yapar." türklerin böyle bi distopya için de kasmasına gerek yok, ülkenin normal halini isveçliye norveçliye distopya diye izletirsin zaten.*
devamını gör...
15.
mükemmel değil elbette ancak gayet güzel olmuş dizidir. b.klayanları da anlamıyorum kaç tane distopik dizi gördünüz türk tarihinde? farklı bir şey denenmiş ve evet olmuş. olmayınca böyle dizimiz yok diyorlar, biz beceremeyiz diyorlar yapılınca da zaten yabancılar daha iyisini seneler evvel çekti bu ne ki diyorlar. lan siz ne istiyorsunuz? televizyonda abuk subuk binincisi çekilen töreli intikamlı dizi izleyeceğime ilk kez yapılan ve büyük oranda da güzel olan bu abuklu diziyi izlerim. abuklamak ve kulaktan kulağa yayılarak abuklamanın salgın haline gelmesi fikri gerçekten ilginç bir fikir. dizidekilerin kulaklık olmadan dışarı çıkamaması bana maskesiz dışarı adım atamadığımız günleri anımsattı.
murat soner'in eleştirilerini izlemekten çok keyif alıyorum ancak bu diziyi eleştirmesinde haklı olduğu kadar haklı olmadığı yanlar da vardı. örneğin ''abuklamak'' kelimesine çok takılmış. bu kelime yerine farklı bir kelimenin kullanılabileceğini söylemiş ama bana göre gayet yerinde olmuş. ki bu dizi bir kitap uyarlaması olduğu için orijinalini bozmamaları daha çok hoşuma gitti. bu görüşüne katılmadığımı söyleyebilirim.
klişe sahneler yok muydu? vardı. gereksiz duygusallık var mıydı? evet o da vardı. mantık dışı olaylar da vardı bana göre. fakat henüz tam anlamıyla atlatamadığımız pandemi ve salgın süreci de bu diziyi beğenmemde ve karakterlerle empati kurabilmemde yardımcı oldu. dizinin genel olarak anlattığı şeyler anlayana anlamlıydı, oyunculuklar iyiydi. haluk bilginer'e 3 cümle söylettiler dizi boyunca adam gene karizmaydı ne diyim haluk abi bakışınla bile oynamışsın.*
murat soner'in eleştirilerini izlemekten çok keyif alıyorum ancak bu diziyi eleştirmesinde haklı olduğu kadar haklı olmadığı yanlar da vardı. örneğin ''abuklamak'' kelimesine çok takılmış. bu kelime yerine farklı bir kelimenin kullanılabileceğini söylemiş ama bana göre gayet yerinde olmuş. ki bu dizi bir kitap uyarlaması olduğu için orijinalini bozmamaları daha çok hoşuma gitti. bu görüşüne katılmadığımı söyleyebilirim.
klişe sahneler yok muydu? vardı. gereksiz duygusallık var mıydı? evet o da vardı. mantık dışı olaylar da vardı bana göre. fakat henüz tam anlamıyla atlatamadığımız pandemi ve salgın süreci de bu diziyi beğenmemde ve karakterlerle empati kurabilmemde yardımcı oldu. dizinin genel olarak anlattığı şeyler anlayana anlamlıydı, oyunculuklar iyiydi. haluk bilginer'e 3 cümle söylettiler dizi boyunca adam gene karizmaydı ne diyim haluk abi bakışınla bile oynamışsın.*
devamını gör...
16.
linç mi gelecek bilmem ama 15 dakika bile tahammül edemedim
belki de bende distopya anlayacak zeka yoktur, bilemedim. çok sıkıldım...
(bkz: bird box) u da sevmemiştim falan filan.
distopyalardan bir demet.
belki de bende distopya anlayacak zeka yoktur, bilemedim. çok sıkıldım...
(bkz: bird box) u da sevmemiştim falan filan.
distopyalardan bir demet.
devamını gör...
17.
2022'de yayınlanan ingilizce ismiyle hot skull kitaptan uyarlanan distopik bilim kurgu türk serisi.
baş karakter murat sivayuş, abuklama diye bilinen salgın hastalığa karşı üzerinde denemelere izin veren bir eski denektir.
bir süre saklanmaya çalışmasına rağmen ortaya çıkmaya karar verir.
arka sokaklar'ı izlememiş olanlar dahi bilirler, şevket çoruh orda da polis gibi görev alıp araştırmaya koyulur. ordaki adı anton.
ailesinden kırılma noktası yaşayan anton bu hastalığa karşı da gerçek çabaya koyulur. bu karakterimizi bulmaya çalışır ve ondan bir yardım istemeye koyulur.
ana karakterimizse bir başrol direnişçi kızla yanyana gelir. tabii bildiğimiz senaryolar olmazsa da dizi olmaz.
haluk bilginer'i de dizi sonlarında göreceksiniz. eğer gerçekten görmek istiyorsanız biraz beklemeniz lazım.
ana konu bakımından bird box'un ses versiyonu diyebilirsiniz.
birkaç ayrıntıyı da eklemedim. izleyecek olursa spoiler olur.
distopik istanbul görüntüsünü de görünce bir değişik geldi.
o da sürpriz olsun, görselini paylaşmayacağım.
benim bir ayar olduğum nokta ise ana karakterin sürekli işe yaramam şeyine, tribine girmesi, yani yapay gelen davranışları oldu. romantizm, duygusallık senaryo uzamaları olunca da next next yapılabilir.
ama iyi iş çıkarmışlar.
böyle böyle gelişir, gideriz.
baş karakter murat sivayuş, abuklama diye bilinen salgın hastalığa karşı üzerinde denemelere izin veren bir eski denektir.
bir süre saklanmaya çalışmasına rağmen ortaya çıkmaya karar verir.
arka sokaklar'ı izlememiş olanlar dahi bilirler, şevket çoruh orda da polis gibi görev alıp araştırmaya koyulur. ordaki adı anton.
ailesinden kırılma noktası yaşayan anton bu hastalığa karşı da gerçek çabaya koyulur. bu karakterimizi bulmaya çalışır ve ondan bir yardım istemeye koyulur.
ana karakterimizse bir başrol direnişçi kızla yanyana gelir. tabii bildiğimiz senaryolar olmazsa da dizi olmaz.
haluk bilginer'i de dizi sonlarında göreceksiniz. eğer gerçekten görmek istiyorsanız biraz beklemeniz lazım.
ana konu bakımından bird box'un ses versiyonu diyebilirsiniz.
birkaç ayrıntıyı da eklemedim. izleyecek olursa spoiler olur.
distopik istanbul görüntüsünü de görünce bir değişik geldi.
o da sürpriz olsun, görselini paylaşmayacağım.
benim bir ayar olduğum nokta ise ana karakterin sürekli işe yaramam şeyine, tribine girmesi, yani yapay gelen davranışları oldu. romantizm, duygusallık senaryo uzamaları olunca da next next yapılabilir.
ama iyi iş çıkarmışlar.
böyle böyle gelişir, gideriz.
devamını gör...
18.
dizi yarım kalınca hikayenin devamını romanı okuyarak öğrenmeyi ummuştum fakat dizi ile roman arasında çok farklar var. o nedenle, merakımı gidermiş sayılmam. bu dizinin devamı çekilsin.
devamını gör...
19.
afşin kum 'un aynı adlı romanından uyarlanan netflix yapımı dizi. dizinin konusu alışılmışın dışında bir salgın hastalığı ve bu hastalığın çevresinde yaşananları bilim kurgu havasında işliyor. kadrosunda
osman sonant haluk bilginer hazal subaşı şevket çoruh gibi oyuncular yer alıyor.
osman sonant haluk bilginer hazal subaşı şevket çoruh gibi oyuncular yer alıyor.
devamını gör...
20.
dürüst olmak gerekirse türklerin yaptığı en iyi filmerden diyebiliriz. ama tabii ki "abuklamak" sözcüğü... hadi tamam, kitapta bir hayal unsuru olarka kullanırsın, okuyucu çok da dikkat etmez ama filmde kullanınca bir garip olmuş.* onun dışında gerçekten güzel bir yapımdı. tabii eleştirisini murat soner abimizden izlemesem olmazdı. bu yapımı izledikten sonra mutlaka murat soner'den de izlemeniz lazım gelir.*
devamını gör...