türk pop müziğinin altın yılları. televizyonda klibi oynayan her şarkıcı şimdinin deyimiyle birer yıldıza dönüşüyor. bu kliplerdeki hareketler birer akım haline geliyor. albümler milyonlarca satışlara imza atıyor. sanatçıların hem sokakta yürüyemediği, hem de ulaşılmaz olduğu dönemler.
devamını gör...
sokakta oynayan son nesiliz derdik hep. galiba bu pandemiyle birlikte insanlık bir şeylere veda ettikçe biz o şeylerin tadına bakabilmiş son nesil olarak kalmaya devam edeceğiz. eğitim, iş, eğlence... dünya her geçen gün bildiğimiz dünya olmaktan biraz daha uzaklaşıyor. bizim jenerasyona da eskiyi uğurlayıp yeniyi karşılama misyonu yüklenmiş gibi.
devamını gör...
transformers çizgi filmini izleyebilmek demekti. buraya aslında yazabileceğim çok şey var ama daha sonraya erteliyorum.
devamını gör...
çocuk olmak güzel; 90’larda çocuk olmak ise bir ayrıcalıktır. 90’lar heyecanlı yıllardı: özgür, yeniliklere açık, telaşlı. birçok alanda kırılma noktası. 90’lı yılların çocukları internetle ve teknolojiyle henüz tanışmış; ama girdabına kapılmamış bir jenerasyondu. bu yazımı, o büyük dalga sahile vurmadan önceki en yüksek, en görkemli, en enerjik halini yakalayan; coşkusuyla ve tüm güzelliğiyle çocukluğunu ve gençliğini yaşayanlara ithaf ediyorum..
devamını gör...
çok özel değildi aslında tam manasıyla sadece çocukluktu, 10 yıl sonra 2010 yılında cocuk olmak diyenler cıkacak ve onlarda kendi cocuklukl çağlarını övecekler. sanırım 2020 yılında çocuk olanlar cidden bu çocukluk duyarını yaparsalar haklı olurlar onun harici bizler sadece çocukluğumuzu özledik yoksa yıllarda bi olay yok.
devamını gör...
her açıdan farkli olmaktır.
- elektriğin her yerde olmadığı dönem ile internetle(ne adsli? 185 aramasi ile) tee zibilyon kilometre uzaktaki insanlarla konuşulabilen döneme hızlı geçiş yapan en adaptif nesildir.
- sokakta oynarken yorulunca hic tanımadığı halde herhangi bir kapiyi çalıp bir bardak su istendiği ve asla geri çevrilmediği dönemi gören nesildir.
- cocuk oyunlarının fiziksel aktiviteye dayalı olduğu, simiiiiiittt, ortada sıçan, saklambaç, kovalambac, yakalanbac, gibi uyduruk türevlerde isimlerin oynandığı ve aksam ezanı ile anında bitirilen oyunlari bilfiil oynamış nesildir.
- hicbir yazılı kurala dayanmayan mahalle maçları kurallarını ezbere bilen nesildir.( misal : kaleden kaleye gol olmaz, penaltı boş kaleye ters dönerek topukla atılır. hele hele top seninse ve henüz huysuz bir ihtiyar tarafından kesilmemişse kuralları sen koyarsın. net.. velev ki kesildiyse de kesik toplar kafaya geçirilip baslik yapilirdi.
- denize giden mahalle çocuğunun bunu ispatlamak icin asla keselenmedigini bilen ve ölü derileri arkadaşlarının yaninda çıkardığında tiksinilmeyecegini bilen nesildir.
-bakkalin rafında kurumuş turbo sakızların bile tatlı geldiği nesildir.
- pıringıls cipsini ilk defa star gazetesinin ilk baskisinda hediye olarak vermesiyle yemiş, star ve show tvnin ve daha da küçükken trt2'nin ve trt3'un açılışına şahit olmuş, uzaktan kumanda teknolojisinin yaygınlaşmasına kadar evde yakından kumanda görevini layıkıyla ifa etmiş, karincali goruntulerde ise catiya cikan babaya camdan oldu olmadı diye seslenen nesildir.
- bayramlarda elinde poşetle kapı kapı gezip topladığı şekerlerle dişlerini çürüten, nadiren de olsa verilen mendil ya da paraları iç etmeden annesine getiren nesildir.
- atari kelimesinin "atarlanmak" fiiline ait bir fiil çekimi olmadığını bilen, şimdilerin yazılımcı ya da hackerlarini yetiştiren nesildir.
-80 darbesinin soğukluğunu ailesi tarafından "asker ve polislerden korkutularak" yaşamaya devam etmiş , bu sebeple belki de antimilitarist ve antisiyaset güdülenmiş, hala ezbere "andımızı" okuyabilecek nesildir.
- şimdilerde bu yaziyi okuyup bıyık altından sırıtan ve yanindaki çocuğuna bakıp "keske sizlerin de bu imkanı olsaydı yavrum" diye iç geçiren şimdilerde "y" 'ye dönüşmüş, zamanın z kuşağı nesildir.
devamını gör...
bundan 30 yıl sonra 2020 lerde çocuk olmak, bundan 100 sene sonra 2050 lerde çocuk olmak şeklinde sürüp gidecek nostaljidir.
sonraki her kuşak kendinde olup bir sonraki kuşakta olmayan şeylerle kendi nostaljisini oluşturacaktır.
atıyorum sene 2500 olduğunda bugünler anlatılırken'' henüz ışınlanmanın olmadığı yıllarda insanlar....'' diye söze başlayacaklardır.
devamını gör...
telefon tablet bilmeyen, haftasonu herkesten önce uyanıp televizyonda çizgi film izleyen, oyun oynamak için sokaktan içeriye girmeyen çocuklardık.
devamını gör...
çok şanslı çocuklardık. komşumuz sapık değildi. bizi koruyup, kollayan dedelerimiz vardı. şarkılar çok daha samimi, insanlar daha daha içtendi. leblebiyi toza çevirip, pipetle içmeye çalışan delilerdik. evet çoğumuz boğulurduk ama olsundu, bu da bizim zevkimizdi. her bayram çatapat alır, akşama kadar sokakları barut kokuturduk...
devamını gör...
barış manço'ya yetişen son şanslı nesilden olmaktır. cumartesi sabahları 6buçukta kalkıp kaptan tsubasa izlemektir.
kanal d çocuk kulübüdür.
john benjamin toşaktır.
taso biriktirmektir.
bir takımın tüm kadrosunu bitirdikten sonra hediye veren çıkartmalardır. gene bu çıkartmaları biriktirirken ilker yağcıoğlunu, fatih terimi, oktay derelioğlunu bulmaktır. hbb diye bir kanalın olduğunu bilmektir ve gene bu kanal sayesinde we will rock you'yu ezbere bilmektir.
devamını gör...
susam sokağı,barış manço,misket,mahallede top oynamak akşamlara kadar yorulduktan sonra ekmek arası bir şeyler yemek çok güzel zamanlardıve coranasız zamnalar,maskesiz...
devamını gör...
yeşil ekranlı gameboy yok muydu o gameboy. almak için canim çıkmıştı be.
şimdilerde "ona harcayacağım vakti..." diye düşünüyorum ara sıra.

ne lego'lar vardi. system legolar, technic legolar model legolar...
lego kataloglarına baka baka az mı hayal kurardım be! mavi önlük yaka ikilisiyle giderdik okula. 80'ler siyah önlüktü, şimdikiler formayla gidiyor galiba.

michael jordan'in chicago bulls'da oldugu zamanlar... ne özenirdim ama.
space jam çıkınca deliye dönmüştüm sevinçten. toy story geldi aklıma space jam deyince.
onu da sinema da seyrettiğim için şanslı hissederim kendimi. küçümsemeyin hemen be. ben de bunlarla mutlu oluyorum işte. neyse hepsini yazmayım da sıradakilere de kalsın az.
devamını gör...
rönesans sanatçılarını ilk kez ninja kaplumbağaların isimleriyle duymak; hugo cadı sila'yı yendiğinde dünyayı kurtardığı coşkusuna kapılmak; parliament pazar gecesi sinemasının müziğini dinlerken yarının haftanın ilk okul sabahı olduğunu unutmak; trt'de barış manço'lu hafta sonları geçirmektir.
devamını gör...
on yıl kadar geç kaldığım lüks.
devamını gör...
geri dönüp baktığımda "iyi ki yaşamışım" diyorum. insanların geleceğe dair umudunun olduğu güzel yıllardı. şimdi ise cehennemi yaşıyoruz.
devamını gör...
uyanınca kahvaltıyı alelacele etmek, sokağa geç kalmamak demekti.
mahalledeki çocukların ismini camın önünde haykırması, annenden '' çok kirlenme, azıtma'' laflarını işitmek tüm bunlara rağmen azıtmaya hazır oldugun hunharca sokakta oynadığın günler demekti.
yakartop, istop, sek sek, ip atlama, dokuz taş ve eğer şanslıysan akşam üzeri mahalledeki ablalarla voleybol oynamak demekti.
dönen salıncağı sokağın başında görüp ''anneeee anneeee para!'' diye anneyi darlamak yediğin azarı umursamadan kaptığın paraya mutlu olmak demekti.
öğlen eve girmemek için salçalı ekmek su ikilisini anneden istemek, yahut komşu evlere rahatça girip karnını bir güzel doyurmak demekti.
akşam yemeginden sonra kendini gene sokağa atıp ablalardan abilerden garip hikayeler dinlemek demekti.
korkusuzduk, zarar kötülük beklemezdik komşularımızdan çünkü öyle dönemlerdi. kavgayı, paylaşmayı, dostluğu hep o sokaklarda öğrendik. şuan deli gibi korktuğumuz, çocuklarımızı asla yalnız bırakmayacağımız sokaklardan..
güzel zamanlardı ve ne yazık ki artık çok eskide kaldı.
devamını gör...
pazar akşamı, yapılmamış ödevler ve banyo zamanı sıkıntısı, bizimkiler dizisi, parliement pazar sineması, önlüklerin ütülenmesi, çanta hazırlama…
devamını gör...
yazılanların hepsi güzel şeyler hakikaten. ama benim aklıma hep kanayan bi diz, sonra onun kabuk bağlaması, sonra o kabuğu (hayvan gibi acısa da) kavlatmak ,sonra o yarayı tekrar kanatmak geliyor.

özellikle 90'larla direkt alakası yok ama şimdi ne zaman çocuk görsem dizine bakıyorum, tertemiz. sonra üzülüyorum o çocuk için, ulan dizin kanamadan büyünür mü hiç?
devamını gör...
berbere gidip abi saçları prekazi gibi yap demek, kolayı cam şişeden içmek, sensible'da kariyer yapmak için atariciye giderken yanında disketinle gitmek, capri sun içip sulugöz çiğnemek, kinder sürpriz oyuncaklarından koleksiyon yapmak ve tabi ki tsubasa ve dünyanın yuvarlak olduğunu idrak etmemiz…
devamını gör...
once malum sozluk, sonra forumlar ardindan da facebook'un ilk yaygınlaştığı donemden beri yazmaktan ve okumaktan sıkılsam da gene de başlığı okur okumaz "turkiyenin neresine gidersen git değişmeyen mahalle maçları kuralları" deyiveresim gelir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"90'larda çocuk olmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim