parttimemutlu yazar profili

parttimemutlu kapak fotoğrafı
parttimemutlu profil fotoğrafı
rozet
karma: 1737 tanım: 109 başlık: 21 takipçi: 73

son tanımları


duygusal bağ kuramamak

bunu bu hafta terapimde öğrendim. kimseye karşı duygusal bir bağa sahip değilmişim. ailemle ve arkadaş olarak gördüklerimle bile. hep yalnız ve anlaşılmıyor hissetmemin temel açıklamalarından biri sanırım bunu becerememiş olmak. yapayalnız hissetmek nasıl bir şeymiş, aslında nasıl bir durummuş bunu çok iyi anlıyorum şu an. kalbimde kimseye yer yok mu, insanlara karşı hiçbir şey hissetmiyor muyum yoksa hissettiklerimi bastırdığım için anlayamıyor muyum?
devamını gör...

şu an seni ne mutlu eder sorusuna cevap verememek

cevapsız kalan sorular serisine hoş geldiniz.
devamını gör...

ben bir şeyler anlatmak istiyorum

tekrar merhaba. yine ben. bugün üçüncü terapi günümdü ve daha önceki iki terapiye güle oynaya çıkmış bir insandım ama bugün ağlayarak çıktım terapiden. bugünün konusu çocukluğumdu. bireyselliğim ve hissettiğim yalnızlık duygusunun temelleriydi. adını hatırlamadığım ama alt bilinç miydi neydi, o tarz bir konuyla düşüncelerimi dinlediği bir şeyler yaptı terapist.
bir ormandaydım, yanımda kim vardı? bu soruya kimseyi bulamadım. kimse yoktu çünkü yanımda. tek olamam mı dedim, olmaz dedi terapist. hayvan olur mu dedim, olmaz insan olmalı dedi. aklıma kimse gelmedi. duraksadım, bana zaman tanıdı düşünmem için. sonrasında abim dedim. velhasıl konu buradan öyle bir dallanıp budaklandı ki, yalnız hissediyor olma sebebimin özüne vardım. bağlantı duyduğum bir insan yoktu çünkü. çocukken kurulan güvenli bağlanma bende yoktu. bunu yaşamamıştım ve ne olduğunu bilmediğim bir şeyin yokluğuyla baş etmeye çalışan bir insandım. yalnızlık hissini hiç bu kadar derinden anlamamıştım aslına bakarsanız. aileme dahi bir aidiyet duymuyor olmamı açıklayamıyordum ama artık nasıl açıklayacağımı öğrendim. abimle aramızda ülkeler, mesafeler girince kendimi neden yetim gibi hissettiğimi de öğrendim. çünkü bunca yıl benim gözümde babam abimdi. bunca yıl tek ailem oymuş. şimdi ise o da yok, kendimi yalnız hissetmemin en büyük temellerindenmiş bu. terapist dedi ki, çok yalnızsın ve kimseye bir bağın yok. ikili ilişkilerde neden hep batırdığımı öğrendim böylece. neden hep kötü bittiğini, neden hep bir şeylerin yürümediğini öğrendim. ne zaman birine karşı adım atsam, kendimi fazlalık hissediyor oluşumu fark ettim. hep diken üstündeydim insanların yanında. ya fazla konuştuysam, ya yanlış bir şey söylediysem, ya aşırı yorum yaptıysam, ya burada istenmiyorsan, ya burada olmamalıysam, ya bana kibarlıktan git diyemiyorsa, ya bana hayır demek istiyor ama ayıp olmasın diye yapamıyorsa, ya burada onlar için gereksizsem, ya onlar için fazlalıksam?

kim bana bu fazlalık hissini bu kadar derinden hissettirmişti?
ailem. çocukken yaşanan en ufak bir olayın 23 yaşında hayatımı cehenneme çevirmesi ne kadar ironik, değil mi?
terapiden çıkınca çok kötü hissettim. birçok şeyle yüzleştim bugün. kendimi acı deryasının ortasında hissediyorum artık. kendime kızarken, kendimi bu kadar kötü eleştirirken farkında olmadan aslında çocukluğuma kötü sözleri edenmişim. sorun bende değilmiş. sorun, bende değilmiş.
ben problemli değilmişim, ben hatalı değilmişim, ben yanlış değilmişim. ben, ben gerçekten problemli ve hasta olan değilmişim.
ben gerçekten ailemin anlattığı gibi problemli değilmişim. problem ben değilmişim. problem insanlarmış, problem başkalarıymış. ben yalnızca kendimi suçlamışım, çünkü kendimi buna bile layık görmekte zorlanmışım.
devamını gör...

yazarların şu an dinledikleri şarkı

paramore: decode
devamını gör...

astigmatizma

sahip olduğum şey. gözlüksüz hiçbir şeyi görememe gibi bir durum mevcut. sıfır şaka. 4 numara astigmat gözlüğü ile hiçbir şeyi göremiyorum. banyoda hiçbir şeyin yerini değiştirmiyorum çünkü bulamıyorum. korkunç bir durum. geceleri yatarken bile gözlüğüm gözümde oluyor çünkü gözlüksüz uyanınca gözlük bulması ayrı bir dert, gece uyanınca etraftaki gölgeleri hareket ediyor görmek hepsinden beter. tedavisi yokmuş sanırım. insanı epey stres eden bir konu bu. göz numaram sürekli artıyor mesela... denize gitmek, havuza gitmek keyifsiz bir şeye dönüşüyor. göremeyince kimseyi. ayırt edemeyince.
devamını gör...

sözlük yazarlarının fotoğrafları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şu an dinlenen şarkıdan bir cümle

the city holds my heart
within walls of glass and steel
can't you see ı just can't go?
devamını gör...

itici gelen hitap şekilleri

canım. şekerim. cicim.
devamını gör...

ben bir şeyler anlatmak istiyorum

selamlar. ben part-time mutlu. bir süredir full time mutsuz olduğumu belirtmek istiyorum. arkadaşsızlıktan tam olarak ölüp bitiyorum. burada, anonim bir kimlik olarak bir şeyler anlatmaya o kadar çok ihtiyacım var ki. bunu size anlatabilirim. korkunç paranoyak bir insanım, yakın zamanda majör depresyon ve panikatak teşhisi aldım. bunu arkadaşlarıma anlatamıyorum çünkü arkadaşım yok, olanlar da bunları anlayacak insanlar değil aslında. buraya bir şeyler yazmaya, kimsenin dinlemeyeceği ve belki de okumayacağı şeyleri anlatmaya geldim. ara ara buraları turunculandırıp, kimsenin yazmadığı ya da yazmayacağı bu başlığı tek başıma doldurabilirim. kızabilirsin, söylenebilirsin ve hatta bana ne diyebilirsin.

şimdi başlıyorum anlatmaya. ben, aslında gerçekten bıktım ve usandım bu hayattan. bu ülkede yaşamak başlı başına zaten bir sorun, her gün gelecek kaygısı ile yaşarken bir yandan da bu hayatın akışına sıkışmış hissediyorum. mutsuzluğumun sebebi bunlar olabilir mi bilmiyorum gerçi. neden mutsuz hissettiğimi bilmiyorum ama buna konan ismin farkındayım. bir, arkadaşsızlık. iki, yalnızlık. üç, ihmalkar bir ailenin büyüttüğü çocuk olmak. neyse, terapiye başladım. her hafta görüşmemizi istedi, düzenli gelmeyeceksem başlamamamı önerdi. uzun vadede psikiyatriye yönlendirebileceğini belirtti. sorun değil, dedim. bundan 10 sene önce de gitmiştim. o zamanlar uyku ilacı beni ölü gibi uyutmuştu. pek tatlı anılar değil. terapistim bana kahve ikram etti, bol şekerli bol köpüklü bir türk kahvesi. kahvenin üzerindeki köpükleri hiç sevmem ama bunu söylemedim kahve içer misiniz dediklerinde. kahveyi sıcak da içemem, soğutmak için epey bi bekledim. sonra tek yudumda içtim stresten. saçma bir anı gibi geliyor ama merak ediyorum bunların ne anlama geldiğini. kendisi epey bi güzel kadın. sanırım dudaklarında da dolgu var. giyimi, tarzı, aşırı güzel bir kadın. 10/10 puan verdim. iki terapist daha vardı radarımda. biri erkekti. onu cinsiyet yüzünden eledim. diğeri ise aşırı islamcı seanslar uyguluyormuş. onu da o yüzden eledim. bu kadından başka seçeneğim kalmadı gibi oldu biraz yani. öyle. ikinci seansım yakında. anlatacaklarımı her gece yatmadan evvel yarım saat düşünüyorum ve ne söyleyeceğimi dahi planlıyorum. ilk seans içinde bunu yapmıştım ve terapist neyin var dediğinde ağladığım için uzun süre konuşamadım. makyajımı silmeden uyumuyor, hatta çift aşamalı temizlik yapmadan günü bitirmiyor olmama rağmen ağlayınca gözlerimi silmemle birlikte peçete maskara izi oldu. ya abi, iki gündür gözümde ne yapıyorsun sen. kaç kere temizledim yani. saçmalığa bak. neyse, bu kadardı. bu part. iyi geceler.
devamını gör...

majör depresyon

tanısını aldığım o mevzu bahis durum. hiçbir şeyden keyif almadığım, ya uyuyamadığım ya da davar gibi uyuduğum, tok hissedemediğim için üç kişilik öğünü yediğim, kendimi acı içinde hissettiğim, düşüncelerimi toparlayıp odaklanamadığım o süreç. mutsuzum olum. mutsuzum. hiçbir şey hissedemiyorum. taşa dönüşmüş gibiyim. yataktan çıkmak için çok çabalıyorum, çoğu zaman çıkamıyorum. kimseye sabrım yok, sinirliyim ya da tepkisizim. yalnız hissediyorum. yalnızım. beni boğduğunu hissediyorum artık. bu belirtiler ile gittiğim terapist bir test doldurttu bana. sonrasında sonuçlara ben bile şaşırdım. çünkü bolca yüksek puanlıydı. tuhaftır ama yüksek puan aldığım nadir şeylerden biriydi bu. komik. biraz notlar aldı, haftalık görüşelim dedi, tam bir hafta olacak şekilde ayarladı randevumu. tekrar gideceğim. ne olacak merak ediyorum biraz.

edit: eklemeyi unuttuklarım.

ben psikoloğuma hiç ölme fikirlerimden, arkamdan kalanlar için yazdıklarımdan bahsetmemiştim. hatta bu noktada artık arkamda kalacak insanlar için hediye de aldığımı belirtmem lazım. bunları anlatmadım, hiç söz etmedim ama bu noktada olduğumu anlamış olacak ki. depresyonun en son ve en kötü halini teşhis olarak koymuş. anlatmadığım için anlatmama gerek kalmadı mı bilmiyorum. anlatmam gerekiyor gibi hissediyorum. 23 yaşında bunlarla uğraşmak pek tatlı gelmedi.

psikoloğuma kendimce çok edebi bir cümle kurdum.

"herkesin hayatı akıp gidiyor, herkesin hayatında bir akış var ama ben bu zamana, bu döneme hapsoldum ve hayatım akmıyor. hiçbir yere varmıyor, hiçbir şeye dönüşmüyor."

bu cümlenin ağırlığını ancak hissedenler anlar muhtemelen. çünkü bu, o tarz bir cümle. hissettiren bir cümle. duvara bakarak, ağlayarak konuştum tüm seansta ama bunu en son fark ettim. anlaşılabilir olmak güzeldi, birinin dinlediğini ve tüm dikkatini sana verdiği o an değerli hissettirdi. seans sonrası eve dönünce iyi hissettim çünkü anlamıştı sonunda birileri. sonunda biri beni anlamıştı.
anlaşılmıştım olum. bu çok efsane bir hismiş. evde deliren tek kişiyim sanıyordum ama öyle değilmiş yani.
devamını gör...

üstteki yazara alternatif kullanıcı ismi ver

bir simyacı adın varmış. senin adın cennetmahallesininkimyacisi olsun.
devamını gör...

stardew valley

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
pandemide oynamaya başladığım ve oynayarak 1280 saat oynadığım o oyun... evet, bu oyun stardew valley. şu an 50+ mod var oyunda. çok söze gerek yok, ekran resmi her şeyi anlatıyor.
devamını gör...

ailenin umursamadığı çocuk olmak

evet, bu tam olarak düşüncelerimi ve hislerimi açıklayan o başlık oluyor. umursanmayan çocuk olmak.
hasta olsan bile kapının çalınmaması, pek de önemsenmemek. hastaneye gitsen bile sebebini sormamaları, ağrıdan kıvransan bile merak etmemeleri, bir şeyleri anlatırken aniden yarım bıraksan anlatmayı onu bile sorgulamamaları. bunlara umursanmamak demek basit kalıyor olabilir sanki. emin değilim. yıllardır ülser hastasıyım ama bir kere bile midemi sormuş değiller. bir kere bile merak etmiş değiller. sık sık hastaneye gidiyor olmam bile tuhaf gelmiyor muhtemelen. dünya dönüyor ama benim çevremde değil, onların ve onların merak ettikleri insanların çevresinde. ben boşluğa ve zamana sıkıştım, kapana kısılı kaldım. onların görmediği ve istemediği bir evlat olarak. saçlarımı kesiyorum, görmüyorlar. boyuyorum, fark etmiyorlar. yeni bir şey alıyorum fark etmiyorlar, bir şeyler anlatsam dinlemiyorlar. aniden konuşmayı bıraksam, sen ne anlatıyordun diye sormuyorlar da yani. öyle bir umursamamazlık seviyesindeler. komik. çok komik ama acıtan da bi yanı yok değil.
devamını gör...

aileden bıkmak

eğer 10 yaşlarındaki halim görse böyle bir başlık açtığıma inanmazdı sanırım. ama maalesef, artık onlardan bıktım. bunaldım. soğudum. varlıkları beni yalnızca rahatsız ediyor.
devamını gör...

aileden soğuma sebepleri

ailem hiçbir zaman beni önceliği yapmıyor. onlar için dışarıdaki insanlar daha önemli. daha kıymetli. ne hissettiğim bir önemi yok. bir tartışmanın sonucu hep aynı. suçlu olan benim, problemli olan benim, hatalı olan benim. ötesi ve farklı bir ihtimal yok. olamaz. en ufak bir düşüncemi açsam eninde sonunda konu hep şu cümlelere bağlanıyor. "biz iyi ana baba olamadık, sen ol."
"biz bi bok beceremedik, sen becer."
"biz berbattık, sen iyi ol."
"biz düzgün evlat yetiştirememişiz, sen yetiştir."

ben artık soğumaktan öte, bıktım ve usandım yani. ben artık yoruldum ve onlarla aynı ortamda bulunmayı geçtim, aynı sofrayı bile paylaşmak istemez bir hale geldim. ben artık diyorum ki keşke yok olsam da kurtulsak, kurtulsalar. buna soğumak denir mi?
devamını gör...

öldürmeyip süründüren şeyler

kanser.
devamını gör...

hikayesi olan fotoğraflar

"güneşli"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tanışmak istediğiniz yazar ve kitap karakterleri

oyun eklenmemiş ama ben ekleyeceğim.

the witcher- cirilla
the witcher- triss
the witcher- dettlaff
skyrim- dragonborn
skyrim- mjoll the lioness‎
skyrim - aela
skyrim- darkbrotherhood
stardew valley- başkan lewis ve pam

andrzej sapkowski - the witcher
victor hugo- bir idam mahkumunun son günü
devamını gör...

ajanda kullananların ajandaya yazdıkları

benim ajanda kullanma yöntemim budur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

celal şengör'ün ilber ortaylı kadar sevilmemesi

tacizci olduğu içindir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim