yağmur11 yazar profili

yanlış olan zaman değildir, sizin içinde bulunduğunuz durumdur. sıkışmış hissettiğin anda karşına çıkan insan doğru gibi gelir. belki öyledir belki değildir.

deriinn bir yalnızlık hali. ben kendime yeterim dersin
açarsın bi şey o orda durur.
zihnini uyuşturmak bir nevi.

aldığıma emin değilim ama bildiğim tek şey hepimizin yapayalnız olduğu.
bunu kabul edersin sanıyorsun, hatta dönem dönem ben bunu biliyorum ve buna göre yaşıyorum diyorsun. ama yalan, hayattan asla alınmayacak bi ders varsa o da budur.
her defasında bile bile kandırırsın kendini, gerçekliği ağır gelir. bilerek, sürekli hatırlayarak yaşayamazsın.

yaşamın amacı zaten yaşamaya çalışmaktır.
yaptığımız, hedeflediğimiz her şey yaşadığımızı hissetmek için.
sürekli mutluluğun, huzurun, eğlencenin peşindeyiz.
çünkü hissetmek istiyoruz.
bazen tam tersi dibine kadar acı içine batmaya çalışıyoruz ya da takdir görmek istiyoruz vs.
işte bu hislerin hepsi sadece çaba.
bunlar hep yaşadığımızı hatırlamak için.

bir yılım daha çalındı...

biraz şeyim gerçekten. hep birazım. her şeyden yarım yarım, eksik kalmış gibiyim. çok şey yapmak istiyorum. ama hiçbir şey yapmıyorum. her zaman dünya kadar bahanem vardır. şey olmak istemiyorum, biraz ya da yarım da olmak istemiyorum. ama sanırım bu dünyaya eksik kalmak için gelmişim.

yıllardır inanıyorum, hiç faydasını görmedim.
kimseye bir şey yapmıyorum, ama sürekli bir şeylerin bedelini ödüyormuşum gibi bir hayat.
valla çok sıkıldım. inanıyorum da, bende neden ters tepiyor acaba.

benim yazmam için aşırı mutsuz olmam gerekiyor sanırım. ya da sarhoşumdur.

bunun diğer versiyonu da sarhoştum hatırlamıyorum yalanıdır.
ölümüne kapışırlar.
ha bide şey var sarhoş olmasam asla yapmazdım.

gerçekten mi kaybetmek istemiyor, yoksa konforunu mu bozmak istemiyor belli olmayan kişiler. genelde ilgi arsızı olurlar. sürekli ilgi ve sevgi isteyip, karşısındaki insanı aldatıp kandırırlar. manipülatif tiplerdir. neyi nasıl söyleyeceğini, iyi bilip, karşılarındaki insanı eli kolu bağlı, çaresiz bırakmayı severler. (kendilerinden başkasını sevdiklerine de asla inanmıyorum)

aptallığım, gerçekten bi insan bile isteye, kendine nasıl bu kadar zarar verir anlamıyorum.
hiç mi akıllanmaz, hiç mi tecrübe edinmez.
her defasında akıllandım, artık düşmem, oyuna gelmem diyorum. ama yookkk illa bi üzülmem lazım. bünye alışmışsa demek ki…
neyse kısaca ben sevdiğime hep aptalım, azıcık sevince beynimi çıkarıp rafa kaldırıyorum.
beni diğer insanlardan ayıran özelliğim ders almamam. aklım hep bir karış havadadır benim.
(teoman göndermesi yapmasaydım çatlardım dhşfhf )

konsept aşırı tatlı, yeni farkedilmiş olması beni biraz üzmüş olsada başlık olarak görmek bayaa sevindirdi…
ben ilk açıldığında üye olup, sonra unutmuştum. sahalara geri dönüyorum.??
yazın yazdırın.

kargo sistemi baya sıkıntılı. ama aylardır aradığım çılgınlar gibi mailler attığım sayfalarda, bulamadığım, “john osborne öfke” kitabını bulduğum sitedir kendisi. o yüzden başımın üstünde yeri var.

kadın erkek eşitliği denilince akla anatomik yapının gelmesi gülünç.
zira bizim savunduğumuz istediğimiz eşitlik,
sosyal ve ekonomik eşitliktir.
fiziksel yapının aynı olmadığını eşekler bile biliyordur. (eşeklere bi lafım yok severim eşekleri)
bu saçma sapan örnekleri vermeyin artık.

un kurabiyesi

tuhaf değilde, en hüzünlü şey kesinlikle fotoğraf.
hele ki unutulmuşsa araya küskünlük, ayrılık girmişse…

paşa kılıcı adıyla bilinen sansevieria.
kendi halinde, çok bakım istemeyen, kendi kendini idare eden bitki.
baya dayanıklı olanları var. bana insanları anımsatıyor.
tek istediği sevgi ve biraz su ( ki onu da sık sık istemez)
vefalı bir bitki olduğunu düşünüyorum.

aileyle birlikte kurulan masalar.
dünyanın en güzel masası.
şimdilerde yaş aldıklarından, anca misafir gelince sofra kuruyoruz.
ben hiçbir şeye değişmem o masadaki muhabbeti.

#44218 cevap olarak
her an korku içinde yaşamıyorsunuz mesela.
sürekli tetikte yaşamak, yolda yürürken bile korkmak ne demek bilmiyorsunuz.
kadın olmak her coğrafyada, her dönemde zor.
kadının kıyafetinden tutun aklından geçen düşüncelere kadar karışmak, yargılamak o kadar normal geliyor ki insanlara, gerçekten nefes alamıyoruz artık.
mecazen değil, nefesimizi kesiyorlar, katlediyorlar.
yapılan bu kıyımın cinsiyeti yok.
bazıları laflarıyla bazıları eylemleriyle saldırıyor.
erkekler diyip genelleme yapmıyorum. erkeği kadını yok bu işin.
evet kadınlar anlaşılmıyor, anlamak istemiyorlar, kafalarını çeviriyorlar, görmüyorlar, duymuyorlar.
kadınları anlamak zor(!)
kadınları yargılamak, dövmek, taciz etmek, özgürlüklerini kısıtlamak kolay.

hayatın değiştiğini, tecrübelerinin artık çokta işe yaramadığını kabullenemiyorlar.
elbette kıymetli şeyler yaşayıp tecrübe etmişlerdir.
ama zaman değişti, hayat eskisi gibi değil.
herkesin tecrübesi kendine özeldir.
herkes aynı hayatı yaşamıyor, yaşamak istemiyor
yaşamak zorunda da değil…