lucian yazar profili

lucian kapak fotoğrafı
lucian profil fotoğrafı
rozet
karma: 162 tanım: 28 başlık: 0 takipçi: 2

son tanımları


telefona gömülmek

geçenlerde kamp sandalyemi ve kahvemi hazırlayıp şöyle güzel manzaralı bir yerde oturup biraz kafamı dinleyeyim dedim. gecenin karanlığına gökyüzü eşlik eder diye bekliyordum ama daha çok cep telefonu ışıkları eşlik etti. birçok insan belli ki, aynı duygularla biraz da serinlemek üzere buraya gelmişlerdi ancak yüzde doksanının elinde telefon vardı. hatta bir aile gördüm ki, dehşete kapıldım. yaşlı bir amca ve teyze, yanlarında çocukları, hepsi de telefondan bir şeylere bakıyorlardı. sorsak herkesin derdi aynı: yalnızlık!

bazen hepimiz bu kötülüğü yapıyoruz kendimize belki. bir kısım da durumun farkında ve kendini korumaya çalışıyor. ne kadar çalışsa da bir şekilde nasibini alıyor bu salgından. çünkü ihtiyaçlara cevap veren bir teknoloji ve kullanılmadan yaşanması neredeyse imkansız hale geldi.

bankalar, e-devlet, abonelikler, çeşitli başvurular v.b. evden çıkmadan büyük bir kolaylık sunduğu aşikar. kullanım kolaylığı ve erişilebilirlikle birlikte ihtiyacın da ötesine geçip bir bağımlılığa sebep olduğu da yadsınmaz.

özellikle toplumsal düzeyde irdeleyecek olursak bu konuyu, ürkütücü sahneler ortaya koyduğunu da görmezden gelemeyiz. yukarıda anlattığım hikaye oldukça gerçek ve herkesin şahit olacağı türden. birbirleri ile görüşmek üzere bir kafede oturan insanlar da çok farklı değiller. herkes yanındaki insandan uzakta ve başka bir alemin içinde.

birbirimizle paylaşımlarımızı bırakıp sanal mecralarda yapmış olduğumuz ve istediğimiz gibi bir karakter çizebildiğimiz sahte hayatlar mı daha çok mutlu etti bizi? hayır, sadece kocaman hayal kırıklıkları bıraktı ve bırakacak. gün geçtikçe yalnızlaşmamızın ana sebeplerinden biridir bu. yalnızlığın dozunun artacağına dair hiçbir şüphem yok.

heh tanım mı demiştik? bir çeşit, ağır çekimli intihar yöntemi diyebiliriz.
devamını gör...

ikea

'evinizin her şeyi' iddiasıyla hayatımızda olan ve bu amaçlarını gerçekleştirmek için müşterilerini labirent misali mağazalarında gezdiren firma.

internetten alınması sakıncalı olan ürünlerden (yazar burada uyumsuzluk gibi sorun çıkarma ve uğraştırma garantili ürünlerden bahsediyor) bir şey almak için ikea'ya mı girdiniz? geçmiş olsun. mağazaya girip, aradığınız ürün girişte olsa dahi kasaya ulaşmak için bütün ikea'yı gezmek zorundasınız.

tabi tüketim çağı ve başarısı adına dair güzel(!) bir örnek. özellikle kadınlar bütün mağazayı gezerek kasaya giderken ihtiyaç dışı birçok ürün alabiliyorlar bu vesile ile. 'aaa bu da güzelmiş! at sepete' modu. alışverişte hedefe kilitlenen, direkt olarak sonuca odaklı yaklaşıp ihtiyacı olan ürünü alıp çıkanlar açısından tam bir işkence.

işbu sebeple gitmeden önce birkaç kez düşünmenizi tavsiye ederim.
devamını gör...

güzellik karşısında aciz düşmek

nadir yaşanan bir doğa olayı. bir elin parmaklarını geçmez. ancak buradaki güzellik tamamen özneldir. başka bir insan bırakın aciz düşmeyi 'dalga mı geçiyorsun?' edasında yaklaşabilir konuya. nitekim örnekleri çoktur. falancanın akım dediğine ötekisi 'bochum' diyebiliyor.

biliyorsunuz almanya'da yer alan güzide bir kent bochum. adına bir futbol takımı da var.
devamını gör...

