1.
dünyanın pek çok ülkesinde sıradan bir gündü.
bizde değil. biz, şeref yoksunlarını yıllardır saklandıkları delikten çıkıp, şerefsizliği eyleme dökerken gördük.
fetullah'çılık, yeni bir şey değildi. 40 yıllık mevzuydu. amaçları da basitçe devlette örgütlenmek şu bu falan da değildi. toplumu dönüştürmekti.
ve inanmazsınız ama yaptılar.
islam kimliği ve müslümanlık şu an onların organize edip kuramsallaştırdığı iki ana nosyon etrafında ilerliyor:
1-) ortasınıflaşma: islam tamamen lokma+hırka kültüründen uzaklaşıp, tüketimi ve kariyer hırsını meşru gören, tanrıtanımazlığının kendisi de farkında olmayan insanların elinde sert bir dünyevileşme sürecine girdi. bu dünyevileşmeye ulaşma konusunda ters bir yöntemle, en dünyevi şeyleri bile mistisize edip, fantastik elementlerle süslediler. günün sonunda hiçbir kerameti olmayan dünyevi kavramların ruhanileştirilmesi, ruhani olan şeylerin de dünyevi şeylerle iyice birbirine girip karışmasına sebep oldu. bu koşullar altında komple sekülerleşip kariyer hırsına gömülmek ve kişisel ikbal peşinde vicdansızlaşmak da oldukça kolaylaştı. eş zamanlı olarak dersanelerde ve yatılı kurslarda aşılanan rekabet ve kariyer hırsı, "ev+araba+eş" garantili cemaat üyeliği, beklenen meyveyi sapına kadar verdi.
2-) negatif kimliklenme: din başta üzere tüm kimliklerin, bireyin ait olduğu bütüne dahiliyetini değil, ait olmadığı bütünün kademeli olarak önce dışında sonra da karşısında oluşunu koordinatlandırmak üzere kullandıkları etiketleyici simgesel bir araç haline getirilmesi için çalıştılar.
bunun sonucunda da en çok korktukları radikal solu gerçekten yenmeyi başardılar. belki yargılanıyorlar ama, masum bilinip örgütün faaliyeti ile ilgisi olmayan ve "samimi inanan" olarak isimlendirilen sıradan vatandaşlar bile, örgütün yürüttüğü dönüşüm programı kapsamında yozlaştı.
gerçekten de artık türk insanı, kimliklerle düşünen, sınıf siyaseti yapamayan, şahsi çıkarı söz konusu olduğunda bıçkınlaşıp bunu da çok güzel ayet ve hadislerle destekleyebilen bir ucube haline gelmiş durumda.
bu örgütün en büyük çıktısı, amerikan düşüncesinin, liberal/muhafazakar denklemi içerisinde topluma yedirilip, protestan ahlakının anadolu'da merkezileştirilmesi oldu. tipik amerikan liberal muhalifleri gibi, fetullah'çılar da, devletten, allah'tan, hayattan, toplumdan, çevrelerinden, dünyadan her zaman alacaklıdırlar. gidip konuşun, laf dönüp dolaşıp maddi manevi anlamda bir şekilde neden ellerindekinden daha fazlasını hakettiklerine ve haklarının gaspedildiğine gelir. buradaki kastım, şu saçmasapan yargılanma ve tutukluluk süreçleri de değil, başlıbaşına bireysel bir ontoloji anlayışından bahsediyorum.
sözün özü...
darbe girişimi bastırılabilir birşeydir.
ama insanın mayasına sıçrayan çamuru bu kadar kolay temizleyemezsiniz. kendisini ancak karşıtıyla birlikte varedebilen siyasal islamcılık, fetullah gülen gibi bir çıyanın, çok derin davranışsal çıkarımlar ve gözlemlerle giriştiği ve mümkün olan en derin kültürel kodlara sızmayı başardığı bu dönüşüm projesiyle kolay kolay baş edemez.
neden? çünkü fetullah'çılık'ın antitezi, sınıf siyasetidir. siyasal islamcılık ise, sınıf siyaseti yapmamak için çırpınan ama sınıf siyasetinin çıktılarına da gizliden hayranlık duyan bir garip kötürümdür.
islamcı değil, müslüman olabilendir bu durumun üstesinden gelecek olan.
onu da bu çağda bulamazsınız. ya dünyanın pisliğine bulanmışlardır ya da katil olmuştur pek çoğu.
bizde değil. biz, şeref yoksunlarını yıllardır saklandıkları delikten çıkıp, şerefsizliği eyleme dökerken gördük.
fetullah'çılık, yeni bir şey değildi. 40 yıllık mevzuydu. amaçları da basitçe devlette örgütlenmek şu bu falan da değildi. toplumu dönüştürmekti.
ve inanmazsınız ama yaptılar.
islam kimliği ve müslümanlık şu an onların organize edip kuramsallaştırdığı iki ana nosyon etrafında ilerliyor:
1-) ortasınıflaşma: islam tamamen lokma+hırka kültüründen uzaklaşıp, tüketimi ve kariyer hırsını meşru gören, tanrıtanımazlığının kendisi de farkında olmayan insanların elinde sert bir dünyevileşme sürecine girdi. bu dünyevileşmeye ulaşma konusunda ters bir yöntemle, en dünyevi şeyleri bile mistisize edip, fantastik elementlerle süslediler. günün sonunda hiçbir kerameti olmayan dünyevi kavramların ruhanileştirilmesi, ruhani olan şeylerin de dünyevi şeylerle iyice birbirine girip karışmasına sebep oldu. bu koşullar altında komple sekülerleşip kariyer hırsına gömülmek ve kişisel ikbal peşinde vicdansızlaşmak da oldukça kolaylaştı. eş zamanlı olarak dersanelerde ve yatılı kurslarda aşılanan rekabet ve kariyer hırsı, "ev+araba+eş" garantili cemaat üyeliği, beklenen meyveyi sapına kadar verdi.
2-) negatif kimliklenme: din başta üzere tüm kimliklerin, bireyin ait olduğu bütüne dahiliyetini değil, ait olmadığı bütünün kademeli olarak önce dışında sonra da karşısında oluşunu koordinatlandırmak üzere kullandıkları etiketleyici simgesel bir araç haline getirilmesi için çalıştılar.
bunun sonucunda da en çok korktukları radikal solu gerçekten yenmeyi başardılar. belki yargılanıyorlar ama, masum bilinip örgütün faaliyeti ile ilgisi olmayan ve "samimi inanan" olarak isimlendirilen sıradan vatandaşlar bile, örgütün yürüttüğü dönüşüm programı kapsamında yozlaştı.
gerçekten de artık türk insanı, kimliklerle düşünen, sınıf siyaseti yapamayan, şahsi çıkarı söz konusu olduğunda bıçkınlaşıp bunu da çok güzel ayet ve hadislerle destekleyebilen bir ucube haline gelmiş durumda.
bu örgütün en büyük çıktısı, amerikan düşüncesinin, liberal/muhafazakar denklemi içerisinde topluma yedirilip, protestan ahlakının anadolu'da merkezileştirilmesi oldu. tipik amerikan liberal muhalifleri gibi, fetullah'çılar da, devletten, allah'tan, hayattan, toplumdan, çevrelerinden, dünyadan her zaman alacaklıdırlar. gidip konuşun, laf dönüp dolaşıp maddi manevi anlamda bir şekilde neden ellerindekinden daha fazlasını hakettiklerine ve haklarının gaspedildiğine gelir. buradaki kastım, şu saçmasapan yargılanma ve tutukluluk süreçleri de değil, başlıbaşına bireysel bir ontoloji anlayışından bahsediyorum.
sözün özü...
darbe girişimi bastırılabilir birşeydir.
ama insanın mayasına sıçrayan çamuru bu kadar kolay temizleyemezsiniz. kendisini ancak karşıtıyla birlikte varedebilen siyasal islamcılık, fetullah gülen gibi bir çıyanın, çok derin davranışsal çıkarımlar ve gözlemlerle giriştiği ve mümkün olan en derin kültürel kodlara sızmayı başardığı bu dönüşüm projesiyle kolay kolay baş edemez.
neden? çünkü fetullah'çılık'ın antitezi, sınıf siyasetidir. siyasal islamcılık ise, sınıf siyaseti yapmamak için çırpınan ama sınıf siyasetinin çıktılarına da gizliden hayranlık duyan bir garip kötürümdür.
islamcı değil, müslüman olabilendir bu durumun üstesinden gelecek olan.
onu da bu çağda bulamazsınız. ya dünyanın pisliğine bulanmışlardır ya da katil olmuştur pek çoğu.
devamını gör...
2.
islamı kullanarak devletin başına geçmişler ile islamı kullanarak kandırdıkları insanlar üstünden geçinenlerin savaştığı tarihtir.
biz vatanını milletini seven, laik, seküler ve atatürk ilkelerine bağlı vatandaşlar için bir önem taşımıyor bu tarihte yaşananlar.
biz vatanını milletini seven, laik, seküler ve atatürk ilkelerine bağlı vatandaşlar için bir önem taşımıyor bu tarihte yaşananlar.
devamını gör...
3.
bazılarının, ertesinde yenikapıda mitinge katılıp ondan bir kaç gün sonra da amirlerinden gelen emir ile tiyatro dediği olayın meydana geldiği tarihtir.
tencere tavacıların ve rte kompleksine girmiş dinozorların hevesinin kursağında kaldığı gündür.
olayları bakırköy’de belediye başkanının evinde kahve yudumlayıp tv de izleyen adamın ‘darbe olursa tanka ilk biz karşı koyarız’ lafının diğer cümleleri gibi ne kadar büyük bir palavra olduğunu isbat ettiği saatlerdir.
nato işbirlikçilerinin artık askeri vesayet ile bir halt yiyemeyeceklerini anlayıp, son bir kaç gündür gördüğümüz gibi siyasette, medyada, mafyadaki kuklalarını kullanmaya başlama kararını verdikleri dakikalardır.
tencere tavacıların ve rte kompleksine girmiş dinozorların hevesinin kursağında kaldığı gündür.
olayları bakırköy’de belediye başkanının evinde kahve yudumlayıp tv de izleyen adamın ‘darbe olursa tanka ilk biz karşı koyarız’ lafının diğer cümleleri gibi ne kadar büyük bir palavra olduğunu isbat ettiği saatlerdir.
nato işbirlikçilerinin artık askeri vesayet ile bir halt yiyemeyeceklerini anlayıp, son bir kaç gündür gördüğümüz gibi siyasette, medyada, mafyadaki kuklalarını kullanmaya başlama kararını verdikleri dakikalardır.
devamını gör...
4.
bir sürü vatan evladını şehit verdiğimiz tarihtir, mağdur edebiyatı diyen ahlaksızdır.
devamını gör...
5.
bisikletle akdeniz turu yaptığım zamanlardan biriydi. sonra 2-3 ay boyunca her gece akp müziği dinledim bu olay yüzünden.
devamını gör...
6.
ilhan selçuk'un "bir darbeye darbe demek için 20 yıl geçmesi lazım" * diye bir sözü var.
şimdi oturup kalan yıllar geçerken; itiraflar, hatıralar, notlar gibi dokumanların toparlanması bekleyecegiz.
tiyatro diyen var, darbeydi diyen var ...
henüz acele edilip birbirimze düşülmemesi gereken zamanlardayız.
şimdi oturup kalan yıllar geçerken; itiraflar, hatıralar, notlar gibi dokumanların toparlanması bekleyecegiz.
tiyatro diyen var, darbeydi diyen var ...
henüz acele edilip birbirimze düşülmemesi gereken zamanlardayız.
devamını gör...
7.
fetö'nün ülkeyi ele geçirmeyi çalışırken halkın sopasını yediği tarihtir.
devamını gör...
8.
(bkz: atatürk’ün gençliğe hitabesi)
devamını gör...
9.
haddinden fazla abartılan, iki tane islamofaşist gerici-dinci güruhun çıkar çatışması yüzünden bir ülkenin neredeyse yok olacağı fakat milliyetçi, vatansever ve atatürkçü subaylar sayesinde ülkenin yok olmaktan kurtulduğu o lanet ve kara gün. daha sonraları ne hikmetse anamuhalefet partisi, 15 temmuz'un siyasi ayağının araştırılması için tbmm'ye bir önerge verir, kendisine darbe yapıldığını iddia eden iktidar da bu önergeyi reddeder. 15 temmuz bir milli bayram değildir. bizim milli bayramlarımız dört tanedir: 23 nisan, 19 mayıs, 30 ağustos, 29 ekim.











devamını gör...
10.
senaryolu darbe .bir sürü vatanseverin inancı üstüne kurgulanmış bir sürü masum cana mal olmuş atatürk'ü bir kere daha haklı çıkarmış gözleri büyülemeye yetmiş bir oyun.
devamını gör...
11.
yapanın da gelmişini geçmişini
destek olanın da ebesini nenesini
araştırmak lazım.
destek olanın da ebesini nenesini
araştırmak lazım.
devamını gör...
12.
eniştemden öğrendim çokda z2me dedim.
2 hokkabaz pastayı paylaşamadı derdi de sanki bağa düştü.
2 hokkabaz pastayı paylaşamadı derdi de sanki bağa düştü.
devamını gör...
13.
darbe literatürüne "prime time darbe" kavramının eklendiği tarih.
devamını gör...