yine özlemle dolup taştığı bir gün. bunu yazdığı mesajlardan anlamak zor değil. sürekli benim olmak istediğini, benimle her şeyi yapmak istediği söylüyor. bununla ima ettiği şey ne? ne anlamalıyım, anladığım şey doğru mu? hala bana karşı tamamen dürüst olmadığını düşünüyorum. bilmem neden bazı konuları konuşmak istemiyor. doğrusu ben de istemiyorum. çünkü ne diyeceğimi bilmiyorum. ilişkimizin başladığı gibi her şeyin aniden olmasından korkuyorum. ama bu böyle olacak... büyük bir felakete doğru yürümekteyiz fakat zarar görmeden atlatacağız. çünkü bunun olmasına müsaade etmeyeceğim. güçlüyüm, kararlıyım, aşığım.
sadece onun için endişe duyuyorum. hayatı boyunca geçmişinden kurtulamadan yaşarsa... elbette insan kolayca unutamaz. unutmamasından değil bu hatıraların onu sürekli korkutmasından, incitmesinden tereddüt ediyorum. sadece benim kadar sağlam bir psikolojiye sahip olduğuna inanmak istiyorum. gerektiğinde tüm geçmişini silebilecek, o geçmişi içindekilerle birlikte ateşe atabilecek güçlü bir karakter ve zihin yapısına sahip olduğuna inanmak istiyorum. çünkü ben yapacağım. çünkü ne söylersem söyleyeyim ailemin düşüncelerini değiştiremem. ancak bu sırrı koruyabilirsek hayatımızı güvence altına almış oluruz. bunun içinse çok dikkatli olmalı ve parmak uçlarımızda yürümeliyiz.
bu kadar düşünmenin gerekli olduğunu da sanmıyorum. gitmek en iyi çözüm, uzaklaşıp kaybolmak... hayatım boyunca hayalet gibi yaşadım, kimse benden daha iyi yok olamaz. gel gelelim bir insanı hayalet olmaya ikna etmek, zorlamak pek kolay olmayacak. üstelik bunu hiç de yapmak istemeden yapacağım. başka bir yol yok. zaten yürünmemesi gereken bir yolda yürümeye çalışıyoruz, iyi bir yol fikri bizim için çok uzak şimdilik.
aşılır, aşılacak. her yol bir gün sona erer... yeni yönlere sapılır, konaklanacak evler çıkar, sınırlar geçilir, şehirler değişir... her nerede yürürsek yürüyelim bu yol hiç değişmeyecek. hep korku ve acı dolu olacak. mutluluğumuzla bunun üstesinden gelebiliriz elbet ancak hayat boyu kaçarak, korkarak yaşamak zorunda kalacağız... sadece benim zihnim ve gözlerimle bakabilmeni diliyorum. bütün endişem senin zayıflığından ileri geliyor. güçlü bir kadınsın fakat benim kadar arzuya sahip değilsin. seni suçlayamam elbette. sahip olduğum bu zihni, karakteri elde etmek için epey yalnız kalmam gerekti. özgürlüğün bedeli buydu, çare yok. bütün ölülerin gözünde henüz çocuğumdur belki fakat yaşam süresince bana kocaman göründü bu hayat. otuz yıl, muhteşem bir yalnızlık inşa etmek için harcandı. kazanımı ise ortada. sınırsız bir zihin. özgür bir karakter. elbette cezasız kalmayacaksa da her şeyi göze aldım çoktan. sen buna değersin. en büyük acıya, en ağır cezaya, öldürülmeye, sürünerek yaşamaya, her şeye değersin... değerin kendisi sensin. ıssız, karanlık, soğuk bir mağarada bulduğum bir sandık dolusu altınsın sen, hiçbir cin seni benden alamaz... uğruna binlerce bebeği bile kurban ederim. bunu yapabilirim.
sendeki şeyi anlayamıyorum. doğrusu anlamak istemiyorum. sevmeye devam etmek istiyorum, büyüsü bozulmasın bu sevginin. benim için hep gizemli, anlaşılmaz kal. seni keşfederken geçsin ömrüm ama hiçbir yere varamayayım. bir hayat boyu oyalanacağım bulmacam ol. tüm vaktimi sana harcayayım, tüm yaşamımı senin için harcayayım. bir kazanım elde etmeyi düşünmeden, yalnızca mutluluk verdiğin için seninle sürdüreyim kalan zamanımı. her sabah uyanıp içerisinde ne olduğunu anlayamadığım o gözlerine bakayım. sonra sorayım: ne var senin bu gözlerinde? her zaman yaptığın gibi utanıp boynuma sarıl.
devamını gör...