akp öncesi seçilme hakkı olmayan yüzde 25

malum yarımız erkek yarımız kadınız. kadınların da yarısı tesettürlü yarısı değil. yani vatandaşlarımızın %25'i tesettürlü. ve bunların akp öncesinde bir seçilme hakları yoktu. ya allah'ın emrini tatbik etmekten vazgeçeceksiniz ya da seçilme hakkından denildi. sadece bu bile bir devrimdir. bazıları için zerre kadar önem arz etmesede bazıları için mutluluktan hüngür hüngür ağlama sebebidir. seçme hakkını veren inönü'ye kadınlar ne kadar minnettarsa seçilme hakkını veren erdoğan'a da o kadar minnettar olmalıdır. kim veriyor ya bu kadar oyu diye düşünmek yerine bu devrimi anlamak gerek.

bir sakin.
kadınlara seçme ve seçilme hakkı 87 yıl önce, atatürk sayesinde verildi. bunu isteseniz de istemeseniz de zihninize kazıyın.

konuyu başörtüsü diye indirgeyip, sanki kadınların akp'den önce bu hakkı yokmuş gibi algı oluşturulması, olaya sığ yaklaşmaktan başka bir şey değil.
benim akp'nin yaptığı ve onayladığım iki konu var: birisi sigara, diğeri başörtüsü. evet başını kapatmak isteyen kapatır ve bu onun yaşamsal hiçbir şeyini engelleyemez. aynı şekilde, istediği kadar dekolte de giyebilir. ama akp şu an geldiği konumda, kendisinden olmayanı müslüman bile saymayan bir oluşum oldu. oradaki kadınlar da, kadın cinayetlerine, çocuk tacizlerine, hayvan haklarına bir "müslümana" yakışmayacak şekilde kulaklarını, gözlerini ve zihinlerini kapadılar. varsa yoksa kendi çıkarları. o yüzden bu konuyu bir zahmet başörtüsü mağduriyetine çevirmeyin.
kusura bakmayın da, bir iyi bir şey yapıp, üstüne 10 kötü şey yaparsanız, o bir şey de insanın gözünde değerini düşürüyor.