ofelya yazar profili

(bkz: ghost in the shell)de de konu edilen paradokstur. tüm organlarımızı değiştirirsek artık kendimiz olur muyuz?

kız istemek gelenektir. gelenek her toplumda vardır ve mantığı yoktur, varsa bile tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. bu durumu iğrenç yapacak şey maddi isteklerde bulunulmasıdır. bunun haricinde iki ailenin bir araya gelip böyle bir ritüel yapmasının o ilişkinin gidişatı veya kadının yeri açısından hatrı sayılır bir etkisi olduğunu düşünmüyorum.

yoktur.

beni bitirdi ya. beni öldürdü. ruhuma tamir edemeyeceğim yaralar bıraktı. üstelik sorsanız ondaydı o tamir olunmaz yaralar. şimdi ise başkasıyla. beni sevdiğini düşünmem bile hataymış ki. bu bile gözünde büyütmekmiş insanı.

çok fazla bağlanıp kendimi fazla kaptırmaktan duyduğum pişmanlık. bu nedenle tekrar bir insana nasıl yaklaşabilirim hiçbir fikrim yok.

(bkz: insan) tüm dengeleri değiştiren insanın faaliyetleri olmuştur, biz de diğer hayvanlar gibiyken gezegende denge vardı.

(bkz: sözlükçülerin iyice kudurması)

ilk görüşte aşk dediğiniz sevişme isteğinden başka bir şey değildir. böyle bir hisse aşk demeyi aşka yakıştıramam. bizler de hayvanız sonuçta, insanların seks isteği duyması ve o hormon patlaması normal. anormal olan insanın her şeye isim koyma, anlam kazandırma hevesini bu konuya da taşıması. bunu aşk addedip yüceltmesi. halbuki bir insanı ilmek ilmek keşfetmek, onun için hiç bitmeyen bir merak duymak, günahıyla sevabıyla sahiplenmek öyle mi? işte benim gözümde aşk budur.

kendiyle derdini bitirememiş yığınlar olarak henüz keşfedilmemiş bir duygudur bizim için. aşk sandığımız sevilme isteğimiz için sevgi takas etmekten başka bir şey değildir. sevdiğinizi sandığınız kişi tarafından sevilmemek sizi üzüyorsa bu aşk değildir. hatta sevgi bile değildir. bir karşılık beklenen her his bir ticarettir. ama gerçekten sevgi ve aşk varsa, bu duyumsadıklarınızla hayatınız değişir. sevdiğinizin bundan haberi bile olmasına gerek yoktur. güneş daha parlak, gökyüzü daha mavidir. çünkü güzel bir duygudur sevgi. karşılık beklendiği an lekelenen narin ve güzel bir duygudur. en ufak anlarda, onu öylesine bir görüşünüzde, öylesine bir duyuşunuzda sizi mutlu edecek bir şeydir. severken sevdiğinizin üstüne hiçbir kötülük konduramazsınız. hiçbir şüpheye yer yoktur aşkta. ama böyle bir aşk yaşayacak bir devirde değiliz maalesef. kendimizi vermemiz beklenen onca şey varken böyle doludizgin bir hisse kapılmayı göze alamaz insan. hele ki herkesin bir ticaret peşinde olduğunu bilirken, insan kendinden bile emin olamaz ki. acaba ben gerçekten aşık mıyım yoksa onun beni sevmesini mi istiyorum diye içi içini yer. bu çağ şüphe çağıdır, para ve ticaret çağıdır. erkekler seks kadınlar önemsenmeyi bekler. böylece bu güzelim his hayallerde, masallarda kalır gider.

zehir gibi en küçük gruplara bile yayılmıştır. farklı hiçbir düşünceye ve davranışa hoşgörü kalmadığından herkes sosyal ortamlarda oyuncuya dönüşmüştür. asla kendimiz olamıyoruz sürekli bir maskenin ardındayız. hoşgörünün olmadığını bildiğimiz için hoşgörülü maskesi takıyoruz.

kendini ne sanıyor dediğimdir. bir insan kendine tahammül edebiliyorsa her şeye ve herkese eder. çünkü en karanlık sırlarını bildiğimiz tek kişi kendimiziz.

gereksiz romantizmi yapılmaması gereken kişidir. bence insanlar kendilerine dert anlatılmasını istemediği için dert anlatmayan insanı yüceltiyor. benim için ise kötü şeyleri paylaşmak iyi şeyleri paylaşmaktan çok farklı, o kişiyle aramdaki bağın bir kanıtı. yakın gördüğüm herkese derdimi anlatırım ve onlardan da anlatmalarını beklerim.

tam hak verecektim gözüm nicke takıldı.

şu aralar neredeyse aşerdiğim (bkz: sade lays)

sözlükte küfür kullanmanın yasak olması sebebiyle tam bir tanımını yapamayacağımız mahlukat. çünkü varoluş sebeplerini anlatırken küfür kullanmamak imkansız.

sevdiği animenin/oyunun figürüne, ya da legoya 500+ liralar veren erkekler tanıyorum. herkes parasi dahilinde boş harcamalar yapıyor ve herkes kapitalizmi besliyor.

normalde yiyebileceğim her şeyi yerim. benim hakkımda 'olumsuz' bir intiba sahibi olmasın diye farklı davranıp kırım kırım kırılmaya gerek yok.

alenen hakaret, alenen dalga geçme. parası pulu olan herkes böyle maalesef de görgüsüzler zengin olduğu zaman pervasızca bu düşünceleri ortaya döküyor işte.

yapmayın.