akciğer kanseri
başlık "alem buysa kral biziz gırtlakları biz keseriz" tarafından 21.12.2020 21:41 tarihinde açılmıştır.
1.
en öldürücü kanser türüdür. iyileşip kurtulabilen insan sayısı çok nadirdir.
devamını gör...
2.
en büyük sebebi lanet sigaradır. akciğer kendini yenileyemediği için dönüşü yoktur.
devamını gör...
3.
kanser türlerinde 5 yıllık sağ kalım olarak tanımlanan kritere göre, son yıllardaki gelişen tedavilere paralel biçimde yaşam sürelerinde de artış görülmektedir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://i.imgyukle.com/2020/12/21/aoefic.webp)
ek: kanserin sebepleri arasında bir çok etken sayılabilir, ama herhangi bir dış etkiye maruz kalmadan da kansere yakalanmak mümkündür ve oldukça fazladır.
mesela özellikle çocuklarda görülen lösemide durum tam da böyle.
veya çok erken yaşlarda kolon kanseri, olması zor dense de örnekleri çok fazla.
yani kısaca çok sigara içince, veya dengesiz beslenince, al işte sebebi budur demek son derece mantıksız.
etkili midir, belki, ama kesin sebep midir , hayır.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://i.imgyukle.com/2020/12/21/aoefic.webp)
ek: kanserin sebepleri arasında bir çok etken sayılabilir, ama herhangi bir dış etkiye maruz kalmadan da kansere yakalanmak mümkündür ve oldukça fazladır.
mesela özellikle çocuklarda görülen lösemide durum tam da böyle.
veya çok erken yaşlarda kolon kanseri, olması zor dense de örnekleri çok fazla.
yani kısaca çok sigara içince, veya dengesiz beslenince, al işte sebebi budur demek son derece mantıksız.
etkili midir, belki, ama kesin sebep midir , hayır.
devamını gör...
4.
diğer kanserler gibi hücrelerinizden birinde meydana gelen genetik bozulma, hücrenin kontrol edilemez bir şekilde çoğalmasını sağlıyor.
sonrasında da organınız iş görmez hale geliyor.
sigara, kirli hava, bazı işler bu genetik bozulmaya neden olabiliyor.
sonrasında da organınız iş görmez hale geliyor.
sigara, kirli hava, bazı işler bu genetik bozulmaya neden olabiliyor.
devamını gör...
5.
devamını gör...
6.
insanın hayatını tepetaklak götüren, hayatta kalma şansı en az olan türü. allah kimseye böyle ağır sınavlar yüklemesin.
devamını gör...
7.
temel nedeni tütün ürünleri kullanmaktan başlıyor. bununla beraber, çeşitli kimyasal gazların solunduğu ortamda çalışanlar ile dumana maruz kalan kişilerde gelişen bir kötü huylu tümör çeşididir. bazı onkologlara göre 4. evre akciğer hastalığı olanların sağ kalım oranı en fazla 5 senedir. erken dönemde hastalık fark edilirse yaşama şansının uzun olduğu biliniyor.
devamını gör...
8.
babamın yakalanmış olduğu kanser türü.
süreç içerisinde bu tanımı editleyerek neler bekleyebileceğinizi yazmak istiyorum. her hasta için süreç farklı ilerleyecektir tabi ancak temel adımlar aynı gibi görünüyor.
akciğer kanseri özellikle keşfedilmesi zor olan bir kanser(miş). erken teşhis çok nadir. babam her yıl yıllık check-up yaptıran bir insan, ancak 4. evrede belirti göstermeye başlaması üzerine gittiği doktor tarafından keşfedildi hastalığı. belirtisi de sadece öküsürük.
öksürüğün hemen ardından ses kısılması geldi. sesi kısılınca yaşadığı küçük şehirden kalkıp buraya geldi. burada doktorları ile görüşmeye başladığında iştahı yerindeydi.
buradan sonrasını hafta hafta anlatacağım.
hafta-1
burada ilk görüştüğü doktor, tomografi ve kan tahlili istedi. tomografinin ardından pet scan istedi ve aynı hafta cuma günü pet scan için randevu aldı. cuma günü pet scan'e gitti. burada 2 litreye yakın su götürmesini istemişlerdi ve bu suyun içine bir ilaç karıştırıp içirdiler. * pet scan sonrası 2-3 gün hamile ve çocukların yanına yaklaşmaması gerektiği söylendi. doktorla görüşmesinden sonra bir akşam otururken sol kolu tamamen uyuştu hatta felçli gibiydi hareket ettiremedi. yaklaşık 10 dakika sürdü. doktroa gittik ancak bir şey çıkmadı. *
hafta-2
pet scan sonrası sonuçları gören doktor, biyopsi yapmak istediğini söyledi. yine cuma günü için biyopsi tarihi verildi. biyopsiyi bronkoskopi yöntemi ile yaptılar. bayıltmadılar ancak burnunu uyuşturmak için bir sprey sıkıp burnundan bir tüple girdiler. 5 örnek alındı. bronkoskopi sonrası ilk kez tekerlekli sandalyeye oturdu. bronkoskopi sonrası hastaların yürümesini önermiyorlar, bir süre baş dönmesi olabiliyormuş. 2-3 saat hastanede bir komplikasyon olması durumunda müdehale edebilmek için bekletip eve gönderdiler. bronkoskopi sonrası öksürük artışı ve kanlı balgam çıkartması normalmiş bir buçuk gün kadar devam etti.
patoloji sonucu beklemeye başladık.
hafta-3
patoloji sonucu çıkmadı ve bu hafta boyunca öksürüğü ve balgam çıkartması daha kötüleşti. bu aralarda iştahsızlık başladı. zaten yemek yemeye üşenen adam iştahı kesilince hızla kilo vermeye başladı.
biyopsi sonucu çıktığında tümörlerin kötü huylu olduğunu öğrendik ve tedavi yöntemleri için konsültasyonlara başladık. radyoloji tümör boyutları küçük olduğundan müdehale etmek istemedi, cerrahi birden fazla tümör olduğundan alamayız dedi ve biz elimizde biyopside alınan örneklerle bir üniversite hastanesine gidip gen testi yaptırdık. bu test kansere sebep olan mutasyonun hangi gende olduğunu keşfetmek için yapılıyormuş. bazı mutasyonlarda akıllı ilaç denen kemoterapiden daha az zararlı ve sadece kanser hücrelerini hedef alan bir tedavi yöntemi kullanılabiliyormuş. test sonuçlarının çıkması üç hafta sürdü. bu üç haftada durumu biraz daha kötüye gitti ve 4 kilo verdi.bu süreç içerisinde hala sigara içmeye devam ediyordu (doktoru ve biz yalvarıyor olsak da)
hafta-7
test sonuçlarını üniversite hastanesinden teslim alıp kendi doktoruna götürdük. doktoru mutasyon türünün (k-ras mutasyonu) akıllı ilaca uygun olmadığını ve kemoterapi deneyeceklerini söyledi. ayrıca 4. evrede olduğunu söyledi ve durumunun biraz kötü olduğunu söyleyip yatırmaya karar verdi.
hastanede yattığı süreçte sırtındaki iltihaplı sivilceye kadar ilgilenip durumunu toparladılar. daha az öksürüp daha rahat nefes almaya başladı. biraz kilo aldı ve bu hafta başında sigarayı bıraktı. sanıırm sigarayı bıraktığı için biraz iştahı açıldı. uzun sürer mi bilmiyorum.
doktoru bize şunu söyledi;
babanıza söylemeyin ancak bir meme kanseri yada yumurtalık kanseri gibi 5-20 yıl arası bir yaşam süresinden bahsedemeyiz. bu hastalığın ilerleyiş şekli ve yapısı çok daha zorlayıcı. zor bir savaş olacak ve bu savaşı onu uzun yaşatmak için değil yaşayacağı süreyi daha konforlu tutmak için vereceğiz.
aslında babam kurtulamayacağının farkında, ama buna çok üzülmüyor. belki lustral kullandığı için bilmiyorum ama durumu çok sakin karşıladı.
hafta-8
hastaneye yattığı 7. gün ilk kemoterapi kürünü verdiler. bir sonraki kemoterapi seansı ise 21 gün sonra olacakmış. hastanede enfeksiyon yada covid kapma riski daha yüksek olduğu için ve 21 gün daha acil hastaların yatabilmesi için acil ihtiyacı olabilecek bir çok hastanın yerini kaplayacağından taburcu etme kararı aldılar. 8. haftanın 2. günü taburcu oldu.
yani aslında buradan anlayacağınız, doktora ilk gittiğiniz günden itibaren 8-9 haftayı kaybediyorsunuz. bu süreç içerisinde tedavi yapılamıyor.
şimdilik 8. haftaya ulaştık henüz. planımız bir sonraki tedaviye kadar, evini bulunduğumuz şehre taşıyıp, onunla doktora gelebilecek ve sürekli olarak yanında olabilecek bir bakıcı bulmak. gün içerisinde yorgunluktan ve iştahsızlıktan yemek yemeyen birini günde 13-14 saat yalnız bırakmak mantıklı gelmiyor.
süreç ilerledikçe hafta hafta buraya ekleyip en azından siz yada bir yakınınızın yakalanması durumunda başınıza gelecekleri yazmak istedim.
belki sonradan okuyup kalan haftaları merak eden olur diye uzunca zaman sonra kendimi daha iyi hissedince yeniden güncellemek istedim. buradan sonraki kısmı hafta hafta yazmıyorum.
ilk kemoterapiden sonra babamın ciğerleri su topladı, boşaltmak için uğraştılar, ancak çok başarılı olmadı.
ikinci kemoterapi dozunu aldıktan sonra yine ciğerleri su topladı, yine boşaltmaya çalıştılar, babam daha da kötüleşti ve en sonunda bir bakıcı bulmak zorunda kaldık. hastane yemeklerinden nefret ettiği için sürekli dışarıdan yemek taşıdık, hastane odasının balkonu vardı, balkonda bol bol balık ekmek yedik.
üçüncü dozu aslında doktorları vermeyecekti zaten kendi planlanmış tedavisine de devam edemedi, babamın ısrarları üzerine doktorları başka bir kemoterapi ilacı verdiler. bu kemoterapi ilacı pek iyi gelmedi ve o zamana kadar sorunsuz yemek yiyen babam yemek yiyememeye, yediklerini çıkartmaya başladı. bir de zaten metastaz yapmış bir kanseri olduğundan belki de midesine ulaşmıştı, öğrenebileceğimiz kadar uzun sürmedi bu serüven.
daha sonra tekrar hastaneye yattı, bakıcısı yanında kalıyordu, yılbaşından iki gün önce bakıcı gelmek istemediğini söyledi, sinirlendim ve ben giderim dedim. işten izin aldım ve hastaneye gittim. ilk gecede üç kez nefes darlığı yaşadı, doktorlar ilaçlar ve makinalar ile biraz rahatlattılar. en sonunda oksijen saturasyonu %40'ın altına düşünce sabah saat 5'te yoğun bakıma almaya karar verdiler.
31 aralık cuma sabahı saat 5te yoğun bakımın önünde saatlerce tek başıma bekledim. annem geldi ve doktorla görüştük. doktoru bizimle en son görüştü ve şu an solunumunu, yemeğini ve geri kalan tüm fonksiyonlarını makinalar ile sağlıyoruz, zaten uzun zaman önce çekilmiş pet sonucuna göre epeyce sıkıntılı bir durumdaymış, çok bir süre beklemeyin dedi. fazlasıyla kibarcaydı.
cuma akşamüstü hastaneden aradılar ve babamın biraz kendine geldiğini ve hemşirelerden sürekli yılbaşımı kutlamak için telefon istediğini söylediler. telefon veremeyeceklerini ama bunu iletmek istediklerini söylediler.
cumartesi pazar ziyaret yasaktı, pazartesi gününü beklemiştik.
pazar gecesi 03.30 da hastaneden gelen telefonla uyandım.
ağustos ayının başında başlayan bu maceramız ocak ayında sonlandı.
süreç içerisinde bu tanımı editleyerek neler bekleyebileceğinizi yazmak istiyorum. her hasta için süreç farklı ilerleyecektir tabi ancak temel adımlar aynı gibi görünüyor.
akciğer kanseri özellikle keşfedilmesi zor olan bir kanser(miş). erken teşhis çok nadir. babam her yıl yıllık check-up yaptıran bir insan, ancak 4. evrede belirti göstermeye başlaması üzerine gittiği doktor tarafından keşfedildi hastalığı. belirtisi de sadece öküsürük.
öksürüğün hemen ardından ses kısılması geldi. sesi kısılınca yaşadığı küçük şehirden kalkıp buraya geldi. burada doktorları ile görüşmeye başladığında iştahı yerindeydi.
buradan sonrasını hafta hafta anlatacağım.
hafta-1
burada ilk görüştüğü doktor, tomografi ve kan tahlili istedi. tomografinin ardından pet scan istedi ve aynı hafta cuma günü pet scan için randevu aldı. cuma günü pet scan'e gitti. burada 2 litreye yakın su götürmesini istemişlerdi ve bu suyun içine bir ilaç karıştırıp içirdiler. * pet scan sonrası 2-3 gün hamile ve çocukların yanına yaklaşmaması gerektiği söylendi. doktorla görüşmesinden sonra bir akşam otururken sol kolu tamamen uyuştu hatta felçli gibiydi hareket ettiremedi. yaklaşık 10 dakika sürdü. doktroa gittik ancak bir şey çıkmadı. *
hafta-2
pet scan sonrası sonuçları gören doktor, biyopsi yapmak istediğini söyledi. yine cuma günü için biyopsi tarihi verildi. biyopsiyi bronkoskopi yöntemi ile yaptılar. bayıltmadılar ancak burnunu uyuşturmak için bir sprey sıkıp burnundan bir tüple girdiler. 5 örnek alındı. bronkoskopi sonrası ilk kez tekerlekli sandalyeye oturdu. bronkoskopi sonrası hastaların yürümesini önermiyorlar, bir süre baş dönmesi olabiliyormuş. 2-3 saat hastanede bir komplikasyon olması durumunda müdehale edebilmek için bekletip eve gönderdiler. bronkoskopi sonrası öksürük artışı ve kanlı balgam çıkartması normalmiş bir buçuk gün kadar devam etti.
patoloji sonucu beklemeye başladık.
hafta-3
patoloji sonucu çıkmadı ve bu hafta boyunca öksürüğü ve balgam çıkartması daha kötüleşti. bu aralarda iştahsızlık başladı. zaten yemek yemeye üşenen adam iştahı kesilince hızla kilo vermeye başladı.
biyopsi sonucu çıktığında tümörlerin kötü huylu olduğunu öğrendik ve tedavi yöntemleri için konsültasyonlara başladık. radyoloji tümör boyutları küçük olduğundan müdehale etmek istemedi, cerrahi birden fazla tümör olduğundan alamayız dedi ve biz elimizde biyopside alınan örneklerle bir üniversite hastanesine gidip gen testi yaptırdık. bu test kansere sebep olan mutasyonun hangi gende olduğunu keşfetmek için yapılıyormuş. bazı mutasyonlarda akıllı ilaç denen kemoterapiden daha az zararlı ve sadece kanser hücrelerini hedef alan bir tedavi yöntemi kullanılabiliyormuş. test sonuçlarının çıkması üç hafta sürdü. bu üç haftada durumu biraz daha kötüye gitti ve 4 kilo verdi.bu süreç içerisinde hala sigara içmeye devam ediyordu (doktoru ve biz yalvarıyor olsak da)
hafta-7
test sonuçlarını üniversite hastanesinden teslim alıp kendi doktoruna götürdük. doktoru mutasyon türünün (k-ras mutasyonu) akıllı ilaca uygun olmadığını ve kemoterapi deneyeceklerini söyledi. ayrıca 4. evrede olduğunu söyledi ve durumunun biraz kötü olduğunu söyleyip yatırmaya karar verdi.
hastanede yattığı süreçte sırtındaki iltihaplı sivilceye kadar ilgilenip durumunu toparladılar. daha az öksürüp daha rahat nefes almaya başladı. biraz kilo aldı ve bu hafta başında sigarayı bıraktı. sanıırm sigarayı bıraktığı için biraz iştahı açıldı. uzun sürer mi bilmiyorum.
doktoru bize şunu söyledi;
babanıza söylemeyin ancak bir meme kanseri yada yumurtalık kanseri gibi 5-20 yıl arası bir yaşam süresinden bahsedemeyiz. bu hastalığın ilerleyiş şekli ve yapısı çok daha zorlayıcı. zor bir savaş olacak ve bu savaşı onu uzun yaşatmak için değil yaşayacağı süreyi daha konforlu tutmak için vereceğiz.
aslında babam kurtulamayacağının farkında, ama buna çok üzülmüyor. belki lustral kullandığı için bilmiyorum ama durumu çok sakin karşıladı.
hafta-8
hastaneye yattığı 7. gün ilk kemoterapi kürünü verdiler. bir sonraki kemoterapi seansı ise 21 gün sonra olacakmış. hastanede enfeksiyon yada covid kapma riski daha yüksek olduğu için ve 21 gün daha acil hastaların yatabilmesi için acil ihtiyacı olabilecek bir çok hastanın yerini kaplayacağından taburcu etme kararı aldılar. 8. haftanın 2. günü taburcu oldu.
yani aslında buradan anlayacağınız, doktora ilk gittiğiniz günden itibaren 8-9 haftayı kaybediyorsunuz. bu süreç içerisinde tedavi yapılamıyor.
şimdilik 8. haftaya ulaştık henüz. planımız bir sonraki tedaviye kadar, evini bulunduğumuz şehre taşıyıp, onunla doktora gelebilecek ve sürekli olarak yanında olabilecek bir bakıcı bulmak. gün içerisinde yorgunluktan ve iştahsızlıktan yemek yemeyen birini günde 13-14 saat yalnız bırakmak mantıklı gelmiyor.
süreç ilerledikçe hafta hafta buraya ekleyip en azından siz yada bir yakınınızın yakalanması durumunda başınıza gelecekleri yazmak istedim.
belki sonradan okuyup kalan haftaları merak eden olur diye uzunca zaman sonra kendimi daha iyi hissedince yeniden güncellemek istedim. buradan sonraki kısmı hafta hafta yazmıyorum.
ilk kemoterapiden sonra babamın ciğerleri su topladı, boşaltmak için uğraştılar, ancak çok başarılı olmadı.
ikinci kemoterapi dozunu aldıktan sonra yine ciğerleri su topladı, yine boşaltmaya çalıştılar, babam daha da kötüleşti ve en sonunda bir bakıcı bulmak zorunda kaldık. hastane yemeklerinden nefret ettiği için sürekli dışarıdan yemek taşıdık, hastane odasının balkonu vardı, balkonda bol bol balık ekmek yedik.
üçüncü dozu aslında doktorları vermeyecekti zaten kendi planlanmış tedavisine de devam edemedi, babamın ısrarları üzerine doktorları başka bir kemoterapi ilacı verdiler. bu kemoterapi ilacı pek iyi gelmedi ve o zamana kadar sorunsuz yemek yiyen babam yemek yiyememeye, yediklerini çıkartmaya başladı. bir de zaten metastaz yapmış bir kanseri olduğundan belki de midesine ulaşmıştı, öğrenebileceğimiz kadar uzun sürmedi bu serüven.
daha sonra tekrar hastaneye yattı, bakıcısı yanında kalıyordu, yılbaşından iki gün önce bakıcı gelmek istemediğini söyledi, sinirlendim ve ben giderim dedim. işten izin aldım ve hastaneye gittim. ilk gecede üç kez nefes darlığı yaşadı, doktorlar ilaçlar ve makinalar ile biraz rahatlattılar. en sonunda oksijen saturasyonu %40'ın altına düşünce sabah saat 5'te yoğun bakıma almaya karar verdiler.
31 aralık cuma sabahı saat 5te yoğun bakımın önünde saatlerce tek başıma bekledim. annem geldi ve doktorla görüştük. doktoru bizimle en son görüştü ve şu an solunumunu, yemeğini ve geri kalan tüm fonksiyonlarını makinalar ile sağlıyoruz, zaten uzun zaman önce çekilmiş pet sonucuna göre epeyce sıkıntılı bir durumdaymış, çok bir süre beklemeyin dedi. fazlasıyla kibarcaydı.
cuma akşamüstü hastaneden aradılar ve babamın biraz kendine geldiğini ve hemşirelerden sürekli yılbaşımı kutlamak için telefon istediğini söylediler. telefon veremeyeceklerini ama bunu iletmek istediklerini söylediler.
cumartesi pazar ziyaret yasaktı, pazartesi gününü beklemiştik.
pazar gecesi 03.30 da hastaneden gelen telefonla uyandım.
ağustos ayının başında başlayan bu maceramız ocak ayında sonlandı.
devamını gör...
9.
en ölümcül kanser çeşididir. kurtulma ihtimali milyonda bir olan hastalıktır.
devamını gör...
10.
moral bozmak gibi olmasın ama en öldürücü kanser türüdür. buna yakalanıp iyileşen insan sayısı çok çok düşüktür. mucizeler dışında ne yazık ki ölümle sonuçlanır. erken teşhis yine de önemlidir. evet.
devamını gör...
11.
sarı kantaron otu denenebilir.
yatırım tavsiyesi değildir.
yatırım tavsiyesi değildir.
devamını gör...
12.
en öldürücü kanser türü cilt kanseridir. erken evrede fark edilirse kurtulma şansınız yüksektir.
devamını gör...
13.
koskoca, sogukkanliligiyla taninan emekli klinik psikolog profesör doktoru caresiz ve ofkeli bir cocuga cevirmisligi vardir. can başka şey. adam kafayi çekip kopruden uctu kanser oldugu donemde, simdi yaşıyor.
devamını gör...
14.
bugün tam anlamıyla babama akciğer kanseri teşhisi kondu. şubat ayından itibaren bir gariplik olduğunu biliyorduk. birçok teste girdi gastroendoskopi, biyopsi,bronkoskopi...hiçbirinde tam teşhis konulamadı en sonunda pet bt ile ileri derecede akciğer kanseri olduğunu öğrendik. bu süreçte yaşadıklarımızla ilerleyen zamanlarda editlerim burayı.
devamını gör...
15.
akciğerdeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile meydana gelen, en sık ölüme yol açan kanserlerin başında gelir.
en bilinen nedeni uzun süreli tütün kullanımıdır.
dünyada her sene 1.6 milyon kişi akciğer kanserinden hayatını kaybetmektedir.
en bilinen nedeni uzun süreli tütün kullanımıdır.
dünyada her sene 1.6 milyon kişi akciğer kanserinden hayatını kaybetmektedir.
devamını gör...
16.
babamın hastalığıydı. kötü bir türüydü. beklenenden uzun yaşadı. doktoru 1 ayda hastayı kaybedebileceğimizi söyledi 26 ay mücadele etti.
ben 2 yıldan fazla hastanelerde süründüm. insanların neler çektiklerini yakınen gördüm. buradan sigara ve tütün kullanan arkadaşlara belki iyiliğim olur... yol yakınken bırakın... hayatınızı kurtarın. sürünmeyin. kaliteli yaşayın.
(babam günde 1 paket içerdi. ne az ne fazla.)
ben 2 yıldan fazla hastanelerde süründüm. insanların neler çektiklerini yakınen gördüm. buradan sigara ve tütün kullanan arkadaşlara belki iyiliğim olur... yol yakınken bırakın... hayatınızı kurtarın. sürünmeyin. kaliteli yaşayın.
(babam günde 1 paket içerdi. ne az ne fazla.)
devamını gör...
17.
dayımın iki yıldan fazladır savaş verdiği ancak dün itibariyle yenildiği ve onu hayattan koparan, ailemizde bir çok kişinin de ölüm sebebi olan lanet bi hastalık.
devamını gör...
18.
her akciğer kanseri aynı değildir türü çok önemlidir.
ilerlemeden belirti vermesi zor olduğu için erken evrede teşhisi zordur ancak son 3 yıl içinde çok fazla kisi covid nedeniyle tomografi çektirdiği için erken evrede tesadüfen birçok akciğer kanseri tespit edilmistir.
adenokarsinomun sigarayla ilişkisi yoktur ve tedaviye genelde iyi yanıt verir.
small cell karsinom yüzde 97 sigarayla ilişkisi olan ve çok hızlı yayılan agresif bir kanserdir.
başlıca risk faktörleri sigara, duman,kum,kimyasal madde maruziyetidir.
ilerlemeden belirti vermesi zor olduğu için erken evrede teşhisi zordur ancak son 3 yıl içinde çok fazla kisi covid nedeniyle tomografi çektirdiği için erken evrede tesadüfen birçok akciğer kanseri tespit edilmistir.
adenokarsinomun sigarayla ilişkisi yoktur ve tedaviye genelde iyi yanıt verir.
small cell karsinom yüzde 97 sigarayla ilişkisi olan ve çok hızlı yayılan agresif bir kanserdir.
başlıca risk faktörleri sigara, duman,kum,kimyasal madde maruziyetidir.
devamını gör...
19.
rabbim kimseyi düşürmesin, olanlara da acil şifa.
devamını gör...
20.
babamı götüren hastalık. 3. ve 4. evrede pek bir umudunuz olmuyor. tabi yine rabbim dilerse, olacak olan olur.
devamını gör...