zin yazar profili

çoğu yazarın tamamen kapsayamadan kısıtlanmış tanım girdiği başlık.
doğal kadın denildiğinde çoğu kişinin aklına daha maskülen takılan kadınların gelmesinin bir sonucudur. doğallığın burada içtenlik anlamında kullanıldığı kanısındayım. içten davranan bir insan -veya başlıkta cinsiyeti spesifik olarak verildiğinden kadın- içinde feminen enerjiye de hayran olabilir, masküleniteye de. kibar takılmayı da sevebilir, taşkınlık yapmayı da. bakım ve makyaj ürünlerine devasa miktarlar da akıtabilir yalnız, bu kendisini güzel görmeyi sevdiğindendir. o kadın hala içinden geldiği gibi davranıyordur.

peki "doğal kadın"ın diğer kadınlardan farkı ne veyahut doğal sıfatı burada nasıl özelleştirme yapıyor?
doğal olmayan kadın -ki aynı durum doğal olmayan tüm insanlar için geçerlidir- istemediği sevmediği veya spesifik olarak aramadığı halde topluma göre şekil almasıdır.
örneğin makyaj ve takıları sevmediği halde bunlara katlanıyor ya da insanların geyirme yarışı yaptığı ortamları yılışık buluyorsa ve buna rağmen gerek insanların yargılamasından gerekse de populer kültüre hizmet ve ilgi isteğinden bunlara katlanıyorsa doğal değildir. içinde apayrı bir kişiliktir ancak kendisini eksik hissediyordur.

bu durumun kadınlarda daha fazla olduğunu düşünüyorum.

çocukluktan itibaren kadın ve erkeklerin yetiştirilme tarzının farkından kaynaklanır bu. erkek hayatın merkezi oymuşcasına yetiştirilir daha çok. p!p!si kesilirken davul-zurna karşılar mesela. bir kız regl olduğu zaman bile sözlük tanımlarında bu durum kirlilik diye geçer.(aslında vücuttaki kanın temizlendiğini bilmeyen yobazların kadınları kontrol etme çabasının bir sonucudur, sonra da türk kızları çok yobaz saçma sapan tabulari var bro diye gezerler) kadın hayatının merkezine bir şey koyma ihtiyacı hisseder kısaca daha çok. toplum tarafından kabul edildiğini hissetmez. bu sebeple populer kültüre uyum sağlamak ister. toplum tarafından kabul görebilmek için. bu eksikliğini fark edip kendini bu konuda tamamlayana kadar da manipülasyona açık durumdadır.

örneğin bu başlığın altındaki tanımları okuyup bilinçsizce içimden geldiği gibi davranırsam toplum tarafından kabul göremem erkekler terk eder beni diye düşünür.

bence kadın kendine değer vermelidir. bu durumun içinde feminen enerji mi maskülen mi daha yüksek durumundan bağımsızdır. hayatın ona ait olduğunu ve onun izni dışında kimsenin yönetemeyeceğini fark etmelidir. ilişki durumundan örnek vermek gerekirse bir tartışma durumunda "ya beni terk ederse" korkusuyla gururunu silmemelidir. bırakın terk etsin. kendine olan saygınızdan daha önemli bir şey asla çıkmayacak karşınıza. hiçbir şey için buna zarar vermeyin.

günün iyi geçmesini sağlayan ve uyanılan saatten itibaren enerji sağlayan eylem:
meditasyon.

34 gün öncesine kadar savaştığım durum.
peki ne miydi bunu bu kadar belirli bir süre içerisinde bitiren, işin doğrusu bu bu kadar keskin bir biçimde bitmedi.
defalarca kez söylense de hiç söylenmese de almaya hazır oluşuna bağlı olarak hayatı yaşamaya dair kazandığım bakış açısıydı.
beni bu durumdan kurtaran düşünce yapısı hayatın sadece iki kuraldan ibaret bir çeşit oyun olduğunu anlamamdı. geri kalan her şey sadece uydurmaydı. bu kuralları öğrenip avantajlı duruma geçmememiz için küçüklüğümüzden beri gerek kitaplarda gerek okulda gerekse televizyon ve toplum içinde içimize olmazsa olmaz diye aşılanmış oysaki sadece yönetilmemizi kolaylaştırmak için ortaya çıkmış bir dizi uydurma hem de.

aklı başında kısmının çizgileri sadece başlığı açan tarafından çekilebileceğinden tanımlanamayan başlık.
anladığım kadarıyla genel olarak depresif ruh halinden şikayetçi olunan bir durum var. anlayabiliyorum, depresiflik daha çok can sıkıntısı getirebiliyor maalesef. yalnız şu dönemde girip girebileceğimiz her sosyal medya profilinde böyle durumlar söz konusu. şuan bulunduğumuz dönemde tabular yıkılmaya başladı ve uğruna verilen savaş içsel yıkım getirebiliyor. bunun farkına varabilen ve içinden çıkabilen insanlar sayılı olduğu için şuan nerdeyse her platform ve insan böyle bir havada, en iyisi mutlu olmak ve mutlu insan çekmek.

kişiye değil topluma olağan dışı gelen alışkanlıklar bütünü
duygularımı saklamam gereken bir durumda, sakladıktan ve güvenli bir alana geçtikten sonra bu duygu her neyse (kızgınlık, üzüntü, aşk) karşımda o duyguyu besleten kişiyi hayal ederek konuşmam.
dipnot: eğer kişiye çok sinirlendiysem okkalı bir tokat attığım da olur. sonrasında savrulup koltuğa düşerim.

bende ortaya karışık ve garip olan bir dizi alışkanlık
küçük defterler
parfüm görünümünde elektroşok
masa tenisi
çizgi roman
yağmurun bıraktığı toprak kokusu
şelale
beyaz peynir ve pul biberli domatesin tandır ekmeğine sarılmış hali
tavuk pilav
salatalık turşusu
metal müzik
oversize tshirt

saç kesimim erkeksi diye sokaktaki herkesten küfür yemem. aslında canımı sıkmadı gülüyordum daha çok komik bulduğum için ancak benle aynı durumda olabilecek ve daha güçsüz olabilecek birini etkileyebileceği düşüncesi azıcık canımı sıkmıyor değil.

genetik özelliklerinizi değiştirebilecek bir çeşit makas. evet bu makas kanser gibi birçok hastalığa çözüm olmakla birlikte göz renginizden sac telinize kadar değiştirebilmenize yardımcı olur. 2016 yılında ilk defa sadece kadınlardan oluşan bir grup bu makas sayesinde nobel ödülü aldı. bu konu hakkında söylenecek daha binlerce söz var ancak bunların hepsini yazıp yormak yerine her yerde offline olarak dinleyebilmeniz açısından spotify ve google podcasts platformlarından histokrasi kanalından rahatlıkla ulaşabilirsiniz. bu hafta içinde yayınlanacak.

güzel bir duş, podcast taslağının son dokunuşları ve meditasyon

başlıklar sürekli kendini tekrarlamaya ve sıkmaya başladığında yazarların artık boğulması sonucu tanım girmeyi bırakması durumu

kendine saygı duymak, vakit geçirmek ve geliştirmeye-degistirmeye çalışmak olarak yorumladığım başlık.

diğer yazarlara ne yazarsa yazsınlar en iyi seçilecek olacağına %100 garanti fırsatı.
siz de birine en iyi mesajı atmak istemez misiniz?
işte size fırsat, ne yazarsanız yazın otomatikmen en iyisi oluyor.

bir albüm bıraksam nasıl olur
luxid-painting

s!kt!*!m!n or✓$p√su sal artık da cik hayatımdan

genellikle o dönemde popüler olmuş bir düşüncenin arkasından yürümüşlerdir. bu düşüncenin ne olduğu fark etmeksizin "ben senden daha muhalifim", "ben bu düşünceyi senden daha çok savunuyorum" gibi cümlelerle felsefik konularda bile sadece popüler düşünceyi savunup düşüncedeki eksik noktaları gösterdiğiniz halde savunmaya devam eder. bir de sanki bunun dahası varmış gibi konuşmaları kendilerini içten içe sürekli diğerleriyle kıyaslamalarıdır. kaliteli insanın kalitesizden farkı budur. sadece kendine ve kendi gelişimine odaklanır.

sadece sarılıp geçecek diyecek biri
(telefonlara aramak değil istemek anlamında yorumladım başlığı)

başlarına ne gelirse gelsin onları devam etmeye iten varlık. bu benim için bana değer veren insanların üzülmemesidir.

pumped up kicks