america.. where the dreams come true.. size, orada 2 sene yaşamış biri olarak dilim döndüğünce anlatmak istedim. 2 senede 12 eyalet gördüm. hayatımı sürdürdüğüm ve işimin olduğu yer yani hometownım minnesotaydı. amerika kafasında olan yazarcıklara; koşulların nasıl olduğunu, yaşamın nasıl olduğunu, karşılaşabileceğiniz zorlukları dilim döndüğünce anlatacağım.

öncelikle amerikaya work and travel gibi bir programla gittiyseniz, 3 4 aylık kısa bir zamanda aslında gözden kaçırdıklarınızı da anlatıcam. 2010da wat ile gittim. sonrasında 2014 yılında artık trde dakika duramam diye atlayıp gittim fakat 2016 ya kadar dayanabildim. manyak mısın döndün diyenlere ithafen herkesin yaşam tarzının, hayattan beklentilerinin farklı olduğunu baştan belirtmek isterim.

2014 ocakta başladı uzun yolculuğum. zaten öncesinde de gittiğimden vize işlemlerinde falan fazla zorluk yaşamadım. 1 senelik internship programıyla gittim. fakat 1 sene daha uzattım sonradan. iş yerindeki başarılarımdan dolayı, işyerimden konsolosluğa yazı falan yazıldı. bu elemanın vizesini uzatın ihtiyacımız var minvalinde. işimin ne olduğunu söylemek istemiyorum. zira fazla da afiş olmak istemem.

amerikada çalışmak için öncelikle yapacağınız şey, çalışma vizesi almak. ama internship acentaları hallediyor onu onda bir şey yok. size düşen kısım orada social security number almak. her eyaletin her şehrinde muhakkak bir ssn office var. oralardan halledebiliyorsunuz. ben 2010da hallettiğim için 2014de tekrardan almama gerek kalmadı. fakat bazen uzun süren bir süreç olabiliyor bu. amerikada bütün bürokratik olaylar çok yavaş. devlete konsolosluğa falan bir işiniz düşerse eğer türkiyede aynı gün içinde halledilebilen olaylar orada 2 3 ayı bulabiliyor. nadiren çok hızlı oluyor. mesela ehliyetimi kısa sürede almıştım. neyse.. ssn’yi aldınız artık sigortalı bir çalışansınız. kapitalizmi damarlarınızda hissetmeye başlayacağınız an tam da bu an.

tam anlamıyla saat olarak ne kadar çalışırsanız o kadar alıyorsunuz. kendi işiniz olmadıktan sonra işçi olarak her eyalette bu şekilde. ne eksik ne fazla. fazla saat çalışırsanız mesai ücreti alıyorsunuz değişiklik gösterse de benim çalıştığım yerde ekstra saate, saatlik ücretinin iki katını veriyorlardı. çalışma koşulları zor, mobbing fazla. en ufak hatada kafası kesilenleri gördü bu gözler. ben bu konuda şanslıydım. şeytan tüyümden midir nedir bilmiyorum ama müdürlerimle aram hep iyiydi. hatta gittikten 1 sene sonra orta sınıf yöneticiliğe bile terfi ettirildim çalıştığım şirkette. ama herkes o kadar şanslı olmuyor. hayallerle gelip hayallerle dönenler de oluyor.

insanlar çalışma ortamında tam anlamıyla bireysel. yani mesela bir gün bir çalışan işe gelmemişti. 2. günde gelmedi. 3. gün oldu kimse sormuyor adamı. öldü mü kaldı mı kimse aramıyor etmiyor. gelirse parasını alır, gelmezse gebersin gitsin minvalinde herkes. türkiyede olsa işe 1 saat geç kalsan arar haber verirsin. orada öyle bir şey yok. kimsenin de taktığı yok zaten. iş hayatının sosyal ortamları çalıştığım her yerde bu şekildeydi.

dışarı çıktığınızda ise bambaşka bir dünya var. boyut değiştirmiş gibi hissettiriyor. yolda tanımadıklarınız ‘i like your shirt, i like your shoe’ şeklinde laf atıp duruyor. başlarda bana mı yürüyorlar diye düşünsem de amaçları o değil. işte gerilen insanlar dışarda sadece stres atıyor. yani tabi ki böyle yaklaşılan bir türk yiğidi affetmiyor. beğendiklerini eleme yöntemiyle muhabbeti ilerletiyor. ilişkiler de garip ama. geceyi beraber geçirdiniz. her şey çok güzel en iyisi sizsiniz o gece. ama yarın olunca değişik şekilde buz dağları oluşuyor. sanki hiç tanışmamışsınız gibi tavırlar sergileniyor. insanların genelinin beyni sulanmış gibi. iyilikleri, düşünceleri iyi olsa da mesela senden bir sigara isteyip karşılığında 1 dolar veren insanlar var. otlakçılığın dimağı olan trde işlemez ki bu. almıyordum. almadım diye duygusallaşıp ağlayan bile gördü bu gözler. yani az insan olsunlar. az insanlık da öğretmedim.

to be continued
devamını gör...
amerikada kazanacağınız para tek başına çalışırsanız ucu ucuna yeter. ama arkadaşınız, manitanız, sevgiliniz vs ile beraber çalışır ve onlarla yaşarsanız üstüne baya bir miktar kalır. ben gibi canınız sıkıldıkça eyaletler turu çok rahat yapabilirsiniz hatta onun da üstüne para kalır. tek yapacağınız şey nerede yaşayacağınıza karar vermek. amerikada bazı bölgeler yaşamak için çok elverişliyken, her eyalette bulunan ghettolar da vardır. buralardan uzak durmak gerekir. malınızı geçtim. canınıza gurbette zarar gelsin istemezsiniz. bunları da gideceğiniz eyalete googledan araştırıp ulaşabilirsiniz. ben daha çok sosyal düzenle ilgili bilgi vereceğim.

ulaşım, büyük bir şehirde yaşıyorsanız çok alternatifli ve karmaşık, daha küçük yerlerde yaşıyorsanız arabanız olmazsa olmaz şeklindedir. çünkü toplamda 15 dakika sürecek yolu, otobüsler öyle dolaşırlar ki 2 saatte tamamlarsınız. ve bu otobüsler öyle 10 dkda gelen otobüsler değildir. 1 2 saat aralıklarla ring atan araçlardır. her eyalette gözlemlediğim bir şey bu. new yorkda mesela metrolar çok yoğundur ve öyle karmaşıktır ki, aktarmalardan korktuğunuzdan en son taksiyle veya uberle gitmek durumunda kalırsınız. çünkü metro istasyonları devasa büyüklükte ve insanın başını döndürüyor. çıkışını bulamıyorsunuz. aktarma yapacağınız durağı kaçırırsanız dön dolaş bir ton mevzu. buradaki gibi bir geliş bir dönüş iki yön yok mesela. gidişte b şehrinden geçen dönüşte a şehrinden geçiyor gibi düşünebilirsiniz. tam olarak hangi hattı kullanmanız gerektiğini tam bir new yorker olmadan öğrenemiyorsunuz.
devamını gör...
kızlar teklif ediyor diyola ?
devamını gör...
üşenmedim , okudum. yaşadığım bazı durumları, kendim yazmışım gibi okudum hatta.
devamını gör...
amerika'da yaşamadım dolayısı ile çok bilgim yok ama amerika'da adam öldür vergi kaçırma.. nasıl bir medeniyettir hiçbir şeyi merak etmediğim kadar merak etmişimdir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"amerika’da yaşam ve merak edilenler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim