herkesin arayıp durduğu, üzerine kara kara düşündüğü o şey... bir yanılsama olarak mutluluğu sürekli aramayız. mutluluk yalnızca mutsuz zamanlarda aklımıza gelen bir şeydir. mutlu olduğumuzda zaten mutluyuzdur ve herhangi bir isyanımız yoktur. öte yandan mutluluk çoğu zaman bir an ya da anı halidir. farkında olduğumuz bir şey değil, anımsadığımız bir şeydir. 17 yaşımdayken çok mutluydum. ne 18 yaş sorumluluğu ne 16 yaş sorumluluğum vardı. ama şu an o yaşıma geri dönsem eminim birçok mutsuz an yaşamışımdır. fakat sadece mutlu anlarımı hatırlıyorum ve o zamanlar çok mutluydum diyorum. öte yandan her birimiz biyolojik bir organizmayız. bunun sonucu olarak yemek yemek, uyumak, aile(sürü) içinde olmak, güvende olmak, cinsellik vb. bütün olaylar bizi mutlu eder. bunlar yaşamsal faaliyetlerdir ve neredeyse bütün canlılar bunları gerçekleştirir. mutluluk adında ön bilgiler alındıysa, şimdi onu psikolojik olarak ele alayım.
bana göre insan iki durumda mutlu olabilir;
1)tamamen kendisi olduğunda
2)tamamen başka birisi olduğunda
insan tamamen kendisi olduğunda, kendisidir. uzman olduğu ya da sevdiği işi yaparken, annesinin dizinde yatarken, en sevdiği grubun konserindeyken ya da kendi isteğiyle zevk alarak yaptığı herhangi bir şeyi yaparken tamamen kendisidir. tamamen kendimiz olduğumuzda psikolojimize pozitif olarak geri yansır.
tamamen kendimiz olmadığımızda ise, başka bir karakterizdir. bu bir kitabın, filmin, dizinin ya da tiyatro oyununun karakteri olabilir. bir sanat tüketirken, genelde baş karakterle bazen de yan karakterlerle derin empati kurduğumuzdan, o karakterlere dönüşürüz. kitabı bırakana, filmi bitirene kadar kendi hayatımızdan çıkıp başka bir hayat yaşarız. bu da psikolojimize pozitif olarak geri yansır.
öte yandan yaşam mücadelesinde mutlu olmayı da şöyle tanımlayabilirim. o gün evdesiniz ve hiç dışarı çıkmayacaksınız. ve müzik dinliyorsunuz diyelim. en sevdiğiniz müzikler de olsa çok mutlu olmadan normal bir şekilde dinler sonunda kapatırsınız. fakat o gün bir işiniz var ve hazırlanırken müzik dinliyorsunuz. böyle bir durumda müzik çok daha hoş bir hale gelir. öyle ki kendi açımdan bazen buluşmalarıma geç kaldığım bile olur. müzik aynı müzik, siz aynı siz peki değişen ne? değişen şey sizin mücadele halinde olmanız. eğer bir mücadeleniz varsa kendinizi ödüllendirme maksatlarınız daha anlamlı daha güzel hale geliyor. ama bir mücadeleniz yoksa, dünyanın en güzel şeyleri bile yavan ve sıkıcı hale geliyor. diyelim ki mücadeleniz sonuç verdi ve hedefinize ulaştınız. ilk anlarda yaşanan mutluluk zamanla yerini normalliğe bırakacak. artık sırada yeni bir hedefiniz olmalı ki yeniden mutluluğa erişebilin.
öyleyse mutluluk eşittir mücadele diyebiliriz.
devamını gör...