ada sahillerinin gerçek değil de hicaz anlamda kullanılması
başlık "echabrenef7091" tarafından 01.07.2023 21:41 tarihinde açılmıştır.
1.
(bkz: ada sahilleri) şarkısının icrasından, dilden dile yayılmasından ve eskidikçe büyümesinden hareketle farkına varılabilecek bir gerçek. ada sahilleri deyince belki de eskiden, çok eskiden sadece dinlenmek için gidilip sonra ıssızlığa terk edilip dönülecek korunaklı alanlar nitelenirdi. akla başka olgu gelmez, gelemezdi. fakat sonrasında aşkı, hasreti, vefayı sözcüklere ve notalara döken o şarkı herkese ulaştı ve ada sahilleri yalnızca ada sahilleri olmaktan çıktı.
kalamış'ın, adalar'ın, karagümrük'ün yer olma vasfına birer vasıf daha ekleyip sırasıyla huzuru, yârin başlangıç noktasını ve bitmez tükenmez bir yangını kastettiği zamanlar da aynı yıllarda başladı hemen hemen. farklı farklı anlamlar, anılar, fikirler, duygu ve düşünceler ile yüklendi aynı harf yığınları. o yükü çoğu zaman taşıyamadılar. hoş, koca koca insanların taşıyamadığı, bazılarının da taşımak bile istemediği yükü yine o insanların keşfedip kendi aralarında kullandığı dil ögeleri nasıl taşırdı ki? haksızlık olmaz mıydı? hoş, haksızlık ne zaman olmadı ki?
her neyse, ada sahilleri'nde bekleyelim biz, malum en son orada kalmıştık. hicazlaştı, mecazlaştı, bir başkalaştı ada sahilleri dediğimiz yer. kutsallaştı, beklenti üstüne beklenti doğdu insanlarca o bölge üzerine. aslolan, sorumluluk taşıyan, haddini bilip aynı zamanda uygarlığı hedeflemesi gereken, bunu yaparken kırıp dökmeyip sadece arınması icap eden bizdik. anlayamadık. kendimize bazı anlarda hatırlayacağımız semboller edinmemiz normaldi, evet, fakat biz hissizleşme batağından çabucak çıkabilmek için -mış gibi davrandık hep. ada sahilleri deyince birden unutuldu bütün hatalarımız ve aşkı ne çok hissettiğimizi adeta birbirimizle yarışarak haykırdık. haykırışlarımıza verilen tepkilerden tatmin olduktan sonra eskiye dönme aşaması kaldı. bizleşme aşaması...
neydi bizleşme? kendimizi kandırmayı bırakıp eski duyarsız, başkasını boş vermiş, bencil ve azimle hırsı karıştırıp gözü dönmüş hâlimize geri dönme aşamasına verilebilecek bir isimdi. hadi gelin yalanı bırakalım. ne ada sahilleri umrumuzdaydı ne de onun bir diğer versiyonu adalar. ne kalamış lazımdı bize huzur bulmak için ne de başka yer. bize biz lazımdı. öteki türlü bizleşmeliydik. özümüze dönmeliydik. özümüze dönseydik en özelliksiz sınırlar içerisinde bile mutlu olabilirdik. işin gerçeği, gerçek anlamı bu kadar kolay kaybetmeyelim. mecaz görünümlü yalanlara bu denli gömülmeyelim. gerisi kolay.
''sofralarda kuş sütü eksik, makamlar hicaz
vefa yalnızca bir semt adı, adamlık mecaz''
kalamış'ın, adalar'ın, karagümrük'ün yer olma vasfına birer vasıf daha ekleyip sırasıyla huzuru, yârin başlangıç noktasını ve bitmez tükenmez bir yangını kastettiği zamanlar da aynı yıllarda başladı hemen hemen. farklı farklı anlamlar, anılar, fikirler, duygu ve düşünceler ile yüklendi aynı harf yığınları. o yükü çoğu zaman taşıyamadılar. hoş, koca koca insanların taşıyamadığı, bazılarının da taşımak bile istemediği yükü yine o insanların keşfedip kendi aralarında kullandığı dil ögeleri nasıl taşırdı ki? haksızlık olmaz mıydı? hoş, haksızlık ne zaman olmadı ki?
her neyse, ada sahilleri'nde bekleyelim biz, malum en son orada kalmıştık. hicazlaştı, mecazlaştı, bir başkalaştı ada sahilleri dediğimiz yer. kutsallaştı, beklenti üstüne beklenti doğdu insanlarca o bölge üzerine. aslolan, sorumluluk taşıyan, haddini bilip aynı zamanda uygarlığı hedeflemesi gereken, bunu yaparken kırıp dökmeyip sadece arınması icap eden bizdik. anlayamadık. kendimize bazı anlarda hatırlayacağımız semboller edinmemiz normaldi, evet, fakat biz hissizleşme batağından çabucak çıkabilmek için -mış gibi davrandık hep. ada sahilleri deyince birden unutuldu bütün hatalarımız ve aşkı ne çok hissettiğimizi adeta birbirimizle yarışarak haykırdık. haykırışlarımıza verilen tepkilerden tatmin olduktan sonra eskiye dönme aşaması kaldı. bizleşme aşaması...
neydi bizleşme? kendimizi kandırmayı bırakıp eski duyarsız, başkasını boş vermiş, bencil ve azimle hırsı karıştırıp gözü dönmüş hâlimize geri dönme aşamasına verilebilecek bir isimdi. hadi gelin yalanı bırakalım. ne ada sahilleri umrumuzdaydı ne de onun bir diğer versiyonu adalar. ne kalamış lazımdı bize huzur bulmak için ne de başka yer. bize biz lazımdı. öteki türlü bizleşmeliydik. özümüze dönmeliydik. özümüze dönseydik en özelliksiz sınırlar içerisinde bile mutlu olabilirdik. işin gerçeği, gerçek anlamı bu kadar kolay kaybetmeyelim. mecaz görünümlü yalanlara bu denli gömülmeyelim. gerisi kolay.
''sofralarda kuş sütü eksik, makamlar hicaz
vefa yalnızca bir semt adı, adamlık mecaz''
devamını gör...
"ada sahillerinin gerçek değil de hicaz anlamda kullanılması" ile benzer başlıklar
hicaz
4