kültürsüz

kavram olarak incelenecek olursa doğru bir kullanım mıdır bilemiyorum. kültür dediğin şey toplumsal bir olgu. tek başına bir insanı tasvir edecek bir sıfat değil. genel kültürsüz denebilir belki ama kültürsüzlük ile anlatılmak istenen şey de bir kültür oluyor aslında.

bir toplumun geneline sirayet etmiş sorunları biz kültürsüzlük olarak tanımlıyorsak o halde mevcut durum zaten bizim kültürümüz haline gelmiş olmuyor mu? biraz paradoksal buluyorum bu konuyu.
devamını gör...

ölsen en çok kim etkilenir sorusu

cevabı biraz hazin olan bir soru. etkilenecek insan çok. eş dost, akraba, arkadaşlar... üzülecekler elbet. belki ağlayacaklar. kimisi birkaç damla yaş dökecek. ancak bir gerçek var ki, unutulacağız. er ya da geç.

kimler dede ve anneannesinden ötesini tanıyor ya da biliyor ve dahi hatırlıyor? eğer çocukluğumuzda beraber olabildiysek ve göçüp gittilerse bu diyardan dede ve anneanneyi bile ne kadar hatırlıyoruz? belki ailecek bir araya gelinen nadir zamanlarda birkaç cümle geçiyor haklarında, küçük bir tebessümle yâd ediliyorlar ve de unutuluyorlar. bir sonraki nesil için belki de hiç yaşamamış gibi olacaklar, olacağız.

sadece ruhlarda iz bırakan, tabiri caizse hoş bir sadâ bırakan insanlar unutulmuyorlar. onlardan olabilmek de hiç kolay bir iş değil.
devamını gör...

iran

fake ve nazik ülke. tarzlarını seviyorum. mesela saldırı düzenleyecekler, düşmanı bilgilendiriyorlar.

- efendim yarın akşam saat 20.00 gibi müsaitseniz füze saldırısı düzenleyeceğiz.

bugün bu düzende böyle nazik, düşünceli ülke bulmak kolay mı? fake iddiamın sebebi de aslında aynı sebeplerden. mossad ülkeye sızıyor, bilmem kaç ay karargah kuruyor, saldırı yapabilecek ürünler üretiyor, sonra da ülkenin önde gelen ne kadar adamı varsa bir sabahta yok ediyor. böyle bir ülke mi olur? olmaz. olsa olsa başka bir ülkeye perdeleme yapan paravan ülke görevi üstleniyordur.

sözüm ona bölgesel güç olduğu iddiasında bulunan hiçbir ülke böyle bir acziyet içine düşemez. hadi düştü; cevabını, saatlerini verdiği ve bir tane bile mühim bir görevliyi yok edemediği roket saldırılarıyla veremez. verirsen fake olduğun ortaya çıkıverir.

fake: sahte

not: normal şartlarda, türkçe metinler içinde keyfi olarak ingilizce terimleri kullanmaktan nefret ederim. bu metnin bu şekilde meydana gelmesi, ilgili ülkeye duyduğum saygının(!) bir betimlemesi olsun istedim.
devamını gör...

sadakat

yedi harfin bir araya gelerek ağır bir anlam taşıyabileceği ender kelimelerden. anlamı da yükü de varlığı da yokluğu da hep ağırdır. ya da ağırdı.

malum kapitalist sistemde her şeyin satılabilmesi gerekliliği pek de anlamı ağır, yüklü bir kavram bırakmadı. sadakat ancak müşteri sadakati oldu. sürekli satın alıyorsan sadıksın. önemli olan bu. kalan her şeyi de satın aldığın şeyler gibi tüketebilirsin, tüketmelisin.
devamını gör...

