şarapcı ayhan yazar profili

bazen en iyi şeydir, hatta çoğu zaman yapılması gereken şeydir.

hayattan ve dünyadan ümidinizi kestiğinizi gösteren durumdur.
bahar gelecekmiş bir dem sonra,
çiçekler açacakmış, papatyalar dans edecekmiş kırlarda,
banane bundan banane,
kuşlar gelecekmiş uzak ülkelerden,
gemiler liman atacakmış yeni aşklara sevdalara,
banane bundan, bunlardan banane,
gönlümde daim bir sonbahar kışa yaklaşırken,
bahar gelse ne yazar, gelmese ne yazar,
içimde telafisiz bir girdabın acısı azar,
bahar mı gelecek?
gelirse gelsin dostum, banane bundan,
şimdi beni en güzel meyhaneye de götürsen gelmem,
bedava da desen sana eşlik edemem,
varsın bahar, gelecek olana gelsin,
banane bundan banane....

sanki rakı içiyormuşcasına , çay ile bile efkâra gelen insandır. bir de rakı içse kim bilir, ne hale gelecek. belki de 1000 sayfalık bir dram senaryosunda başrol oynayacak bu arkadaşımız. vay beni beni, dertler neyledi beni diyecek bu kardeşimiz.

günaydın ahali, günaydın gençler, günaydın amcalar, günaydın ülkemin güzel insanları, bu soğuk günlerde, sevgiyle sevdayla günaydın..

öyle zannedildiği gibi, hergün içmek değildir. öyle adam vardır, 20 senedir ağzına tek damla alkol sürmemiştir, ama alkol bağımlısıdır. bunda ölçüt şudur.
alkolü yar bilirsen,
hayatı dar görürsen,
dertli dertli düşünürsen,
sende bizdensin arkadaş,
gel açalım 2 bira,
ya da ne varsa şarap şıra,
farketmez ki zira,
içelim içelim sohbet edelim,
alkollü gecelerde sabah edelim..

insana göre değişir.
benim için hayat bir kadeh şaraptır....
senin için nedir, onu bilmem.

sanırım bu laf bana geldi arkadaşlar. evde kendi yaptığım şarapları içerim. hergün olmasa da, haftada 1-2 akşam, 3-4 kadeh. entry yazar uyumu için iyi bir entry zannedersem.

böyle bir zamanda, böyle bir düzende, yüzler gülmez. yüzde 80 e yakın insanların durumu böyle, yalnız değilsiniz.
gelirde adalet yoksa,
vatandaşın cebi boşsa,
kızılırmak nil nehri gibi de aksa,
gülmez vatandaşın yüzü gülmez,
gülemez vatandaşın yüzü gülemez.

bazen hayat meselesidir. geri dönüşü olmaz.

kimini ağlatır, kimini güldürür, ruh halinize göre kılıflara bürünür, 50 gr seviyelerinde kafanız iyidir ve kendinizi iyi hissedersiniz. insanların alkol tüketmesinde ki temel unsur da budur aslında. kendini iyi hissetmek, sorunlardan birkaç saat için olsun kaçabilmek, daha doğrusu öyle zannetmek, veya o ruh halini yakalayabilmek.
kimi zamanda insan keyfinden içer, bi şekilde bir bahanesi vardır insanın alkol içmek için. durun şimdi bir şiir yazayım anlık, bu arada şu an içmiyorum.

şarapta sen varsın gecelerimde,
her yudumda bir hüzün her satırda bir veda hecelerimde,
bir alkol tutkusu var ömrümde,
zamana yenik düşmüş bedenim,
şarap kadehlerinde..

nefret, kin vs gibi duygular, insana birşey kazandırmaz. eğer komşunuz can düşmanınınız değilse, iyi geçinin. boş yere insanlardan nefret etmeyin.

sınırsıza yakın düşüncelerle dolu bir dünyadır. olumlu, olumsuz, saçma veya gerçek, farketmez. her insanın kendi içinde bir düşünce dünyası vardır ve bu dünyayı sadece o insanın kendisi bilir. bazen belki o dünyadan belli düşünceleri birilerine anlatabilir veya anlatmaz.
hiç kimseye söyleyemediğiniz şeyler, bu dünyanız içinde yaşamaktadır. genelde şehvet yani seks konusunda, hayal ettiğiniz ve kimseyle paylaşmadığınız düşünceleri de, bu dünyanızda yaşarsınız sınırsız şekilde. çünkü bu dünya sizin dünyanızdır ve bu düşünce aleminizde özgürsünüzdür.

evde kendim yaparım. şarap ve şarap türevleri. normal piyasa içkilerinden de daha kalitelidir ve içimi daha güzeldir.
ölenlere gelince; bu kişiler, yüksek alkollü içkileri dışarıdan satın alıyorlar ve metanol zehirlenmesi sonucu ölüyorlar, dikkat edin. rakı, votka gibi....yüksek alkollü içkileri satın alıyorlar. tabi sahte oldugu içinde, yani metanol içermesi sebebiyle de, bu sonuçlar meydana geliyor. elbete gerçek votka rakı vs...insana bişey yapmaz. merdiven altı yüksek alkollü ürünleri almak, her zaman için büyük risk taşır.

evde kendi ürettiğimiz şaraplarda ise, böyle bir zehirlenme olasılığı, imkansızdır.

takıntılı erkek ile aynıdır. ikiside sorunlu tiplerdir. bir konuda ısrar eden insandan uzak durmak gerekir.

hayatta son sahneyi oynamaya karar vermektir.

nedense aklıma ah bir ataş ver, cigarami yakayim...şarkısı gelir.
kitaplarda ayraç olarak kullanılan gereçtir aslen.

adamına göre fikir belirtmek, bukalemun gibi renk değiştirebilmektir. böyle insanlardan daima uzak durmak gerekir. sözde dinci olan zırvalar bu gruba girer, millete ahlak dersi verirler, ama en ufak bi fırsatını görünce de en alasını kendileri yaparlar. burda insanın kafasını bozan olgu şu. hiç-bir insanı sen ahlakından veya özel yaşamından dolayı, kendini ilah gibi görerek, cennet cehennem kadrosunu belirleyemezsin kafana göre.
adam kendisini cennette görüyor garanti, böyle geri zekalı tipler bu şeref yoksunları.
her insan günahkardır, hatta günahın dibini de yaşıyor olabilir. sen onun cehennemlik olduğunu söylersen, zaten kafirin başı sensin. ne ara ilahlık taslamaya başladın ulan embesil andaval.
tersine, çok iyi huyları olan, çok iyi görünen bir insana da cennette diyemezsin. bilemezsin. hüküm allah a aittir.
tanıma dönersek, ikici oynayan insanlardan uzak durun. büyük bir zarara uğrayacağınıza emin olun.

bu ülkede en büyük sorunlardan birisi, emeğe saygı. her emek saygıyı hak eder. mesleği ne olursa olsun.

aslında biraz yaşa bağlı bir değişen bu. ben 14 yaşında bir kıza, 25 yaşında da bir başka kıza aşık olmuştum. 30 dan sonra bu hisler insanda pek kalmıyor, dahası hiç kalmıyor.
aslolan insanda karakterdir. karakteri olan kızlarla görüşmeyi tercih ediyorum son zamanlarımda. karakter derken de, özel hayatla alakalı değil. bir kız mesela hergün başka bir erkekle beraber olur, sevişir, ama çok karakterlidir. ama bir başka kızın hiç sevgilisi yoktur, ama karaktersizdir. demek istediğim, yolda olanın yolda kalması, gizliliğe önem verilmesi ve sır olarak verilenlerin ifşa edilmemesidir karakter. yoksa herkesin yaşam anlayışı bir birinden farklıdır.

bu tarz olaylar, güneş ışıklarının kırılmasından ileri gelen şeylerdir. farklı kordinatlarda bükülen ışıklar, mor ve turuncu renklerinde bulut gösterisi sunarlar.