1.
son tanımları
2.
uyanış için at gözlüğünü çıkar
20 yıldır sizi çok iyi tanıdık acıyla ölümle ve sürgün edilerek !
ne zaman başınız sıkışsa rahatlamak için kaos yaratıyor ve masum insanları katlediyorsunuz !
haram ile dönen o çarkınız yıkıldı yıkılacak ..
ne zaman başınız sıkışsa rahatlamak için kaos yaratıyor ve masum insanları katlediyorsunuz !
haram ile dönen o çarkınız yıkıldı yıkılacak ..
devamını gör...
3.
17 haziran 2021 hdp izmir il binasına yapılan saldırı
eşek arıların yuvasına çomak sokuldu
artık her önlerine gelene sokacaklar !
ne kürt ne başka bir ırk onlar için hiç fark etmez çünkü ayyuka çıktılar..
artık her önlerine gelene sokacaklar !
ne kürt ne başka bir ırk onlar için hiç fark etmez çünkü ayyuka çıktılar..
devamını gör...
4.
kürtleri sevmemek
kürtleri sevmeyi bilmeyenlerden adalet veya insanlık beklerseniz yanılmış olursunuz .
ülkenin durumu ve astrolojik suç batağına girmiş olduğunu en kör heveslisi bile görmüştür . ötesi içinde o kabilenin nöbetçileridir
ülkenin durumu ve astrolojik suç batağına girmiş olduğunu en kör heveslisi bile görmüştür . ötesi içinde o kabilenin nöbetçileridir
devamını gör...
5.
ölümün 50 tonu
tüm şehrin ışıkları kapandığı zifiri karanlık olduğu bir andı .
yürekleri sökecek kadar ürkütücü patlama sesleri ve kurşunlar gökyüzünde şölen yapıyor gibiydi , sonra bir sessizlik zifiri karanlık kadar bir sessizlik çöktü .
camı açtım bir sigara yaktım , ilk çekişte çığlık işittim ürperdim , kafamın içindenmi geldi sokaktanmı daha anlamadan bir feryat daha çığlıkla buluştu , zifiri karanlık daha da karanlik olmuştu .
sessizlik , sanki o daha fazla duyulsun diye iyicene kenara çekilmişti ,
çığlıklar zılgıtlarla buluştu ve feryatlar tüm şehirde ışık olurmuşcasına tüm gözyaşları akıtmıştı .
insanlar beyazlar içinde akın akın , sessizliği yara yara doluştu ölüm kokan sokağa .
gözyaşları seçilmiyordu oysa sıcaklığı herkesi yakmıştı , ayaklara takılan bilyeler sahibini ararcasına sağa sola düzensizce dağılıyorlardı , nihayet bazıları kanıyla buluşmuştu daha aşkı tatmadan sevgiye doymayan ve güneş altında yana yana kazandığı kazançla kanından olana bir hediye almadan , uçurtmasıyla kuşlara meydan okumadan , daha toprağa çiçek ağaç buğday ekmeden kanı toprağa karışmıştı .
ufacık bedenine taşıyamacağı kadar kurşunlar işlemişti .
not :
alıntı hikâye veya hayal ürünü değildir
birebir yaşadığım bir an !
yürekleri sökecek kadar ürkütücü patlama sesleri ve kurşunlar gökyüzünde şölen yapıyor gibiydi , sonra bir sessizlik zifiri karanlık kadar bir sessizlik çöktü .
camı açtım bir sigara yaktım , ilk çekişte çığlık işittim ürperdim , kafamın içindenmi geldi sokaktanmı daha anlamadan bir feryat daha çığlıkla buluştu , zifiri karanlık daha da karanlik olmuştu .
sessizlik , sanki o daha fazla duyulsun diye iyicene kenara çekilmişti ,
çığlıklar zılgıtlarla buluştu ve feryatlar tüm şehirde ışık olurmuşcasına tüm gözyaşları akıtmıştı .
insanlar beyazlar içinde akın akın , sessizliği yara yara doluştu ölüm kokan sokağa .
gözyaşları seçilmiyordu oysa sıcaklığı herkesi yakmıştı , ayaklara takılan bilyeler sahibini ararcasına sağa sola düzensizce dağılıyorlardı , nihayet bazıları kanıyla buluşmuştu daha aşkı tatmadan sevgiye doymayan ve güneş altında yana yana kazandığı kazançla kanından olana bir hediye almadan , uçurtmasıyla kuşlara meydan okumadan , daha toprağa çiçek ağaç buğday ekmeden kanı toprağa karışmıştı .
ufacık bedenine taşıyamacağı kadar kurşunlar işlemişti .
not :
alıntı hikâye veya hayal ürünü değildir
birebir yaşadığım bir an !
devamını gör...
6.
açıklanamayan ülkenin hali
arkadaşlar
ülkenin durumunu ve rezilliğini
tam anlamıyla anlatacak bir kavram
cümle ve tanım bulamıyorum
nasıl bir yerdeyiz la
bu ülkede yaşanan bir haftalık rezillik
diğer gelişmiş ülkelerin 5 yıllık rezilliğine denktir ..
tüm ülkeyi zamanın tarlabaşına sığdırmışlar.
seni korumak ile mükellef olan tüm kravatlı herifler
bildiğimiz torbacı hırsız mafya olmuş
onları el üstünde tutan bir yargı sistemi ile dilediklerini kodese ya da en tepeye çıkarıyorlar..
koca ülkeyi kendi çıkarları için rant kapısına çevirmişler ..
ülkenin durumunu ve rezilliğini
tam anlamıyla anlatacak bir kavram
cümle ve tanım bulamıyorum
nasıl bir yerdeyiz la
bu ülkede yaşanan bir haftalık rezillik
diğer gelişmiş ülkelerin 5 yıllık rezilliğine denktir ..
tüm ülkeyi zamanın tarlabaşına sığdırmışlar.
seni korumak ile mükellef olan tüm kravatlı herifler
bildiğimiz torbacı hırsız mafya olmuş
onları el üstünde tutan bir yargı sistemi ile dilediklerini kodese ya da en tepeye çıkarıyorlar..
koca ülkeyi kendi çıkarları için rant kapısına çevirmişler ..
devamını gör...
7.
yazarların en büyük hayali
herşey dört dörtlük olmayabilir
en azından kazandığımız paranın değeri olması gerek
okuyan her gencin hayalini gerçekleştirmesi bu kadar zor olmamali
adalete güven en önemlisi de özgür hür irade olmasını dilerdim
akp ve mhp oyları ile red edilmiştir
en azından kazandığımız paranın değeri olması gerek
okuyan her gencin hayalini gerçekleştirmesi bu kadar zor olmamali
adalete güven en önemlisi de özgür hür irade olmasını dilerdim
akp ve mhp oyları ile red edilmiştir
devamını gör...
8.
okullarda okutulan ders kitaplarının yetersiz olması
okullar da okutulan kitapların özellikle seçilerek ve tüm gençliğin bir yokuştan atmanın en etkili yol olduğunu acı bir şekilde tecrübe ettim .
17 sene boyunca aklımıza zihnimize zorla sokulan ve bizleri çağlar öncesi birer birey haline getirerek ülkeye bela haline getirirler .
olurda büyük uyanışa gözlerini açan seçilmiş kullar , bunları unutmak ve yerlerine olması gereken gerçek bilgileri koyana kadar yaşının 30 'u geçtiğini büyük bir hayal kırıklığı ile öğrenmiş olur ..
eğitim sistemi hakkında sorulan soruya karşılık olarak cevap veren dönemin enerji bakanı taner yıldız'ın şu cevabı resmen ülkenin karanlık dünya da olduğunu açıkça belirtmiştir
" eğitim sistemi artıkça akp hitap ettiği alanın daha da daralğını görüyoruz " buradan
meali:
eğitim sistemi olması gerektiği gibi olursa
akp kaybeder...
17 sene boyunca aklımıza zihnimize zorla sokulan ve bizleri çağlar öncesi birer birey haline getirerek ülkeye bela haline getirirler .
olurda büyük uyanışa gözlerini açan seçilmiş kullar , bunları unutmak ve yerlerine olması gereken gerçek bilgileri koyana kadar yaşının 30 'u geçtiğini büyük bir hayal kırıklığı ile öğrenmiş olur ..
eğitim sistemi hakkında sorulan soruya karşılık olarak cevap veren dönemin enerji bakanı taner yıldız'ın şu cevabı resmen ülkenin karanlık dünya da olduğunu açıkça belirtmiştir
" eğitim sistemi artıkça akp hitap ettiği alanın daha da daralğını görüyoruz " buradan
meali:
eğitim sistemi olması gerektiği gibi olursa
akp kaybeder...
devamını gör...
9.
25 yaşında arabası olmayan erkek
ailecek bir spor araba kazanma umuduyla bir yıl magnum çubuğu yalayacağınıza veyis ateş gibi din kültürü öğretmeni olsaydınız bir reis yalamanız 10 milyon euro yapardı..
ya da binali yıldırım gibi iman gücüyle sadece hollanda’da kayıtlı 26 milyar dolar servetiniz olabilirdi..
ya da binali yıldırım gibi iman gücüyle sadece hollanda’da kayıtlı 26 milyar dolar servetiniz olabilirdi..
devamını gör...
10.
25 yaşında arabası olmayan erkek
bu ülkede yaşadığının en büyük kanıtıdır !
diğer ülkelerde birim olarak aldığımız cep telefonun parasıyla araba alırken .
bizim ülkede bir araba almak için 3 aracın parasını toplaması şarttır .
25 yaşında biri için imkansızken .
şöyle seçenekleri olabilir
1 - baba parası
2 - dolandırıcı
3 - gömü veya şans oyunları
4 - malum partide görev almış olması ( özellikle pudracı olması)
5 - din adamı
ve diğer seçenekler
diğer ülkelerde birim olarak aldığımız cep telefonun parasıyla araba alırken .
bizim ülkede bir araba almak için 3 aracın parasını toplaması şarttır .
25 yaşında biri için imkansızken .
şöyle seçenekleri olabilir
1 - baba parası
2 - dolandırıcı
3 - gömü veya şans oyunları
4 - malum partide görev almış olması ( özellikle pudracı olması)
5 - din adamı
ve diğer seçenekler
devamını gör...
11.
ekşi sözlük'ün normal sözlük'ü sansürlemesi
ekşi sözlük'te 3 senedir yazar olmayı beklerken
burada hakkımı teslim eden kafa sözlük sahablarına kocaman bir teşekkürü borç bilirim
burada hakkımı teslim eden kafa sözlük sahablarına kocaman bir teşekkürü borç bilirim
devamını gör...
12.
yazarların şu an dinledikleri şarkı
yazar olarak yazmış olacağım ilk entry olarak
, dinlediğim müziği şunda sizin için harika bir öneri olarak paylaşmanın heyecanını yaşıyorum söz konusu sanatçı buradan
dinlerken bir kahve içmenizi tavsiye edilir
, dinlediğim müziği şunda sizin için harika bir öneri olarak paylaşmanın heyecanını yaşıyorum söz konusu sanatçı buradan
dinlerken bir kahve içmenizi tavsiye edilir
devamını gör...
13.
1 yıl sonraki kendine not
değerli ben !
eğer olurda hala çaylak modunda isen hemen hesabını kapat ve twetter bataklığına dön , hatta facebook bile daha samimi olabilir !
yazar olmak için tüm donanımlara sahipsin kesinlikle kendi çizginden vazgeçme ve olurda yazar olursan muhalefet davandan da geri adım atma!
zalimlerin karşısında sert durup mazlumlarla dayanışma içinde ol .
olurda bir sene sonra hala onlar iktidar da ise
yanlış giden bir şeyler olmalı demeden "böbreğini" bile satsan ülkeyi terk et !
bu arada euro olarak aldığım borç artık sıkmaya başladı ve 8 tl den almıştım şimdi ise 10.15 olmuş durumda bu da sana ders olsun ve bir daha öyle bir hata yapma .
eğer olurda hala çaylak modunda isen hemen hesabını kapat ve twetter bataklığına dön , hatta facebook bile daha samimi olabilir !
yazar olmak için tüm donanımlara sahipsin kesinlikle kendi çizginden vazgeçme ve olurda yazar olursan muhalefet davandan da geri adım atma!
zalimlerin karşısında sert durup mazlumlarla dayanışma içinde ol .
olurda bir sene sonra hala onlar iktidar da ise
yanlış giden bir şeyler olmalı demeden "böbreğini" bile satsan ülkeyi terk et !
bu arada euro olarak aldığım borç artık sıkmaya başladı ve 8 tl den almıştım şimdi ise 10.15 olmuş durumda bu da sana ders olsun ve bir daha öyle bir hata yapma .
devamını gör...
14.
sigara
sigara şirketleri kadar dünyaya zarar veren resmi ve müşterisi bol olan başka bir kurum yoktur !
1900'lü yıllarda , sigara satışları için pankartlara ve reklam panolara " doktor tavsiyesi" adı altında ve aşırı derecede yakışıklı bir adama doktor süsü verdikten sonra etkili oldukları bölgelerin her sokağın ve caddesini süslemişlerdir !
öyle bir hal almışki bugün ki " sedat peker "kadar
gündem olup inanılmaz satış patlamalarına ulaşmışlardır , bunun etkisi ile günümüzde her ne kadar yasaklı ve sağlığa zararlı olduğu söylense de
kullanımı hala aşırı fazladır ..
"dönemin paralı doktorları tavsiye ederken
bugünkü doktorlarda kesin bir dille "zararlı" olduğunu söylerler "
keşke " reis" o dönemde yaşasaydı ! sigara yasağı ile en etkili ve en verimli olduğu bir dönem yaşamış olurdu ki bizde sigara şirketleri kadar dünyaya zarar veren resmi ve müşterisi bol olan başka bir kurum yoktur !
1900'lü yıllarda , sigara satışları için pankartlara ve reklam panolara " doktor tavsiyesi" adı altında ve aşırı derecede yakışıklı bir adama doktor süsü verdikten sonra etkili oldukları bölgelerin her sokağın ve caddesini süslemişlerdir !
öyle bir hal almışki bugün ki " sedat peker "kadar
gündem olup inanılmaz satış patlamalarına ulaşmışlardır , bunun etkisi ile günümüzde her ne kadar yasaklı ve sağlığa zararlı olduğu söylense de
kullanımı hala aşırı fazladır ..
"dönemin paralı doktorları tavsiye ederken
bugünkü doktorlarda kesin bir dille "zararlı" olduğunu söylerler "
keşke " !! " o dönemde yaşasaydı ! sigara yasağı ile en etkili ve en verimli olduğu bir dönem yaşamış olurdu ki bizde daha rahat bir yaşam yaşamış olurduk sanırım herhalde galiba ..
daha rahat bir yaşam yaşamış olurduk sanırım herhalde galiba ..
1900'lü yıllarda , sigara satışları için pankartlara ve reklam panolara " doktor tavsiyesi" adı altında ve aşırı derecede yakışıklı bir adama doktor süsü verdikten sonra etkili oldukları bölgelerin her sokağın ve caddesini süslemişlerdir !
öyle bir hal almışki bugün ki " sedat peker "kadar
gündem olup inanılmaz satış patlamalarına ulaşmışlardır , bunun etkisi ile günümüzde her ne kadar yasaklı ve sağlığa zararlı olduğu söylense de
kullanımı hala aşırı fazladır ..
"dönemin paralı doktorları tavsiye ederken
bugünkü doktorlarda kesin bir dille "zararlı" olduğunu söylerler "
keşke " reis" o dönemde yaşasaydı ! sigara yasağı ile en etkili ve en verimli olduğu bir dönem yaşamış olurdu ki bizde sigara şirketleri kadar dünyaya zarar veren resmi ve müşterisi bol olan başka bir kurum yoktur !
1900'lü yıllarda , sigara satışları için pankartlara ve reklam panolara " doktor tavsiyesi" adı altında ve aşırı derecede yakışıklı bir adama doktor süsü verdikten sonra etkili oldukları bölgelerin her sokağın ve caddesini süslemişlerdir !
öyle bir hal almışki bugün ki " sedat peker "kadar
gündem olup inanılmaz satış patlamalarına ulaşmışlardır , bunun etkisi ile günümüzde her ne kadar yasaklı ve sağlığa zararlı olduğu söylense de
kullanımı hala aşırı fazladır ..
"dönemin paralı doktorları tavsiye ederken
bugünkü doktorlarda kesin bir dille "zararlı" olduğunu söylerler "
keşke " !! " o dönemde yaşasaydı ! sigara yasağı ile en etkili ve en verimli olduğu bir dönem yaşamış olurdu ki bizde daha rahat bir yaşam yaşamış olurduk sanırım herhalde galiba ..
daha rahat bir yaşam yaşamış olurduk sanırım herhalde galiba ..
devamını gör...
15.
bacak
bu olayı ya da vakayı pek çok kişi bilir lakin konuya farklı bir bakış açısı ile yaklaşmak istedim .
hikâyenin kahramanı antonio lópez de santa anna.
bu meksika devlet başkanı için konu başlıkları mevcuttur lakin bu olaydan bir bilgi görmeyince
yazmak istedim !
kısacası diktatör olan bu devlet başkanı , pek çok kez başkan olup devrilmiştir . yılmayan bu hikayemizin kahramanı olan general antonio lópez de santa anna' nın katıldığı bir savaşta bacağını kaybetmiş , bacağı için özel ve görkemli bir cenaze töreni yaptırmıştır !
çok ilgincime gittiki bizim ülkede kayıp insanların hala bir mezarı olmaması , üstelik pek çok vatandaşın bazı bilgileri mevcut olmasına rağmen , sanki üst bir akıl tarafından müdahale edilerek kayıp vatandaşın ailelerini , aylarca kedilerinin en karanlık kuyularında hapsetmişlerdir .
yıllarca kayıp aile bireyleri için mücadele eden cumartesi annelerinin bi çiçek ekip , sulayacak bir mezarları bile yokken , böyle bir bilgi edinmek inanılmaz absürt olmuştur !
düşünün bir kaç asır önce bir diktatör tarafından
kaybettiği bir bacağı için görkemli bir cenaze töreni düzenlerken , bizim despotlar kayıp insanların cesetlerine bile hürmetleri , saygıları ve vicdanları yok olmuştur .
bir despot için kayıp bir bacak , onun için mücadele eden bin cesetten daha değerli olduğunu tarih bir daha gözümüze gözümüze sokmuştur !
hikâyenin kahramanı antonio lópez de santa anna.
bu meksika devlet başkanı için konu başlıkları mevcuttur lakin bu olaydan bir bilgi görmeyince
yazmak istedim !
kısacası diktatör olan bu devlet başkanı , pek çok kez başkan olup devrilmiştir . yılmayan bu hikayemizin kahramanı olan general antonio lópez de santa anna' nın katıldığı bir savaşta bacağını kaybetmiş , bacağı için özel ve görkemli bir cenaze töreni yaptırmıştır !
çok ilgincime gittiki bizim ülkede kayıp insanların hala bir mezarı olmaması , üstelik pek çok vatandaşın bazı bilgileri mevcut olmasına rağmen , sanki üst bir akıl tarafından müdahale edilerek kayıp vatandaşın ailelerini , aylarca kedilerinin en karanlık kuyularında hapsetmişlerdir .
yıllarca kayıp aile bireyleri için mücadele eden cumartesi annelerinin bi çiçek ekip , sulayacak bir mezarları bile yokken , böyle bir bilgi edinmek inanılmaz absürt olmuştur !
düşünün bir kaç asır önce bir diktatör tarafından
kaybettiği bir bacağı için görkemli bir cenaze töreni düzenlerken , bizim despotlar kayıp insanların cesetlerine bile hürmetleri , saygıları ve vicdanları yok olmuştur .
bir despot için kayıp bir bacak , onun için mücadele eden bin cesetten daha değerli olduğunu tarih bir daha gözümüze gözümüze sokmuştur !
devamını gör...
16.
şiir başlığı açan yazarlar
yeni bir kullanıcı olarak bu başlığı görmenin sevincini yaşıyorum .
yüksek müsaadenizle benimde bir iki cümle karaladığım bir şiiri siz şiir severlere takdim etmek isterim ..
siyah beyaz düşlerimizin tek mavisiydi gözlerin , gök kuşağı kuşanmış bedeninle huzursuz duygularım şenlenirdi , yok oluşun şekline , terk edilmiş zamanın rengine büründun
baharım olan bakışlarını kaybettiğimden beri umut yapraklarım kurudu dökemedim kırıklarımi ,yeşeremedi ! içimdeki can filizlenmedi , avuçlarımda hayat veren nefesinden yoksun tenim , çatlamaya yüz tutmuş toprak gibi , ölümü getiren eylül gibi !
rengi solmuş tablolarda bir resimdi kendisi, bir kış ayı kadar gri ve sisli , hiç olmadığım kadar yağmurluyum bu gece
yüksek müsaadenizle benimde bir iki cümle karaladığım bir şiiri siz şiir severlere takdim etmek isterim ..
siyah beyaz düşlerimizin tek mavisiydi gözlerin , gök kuşağı kuşanmış bedeninle huzursuz duygularım şenlenirdi , yok oluşun şekline , terk edilmiş zamanın rengine büründun
baharım olan bakışlarını kaybettiğimden beri umut yapraklarım kurudu dökemedim kırıklarımi ,yeşeremedi ! içimdeki can filizlenmedi , avuçlarımda hayat veren nefesinden yoksun tenim , çatlamaya yüz tutmuş toprak gibi , ölümü getiren eylül gibi !
rengi solmuş tablolarda bir resimdi kendisi, bir kış ayı kadar gri ve sisli , hiç olmadığım kadar yağmurluyum bu gece
devamını gör...
17.
sosyal medya bağımlılığı
sosyal medya platformlarında öyle karakter ve biçimsiz zihinlerle karşılaştım ki kendi insanlığımdan utandım diyebilirim .
kendi komşusuna güvenmeyenler , dünyanın en korumacı ve bilinçli insana dönmesi .
" bu ülke cinsel açlığın afrikasıdır " bu cümlenin sahibi öyle haklı ki şu an ki duruma şahit olsa önce haklı olduğu için kendine kızar ! ve sonra gençliğin nasıl bir bataklığa düştüğü içinde üzülürdü .
kendi içinde büyüttüğü şeytani fikirleri ve reel topluma hissettirmediği sadist kişiliğini çok rahat bir şekilde sosyal medya platformlarda gözler önüne serebilmenin rahatlığını yaşıyor .
özellikle " z" kuşağını birden bire cinsel obje haline getiren sosyal medyalarda mevcuttur.
kendi içindeki cahilliği etle kemiğe büründürenmi dersiniz , çıplak pozlar eşliğinde kendi karakterine çatlaklar oluşturanlar mı dersiniz ve daha niceleri...
hiç bir sosyal medya masum değildir !
tüm suç ve mesele kullanıcıların gerçek yüzlerini bizlere servis eden bu uygulamaların karanlık olması değil , kullanıcıların gerçek yüzlerine klavuz olmasıdır !
kendi komşusuna güvenmeyenler , dünyanın en korumacı ve bilinçli insana dönmesi .
" bu ülke cinsel açlığın afrikasıdır " bu cümlenin sahibi öyle haklı ki şu an ki duruma şahit olsa önce haklı olduğu için kendine kızar ! ve sonra gençliğin nasıl bir bataklığa düştüğü içinde üzülürdü .
kendi içinde büyüttüğü şeytani fikirleri ve reel topluma hissettirmediği sadist kişiliğini çok rahat bir şekilde sosyal medya platformlarda gözler önüne serebilmenin rahatlığını yaşıyor .
özellikle " z" kuşağını birden bire cinsel obje haline getiren sosyal medyalarda mevcuttur.
kendi içindeki cahilliği etle kemiğe büründürenmi dersiniz , çıplak pozlar eşliğinde kendi karakterine çatlaklar oluşturanlar mı dersiniz ve daha niceleri...
hiç bir sosyal medya masum değildir !
tüm suç ve mesele kullanıcıların gerçek yüzlerini bizlere servis eden bu uygulamaların karanlık olması değil , kullanıcıların gerçek yüzlerine klavuz olmasıdır !
devamını gör...
18.
askerlikte nöbet tutmak
her vatan evladı gibi bende vatani görevini layıkıyla yerine getirmenin gururunu yaşıyorum .
bu başlığı ilk gördüğüm an da aklıma gelen bir olayı ve nedenini yazmak istedim .
karakolda görev yaparken çarşı iznine çıkacak olan personel gece nöbetini tutacak ve çarşı izni bitimi olan günün akşam nöbetini de tutmak zorunda idi .
bu durumun sebebi elbette personel eksikliği
her neyse askerlik anımı anlatmak için burada değilim başımdan geçen olayı anlatmak için buradayım .
çarşı dönüşünde gece 22 : 00.00 nöbeti bana aitti dün gecenin uykusuzluğu ve çarşı izni ile üstüme çöken yorgunluk ile gözlerimden resmen uyku akıyordu ( ne böyle çarşı izni olsun ne de böyle bir uykusuzluk hali )
nizamiyenin ikinci nöbet tarafına yerleştik
yanımda olan arkadaş ile aynı tertip ve sıkı dost olmuştuk nöbetinin daha ilk 20 dakikasında
ayakta kalacak mecalim kalmamıştı ve yere oturur oturmaz ilk 30 saniye mışıl mışıl uyumaya başladım lakin arkadaşın tekme uyarısı ile hemen ayağa kalktım
kendisininde uykusu geldiğini ve bir rütbeli bizi yatarken görmesinden korktuğunu anlatınca ayağa diklendim tabi hava kârlı ve buz gibi
ikimiz de rüzgarın sesine dalmışken ve ürpertici soğuk ile sırt sırta vermişken
bir den karşımda bir adam belirdi ,
kâr tipi içinde yüzü seçilmiyordu tabi ilk aklıma gelen
ve bir askerin yapması gereken eylemi yaptım
" dur kimsin " dedim çok ilginç bir şekilde sağa sola sanki denizdeki dalgaların gemiye vurur gibiydi bir sağa bir sola üstüme gelmeye başladı hemen kurma kolunu çektim mermi ağızda ve ona doğrulttum nöbet arkadaşım da hemen döndü ve soğuk soğuk bakmaya başladı
" badi kimse yok lan kendine gel "
onun sesini duyar duymaz kendime geldim ve harbidende hiç bir şey olmadığını farkettim ve bunun sebebini de ancak teskereden sonra öğrendim .
beynimizin rüya görme ihtiyacı olduğunu ve eğer insan bünyesine göre uykusuz kalan bir beyin kendi kendine uyanık olmasına rağmen rüya ürettiğini kanıtlanmıştır pek çok kaynak var lakin hemen hemen hepsinin çok güzel bir videoda toplanmış ve ayrıntılı olarak öğrenmek istiyenler için şuraya girmeleri rica olunur (bkz: https://youtu.be/1DSA0pa0PsU)
bu başlığı ilk gördüğüm an da aklıma gelen bir olayı ve nedenini yazmak istedim .
karakolda görev yaparken çarşı iznine çıkacak olan personel gece nöbetini tutacak ve çarşı izni bitimi olan günün akşam nöbetini de tutmak zorunda idi .
bu durumun sebebi elbette personel eksikliği
her neyse askerlik anımı anlatmak için burada değilim başımdan geçen olayı anlatmak için buradayım .
çarşı dönüşünde gece 22 : 00.00 nöbeti bana aitti dün gecenin uykusuzluğu ve çarşı izni ile üstüme çöken yorgunluk ile gözlerimden resmen uyku akıyordu ( ne böyle çarşı izni olsun ne de böyle bir uykusuzluk hali )
nizamiyenin ikinci nöbet tarafına yerleştik
yanımda olan arkadaş ile aynı tertip ve sıkı dost olmuştuk nöbetinin daha ilk 20 dakikasında
ayakta kalacak mecalim kalmamıştı ve yere oturur oturmaz ilk 30 saniye mışıl mışıl uyumaya başladım lakin arkadaşın tekme uyarısı ile hemen ayağa kalktım
kendisininde uykusu geldiğini ve bir rütbeli bizi yatarken görmesinden korktuğunu anlatınca ayağa diklendim tabi hava kârlı ve buz gibi
ikimiz de rüzgarın sesine dalmışken ve ürpertici soğuk ile sırt sırta vermişken
bir den karşımda bir adam belirdi ,
kâr tipi içinde yüzü seçilmiyordu tabi ilk aklıma gelen
ve bir askerin yapması gereken eylemi yaptım
" dur kimsin " dedim çok ilginç bir şekilde sağa sola sanki denizdeki dalgaların gemiye vurur gibiydi bir sağa bir sola üstüme gelmeye başladı hemen kurma kolunu çektim mermi ağızda ve ona doğrulttum nöbet arkadaşım da hemen döndü ve soğuk soğuk bakmaya başladı
" badi kimse yok lan kendine gel "
onun sesini duyar duymaz kendime geldim ve harbidende hiç bir şey olmadığını farkettim ve bunun sebebini de ancak teskereden sonra öğrendim .
beynimizin rüya görme ihtiyacı olduğunu ve eğer insan bünyesine göre uykusuz kalan bir beyin kendi kendine uyanık olmasına rağmen rüya ürettiğini kanıtlanmıştır pek çok kaynak var lakin hemen hemen hepsinin çok güzel bir videoda toplanmış ve ayrıntılı olarak öğrenmek istiyenler için şuraya girmeleri rica olunur (bkz: https://youtu.be/1DSA0pa0PsU)
devamını gör...