ölürüm hasretinle

bugün youtube önerilerinde karşıma çıkarak beni lise yıllarıma götüren ve grup 84'ü hayatımıza kazandıran şarkı.

eskiyi hatırlamak gerçekten çok ilginç. beynin, zihnin ya da ruhun oldukça garip tepkileri var. çekilen derin bir nefes, zamanın ağırlaşması ve derin düşüncelere gark olmak. insanın eskiyi hatırlayarak mutlu olması, aslında mutlu olmaktan da öte o zamanlara özlem duyması aslında geçmişin daha iyi olmasından kaynaklanmıyor. bu zihnimizin bize oynadığı bir illüzyon. belki de geçen zamanı geri getirme isteğidir.

neyse grup 84 iyidir, şarkıları dinlenir. geçmişe götürse de götürmese de...
devamını gör...

ilyas salman

sarı mercedes filmindeki karakteri ile inanılmaz itici bir kişiliği yansıtan oyuncu. zaten filmde tam bir karakter fukarası insanı canlandırmaktadır. keza hiçbir seveni de yoktur. köyünden hem mercedessiz hem de eli boş olarak döner.

insanların kafasında en çok sefil bilo ve banker bilo olarak yer ettiği karakter kalmıştır diye düşünüyorum.
devamını gör...

beni hiç sevmeyeceksin değil mi sorusu

bu cümleye şahit olmayı kaldıramıyorum. geçtim gerçek hayatı, bir roman ya da filmde dahi dayanamıyorum. insan kendini bu hale düşürmemeli.

eşkıya filmi, ezel dizisi, yanında kendini sevmeyen bir kadına tahammül edilmesi meselesi gibi. kendini kazanan gören adamlar, aslında hiç kazanamadıklarını biliyorlar.

düşün ki, bedenen yanında ama ruhen senden fersah fersah uzaklarda bir kadın var. bırak sevgi dilenmeyi bu tablo bile ağır hastalık. çok sevdiysen o sevgiyi de kendine gömer gidersin ama o 'çok büyük' dddiğin sevginin asaletini öldüremezsin.

neyleyim kalbi bende olmayan yâri...
devamını gör...

baş ağrısının sebepleri

uykusuzluk ya da uzun yolculuk en baş mimarlardandır. fazla uyumak ya da tam tersine gereğinden az uyumak da ciddi şekilde ağrıya sebep olabiliyor.

çay diyenlerin de haklılık payı yok değil. ancak çayın diüretik olması da başka bir handikap elbette. çünkü susuzluk da baş ağrısında rol oynayan faktörlerden biri. yine de bünyenin edindiği kafein bağımlılığına cevap verilmediğinde gösterdiği tepkiden ötürü hem çayı hem de suyu gereği kadar yuvarlamak suretiyle bu sorun çözülebilir kanısındayım.
devamını gör...

seni saraylarda yaşatacağım

100 numaralı adam filminin sürekli tekrarlayan efsane repliklerinden biri. kahramanımız her fırsatta anasına bu cümleyi kurar. haklı da çıkar bir yerde ama sonradan dolandırdığı ortaya çıkar, işler karışır.
devamını gör...

gece aniden gelen aşık olma isteği

aslında yoksunluk hissini gidermek üzere harekete geçen bir dürtüdür. kendisine uyulursa pek hayırlı sonuçlar çıkmayacağı kesin. aşk zaten istekle elde edilebilecek bir duygu değil kuşkusuz. ancak zaman zaman şehvet ve arzuyu aşk ile karıştırabildiği için insan, birçok buhran yaşayabiliyor. alışkanlığı da unutmamak gerek tabi. ya da bağımlılık diyebiliriz.

aşkın bu yüzyılda gerektiği gibi anlaşılmadığı aşikar. belki de çoğumuz tanımıyoruz onu.
devamını gör...

aşk

aşk, gelip giden, değişen değil, geldiği yerde taht kuran ve hiçbir isyana kulak asmayan, her isyanı kanlı şekilde bastıran bir güçtür.

insan bir kere aşık olur. çoğumuzun adını aşk koyduğu şey, çoğu zaman bir sanrıdan ibarettir. insan sevebilir, arzu ve şehvet besleyebilir, şefkat ve merhamet gösterebilir. bu duygu durumları çoğu zaman aşk ile karıştırıyor olmamız, günümüz insanının her meta ve duyguyu hunharca tüketme çabasından ileri gelir. heyhat buna bir çare yok.
devamını gör...

matrix

zaman zaman kısa videolarıyla bir virüs gibi ortaya çıkan ve beni yine içine çeken film. bir kısa video vesilesi ile tekrar tekrar sevdiğim sahneleri yeniden izleyerek unutulmazlıklar içindeki seviyesini artırıyor zaman zaman.

filmi ilk izlediğimde çocuk yaşlardaydım. vcd playerların ülkemize yeni yeni giriş yaptığı zamanlar. film izlemekten öte nasıl bir cihaz bu merakıyla bulduğum ilk cd'yi taktım. neo abimizin ağzının yok olduğu ve karnına böceğin salındığı sahneden sonra izlemedim. son derece saçma gelmişti.

lise dönemimde filmin ikinci bölümü geldi. tabi memlekette ciddi konuşulan konulardan biri. uyanan merak derken cd'sini ele geçirip izlemeye koyuldum. 'aaaa o da ne? bu filmi hatırlıyorum ben!' tepkisiyle tamamını izledikten sonra bu baş yapıtın tadını aldım. sonrasında listemde en önemli sıralara yerleşti. yeni bir filmin çekilmesi aslına ihanetti benim için. bu sebeple de dördüncü filmi izlememiştim.

artık vakti geldi mi? bilmiyorum...
devamını gör...

koku alamamak

covid-19'un birçok insana tattırdığı duygu. ilk pozitif testimde hiçbir hastalık emaresi görmemiş, ancak koku duygumu bütünüyle kaybetmiştim. malum pandemi dönemi kolonya kullanma milli sporumuz haline gelmişti. ben de bir kolonya sürünme eyleminden sonra hiç koku almamam üzerine test vermiştim. sonuç da pozitif çıkmıştı haliyle.

başka hiçbir belirti olmadan sadece kokunun gitmesi gerçekten oldukça ilginçti. yaklaşık altı ay kadar hiç koku almadım desem yalan olmaz. sonra yavaş yavaş geldi koku duyum. ancak birkaç koku var ki, değişti kalıcı olarak. hala asıl kokusunu alamıyorum. bu olayla birlikte kokunun ne denli özel bir nimet olduğunu anladım kesin olarak.

hatta iş yerinde bir hanımefendi de koku duyusunu kaybetmişti ve anlattığına göre koku alamadığı için ocaktaki yemeği yaktığını ve neredeyse evde yangın çıkacağını söylemişti.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

çok değiştim...
geçen zaman ne getirdi, neleri götürdü hiç bilmiyorum.
konuşamıyorum ama susamıyorum da.
anlatamıyorum belki ama çok iyi anlıyorum.
ya da öyle sanıyorum.
bir zamanlar kelimeler kendiliğinden dökülürdü kalemimden. öyküler, şiirler, şarkılar... düşünmezdim nasıl yazacağımı. gözlerim gibi kurudu sözlerim. ne bir damla yaş düşüyor artık yanaklarıma ne de kıymeti olan bir kelam gönül sayfama.

geçmişim, geleceğim, ânım, zamanım.
ne yaşandı, kadar kaldı bilmiyorum. vakit geçiyor, durduramıyorum. gönlümün içinde bir yerlerde asla geçmeyen o duyguyu tarif edemiyorum. dile gelmiyor, avaz avaz susuyorum...
devamını gör...

sözlük yazarlarının bildiği en edepsiz şarkı

sagopa'nın kuvvetmira döneminde pop kültürünü hedefe aldığı şarkıdır. ancak sözlük formatı gereği şarkının adını yazamıyorum. bu şarkıda sago, bildiğin analı bacılı giydirmektedir. merak edenlerin bulabilmesi adına giriş sözlerini şuraya bırakalım: kuvvetmira'dan sagopa - kajmer tek yürek
hedefim pop kültürü dinleyin sözümü
dinleyin sözümü!
devamını gör...

bir yandan üzülmek öte yandan sevinmek

bu mefhumu en iyi anlatan şey tahta çıkmak olsa gerek. baban ölmüş, üzülüyorsun ama yeni kral da sensin nihayetinde.
devamını gör...

anlaşılmamak

bir kimseye uygulanabilecek en ağır işkence metodudur. insanı çileden çıkarabilir, çıldırtabilir. uzun süre buna maruz kalan bir insanın akıl sağlığını yitirmesi sürpriz olmaz. tabi burada ruh sağlığı yerinde olmayıp anlaşılmak isteyen insanları kastetmiyorum. onları anlamak hiçbir zaman mümkün olmayacaktır zaar.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim