lucian yazar profili

lucian kapak fotoğrafı
lucian profil fotoğrafı
rozet
karma: 1460 tanım: 192 başlık: 13 takipçi: 20

son tanımları


27 aralık 2026 istanbul kar yağışı

hiç boşa umut bağlanmaması gereken yağış. senelerdir kar topluyor hikayeleriyle yaşıyoruz. maalesef eski kışlar kalmadı. ısındı artık dünya. he, ama oldu ya yanıldık kar yağdı, tuttu. kar topu savaşının bir numarasına yazın beni. allah yarattı demem bilginiz olsun. *
devamını gör...

ne güzel istanbul be

işime gelmeyen şeyler olduğunda kullanımına başvurduğum bir ifade. özellikle de birileri kendilerine haksız bir şekilde menfaat sağlıyorsa o durumlarda daha bir tonlamalı, daha bir uzatmalı söylüyorum. bir ağız alışkanlığı olduğu gerçek. ifade de güzel ama şimdi. itiraf edelim.
devamını gör...

sadettin saran

soyadının hakkını veren iş insanı, kulüp başkanı. güzel sarıyormuş sayın başkan. o kadar güzel sarıyormuş ki, sunucu hanım efendiler etkisinden uzun süre çıkamıyormuş. maalesef savcılık makamı sayesinde 'suç' dışında öğrenmememiz gereken çok şey öğrendik. bunu tasvip etmiyorum.
devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

birleşmiş milletler barış elçisi olması gereken kişi.
devamını gör...

yeldeğirmeni

bana elimde olmadan hep cervantes'in don kişot kitabını hatırlatan buğday öğütme mekanı. nasıl bir bilinçaltı ise artık... sanıyorum 12 yaşındayım, kim olduğunu da hatırlamıyorum, biri bana bu kitabı okumam için epey baskı yaptı. zorlaya zorlaya hiç keyif almadan okudum. sırf bu sebeple olsa gerek kitap aklımdan çıkmıyor. hatta o dönemki baskısının kapak resmini aynı şekilde çizebilirim. keşke sevdiğim şeyleri de böyle net bir biçimde hatırlayabilsem. bu arada berbat bir kitap olduğunu söylemiş miydim?
devamını gör...

sadettin saran ile rümeysa cebeci'nin konuşma kayıtları

maalesef uyuşturucu ile ilgili olan kısmın dışında kalan kayıtları da içeren kayıtlardır.

insanların özel hayatları bu şekilde afişe edilmemeli diye düşünüyorum. suç işlendiyse suçla ilgili kısımları toplum elbette yargılasın. fakat mesajlaşmaların özel ve uyuşturucudan bağımsız olan kısımları keşke buzlasalardı. yakışık almamış.

kişisel verilerin ihlali dışında kalan kısımda ise kim olduklarına bakılmadan her suçlu elbette cezalandırılmalıdır. sadettin saran ilk ifadesinde uyuşturucu kullanmadığını kendinden emin şekilde ifade etmişti. ancak bu konuşmalardan anlaşılan iki ismin de net şekilde uyuşturucu kullandığıdır. kimsenin sözüne güven olmadığının vücut bulmuş halini yaşadığımız bir asrın içindeyiz malesef.
devamını gör...

var mısın arif

hayat bilgisi dizisinin nevi şahsına münhasır karakterlerinden biri. her koşulda iddiaya hazır olan ve biraz da gazla çalışan karakterimiz, dönem dizisine renk katmıştır.

dizinin karakterleri içinde afet güçverir, pikaçu kerem, amil bey, mennan, cumhur hoca, panzer emin, törpü yeliz, ortega sedat, barbie gamze gibi isimler yer almaktadır.

okul müdürü, çevirdiği dolapların karşısında her zaman afet güçverir'i bulur. ikilinin çekişmeleri ana olay örgülerinden olduğu gibi afet öğretmen'in, amil bey'in gönül meseleleri de sık sık izleyiciye sunulur. çocukların maceraları ise çoğunlukla genel geçer sahneleri oluşturmaktadır. dizi, her öğrencinin hayatı özelinde de bölümlere sahip olmuş ve onlara dair detaylar vermiştir.

dizi dört sezon sürme başarısı göstermiş sonrasında final yapmıştır. diziye dair ilginç bir anektoduda geçmemek gerek. hidayet hoca karakterini canlandıran atilla olgaç, bu dizinin senaryosunda yer alırken aynı anda dönemin efsane dizisi olan kurtlar vadisi dizisinde de kılıç karakterine hayat vermekteydi. iki alakasız karakteri başarıyla canlandıran atilla olgaç'ın oyunculuğunu da es geçmemek gerek.

bir başka ilginç bilgi de şudur ki, o dönem diziler 60 dakika olarak yayınlanıyordu. saatlerce saçma sapan bakışma sahneleri ve müziklerle doldurulmayan diziler izlenebiliyordu bu vesile ile. hey gidi günler.
devamını gör...

asgari ücret için bahis açan siteler

(bkz: var mısın arif)
devamını gör...

exten next olur mu sorunsalı

olmaz. denenmiş, görülmüştür on binlerce insan tarafından. he istisnalar yok mudur? evet var. ancak nihayetinde kaideyi bozmuyorlar.

insan kendisini ve yaşadıklarını tekrar etmiş oluyor sadece. hani türk sinemasında aynı senaryoyu başka oyuncularla yeniden çekip yaşatma hali var ya, aynı onun gibi. mesele bittiğinde ise 'göz göre göre nasıl bu hatayı yaptım? bile bile nasıl lades dedim? diye kendini daha ağır şekilde hırpalayabiliyor insan. öz saygının fazla darbe almasına sebep.

gerek yok. denedin olmadı zaten vakti zamanında. tekrar denemek hayatından çok önemli bir zamanın kaybı olduğu gibi daha fazla yara açmaya sebep olur. geçmiş geçmişte kalmalı, acısıyla, tatlısıyla...
devamını gör...

en güzel karadeniz yemeği

öyle tek atıp geçebileceğim bir konu değil malesef bu. biraz düşünürüm üzerine gayriihtiyari. bir defa mıhlama aklımı başımdan alır, o tartışmaya açık değil. ancak lahana sarması deyince de hıyanet içine düşmüş gibi hissedebilirim. öte yandan uzman bir el tarafından yapılmış pancar çorbası da kokusu ile beni benden edebilir. ya da şöyle enfes bir turşu kavurması... zihnim bulandı. yok yok mıhlama aşktır. kahvaltıda, öğle ya da akşam yemeğinde de hiç bıktırmadan yenebilir. evet oyumu adı gibi beni mıhlayan o sarı renkli, tereyağlı enfes lezzete veriyorum. son kararım
devamını gör...

şiirle kız tavlamak

şiir dediğin şey yazmak için yazılmaz ki amaca hizmet etsin. gönülden kopar gelir. tek bir kelimesi dahi dilden, kalemden dökülmez. kalbin şevki, muhabbeti ile peyda olur. hülasa; yazmak için yazılan, satır aralarında kelam benzerliği ile ortaya çıkan metne tav olan kız da şiirden anlamıyordur zaar. o sebeple tencere yuvarlanmış kapağını bulmuştur. hiçbir sorun yok.
devamını gör...

ela rümeysa cebeci

oytun erbaş ile birlikte gerçekleştirmiş olduğu bir programda uyuşturucu kullanımının hangi tahlillerde ne kadar süre ile ortaya konulabildiği konusu konuşulurken, saç testinde 3 ay boyunca pozitif sonuç alındığını öğrenince çok şaşıran spiker. hatta 'bu bütün çeşitler için geçerli mi?' diye de sormuştur.

bol makyaj, estetik ve seksi giyimle bu memlekette ünlü olmak, gündeme gelmek çok kolay. gerçi dünyada da durum pek farklı değil. belki kendisinden 40 kat eğitimli kimseler ise iş bulamıyor evde oturuyor.
devamını gör...

normal sözlük

reklam sözlük olarak güncellenmesi gereken mecra. elbette her oluşumun yaşaması için paraya ihtiyaç var. bunu anlıyoruz. ancak bu kadar abartmak da siteyi amacı dışına çıkardı. tanım okumak işkence haline geldi. yazmak da tabi.
devamını gör...

pizzanın kenarlarını yemeyen insan

duş alırken ihtiyacı olan sudan çok daha fazlasını israf eden insandır muhtemelen. çünkü kendi fikrine göre parasını ödüyordur ve bu durumda kimsenin ona karışmaya hakkı yoktur. parasını ödediği her şeyde dilediği gibi tasarruf etme hakkını kendinde görür. biraz acımasız oldu gibi değil mi? mâlesef değil. kısa vadede masum, evet ancak uzun vadede dünya için kayıpları azımsanmaz.

hemen örneklendireyim; küresel verilere göre, yıllık olarak 250 km³ temiz su, üretilen ama tüketilmeyen/israf edilen gıdaların üretiminde harcanıyor. dünya geneline bakılırsa yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiği ifade ediliyor.

dünyanın sınırlı kaynakları olduğunu pekâlâ hepimiz biliyoruz. şimdilik bu kaynaklar tükenmediği için kapitalizmin de geldiği noktayla birlikte sınırsızca tüketimimize devam ediyoruz. ancak bu sürdürülebilir değil. çünkü kirlettiğimiz, tükettiğimiz, yok ettiğimiz kaynakların etkisi ile çok da uzak olmayan bir zamanda, insan hayatı için ciddi olumsuzluklar ortaya çıkacak. bu açıdan bakılınca tek bir pirinç tanesinin bile kıymetli olduğunu ifade etmek yanlış olmaz. bir adet pirinç önemsiz görünebilir. fakat 90 milyon nüfusu olan bir ülkede kişi başı bir pirinç israf etmek genele baktığınızda 90 milyon adet pirinç eder ki; israfın boyutlarını ancak bu şekilde anlayabiliriz.

burada mübalağa ettiğim hiçbir şey yok. bu ilgi çekecek bir duyar da değil üstelik. salt gerçeklik. açık büfe yemekler, serpme kahvaltılar ve şuursuz alımlarla israf ettiğimiz o kadar çok şey var ki... su konusunda ciddi sıkıntı yaşayacak gibi duruyoruz. ders almazsak gıda da aynı şeyleri yaşamamız kaçınılmaz. afrika kıtasında açlıkla mücadele eden insanlar, bir hikaye ya da masal ya da film değil. tamamen gerçek. açlıkla mücadele eden insanların sayısı yüz milyonlar ile ifade ediliyor.

bir kilo etin üretimi için harcanan su toplamda 15 ton, bir kilo tavuk eti üretimi için bu rakam 5 tona yakın. bir kilo peynir için yine aşağı yukarı toplamda 5 ton su harcıyoruz. bu açıdan bakıldığında hiçbir şeyi israf etmemek ve dengeli bir tüketim için mecburuz. bu sebeplerle israf hem dünya hem de bir toplum için çok acımasız sonuçlar doğurabilir. elde imkan varken kıymet bilmek ve ona göre yol yürümek gerekir.

aksi takdirde ne mi olur? bu işin acısını kuvvetle muhtemel biz çekmeyiz ama bizden sonraki nesil ya da nesiller çok ağır şartlar altında yaşamak zorunda kalabilir.
devamını gör...

neler oluyor bize

toplumun kendine ara ara sorduğu ancak yanıt alamadığı bir soru cümlesi. kimse bilmiyor ki... aslında biliyor da, bu hipnotize olmuş hâlden ötürü kimse cevap veremiyor. soğuktan donmak üzere olan kimseye uyku çok tatlı gelir ya hani. işte o hâl üzereyiz. uyumak ölmek demek ancak farkında değiliz. bir sonraki dönem, bu durumu eleştirenlerin sayısı o kadar azalacak ki, körler ülkesinde görmek hastalıktır vâkâları çok net görülmeye başlanacak ve hatta bu insanlar taşlanacak. artık bu yolun geri dönüşü olduğuna inanmıyorum. hepimize geçmiş olsun dileklerimle...
devamını gör...

atlas jet

maalesef ülkede iyi hizmet veren firmaların tutunamaması beni kahrediyor! bu firma ile yolculuk edenler şöyle bir hatıralarında canlandırma yapsınlar lütfen. bir bodrum-istanbul seferinde tanışmıştım kendileriyle. sanıyorum 15 yıl kadar evvel. gerçekten koltuklar arası mesafeler gayet rahattı yolculuk için. ücretsiz ikramlar eşliğinde de yolculuğunuzu yapabiliyordunuz. yemeğimi yedim, gazetemi rahat rahat okudum, derken yolculuk bitti zaten. çok da memnun kalmıştım. sonra hep sevdiğim bir firma oldu.

döneminde yer alan anadolu jet ve pegasus firmaları her koşulda ikinci sınıf hissiyatı verirken atlas, yolculara değerli hissettirmeye çalışmıştır. bu da firmanın kalitesini ortaya koyar. yalnız acayip acayip reklamları vardı. muhtemelen çok fazla porno izleyen bir reklamcıyla anlaşmışlardı o dönem. şaka şaka aslında reklamcıyı hepimiz gıyaben tanıyoruz. kendisi hulusi derici. evet evet yanılmadınız irem derici'nin babası. ama tahminim o ki; bu cenabet reklamlar uzun vadede firmanın sonu oldu.*

reklam sloganlarından bazılarını örnek olarak bırakıyorum:

(bkz: 69'u çok seveceksiniz)
(bkz: 77 santimin kıymetini oturanlar bilir)
(bkz: bacaklarınızı çok seviyoruz)
(bkz: afedersiniz bizimkisi yine 77 cm oldu)
(bkz: iki tık tık bi şık şık)
(bkz: lütfen hosteslerimize para teklif etmeyiniz)
(bkz: kalkmıyorsa sizi uyarırız çünkü biz ikinciyiz)

bu reklam sloganları o dönem o kadar çok gündem oldu ki, pegasus'un başkanı ali sabancı da atlas jet'e bizimki 77 cm değil ama tam zamanında kalkıyor diye göndermede bulunmuştu. hulusi bey'e sorsan derdi dikkat çekmekti ve mesajları cinsellik içermiyordu. insanlar öyle anlıyordu. yav he he
devamını gör...

ajet

hava yolları hizmeti veren şirketler arasında sınıflandırmaya dahi almadığım şirket. çünkü beterin beteri var atasözünün vücut bulmuş hali bu firma. anadolu jet iken gerçekten müşteri memnuniyeti hususunda ciddi sıkıntılar yaşanmıyordu. tamam filosu iyi değildi belki ama alınan hizmet konusunda da devasa problemler yoktu asla.

bu firmanın rötarsız uçuşu yok! hatta ve hatta birçok şehre yalnızca aktarmalı olarak uçuyor. müşteri hizmetleri tek kelime ile berbat. kendilerine ciddi bir tavsiyem olacak. en kısa sürede isimlerini rötar jet ya da rötar airlines olarak değiştirsinler. sloganları da benden olsun: aktarmadan önce rötar jet!
devamını gör...

pegasus airlines

basık ve boğuk uçaklarından mütevellit sevmediğim hava yolu şirketi. yine de bazı rotalarda kendilerinden başka bir alternatif bulunmadığından, zarureten kullanmak durumunda kalıyoruz elbette. son zamanlardaki rötar şikayetlerine şaşırdım doğrusu. uçakları çok iyi değildir, ikram v.s. yoktur ama genelde ciddi rötar problemi yoktu. demek ki, o hususta da sıkıntılar baş göstermiş. bizim memlekette firmalar üzerine koyup ilerleyeceği yerde geriye gidiyorlar. bu da bizim lanetimiz sanırım.

bu arada kendisine alternatif olmaya çalışan ajet diye bir bela var ki, onu görünce pegasus'a şükredebilirsiniz.
devamını gör...

e-devlet'ten abonelik iptal etmek

son yıllarda ortaya konmuş en büyük dijital hizmet diyebilirim. nihayetinde şark kurnazı bazı şirketler bir şey satın alırken sadece 'evet' cümlesine dünyaları satabilirken ve bizleri nice yükümlülükler altına alabilirken, iş abonelik iptal etmeye geldiğinde bin dereden su getiriyorlardı. şimdi muhatap bile olmaya lüzum yok. e-devlet üzerinden aboneliği iptal ediyorsunuz ve bir çırpıda kurtuluyorsunuz.

bundan birkaç yıl evvel yok "faks çekin, nüfus kağıdınızla birlikte iptal dilekçesi yazıp gönderin, "başka türlü işlem yapamıyoruz" gibi işi yokuşa sürme yollu hareketler ortaya koyuyorlardı.

tabi abonelik iptali için e-imza ya da iki aşamalı doğrulama gibi detayları aktif etmeniz gerekiyor. cihazınızda nfc özelliği de olmalı ki, kimliğiniz ile doğrulama yapabilesiniz.
devamını gör...

çok alıştım sana

çok yakında ciddi problemlerin zuhur edeceğini ifade eden bir itiraf cümlesi. alışmak tehlikelidir. güvenli alan ya da konfor alanı olarak addedilen bu bölge, çoğu zaman aşk ile karıştırılmakta ve bir süre sonra istenmeyen olaylar gelişmektedir.

özellikle adı konmayan ama bir şekilde yaşanan ilişkilerde, taraflardan biri tutunduğu dala dört elle sarılma eğilimindeyken diğeri ise anı yaşamaktadır. anı yaşayan taraf, zaman içinde kıskaca girmekte ama bunu asla fark etmemektedir. zira fark ettiği esnada her şey için çok geç olmuştur. çünkü gitmek istese de artık yaşadığı o mükemmel alışkanlık kendisini ikna etmiştir. kötü olan şudur ki; o mükemmelliyet, karşı tarafa göre 'elde edilmiş olduğunuz an'da büyü bozulacak ve yavaş yavaş ortadan kalkacaktır.

burada aslında kimse kasıtlı bir şey yapmıyor. insan psikolojisi. elde edene kadar çok emek verirken elde edince yavaş yavaş değer düşer, sıradanlaşır. çok sevdiğiniz telefon modelini aldınız ve mutlusunuz. ta ki yenisi çıkana kadar.

dala tutunmaya çalışan kişi, hayatının berbat bir döneminde yakaladığı o mutluluğu bırakmamak için çaba veriyor. diğer taraf ise bu sahte mükemmelliyeti yaşarken 'neden daha uzun sürmesin ki?' sanrısı ile hareket edip kendini kaptırıyor. bingo! aşk sandığınız ilişki rüyasından uyanma vaktiniz geldi. evlenmediyseniz şanslısınız. biraz hasar alsanız da nihayetinde atlatacaksınız. evlendiyseniz çok daha büyük sorunlar sizi bekliyor olacak. hele bir de çocuk olduysa kısmına girmek istemiyorum. çok zor. şimdiden başarılar dilerim.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim