otobüsteuyuyanbal - tüm tanımları (30. sayfa)
1.
beşiktaş
ben ilkokul - ortaokul dönemlerimde, yani 2003 - 2011 yılları arası olsa gerek, fanatik bir beşiktaşlı idim. bu dönemlerde beşiktaş'ın kötü dönemlerine tanık oldum, fakat bu sezon, türkiye kupası final maçını hariç tutmak gerekirse gerçekten hiç beşiktaş'a yakışır bir sezon olmadı. şuan internette gördüğüme göre de ligi 6. sırada bitirdi. bu sıra, bu oyun beşiktaş'a ait olmamalı. ha şuan ben futbola karşı gerçekten hiç ama hiç ilgili değilim, bazı milli maçlar ve avrupa maçları haricinde falan. ama yine de elbette ki beşiktaş daha iyi bir yerde bitirsin isterdim. hadi ilk iki galatasaray ve fenerbahçe oldu da, bari 3. bitirmeliydi yani. umuyorum ki en kötü sezonu böyle olur beşiktaş'ın, daha böyle bir kötü sezon, sürekli olarak teknik direktörlerin değiştiği bir dönem bir daha görmez.
devamını gör...
2.
türkü dinlemenin varoşluk olması
şu bir şey dinlemeyi yahut bir şey izlemeyi herhangi bir topluluk ile ya da herhangi bir kelimeyle bağdaştırmayı ne zaman bırakacaksınız anlamıyorum, bunu yapanlar için söylüyorum. bırakın kim ne dinliyorsa dinlesin, size ne gibi zararı var. siz mi karar veriyorsunuz türkü dinleyenlerin hangi topluluğa ait olduğuna. pop dinleyenleri de ayrı bir gruba koyalım o zaman, rap dinleyenler de aynı şekilde. neden hep bir gruplaştırma çabasındasınız anlamıyorum ki.
moduma göre türkü de dinlerim, rap da dinlerim, pop da dinlerim, klasik müzik de dinlerim. hiçbir gruba ait de değilm.
moduma göre türkü de dinlerim, rap da dinlerim, pop da dinlerim, klasik müzik de dinlerim. hiçbir gruba ait de değilm.
devamını gör...
3.
2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray
bir beşiktaşlı olarak, galatasaray'ın şampiyonluğunu tercih ederdim, ki öyle de oldu. yalnız bir şey eklemek istiyorum ki, bu şampiyonluk olayı tadında kutlanmalı diye düşünüyorum. yani insanların birbirini bir futbol fanatizmi sebebiyle kırmamamlı yahut üzmemeli, herhangi bir yerde, şampiyonluk kutlaması sebebiyle silahların patlaması sonucu alelade birisi yaralanmamalı yahut ölmemeli. tamam arabayla konvoy yaptın, bayrak salladın, kornalara bastın, hadi onu yaptın. ki bu bile trafiği felç etmek atmek adına kötü bir olay ama, hadi bunu yaptın tamam, yılda bir - iki defa olur böyle şeyler anlayabiliyorum. ama yani rica ediyorum insanları kırıp, üzmeden, insanları rahatsız etmeden, tadında bırakarak. en önemlisi de tekrar etmek gerekirse silahlar patlamadan, güzel güzel kutlanmalı. zaten ligde bazen ard arda bazen 2-3 yılda bir şampiyon olan takım galatasaray yani uzun süredir. siz nasıl kutlaması gerektiğini de diğer birçok takımdan iyi bilmelisiniz diye düşünüyorum. ben sadece içimden geçenleri söylemek istedim.
tüm galatasaraylılara tebrikler.
tüm galatasaraylılara tebrikler.
devamını gör...
4.
sözlük radyosu kaçak yayınları
canım anam elmalı kurabiye yaptı o nedenle yayından kaçıyorum, keyifli yayınlar, iyi dinlemeler herkese.
devamını gör...
5.
sözlük radyosu kaçak yayınları
sayın yayıncı hanım, bence en acilinden sözlükte böyle tatil günlerinde düzenli olarak yayın yapmalısınız. sesiniz çok tatlı olması nedeniyle radyo için çok güzel olmakta, dile getirmekten alamadım kendimi.
ben yayıncı hanımdan razıyım, umarım diğer dinleyiciler de benimle aynı düşüncededirler.
ben yayıncı hanımdan razıyım, umarım diğer dinleyiciler de benimle aynı düşüncededirler.
devamını gör...
6.
sözlük radyosu kaçak yayınları
sıkılmak konusunda şöyle örnek vereyim, bence bir değil birden fazla uğraş olursa bu sayede kolayca sıkılmamızın önüne geçebiliriz. ben hafta içi 8-5 çalışıyor olmanın haricinde hobi olarak blog sitemde yazıyorum, bazen podcast programı yapıyorum, bazen eğlenmek amaçlı youtube kanalıma videolar ekliyorum. bu sebeple de farklı alanlarda ilgilendiğimden hemen hemen hiçbirinden de sıkılmıyorum. yani tutkulu olan uğraşlarımız bir değil birden fazla olursa onlardan sıkılmamız o derecede azalır diye düşünüyorum.
not: almanca reklam çalmayan spotify da ne bileyim yani.
not: almanca reklam çalmayan spotify da ne bileyim yani.
devamını gör...
7.
sözlük radyosu kaçak yayınları
tutku başarının sırrı mı kesin olarak bilemiyorum ancak, başarı için en önemli etkendir diyebilirim. tutku ile yaptığım işlerden daha çok keyif alıyorum, bu sebeple de işimin başarılı olmasına çokça etki ediyor.
bu arada çok kralsınız yayıncı hanımefendi, istek parçamı çaldığınız için çok teşekkür ediyorum.
bu arada çok kralsınız yayıncı hanımefendi, istek parçamı çaldığınız için çok teşekkür ediyorum.
devamını gör...
8.
sözlük radyosu kaçak yayınları
şuan daha iyi oldu evet, ses mükemmel.
istek parça alınıyor mu bilmiyorum, alınmıyorsa çok özür diliyorum fakat bir parça vermek istiyorum. pazar sevincine yönelik.
ayna - dön bak aynaya
istek parça alınıyor mu bilmiyorum, alınmıyorsa çok özür diliyorum fakat bir parça vermek istiyorum. pazar sevincine yönelik.
ayna - dön bak aynaya
devamını gör...
9.
sözlük radyosu kaçak yayınları
merhaba iyi yayınlar sayın kıymetli yayıncı.
tüm quentin tarantino severler ve diğerlerine mutlu pazarlar diliyorum.
tüm quentin tarantino severler ve diğerlerine mutlu pazarlar diliyorum.
devamını gör...
10.
pulp fiction
merhabalar sayın bu filme dair tanımımı okumak arzusunda olan değerli insan, hoş geldin.
pulp fiction benim için, quentin tarantino'ya dair en keyifli ikinci filmdir, ilki, her ne kadar bu filme göre durağan gitse de reservoir dogs filmidir. bendeki yeri, değeri bambaşkadır.
bu film ise hikaye örgüsü diğer filmlerde olduğu gibi biraz farklı ilerleyen, başı kıçı farklı olan bir filmdir. ki bu anlatımı da çok seviyorum, hoşuma gidiyor. filmde birbirinden bağımsız birçok karakteri bir şekilde birbirine bağlama ustası quentin tarantino.
ilk başlarda görünen, bir anda soyguna karar veren tipler, iki silahlı şahıs, ki ikisi de birbirinden muazzam oyunculuğa sahipler. biri john travolta, diğeri ise samuel l. jackson. ikisinin arasındaki diyaloglar muazzam. ki soygun kısmındaki adamı da es geçmemek gerek, o da reservoir dogs filminde oynamıştı. gerçek adıyla tim roth.
not: bu tanımı 2024-05-06 günü 01:27:57 saatinde taslaklara ekleyip öylece bırakmışım, şuan bilgisayardan girince bir farkına vardım, devam etmek istedim ve aradan 20 gün sonra devam ediyorum.
aslında gayet de filmi olması gerektiği gibi açıklamışım oraya kadar, filmde diğer önemli oyunculardan biri de john travolta ile beraber sahneleri olan uma thurman. kill bill'de gelin karakterini canlandıran, saçı sarı olan ablamız. bu filmde saçı siyah şekilde aramızda, kadın gerçekten o kadar güzel ki, her iki saç da mükemmel olmuş. neyse, uma thurman ile john travolta'nın meşhur bir dans sahnesi vardır bu filmde, belki de filmi izlemeyenler dahi o sahneyi biliyor olabilirler, keyifli bir danstı. ben ikili arasında restoranta yemek sırasındaki diyaloglarını da çok severim. zaten quentin tarantino'nun bana göre en keyifli olaylarından biri diyalogları doğal, keyifli şekilde bize yansıttırması olayı. tamam, elbette filmde kan sahneleri de mevcut elbette, ama kan her ne kadar olsa da, diyaloglar kadar bana göre ön plande değiller. buna gerek reservoir dogs, gerek the hateful eight, gerek inglourious basterds filmlerinden örnek verilebilir.
filmde çokça aksiyon arıyorsanız, filmde asla çok büyüleyici, devasa aksiyon sahneleri yok belirteyim, filmi izleyecekseniz, böyle birbirinden bağımsız karakterlerin hikayesinin birbiri ile nasıl kesiştiği durumundan etkilenebilirsiniz diye düşünüyorum ve yukarıda da belirttiğim üzere diyaloglar. bu gibi etkenler ilginizi çekmiyorsa, filmde sizi de çekecek çok faktör olabileceğini düşünmüyorum. ancak her ne olursa olsun, bu film tür olarak, konu olarak size uygun değilse dahi, bir şans verip bakış açınızın güncellenmesine sebebiyet verebilrsiniz diye düşünüyorum.
saygılarımla.
pulp fiction benim için, quentin tarantino'ya dair en keyifli ikinci filmdir, ilki, her ne kadar bu filme göre durağan gitse de reservoir dogs filmidir. bendeki yeri, değeri bambaşkadır.
bu film ise hikaye örgüsü diğer filmlerde olduğu gibi biraz farklı ilerleyen, başı kıçı farklı olan bir filmdir. ki bu anlatımı da çok seviyorum, hoşuma gidiyor. filmde birbirinden bağımsız birçok karakteri bir şekilde birbirine bağlama ustası quentin tarantino.
ilk başlarda görünen, bir anda soyguna karar veren tipler, iki silahlı şahıs, ki ikisi de birbirinden muazzam oyunculuğa sahipler. biri john travolta, diğeri ise samuel l. jackson. ikisinin arasındaki diyaloglar muazzam. ki soygun kısmındaki adamı da es geçmemek gerek, o da reservoir dogs filminde oynamıştı. gerçek adıyla tim roth.
not: bu tanımı 2024-05-06 günü 01:27:57 saatinde taslaklara ekleyip öylece bırakmışım, şuan bilgisayardan girince bir farkına vardım, devam etmek istedim ve aradan 20 gün sonra devam ediyorum.
aslında gayet de filmi olması gerektiği gibi açıklamışım oraya kadar, filmde diğer önemli oyunculardan biri de john travolta ile beraber sahneleri olan uma thurman. kill bill'de gelin karakterini canlandıran, saçı sarı olan ablamız. bu filmde saçı siyah şekilde aramızda, kadın gerçekten o kadar güzel ki, her iki saç da mükemmel olmuş. neyse, uma thurman ile john travolta'nın meşhur bir dans sahnesi vardır bu filmde, belki de filmi izlemeyenler dahi o sahneyi biliyor olabilirler, keyifli bir danstı. ben ikili arasında restoranta yemek sırasındaki diyaloglarını da çok severim. zaten quentin tarantino'nun bana göre en keyifli olaylarından biri diyalogları doğal, keyifli şekilde bize yansıttırması olayı. tamam, elbette filmde kan sahneleri de mevcut elbette, ama kan her ne kadar olsa da, diyaloglar kadar bana göre ön plande değiller. buna gerek reservoir dogs, gerek the hateful eight, gerek inglourious basterds filmlerinden örnek verilebilir.
filmde çokça aksiyon arıyorsanız, filmde asla çok büyüleyici, devasa aksiyon sahneleri yok belirteyim, filmi izleyecekseniz, böyle birbirinden bağımsız karakterlerin hikayesinin birbiri ile nasıl kesiştiği durumundan etkilenebilirsiniz diye düşünüyorum ve yukarıda da belirttiğim üzere diyaloglar. bu gibi etkenler ilginizi çekmiyorsa, filmde sizi de çekecek çok faktör olabileceğini düşünmüyorum. ancak her ne olursa olsun, bu film tür olarak, konu olarak size uygun değilse dahi, bir şans verip bakış açınızın güncellenmesine sebebiyet verebilrsiniz diye düşünüyorum.
saygılarımla.
devamını gör...
12.
uzlaşma
şöyle açıklayayım, bir dosyada kovuşturma aşamasına geçildiğini varsayalım, suç da uzlaşma kapsamında, bu durumda dosyadan uzlaştırma bürosuna müzekkere yapılır, uzlaştırma bürosu tarafından dosya bir uzlaştırmacıya tevdi edilir, sonrasında uzlaştırmacı kendisine belirlenen süre içerisinde tarafları uzlaştırma çabası içerisine girer. tarafların fazla olması, uzlaştırma durumunda uzlaştırmacının alacağı parayı da iyi oranda etkiler, ki uzlaştırmacı tarafları uzlaştırmaması halinde de yine bu dosya için belli bir ücret alır. şimdi belki diyenler olacaktır, soruşturma aşamasında neden yapılmıyor. orayı çok bilmiyorum fakat soruşturma aşamasında da yapılıyor, suç soruşturma aşamasındayken savcılık makamınca uzlaştırma kapsamında bir suç olarak görülüyorsa, bu durumda savcılık uzlaşma işlemleri için yukarıdaki işlemi yapabiliyor. fakat savcılık kapsamı hem uzlaştırma kapsamında gördü, hem de uzlaştırma işlemini yapmayıp iddianame düzenledi. dosya asliye ceza yahut ağır cezaya tevzi edildi. bu durumda iddianame iade sebebi sayılarak dosya savcılığa gönderilir. hangi durumda iade edilmez onu ad belirteyim. savcılık suçu uzlaştırma kapsamında suç olarak görmeyip iddianame düzenlemiştir. fakat tevdi edilen asliye ceza yahut ağır ceza suçun uzlaştırma kapsamında kalma ihtimalini düşünerek yine de uzlaştırma bürosuna yazmak isteyebilir ama bu durumda bu ihtimal dahilinde mahkemece düşünüldüğünden iade sebebi değil de iddianame kabulü sornasında mahkemece tensip ile verilebilecek bir kararla yapılır, yahut duruşma sırasında herhangi bir ara kararla da bu işlem yapılabilir.
sonuç olarak bakacaksak yukarıdaki uzlaşmanın uygulama boyutu. ancak sonuç olarak baktığımızda gerçekten iyi bir düzenlemedir. ne kadar suç uzlaşma kapsamına girerse mahkemeler üzerindeki yükü alır, yargının yükünü hafifletmiş olur. tabi beraberinde uzlaştırmacı arkadaşlar da buradan hatrı sayılır ek gelir oluşturabilir.
saygılarımla.
sonuç olarak bakacaksak yukarıdaki uzlaşmanın uygulama boyutu. ancak sonuç olarak baktığımızda gerçekten iyi bir düzenlemedir. ne kadar suç uzlaşma kapsamına girerse mahkemeler üzerindeki yükü alır, yargının yükünü hafifletmiş olur. tabi beraberinde uzlaştırmacı arkadaşlar da buradan hatrı sayılır ek gelir oluşturabilir.
saygılarımla.
devamını gör...
13.
lahmacun soğanlı mı olur sarımsaklı mı sorunsalı
ne soğan ne de sarımsak sevmiyorum, keşke ikisi de konulmasa da lahmacunu rahat rahat yiyebilsem.
devamını gör...
14.
mansur yavaş
bu konuya şöyle bakıyorum, açıklamadan bağımsız olarak, zira kendi düşüncesidir bir şey diyemem.
köpekleri gerçekten çokça severim, hatta yer olarak güzel bir imkanım olsa gerçekten köpek sahiplenmek de isterim, fakat bu anlamda yok. sevgimi bazen denk geldiğim köpeklere mama alarak gösteriyorum. ülkemizin bazı gelişmiş şehirlerinde şunu gördüm, köpeklerin kulağında böyle küpe var, neyse araştırdım, anlamını bilmediğim için. bu küpe o köpeğin kısırlaştırıldığı, mikroçip takılıp kayıt altına alındığını gösterir bir durummuş. böyle köpeklerden de kolay kolay zarar geldiğine denk gelmedim, zira bu durum hormonlarına etki ettiğinden saldırganlık durumları da ciddi oranda azalıyormuş.
şimdi köpek saldırabilir düşüncesiyle ile diğer insanların yahut çocukların güvenliğini sağlamak adına köpeklerin kısırlaştırması neticede bir önlem. yani bu sayede hem sokakta kalabiliyorlar, hem de diğer insanlara da zarar verme ihtimalleri mümkün olan en aza iniyor. ha belki bu şekilde küpeli olan köpeklerin de saldırdığına şahit olan biri varsa bu bilgiyi de paylaşabilir elbette. fakat ben denk gelmedim, buna ilişkin haber de duymadım. neyse, neticede bazı hayvan severler şöyle diyor, barınaklara bırakılmasınlar. tamam barınaklara bırakılmıyorlar, ama bir yandan kısırlaştırılmasınlar da. tamam kısırlaştırılmaları kendi cinslerinin üreme durumunu kötü oranda etkileyecek vs ama hem sokakta durup hem de diğer insanları daha güvende tutabilecek daha iyi bir fikir var mı şuan. var ise sunulsun, o yapılsın.
emin olun bazı bölgelerde öyle köpekler denk geliyor ki direkt yakaladığı an saldırıyor yani. oradaki masum bir çocuğun yahut insanın burada suçu ne? tamam kısırlaştırılan her köpek de evvelinde saldıracak diye bir şey yok, buna da hak veriyorum. ancak gerçekten ne yapılır yani, hadi ben bilmediğimden soruyorum fakat ülkemizde bu tarz uygulamaları gerçekleştiren gelişmiş şehirler daha iyi bir yöntem düşünememişken, madem daha mantıklı fikriniz olduğunu düşünüyorsanız bir şekilde yazın bir yerlere duyurun, inanın ben de isterim ki köpekler de daha özgür yaşasın, hormonlarında olumsuz bir durum yaşanmasın. fakat olsa eminim ki daha iyi bir yöntem sunulur yahut bir şekilde medyatik durum oluştururdu. demek ki henüz bulunmamış işte, olay bu maalesef ki.
benim de en sevdiğim hayvan köpektir yani, ama bu durumda tarafsız bakmak gerekir diye düşünüyorum.
köpekleri gerçekten çokça severim, hatta yer olarak güzel bir imkanım olsa gerçekten köpek sahiplenmek de isterim, fakat bu anlamda yok. sevgimi bazen denk geldiğim köpeklere mama alarak gösteriyorum. ülkemizin bazı gelişmiş şehirlerinde şunu gördüm, köpeklerin kulağında böyle küpe var, neyse araştırdım, anlamını bilmediğim için. bu küpe o köpeğin kısırlaştırıldığı, mikroçip takılıp kayıt altına alındığını gösterir bir durummuş. böyle köpeklerden de kolay kolay zarar geldiğine denk gelmedim, zira bu durum hormonlarına etki ettiğinden saldırganlık durumları da ciddi oranda azalıyormuş.
şimdi köpek saldırabilir düşüncesiyle ile diğer insanların yahut çocukların güvenliğini sağlamak adına köpeklerin kısırlaştırması neticede bir önlem. yani bu sayede hem sokakta kalabiliyorlar, hem de diğer insanlara da zarar verme ihtimalleri mümkün olan en aza iniyor. ha belki bu şekilde küpeli olan köpeklerin de saldırdığına şahit olan biri varsa bu bilgiyi de paylaşabilir elbette. fakat ben denk gelmedim, buna ilişkin haber de duymadım. neyse, neticede bazı hayvan severler şöyle diyor, barınaklara bırakılmasınlar. tamam barınaklara bırakılmıyorlar, ama bir yandan kısırlaştırılmasınlar da. tamam kısırlaştırılmaları kendi cinslerinin üreme durumunu kötü oranda etkileyecek vs ama hem sokakta durup hem de diğer insanları daha güvende tutabilecek daha iyi bir fikir var mı şuan. var ise sunulsun, o yapılsın.
emin olun bazı bölgelerde öyle köpekler denk geliyor ki direkt yakaladığı an saldırıyor yani. oradaki masum bir çocuğun yahut insanın burada suçu ne? tamam kısırlaştırılan her köpek de evvelinde saldıracak diye bir şey yok, buna da hak veriyorum. ancak gerçekten ne yapılır yani, hadi ben bilmediğimden soruyorum fakat ülkemizde bu tarz uygulamaları gerçekleştiren gelişmiş şehirler daha iyi bir yöntem düşünememişken, madem daha mantıklı fikriniz olduğunu düşünüyorsanız bir şekilde yazın bir yerlere duyurun, inanın ben de isterim ki köpekler de daha özgür yaşasın, hormonlarında olumsuz bir durum yaşanmasın. fakat olsa eminim ki daha iyi bir yöntem sunulur yahut bir şekilde medyatik durum oluştururdu. demek ki henüz bulunmamış işte, olay bu maalesef ki.
benim de en sevdiğim hayvan köpektir yani, ama bu durumda tarafsız bakmak gerekir diye düşünüyorum.
devamını gör...
15.
ayna
şuan googlelama sonucu fark ettim ki, ayna grubu 1996, 1998, 1999 ve 2000 yıllarında kral tv video müzik ödülleri'nde en iyi grup ödülü'nü almış. mükemmel olay gerçekten, şarkılarını severk dinliyordum ama böylesi sürekli ödüller aldığını bilmiyordum.
devamını gör...
16.
nihat kahveci
koyu beşiktaşlı olduğum dönemlerde, beşiktaş'a geldiği ikinci dönemi izlemiştim bazı maçlarını, keşke bekleneni verip eski dönemindeki gibi harikalar yaratsaydı. fakat buna rağmen porto'ya olan füzesi mükemmeldi. gerek milli takımda, gerekse de beşiktaştaki ilk dönemi ve tabi beraberinde ispanya ligindeki yaptıkları ile adından çokça söz ettirmiş türk futbolcu. bir süredir de youtube'da nutspor kanalında futbol yorumculuğu yapmaktadır.
devamını gör...
17.
severek ayrılanlar
mükemmel, aşırı derecede dinlenilmesi haz verici parça. ayna grubundan, erhan güleryüz tarafından söylenmiş parça, hatta trt müzik youtube kanalında 8 gün evvel şöyle bir video da yayınlanmış. seyircilerin şarkıya eşlik etmesi falan çok hoş.
devamını gör...
20.
cenk tosun’un beşiktaş'tan ayrılması
bu sezon fenerbahçe'nin beşiktaş'ı 2-1 yendiği maçta, cenk tosun çok güzel gol atmıştı fenerbahçe'ye. tam böyle beşiktaştaki eski dönemlerinde olduğu gibi mükemmeldi. beşiktaş'ta güzel anılar bıraktı, beşiktaş'taki çok güzel değerlerden biriydi kendisi, yolu açık olsun tosun paşanın.
devamını gör...