linç kültürü

korkak işidir. kalabalığın görünmezliğinden faydalanarak birine fiziki olarak vuranla benzer şekilde kalabalığa karışıp sosyal medyada vuran aynı ödlektir aslında.

eleştiri mertçedir çünkü kendini koyarsın ortaya ama kalabalığa karışıp benim kırmızı çizgilerim var demek ağır y...klıktır.

''linç'' nedir diye sorsak, mağduriyet hikayesi ile cevap verecek, insanlar.
uzun zaman önce yanlışa yanlış dediğimiz için adımız, ''linç edene'' çıktı. çok insana mesaj yazıp '' kör müsünüz'' demek istedim fakat diyemedim. boş boş yazanlara laf anlatmak zordu fakat kalemine güvendiğim, çok sevdiğim, aklı başında insanlar dahi, yanlışı destekledi. yetmedi, bağzııı mod'lar tarafından çanak tutuldu. radyo programlarında bu konu konuşuldu. neyse, herkesin azıcıkta olsa zamanla utandığını var saymak istiyorum.

üzerinden çok vakit geçti, sakın ama sakın olayları harlayıp önüme sermek gibi bir hamlede bulunmayın, ciddiyetle uyarıyorum. bu konuda ne bir mesaj ne de bir yorum kabul etmiyorum!

sol'da, linç kültürünü görünce aylar önce yazdığım yazıyı paylaşmak istedim.
ali püsküllüoğlu, linç kelimesini, halktan bir topluluğun, bir suçluyu ya da kendilerine göre suç olan davranışta bulunmuş birini yumruk, taş, sopa gibi araçlarla döve döve öldürmesi olarak tanımlamıştır.
linç kültürü bugünlerde sıklıkla maruz kaldığımız ve şahit olduğumuz tepkiler silsilesidir.
linç kültürü sonucunda her daim mağdur/lar ortaya çıkar.
sürü psikolojisi ile hareket eden ve aklını kesinlikle kullanmamaya and içmiş kitlelerin zaman zaman linç yapan taraf, zaman zaman mağdur olan taraf olarak görmekteyiz.
sağduyulu insanlar* sorgular, düşünür evet evet düşünür ve tartışır. hatta en önemli özellikleri yanlışa yanlış demektir. yanlışa yanlış dememek gibi anlaşılması güç, kibarlık veya daha doğrusu duyar geliştiren insanlar hızla çoğalmaktadır.
empati yapayım derken ya da merhamet göstereyim derken ne yazık ki yapay mağduriyetlerin destekçileri olurlar.
her daim nezaketi ve saygıyı es geçmeden, insanların hata yapabilme paylarını hesaba katarak yaşamak zorundayız. çabamız bu yönde, en azından. kaostan özellikle uzak durmaya özen gösteren bir insan olarak
hayatta her insanın kırmızı çizgisi vardır, her duruma eyvallah çekemeyecek insanlar vardır. bazı yorumlarımız, bazı keskin tepkilerimiz gerçekten en hassas olduğumuz konuların sonucunda dökülür dilimizden.intihalbenim kırmızı çizgim, mesela, üzgünüm.....

aklımız-fikrimiz var, bir insanın izzeti nefsini, kendi egomuz uğruna kırmak gibi bir tutumumuz elbette olmayacak.
türkiye'de, nice linç hikayeleri ve mağduriyet hikayeleri dinleyerek seçimler yapıyoruz, liderler belirliyoruz.
herkese bir kitap tavsiyesinde bulunmak isterim, tanıl bora tarafından yazılmış olan (bkz: türkiye'de linç rejimi) kitabını okuyunuz efendim, okutunuz.

twitterda oldukça sık olandır.

beyinle ve insanla tanışamamiş bir yamyam türü. insana cok benzedikleri halde insan olmayan başkalar!

konu: linç kültürü mekan: twitter zaman: zaman farketmeksizin karakterler: ağzı olan herkes

oluşturan şey maalesef ekonomik ve sosyal bastırılmışlık. daha önce oluyor muydu? evet oluyordu. ahmet kaya'ya yapılan linç örneğin. ancak bu kadar yaygın değildi. o dönemdeki bastırılmışlık daha az ve sosyal medyanın olmadığı dönemdi.

ciddi anlamda sıkmış olan kültürdür. şu devirde suçsuz olan insan gündem olduysa bile bazı insan müsveddeleri sürü psikolojisine uyup linç etme gereksiniminde bulunuyor. aslında diğer adı da bence yargısız infazdır.

ülkemizde artık ifade özgürlüğü kalmadı. insanlar istedikleri şeyi söylemeye çekinir oldu. misal en basiti sosyal medya platformlarıdır. bu sosyal medya platformlarında özgürce yazmaya çalışırsınız sonra yazdığınız şeyler bazılarının dişine dokunur ve hemen topyekün linç girişimi düzenlenir.

ha bana sorarsanız bu son derece vasat bi davranıştır. insanlar artık hiçbir şeye tahammül edemez oldu, bencillik kanlarına işledi. dediğim dedik çaldığım düdük olsun istiyorlar ama olmaz. bu durumda insan olmanın gereğini yaparak kendinize zıt olan insanları da anlamak zorundasınız. insansanız yaparsınız yani. her neyse, anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az demişler. anlayanlara selam olsun.

ülkemizde nedense pek sevilen ilkel hareket.

insanlar düşüncelerini söylemeyi geçtim, kendi hallerinde takılırken bile linç edilebiliyorlar artık. siyasi, dini yahut futbolla ilgili görüşleriniz dolayısıyla zaten mutlaka karşı tarafın mensuplarınca lince uğruyorsunuz. bunun dışında çıkıp "şu filmi beğenmedim" deseniz bile linçlemeye hazır bir kesim bulunuyor. beğenmek zorunda mıyız yahu hepimiz aynı şeyleri! herkes aynı kadına/erkeğe aşık olsun, herkes aynı filmleri izleyip aynı şarkıları dinlesin, herkes aynı siyasi görüşte olsun, dinimiz/dinsizliğimiz mutlaka aynı olsun... tornadan mı çıktık biz ki hepimiz böyle aynı kalıpta olalım?

insanları rahat bırakın biraz. işin içinde küfür ya da hakaret olmadığı sürece herkesi dinlemeyi bilin. düşündüklerinin ya da gittikleri yolun yanlış olduğundan eminseniz * o durumda neden öyle düşünmesinin yanlış olduğunu insan gibi anlatırsınız. linçlenen insan gerçek görüşlerini değiştirmez. ya iş inada biner ve sizinle kavga ederler ya da sadece fikirlerini saklamaya ve başkalarıyla bir daha paylaşmamaya yönlendirmiş olursunuz. onlara yeni bir bakış açısı kazandırmazsınız.

ama derdiniz üzüm yemek değil bağcıyı dövmekse lince devam...

olmaz olsun dediğim şerefsizliktir. bu kültürden beslenenlere gün gelip aynısı yapılıyor yine bizler sahip çıkıyoruz. kardeşim rica ediyorum salın insanları, herkes istediği şeyi savunsun, fikrini beyan etsin. bakın yıkıcı olmak yerine yapıcı olun inanın zor değil.

herkesin savunduğu değerler olsun ideoloji olsun var, bunlar üzerinden birini eleştirmek son derece saçma ya. eleştirmekle de kalmıyorlar bel altı söylemlerle insanı dinden imandan çıkarıyorlar be. lan olm herkes sizin istediğiniz gibi mi olacak? sadece burada değil hiçbir yerde olmaz, alışın artık bu durumlara yahu. yetti sizlerin insanlar üzerinden algı operasyonu yapmanız, insanlara baskı uygulamanız!

(bkz: vurun ulan vurun ben kolay ölmem)

nasıl beynime işlemişse, gece rüyamda normal sözlükte linç ediliyordum. bir bakıyorum en az 40/50 tanım var akışta. dedim benim etim ne budum ne. kendi halimde takılıyorum burda. sabah 06:30 da uyandım ter içinde, hemen telefona baktım; neyse rüyaymış dedim.

bu sözlükte de artık bol olan bir kültür, yeterki sözlük yazarlarının karşı çıktığı bir şey olsun.

çok iyi bir kültürdür aynı düşünceden yazarları bir araya getirir. omuz omuza kelime ve cümleler yanyana harf harfe çok büyük bir mücadele verirler.

zamane recm uygulaması.

çok acayip bir şey bu. oyuncu çağlar ertuğrul da nasibini alıyor 2 gündür. adam altı üstü tamer karadağlı'yı tiye aldı diye yemediği laf, linç kalmadı. trt' deki diziden çıkarılmalıymış. neden? çünkü tamer karadağlı pkk sempatizanlarının karşısındaymış... delirmiş lan millet. neyse, isyan etmiş tabi haklı olarak.

şu hissiyata kapılmama sebep olan durum.
sonra iki şarkı açıyorum geçiyor.
mesela,ısmail yk şaheseri olan şarkı.

seni çok iyi anlıyorum çağlar'cım, kaderimiz aynı... *

bu sözlükte iyice yer edindiğini farkettiğim kültür. yeterki sizin görüşünüze aykırı bir şey söyleyeyim. hemen nickaltıma doluşuyorsunuz.

sizin gibi tiplerin; sırf protest rep yaptı, doğrularını ve gerçekleri söyledi diye protest repçileri içeri attıran malum kişi ve adamlarından hiçbir farkınız yok. onlar da siz de eleştiriye, özgür düşünceye karşısınız. sizin gibi olmayan herkesi ya hapis cezası ya da linç ile susturmaya çalışıyorsunuz. o yüzden mümkünse yıllardır b*k attığınız malum partiyi artık bi zahmet eleştirmeyin. sizin de onların da kafa yapısı aynı. özgür düşünceye karşı olmak.

bana 'delinin biri kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış.' dedirten saçma sapan koyunculuk oyunu.

kültürü açıklasam bende linç yiyeceğim. bu yeterince açık oldu sanırım.