luden yazar profili

yurt dışından bir gitar firmasına bir iki grafik tasarım işlerinde danışmanlık yapıp yardımcı oldum. bana noel hediyesi olarak hediye gitar göndermek istediklerini söylediler. perşembe günü express kargo ile gönderdiler, cuma sabahından beri gümrükte bekliyor.

gümrük personeli ile görüşüyorum, bunun fiyatı ne kadar diyor, fiyatı yok hediye diyorum, ne kadara aldın diyor, almadım hediye geldi diyorum, internette fiyatı ne peki bunun diyor. yahu hediye diyorum internette de fiyatı yok, bu satılabilecek bir ürün olduğu için hediye beyanını kabul etmiyor gümrük diyor. hediye beyanını kabul etmemek ne demek

gelen hediyeyi alenen rehin aldılar. ne yapacağımı da bilmiyorum.

insanların ideolojilerinin peşine bu kadar düşmesini anlayamıyorum. şu dünyaya bir kere geldin, mümkün olursa 60-70 yıl sonra da rüzgarda bir toz olup gideceksin. koskoca ülke, bir ideoloji uğruna gencecik bir çocuğun canını alacak. böyle ülkelerin varlığını sürdürmesi halen akıl alır bir şey değil.

2021 wbsk dünya şampiyonu. umarım kenan abisinin yolundan gitmez de kendini geliştirmeye ve antreman yapmaya cesaret eder.

21 kasım pazar günü yapılacak gp. mercedes'in brezilya'daki inanılmaz hızından sonra red bull'un nasıl bir cevap vereceği merak konusu. özellikle buradan sonraki iki pist de tamamen mercedes'in güçlü olduğu pistler. muhtemelen şampiyonluğun belirleneceği pist burası olacak. eğer mercedes kazanırsa max'ın işi çok zor .

herkes hazırlanmayın, diplomalarınız bir işe yaramayacak falan demiş ama zaten üniversite diplomaları bir sğredir hiç bir işe yaramıyordu.

3.5 ortalama ile 4 senede makine mühendisliği bitirmiş arkadaşım askerden gelince garson olarak işe girdi. çünkü ne dil öğrendi, ne proje yönetimi, ne de kendine bir şeyler kattı.

artık herkes formül ezberleyebiliyor, herkes hocaların dediklerini aklında tutabiliyor. devir değişti, boğaziçi'nden de odtü'den de mezun olsan çok bir şey farketmiyor . mülakata daha erken çağrılırsın belki. lütfen bu dediklerine kimse alınmasın.

bunları söyleme amacım, diploma artık sadece bir çıraklık belgesi değerinde. dil öğrenin, kitap okuyun, farklı ülkelerin kültürlerini öğrenin ve en önemlisi de sosyal becerilerinizi geliştirin. o zaman diplomanızın bir değeri olacaktır, nereden mezun olursanız olun.

son olarak, umutsuzluğa kapılmayın. ilk senemde üniversiteye gidemedim, gittiğim ilk sene bölüm değiştirdim, okuduğum bölüme 1.5 yıl ara vermek zorunda kaldım ailevi sebeplerden dolayı ve geçen hafta italya'dan iş teklifi aldım . zaman herkes için farklı akar, siz denemeyi bırakmayın yeter.

mr. brightside - killers

çok geniş bir ürün yelpazesi olan, dünyanın en büyük enstrüman satıcılarından biri. ama türkiye'nin gümrük vergileri, alınma alınmama sıkıntısı vesaire derken, türkiye'de bulunmayan ürünlerden almayacaksınız yurtiçindeki lisanslı distribütörlere yönelmek en iyisi.

first ı was afraid, ı was petrified.
(bkz: the office)

woltk patch'i ile başlamıştım. o zamanlar memuriyet gibiydi bizim için. guildimle günde 8 saat civarı oynuyorduk. nasıl vakit buluyorduk anlamıyorum şu an . 2 sene kadar öyle devam ettik. sonra guild private server'ı bırakıp orjinal servera geçti. ben bir sene daha pve oynamaya devam ettim.

sonra bir şekilde bıraktım oynamayı. legion ile geri döndüm, yine private server tabi, sonra da pandaria geldi. hiçbir zaman hardcore oynamadım ben bu oyunu. woltk'ın ilk zamanları hariç.

geçen sene de private serverdan battle for azeroth'u oynamaya başlamıştım. bu sefer de bfa'daki guildim woltk'a geçme kararı aldı. ben geçmedim. ne olursa olsun bir şekilde oynattı kendini. 10 gün önce bilgisayarımda yer kalmadığı için bir daha sildim.

muhtemelen next patch'de bir daha indireceğim . insan bırakamıyor. bir şekilde orada da bir hayatın oluyor.

eski woltk warlocklarına selam olsun buradan .

130-170 yıllık chestnut şarap fıçılarından gitar üreten italyan firma. ürünlerinin görsel olarak inanılmaz güzelliğinin dışında kolay kolay elde edemeyecek bir tona sahip olması da onu piyasanın apayrı bir yerine koyuyor.

sadece şunu merak ediyorum, altın varaklı bir odada otururken, sohbet esnasında biri bir anda böyle bir çıkış yapıyor da böyle mi akıllarına geliyor yoksa takım elbiseleri çekip toplantı yaparken "yahu bu yağ aldıranlar var, keyif amaçlı" onlar ne ayak diyor biri de ciddi ciddi tartışıp öyle mi karar veriyorlar.

her tarafı zeka ve sanat kokan inanılmaz bir oyun serisidir. hiç bir noktası "ya hadi burası da böyle olsun" şeklinde yapılmamış, her yeri ayrıntılı olarak hazırlanmış bir seri. özellikle oyunun o ayrıntılı hikayesini anlatmak için sürekli sinematiklere ve cutscenelere ihtiyaç duymaması onu başlı başına bir başyapıt haline getiriyor.

oyun olmasına rağmen, bir oyun oynamaktan çok, müthiş bir kitabın içine düşmüş ve hikayeyi canlandırıyormuş gibi hissedersiniz. özellikle üçüncü oyununun (bkz: bioshock infinite) sonu başlı başına bir daha tekrarını yaşayamayacağınız bir opera gibi. üçüncü oyunu ilk defa oynayanları çok kıskanıyorum, neye adım attıklarının farkında bile değiller. gerçekten siz olsanız da olmasanız da yaşayan bir evren var üçüncü oyunda. oyun dünyasının en zekice kodlanmış yan karakteri var. gerçek bir insan gibi tepki veriyor, erkekler tubaletine girmiyor, hoşuna giden müzik oldu mu gidip dans ediyor. bence bilgisayar oyunları ile ilgisi olsun olmasın herkes bu oyunları bir şekilde deneyimlemeli.

ilginç bir pist burası. pole pozisyonunu kazanmak istemeyip ikinci başlamak isteyeceğiniz bir pist. max da sprint yarışını ikinci bitirip bu avantajını kullanıp ilk turda birinciliği aldı. kalkışta bottas'a kaybettirdiği zaman ve safety car'dan sonraki başlangıcı. pist üzeri iq'su bu kadar yüksek bir şöför en son ne zaman izledik hatırlamıyorum. arkasındaki mercedes'e bu kadar dayanmasını beklemiyordum, gayet uzun süre dayandı ama düzlük hızlarındaki fark o kadar fazlaydı ki, elinden gelecek bir şey yoktu.

mercedes'in şaibeli aracı dışındı, bu seneki davranışları gerçekten çok garip. formula 1'de yarışan bir takım neden sürekli drive to survive draması kovalar ya da sürekli atarlı açıklamalar yapmaya çalışır anlamıyorum. lewis hamilton'dan pek haz etmesem de takıma çok büyük bir saygım vardı ama yaptıkları açıklamalar ve davranışları bunu tamamen yok etti. hileli araçla yarıştığınız için ceza aldınız, sizi bitirmek istedikleri için değil.

çıtayı çok yükseklere çıkaran bir yapım. uzun bir süre boyunca da kalitesine yaklaşan olmayacak sanırım. fakat 5. sezon finali bana biraz sönük geldi. neden bilmiyorum ama daha önceki sezon finalleri çok çok iyi olduğu için bu bana yavan geldi belki de, belki de ben dikkatsizliğimden bazı şeyleri kaçırdım. ama kalan kısmı kesinlikle çok iyiydi

oscar wilde - dorian grey'in portresi
simon garfield - tam benim tipim