öne çıkanlar | diğer yorumlar

(bkz: akıl çağı)
sartre'ın özgürlüğün yolları üçlemesinin ilk kitabıdır. ayrıca bu kitap ile nobel ödülü kazanmış ve ödülü kabul etmemiştir.
serinin ilk kitabı mathieu karakteri üzerinden hem kendilerini arayan hem kendilerinden kaçan insanların özgürlüğü arayışları seçimleri yada seçimsizlikleri ve hayatlarını anlamlandırma çabaları etrafında geçer.


- " geçmiş günleri mi özlüyorsun" marcelle kuru bir sesle hayır dedi. o günleri değil. yalnızca o günlerde hayalini kurduğum yaşamı özlüyorum. sy 16

- ve birden " ihtiyarladım" diye düşündü. ihtiyarladım. şurada, bir sandalyenin üzerinde, gırtlağıma kadar kendi yaşamıma gömülmüş oturuyor ve hiçbir şeye inanmıyorum. sy 73

- jacques, özentili bir sevecenlikle mathieu dedi, seni, sandığından çok daha iyi tanıyorum ve bu yüzden de korkuyorum. epeydir, böyle bir şeyi bekleyerek üzüntüdeydim zaten: bu çocuk, senin isteyerek, dileyerek yarattığın bir durumun beklenen sonucudur, şimdi onu yok etmek istiyorsun, çünkü hareketlerinin sonuçlarına katlanmak, bu sorumluluğu yüklenmek istemiyorsun. işte sana gerçeği olduğu gibi göstereyim: belki şu anda yalan söylemiyorsun ama senin yaşamın, bütünüyle baştan sona yalan üzerine kurulu!
mathieu "jacques" dedi, " rica ederim, benim için üzülme! söyle bana , şu kendimden sakladığım, saklamak için yalan söylediğim şey neymiş?" gülümsüyordu.
o yalanla saklamaya çalıştığın şu ki dedi jacques, sen, kendinden utanan bir burjuvasın. ben, uzun tereddütlerden, aranmalardan sonra burjuva bir yaşamda karar kıldım, akıllı uslu bir evlenme yaptım, evlenmek gerek diye evlendim. ama sen, yaradılışınla, zevklerinle, içgüdülerinle burjuvasın, seni evlenmeye iten de işte bu içgüdüler. çünkü, sen benim gözümde zaten evlisin mathieu! sy 153

- sana gençlik yılların için tek kelime söylemiyorum, dedi. hatta bazı kötü maceralara sürüklenmeyecek kadar da akıllıca hareket ettin. ama ben kendi geçmişim için de aynı şeyleri söyleyebilirim. aslında ikimiz de, korsan dedelerimizden kalan içgüdülere uymuş olduk. ne var ki, ben bu içgüdüleri bir seferde, sonuna kadar kullandım ve tükettim. sen ise küçük dozlarla, her gün birazını kullanıyorsun, bir dikişte içip bitirmeye gücün yok. belki de sen, bana oranla daha az korsandın, işte senin şanssızlığında bu oldu. yaşayışın, basit bir temele dayanan ama bitmek bilmeyen bir isyan ve anarşi tiryakiliğiyle, seni düzene, ahlak sağlamlığına ve günü gününe diyebileceğim alışılmış yaşama iten derin ve güçlü bir içgüdü arasındaki çatışmadan ibaret! sonuç şu ki sen, sorumluluğu olmayan ihtiyar bir öğrenci olarak kaldın. ama dostum, biraz dur da kendine bak. otuz dört yaşındasın, saçlarına aklar düşmeye başladı. artık körpecik bir delikanlı değilsin anladın mı ve bu özentili bohem hayatı sana hiç yakışmıyor. zaten, bu bohem hayatı denilen şey de nedir ? bundan yüz yıl önce pek güzel, romantik bir fikirdi herhalde ama bugün artık modası geçmiş, ömrünü tüketmiş bir şey... artık akıl çağındasın, mathieu , akıl çağındasın ya da... ya da olmalısın!
mathieu " yok efendim" dedi. senin akıl çağı diye anlattığın şey, kendimden vazgeçme çağı benim için. ben bunu istemiyorum. sy 156-157

-" bütün ömrümce dişleri sökülmüş olarak yaşadım. " diye düşündü." evet, dişleri sökülmüş. asla ısırmadım, bekledim, bekliyor ve kendimi hep daha sonra gelecek günlere saklıyordum ve şimdi, birden gördüm ki hiç dişim kalmamış. sy 271

-
devamını gör...
özgürlük neydi? özgürlük özgürlüğe bile tutsak olmadan yaşayabilmekti. akıl çağı ca yayınları tarafından basılan sartre'nin yazdığı özgürlük yolları üçlemesinin ilk kitabıdır. 440 sayfa olan kitap kolay okunur. en azından benim için öyleydi.

baş karakter mathieu. özgürlüğüne düşkün bir adam. bir kadınla evlenmemeyi özgürlük sanıyor. ama aynı bir evli adam gibi yaşıyor. özgür olmak uğruna hayatının büyük bir kısmını cömertçe harcamış. ama gelin görün ki beklenmedik bir olay ne kadar özgür olduğunu sorgulamasına neden oluyor. yaşı ilerlemesine rağmen öğrencileri ile takılması, akıl çağına ulaşmış olmasına rağmen hâlâ kendini sorumluluklarından muaf özgür bir birey olarak görmesi. üzücü. ve tabii ki diğer önemli karakterlerden birinde daha sartre'nin o varoluş, kendini kabullenme veya kişiliğinle mücadele konularını da okuyoruz. daniel de benim için en az mathieu kadar önemli bir karakter.


sartre muhteşem bir yazar. onu okurken vücudum ve ruhum birbirinden ayrılmış da onlara üçüncü bir göz olarak bakıyorum sanki. insanla ve bu dünyada var olma sıkıntısı ile ilgili harika yazıyor. mutlaka okumalı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"akıl çağı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim