patiklipenkuen yazar profili

patiklipenkuen kapak fotoğrafı
patiklipenkuen profil fotoğrafı
rozet
karma: 3863 tanım: 482 başlık: 37 takipçi: 75

son tanımları


10 kasım 1938

canı pahasına savunmuş olduğu bu mukaddes toprağın, hatırasının ve mirasının emanetçisiyiz. nefes aldığımız müddetçe fikirlerini kalbimizde ve hayatımızda yaşatmaya devam edecek; mazisi insanlık tarihi kadar eski olan, göğüs gerdiği tüm zorluklara rağmen yüksek karakter ve şahsiyetinden asla taviz vermeyen yüce türk milleti için, onun gibi içten ve samimiyetle çalışmaya devam edeceğiz.


"sarı zeybek öldü sanma, diridir:
o, dağların yine eşsiz eridir."
devamını gör...

yazarların cep telefonu duvar kağıtları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
amme hizmeti:
devamını gör...

aşırı türkçülerin salak olması

milliyetçiyim. ardı arkası yiyen bunu reelde yüzüme söyler.

yumruk yemek fon yemeye benzemez.
devamını gör...

itperest kadınlar

aşırı vicdanlı olsalar da, sermayenin ve manipülatörlerin maşası oluyorlar. farkında değiller.

arkadaşlar, bu topraklarda yazılmış dikkate değer hatıratlardan biri olan ve payitahtta bazı çalışmalarda bulunan moltke’nin hatıralarında bile başıboş köpek sorunu var. yıl olmuş 2024’ biz hala aynı konuları konuşuyoruz. yapmayın.

ormanlık arazide vahşileşip ekosistemi bozuyorlar. şehir desen insanlara zarar veriyorlar. hastalık taşıyor ve saldırganlaşıyorlar. bazı insanların parmakla gösterip iç geçirdikleri batı bile bu işi yıllar önce çözdü.

evcil hayvan edinmek bir standarda bağlanacak ve yasalar uygulanacak. o canların yeri sokak değil. başıboş hayvanlar da bir şekilde itlaf edilecek. edilmeli. başka çare yok.

mama şirketlerinin, dolandırıcı iyilikseverlerin ve fırsatçı veteriner gruplarının (namusuyla çalışanlara saygım sonsuz) lobisine kulak asmayın.

şehirlerde sağlık ve güvenlik, kırsalda ek olarak ekosistem için bu elzem.
devamını gör...

attack on titan

“animeden nefret ederim. hayatımda manga diye bir şey okumadım, evimde olsa nihale olarak kullanırım.” derdim hep.

sonra bizim arkadaşlar “böyle bir dizi var, yalvarırım bi beş dakika bak.” dediler.

hem kalemine hem sana uygun, diye de eklediler.

“5 dakika bakarım, sonra apex legends oynarım.” dedim. o gün 8 bölüm izledim. beş günde 4. sezona geldim.

naçizane bir film ve dizi kültürü olan biriyim. bu kalitede bir yapım az bulunur. böyle bir şey yok.

ayrıca bir sabah kalksak ve rabbim bizlere anime kızlarını gerçek kısa; mikasa ile bir kahve içmek isterim. tam hayallerimdeki gibi biri. hem güzel, hem silahşör, hem de kadın. at da biniyor. mis. sasha da 2 numaram. beraber et yeriz. mis.
devamını gör...

japon denince akla gelen ilk şey

mikasa. (bkz: attack on titan)

bir mikasamız olmadı be.

edit:

tanım
devamını gör...

torpille işe giren insan

torpille referansı ayıralım. mavi yaka hariç, artık başlangıç, hatta orta düzey ilanlar bile pek açılmıyor. eskisi gibi ilan bile kalmadı artık sitelerde. şirket içi cv'lerle iş dönüyor. hatta şaşıracaksınız, us'de falan da böyle olduğunu söyleyen arkadaşlarım var. us vatandaşı arkadaşlar devops alanında çalışıyorlar ve 1 yıldır iş bulamıyorlar.

ben naçizane iyi bir eğitim almama rağmen askerden geldikten sonra 1 yıl boyunca kendim iş aradım. özellikle 2023 ocak itibariyle doğru dürüst dönüş yapan bile olmadı. ne zaman ki tanıdığa falan cv gönderdim, çoğu nezaketen de olsa, en azından aramalar başladı. şirket içi cv işini "bu adamın arkadaşı, referans oluyor, e kurum kültürüne de yakındır." diye açıklayanları anlarım. adam sırf bu yüzden zaten işe almıyor. işi yapacak, eşşek gibi çalışacak sensin.

ama... sırf bilmem ne muhtarının ebesinin göçebesi diye saçma sapan bir yere memur olarak giriyor ve 10-16 çay içme memurluğu yapıyorsa, o tam bir şerefsizliktir.

inşallah gelecekte, "referans" saçmalığının olmadığı ve her sürecin şeffaf işlediği bir anlayışa evriliriz.
devamını gör...

size ölmeyi emrediyorum emrini alan siz olsaydınız sorunsalı

öncelikle, emri veren gazi. ölmekten, öldürmekten ve ölüme göndermekten çekinmeyen biri. istikbalin ve mevcudiyetin savaş meydanlarında kazanıldığını, tarihin kendisini yazarak göstermiş mahir bir kumandan. öyle bir komutan ki, kendi beceriksizliği yüzünden ricat bile edememiş birilerinin it sürüsü diye nitelendirmekten çekinmediği o güzel türk askeriyle birlikte, çanakkale zaferine giden o kutlu yolun taşlarını döşemiş.

herhangi bir paşa bile sizinle konuştuğunda, istediği şeyi %100 bağlılıkla yaptırabilecek kabiliyete çok rahat sahipken, gazi karşısında "aaa" diyebileceğimi zannetmiyorum. göğsüm dik, onur ve gurur içerisinde, kazanılacağına emin olduğum bir muharebe için yürürüm. içimde en ufak bir tereddüt bile olmaz.

edit: istikbal ve ikbal kişilerden bağımsızdır. savaş da, ölüm demektir. daim olan türk milleti ve devletidir. yani, şu an bir çatışma olsa gider miyim, gözümü bile kırpmam, giderim. çünkü yöneticiler gelip geçicidir. yarın bir bakmışsınız, yoklar.

askerdeyken başımıza geldi. huduttaydık, karakol çevresinde unsurlar bazı geceler nöbet yerlerine ateş açardı. her ne kadar üç beş arkadaş gitmek istemese de, birçoğumuz aslanlar gibi sırt sırta nöbet tuttuk. gözümüzü bile kırpmadık. hala aynı şeyi düşünüyorum, mesele ölmek değil. mesele nasıl bir hayat sürdüğün.
devamını gör...

yahudilerin türk dostu olması

şöyle ki, ortadoğu'da müttefik belleyebilecekleri tek ordu türk ordusu. bazı arkadaşlar ehüehü çekse de, nicelik ve nitelik olarak bir kaç unsur hariç türk ordusu israil ordusuna denk. siyasi olarak batı tarafında olduğumuz müddetçe, ekonomik işbirlikleri artarak devam eder.

burada bir parantez açmamda fayda var. israil devletinin türk devleti ile olan ilişkileri tamamiyle çıkara dayalı. öyle kara kaşımıza kara gözümüze değil. hatta tüm devletlerle ilişkileri çıkara dayalı. türk'ün türkten başka dostu olmadığını unutmamak lazım.

edit: yahudilere gelecek olursak, millet bunları ülkelerinden fare muamelesi çekip kovdukları zamanlarda rahat ve huzur içinde yaşadıkları bir kaç ülkeden biriydik. ondandır.
devamını gör...

hearts of iron 4

1936-1950 arası seçtiğiniz herhangi bir ülkeyi her anlamda yönettiğiniz güzel bir, oyun demeye utanıyor olsam da, oyun.

dinamikleri ve mekanikleri hiçbir oyun gibi değil. taktikler, askerin postalı, bürokrasi, iç siyaset, dış siyaset, ekonomi, her türlü ordu birimini, milli stratejileri, üretim, lojistik ve altyapı gibi dinamikleri kontrol etmeniz gereken bir simülasyon. askeri siyaseti, doktrinleri, bilimsel gelişimi vs. yazmayı unutmuşum.

tarihle ilgili olsa da, olmasa da bir çok insana hayata dair farklı bakış açısı katabilecek bir oyun. bir çok konuda fikir sahibi olabileceğiniz dinamik bir yapısı var. ayrıca, community tarafı da aşırı güçlü. o kadar güzel dlc'ler çıkarmışlar ki... üstelik bedava.

ilk defa bir youtuber'da görmüştüm. bundan 5-6 yıl önce, bunaltıcı bir şubat gecesiydi. indirmek istedim. bilgisayarım baz model bir air'di. kasa kasa olsa da çalıştırdım. hileyle 100 saate yakın oynadıktan sonra bir şeyleri kavradım, sonrasında daha az hileli ve en son hilesiz oynamaya başladım. bir kaç bin saatim vardır herhalde.

şimdilerde kafa dağıtmak için ziyaret ettiğim bir arkadaş. gerçi benimki de takıntı gibi bir şey oldu artık.

ne zaman başka bir ülkeyi deneyeyim desem, içim eziliyor. türkiye'yi alıyorum. "ya, bu sefer farklı bir ulusal odak seçeyim" diyorum, bir bakmışım atamın ülküsünden gitmişim. zaten misak-ı milli'yi ilan ettikten sonra bende film kopuyor.

gözümü açtığımda da hep aynı senaryoya uyanıyorum. muhafazakarları ezmiş, balkanlar türkiyesini vatan topraklarına katmış, moskova'ya rektal yollardan yolculuk etmişim. tanklarım st.petersburg sokaklarında drift atıyor. askerlerim sevinçli, altay dağlarında ve tuna kenarında zeybek oynuyorlar. almanlar "bunda bir yanlışlık oldu galiba" derken cemil cahit toydemir komutasındaki 1. ordu dünyanın korktuğu wehrmacht'ı paramparça etmiş, berlin'e giriyor. manş denizinde türk jetleri alçak uçuş yapıyor. ingilizler şok.
devamını gör...

eski sevgili ile yeniden başlamak

bir kere giden biri, hiç gitmemiş gibi baktırabilecekse kendisine, başlayın. ve daha da önemlisi ilk seferki gibi sevebilecekseniz. yoksa boşuna uğraşmayın.
devamını gör...

ikinci dünya savaşına girseydik türkiye olmazdı söylemi

doğrudur. aksini iddaa eden gerçeklikten kopuktur.
devamını gör...

dişleri sıkmak

bilhassa gece olanı botoks ile düzeliyor. ama bir tık yüz hatları da sertleşiyor gibi. güvendiğim diş hekimine 2 kere yaptırdım. tavsiye ederim.
devamını gör...

sözlüğün azalarak bitmesi

ben çok sözlükte yazdım. buraya geldiğimde ilk şunu fark ettim, aşırı sansür var. entrydeki en ufak bir küfüre bile düzeltme isteniyor. bu gerçekten çok saçma. bir insan garip ya da absürt bir şeyi anlatırken yahut bir anısını yazarken tepkilerini iyi ifade edebilmeli. aksi takdirde burası babaanne evi olmaktan öteye geçemez. ezcümle, formatı biraz daha gevşetmelisiniz.

ayrıca, eğer popüler bir sözlük olma yoluna girmek istiyorsanız; sözlük gelirini(illa ki vardır) olduğu gibi reklama ayırmanız lazım. sosyal hesapları daha sık ve yaratıcı kullanmalısınız ki, insanlar merak edip sözlüğe gelsin.

tabii bir de yüksek yazar sayısını kaldıracak bir teknik altyapı lazım. hadi o zamanla, yavaş yavaş olur. mesele tüm bu yazdıklarımı destekleyip arkasında duracak da bir yönetim. baya zor iş bu arada bu söylediklerim. bir çok sözlük türedi, hiçbiri yapamadı.

kutup, asosyal, üniversite sözlükleri... hepsi zamanla kayboldu. kendini yenileyemeyenler, kötü yönetilenler, örgütlenmelerden etkilenenler oldu. üniversite sözlükleri desen, zaten çeşitli hukuki temellerden dolayı kısa sürede kapandılar. butik sözlükler devamını getiremedi. öyle yani. umarım burası da onlarla aynı kaderi yaşamaz.
devamını gör...

anlatınca anlaşılacağını zannetmek

kimse dinlemiyor ki. dinleyecek insan yok. kime ne anlatacaksın? kime neyi anlatacaksın? içini açsan garip hissederler. alışık değil kimse. liberalizm sadece ekonomik bir ekol değil arkadaşlar. hayatlarımızın içinde. hislerimiz bile kapitalist.
devamını gör...

hakan şükür arif erdem ali sami yen fethullah gülen

ali sami bey'i bilmem de; imralı'dan birinin olması gereken liste.

(bkz: kandil'de şampiyonluk sevinci.)
devamını gör...

galatasaray

yaş ortalamaları 18.6 olan takımın karşısına a takımını süren, maçtan önce kaptan'a "biz top taca atacağız, sonra ne olacaksa olsun." demelerine rağmen, çat diye çıkıp ilk atakta gol atan, kendi aralarında yaptıkları maçta bile saçma sapan bir pozisyonda penaltı bekleyen bir takımdır. ayrıca bu davranışlarıyla yabancı basında ağır dalga konusu olmuştur.

bir kaç hafta önce federasyonu istifaya çağırıp, sonra da "biz istifa için imza atmayacağız." diyecek kadar sıkı bir duruşa sahip :) :) yönetimi vardır. aslında bu takımla ilgili yazılacak çok şey vardır da, neyse.

not:
ayrıca, dünkü maçta ic*rdi'nin attığı golün dünyanın en hızlı atılan golü olduğunu savunanlar var. doğru dünyanın en hızlı gollerinden birini bir galatasaraylı 2002 dünya kupasında kore'ye atmıştır. lakin o oyuncu, hatta o dönem oynayan oyunculardan bazıları sonradan müzelerde blurlanmış, hatta takım tarihinden bile silinmiştir. :) :) genç kuşak belki bilmeyebilir :)
devamını gör...

fenerbahçe

sezon başından beri sonuca ve fikstüre doğrudan etki eden hatalı kararları uc uca eklesen berlin'den karakurum'a yol olur. şampiyonluğa oynayan diğer takıma(adını anmayayım şimdi.) verilen imtiyazları ve penaltıları saymıyorum bile.

adamların otobüsünü kurşunladılar, kimin yaptığı hala belli değil. yıllardır şikeci diye ağzınıza geleni söylediğiniz takımın karşısındaki takımlar federasyon başkanını misafir eder, diğerinde belediye başkanı parmak sallar, adalet bakanı bilmem ne der; kimsenin gıkı çıkmaz. sırf galatasaray'ın oyuncuları sakat diye defalarca maç ertelenir.

hepsini geçtim. hadi tamam, biz kafamızda kuruyoruz, fenerbahçeyi boşverin. ya yayın gelirleri yıllardır aynı. bein'in, tüpçünün ve siyasi iradenin müdahaleleri ortada. organizasyon necasetin içinde, lig kalitesi yerlerde. normal taraftar da değil, kulüp başkanı atlar hakemi yumruklar, göstermelik yatırıp çıkartırlar. maçı yurt dışına pazarlarlar, saçma sapan bir ülkeye atıp milli değerlerini sansürlemeye çalışırlar. buna bir yerde dur demek gerekmez mi? nereye kadar böyle gidecek? nereye kadar?
devamını gör...

türkiye'nin her konuda ikiye bölünmesi

insanoğunun tabiatında vardır. şaşırmamak lazımdır.
devamını gör...

ittihat ve terakki

sonuçtur. belki de imparatorluk tarihinin en iyi eğitim almış elit grubunun ( kesinlikle burjuva kelimesini kabul etmiyorum), ekmeğini yiyip suyunu içtiği memlekete olan borcunu ödemeye çalışmasının ete kemiğe bürünmüş halidir. ezilen, hor görülen halkın içinde çıkan bir grup insanın ruhudur bu ruh. ayaklar altında ezilen milletini tekrar ayağa kaldırmaya çalışmıştır.

balkan faciasının, trablus kaybının sorumlusu değildir. zaten enkaz devralmıştır. orduyu alaylı ve işbilmez komutanlardan sıyırıp dinamizm katmıştır. balkan savaşlarında savaşan, istanbul'da yapılan bir resepsiyonda bazı (demeye dilim varmıyor) türk paşalarının "hayvanlar gibi kaçtığını" söylediği onurlu türk askeri ile, çanakkale'de destan yazan asker aynı askerdir. (bu hatırada mustafa kemal, bunu söyleyen paşa bozuntusu kişiye haddini bildirmiştir.)

tehciri başarıyla uygulamıştır. kanun uygulanırken bazı kayıplar olmuştur. bu kayıplar farklı etnik çetelerin saldırıları, hastalıklar sonucu gerçekleşmiştir. kayıtlara baktığımızda savaşın ortasında alınabilecek bütün önlemlerin alınıp imkanların kullanıldığını da ayrıca belirtmek gerekmektedir. ayrıca, yapılan bazı fevri uygulamaların sorumlusu olan 150 kişi savaş zamanı yargılanıp idam edilmiştir. (1914-1922 arası türklere yapılan soykırımda acımasızca katledilen masumların sayısı bir milyona yakın olduğunu belirtmek isterim. ermeni saldırılarının 1870'de başladığını da belirtmekte fayda var.)

savaşa sürükleme durumunu kişier özelinde tartışmak daha doğru olsa da, şunu belirtmekte fayda vardır. yönetim o zamanlar her türlü ittifakı değerlendirmiş, hepsinden red almıştır. yanlış anlşılmasın enver paşa'ya nötr bir insanım. şu bir gerçektir ki, savaşa girilse de girilmese de osmanlı ömrünü doldurmuş bir devletti. savaşa girsek de girmesek de bu yıkımı yaşayacaktık. tarihin bir önemi yoktu.

kısaca ittihat-terakki ingiliz çadırında kurulmuş bir oluşum değildi. bu vatanın yetiştirdiği altın bir neslin ortaya koyduğu, gayet haklı bir tepkiydi. içinde olanı dışarı çıkarmasıydı. hatalar mı? olabilir. hata yapıldıysa o şartlar altında yapılmıştır. bu hataları yapan insanları, yine o devrin şartlarına göre değerlendirmek daha doğrudur. o şartlar içinden bir kardelen gibi süzülüp elinden gelen en iyisini yapmış insanlara kızmak yerine; halkını böylesine ezip bitiren anlayışa sinirlenmek daha doğru olur diye düşünüyorum.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim