batı edebiyatının temel taşlarından, insanlık tarihindeki bazı olaylara çok ilginç şekillerde etki etmiş,
homeros zamanında yazıya geçirilmiş ve bugünkü hali yaklaşık 16 bin dizeden oluşan lirik destan.
yazarı homeros olarak bilinse de homeros'un lirik bir ozan olduğunu hatırladığımız takdirde aslında homeros'tan çok daha eski bir sözlü geleneğin ürünü olması olasıdır. homeros'a atfedilmesinin nedeni ise ilk kez homeros zamanında yazıya geçirilmiş olması olabilir. destanın günümüze dek tamamının korunmadığı düşünülür. çünkü konusu
troya savaşı olsa da, destan dokuz yıllık savaşın sonlarındaki hepi topu 51 günü konu alır.
bu destanda troya savaşına dair neredeyse herkesin bildiği troya prensi
paris'in hakemlik yaptığı güzellik yarışması,
helen'in paris tarafından kaçırılması, şehrin tahta at hilesi ile alınması,
akhilleus'un
* topuğundan vurularak ölmesi gibi detaylar anlatılmaz. çünkü bu olaylar ilyada'da yer alan olaylardan ya çok önce yaşanmıştır ya da çok sonra. homeros bize savaşın içinden sunduğu bir kesitle bir yiğitlik destanı anlatır. bu nedenle ilyada, sevgilisi elinden alınan akhilleus'un öfkesi ile başlar ve hektor'un cenazesi ile sona erer.
bu eserde
hektor,
paris,
akhilleus gibi isimlerin yanında ismi geçen çok büyük başka kahramanlar da vardır. zaten olaylar da
hesiodos'un
theogonia'da bahsettiği
kahramanlar çağında geçmektedir, yani günümüz insanlığından bir önceki ve büyük kahramanların ve yarı-tanrıların yaşadığı kuşakta. bu nedenle bu destanda adı geçen karakterlerin günümüzde yaşayan insanlarla kıyaslanması mümkün değildir. onlar başka bir insan soyunun mensubudur.
kimdir bu karakterler?
yunanistan'dan gelen işgalciler olan
akhalar tarafında:
- kralların kralı, bütün yunanistan'ın hakimi kral
agamemnon;
- agamemnon'un kardeşi, helen'in kocası,
sparta kralı
menelaos;
- tanrılara kafa tutan,
ares'i bile yaralayıp acılar içinde kıvrandıran büyük savaşçı
diomedes;
-
pylos'un bilge kralı ve akhaların en yaşlısı
nestor;
- akhaların en zekisi, tahta at'ın mucidi, akhilleus'un dostu, homeros'un tabiriyle "çok akıllı
odysseus";
- myrmidonların kralı, bir gözyaşının uğruna akhaların veba salgını çektiği, en büyük savaşçı, yarı tanrı
akhilleus;
- akhilleus'un can yoldaşı
patroklos,
- ve büyük savaşçılar telamon oğlu
büyük aias(ajax) ile
küçük aias(ajax).
diğer tarafta ise
troya kentini denizin karşı yakasından gelen işgalcilere karşı savunan troyalılar ve onları destekleyen büyük anadolu ittifakı tarafında:
- troya'nın son kralı, paris ve hektor'un babası, ebeveynleri
herakles* tarafından katledilen
priamos ve karısı kraliçe
hekabe;
- daha doğmadan önce kahinlerin kente yıkım getireceğini öngördüğü, doğar doğmaz kentten atılan,
ida dağında
* tanrıçalara güzellik yarışması hakemliği yapan, helen'in aşığı, troya'nın baş belası ve akhilleus'un katili
paris;
- troya'nın veliaht prensi, priamos'un büyük oğlu, halkın gözbebeği ve şampiyonu
hektor;
- troya'nın prensesleri, apollon tarafından lanetlenen, sözüne inanılmayan kahin
kassandra (bkz:
kassandra kompleksi) ve savaşın sonunda güvenle eve dönüş yapabilmek için rüzgar tanrılarına kurban edilen
polyxena ((i: destanda isimleri geçmez));
- troya'nın yakılmasından sonra hayata kalanları kurtaran ve italya'ya gidip roma'nın kurucuları
remus ve
romulus'a atalık edecek olan prens
aineias not: destanda adı geçmez, vergilius'un
aeneis isimli eserinde anlatılır. ;
- likya'dan gelip kahramanca savaşan
glaukos ve likya kralı
sarpedon.
peki destanda anlatılan savaş gerçekten yaşanmış mıdır? yazıdan önceki devirleri anlatan bir hikaye olması nedeniyle bunu kesin olarak teyit edebilmenin bir olanağı yok. ancak troya kentinde yapılan kazılarda m.ö. 1200 civarına tarihlenen bir yangın tabakası bulunmuştur. bu yangın tabakasından sonra kentte bir önceki kültürün devam etmediği, batıya has bazı keramiklerin bulunduğu bilinmektedir. bundan, bu yangın tabakasının bir savaş sonucu oluşan bir yıkımı gösterdiği ve kente de yabancı bir bir işgalcinin hakim olduğu yorumları çıkarılmaktadır. yani troya savaşı gerçekten yaşandıysa, buna en yakın şey eldeki bu veridir. yine de kesin bir şey söylemek mümkün değil tabii.
gelecek entrylerde 24 bölüm ve 16 bin dizelik bu destanı okumak isteyip de gözü korkanlar ve üşenenler için ufak bir özet koyacağım diyerek entry'yi burada bitirelim.
devamını gör...