8 sene ingilizce matematik görüp hiçbirini öğrenememek

aşırı büyük bir sorundur, uzun uzun yazmak isterdim ama şöyle özetlersek


sistem dayatır, öğretmen görevini yapar, öğrenci suistimal eder

bu üçlünün ilişkilerinin sonucu olay öğrenciye patlar

(tembel ve öğrenemeye niyetli öğrenciler hariçtir, iyi öğretmenlerimiz bas tacimizdir)

en büyük şanslarımdan biri özel okulda okumamdı, dil ve sayısal derslerde hiç eksiğim olmadı. eğer okulunuz yeterli eğitim veremiyorsa kesinlikle kendiniz öğrenmeye çalışın çünkü temeli sağlam atmayınca gerisi gelmiyor.

dönüp dönüp aynı şeyler öğretildiği için yaşanıyor bu, ingilizceden bahsediyorum. devlet okullarında bildiğim kadarıyla ortaokulda a1 seviyesinden başlanıyor, 8. sınıf sonuna kadar anca a2’ye geliniyor. liseye geçince ne mi oluyor? tekrar a1, a2’den başlatıyorlar. aynı şeyi dönüp dolaşıp tekrar gördüğümüz için de olduğumuz yerde sayıyoruz. 11-12'de zaten çocuklar
üniversite sınavına hazırlanıyor diye arka plana atılıyor ingilizce.
matematiğe gelince, onun için kendiniz çalışmak zorundasınız. çalışıp anlayan, başarılı olan insanlar var ama hiçbir şey
öğrenemeyen de var.

sistemin kat ettiği aşama* ve kişiyle ilgili bir durum olabilir. zira ben, ilkokuldan sonra girilen, eskinin yedi yıllık anadolu lisesinde hem yabancı dil hem de ingilizce matematik öğrendim. hayatımdaki bütün sınavları temel türkçe ve matematik bilgimle kazandım. hazırlıktan sonra ingilizce hiç çalışmadım. hala da yurtdışına çıktığımda ingilizce tartışabilirim.

ilgilenmediği hiçbir şeyi insanlara zorla öğretemeyeceğimizi kanıtlayan başlıktır. aynı sorun diğer dersler için de geçerlidir.
lisede sadece felsefe ile ilgilenmiş bir öğrenciydim ve felsefe hocamın bunda zerre katkısı yoktu, şu an sayısal çıkışlı bir felsefe mezunuyum.