yahya kemal beyatlı'ya bir ankara'da yapılmış bir röportajında, gazetecilerin sorduğu "ankara'nın en çok nesini seviyorsunuz" sorusuna, üstadın cevabıdır.

herhalde yahya kemal bu cevheri yumurtladığında istanbul bu kadar büyük, insanı yutan ve yaşamı törpüleyen bir şehir değildi galiba. bir şehri yalnızca o yıllardaki boğazın güzelliğiyle, yeşiliyle, eski yapıları ve camileriyle, bacası tüterek giden vapuruyla değerlendirmek çok gerçekçi olmamalı. onlardan hangileri kaldı şimdilere? 30 yıldır istanbul'da yaşayıp da daha boğazı görmemiş, işe yetişmek için boğaz köprüsünü otobüsle uyuyarak geçerken deniz üstünde gittiğinin farkında olmayan, çayırova-gebze'de oturup avcılar'da çalışan ve istanbul'da yaşadığını söyleyen, ve günün en az 4-5 saatini yolda geçiren, hayatında bir defa bile kavaklar'a gidip çoluk-çocuk çay içememiş milyonlarca insanın yaşadığı istanbul'a dönerken mi ankara daha güzel?

istanbul'da bozulmamış, dejenere edilmemiş, rant sağlamak amacıyla ticarethaneye dönüşmemiş kaç tane eski eser/yapı kaldı?
kaçı betonla hercümerç edilmekten korunabildi?
vapura redingotla binip, üst güverteye oturup kahvesini sipariş edip boğazı doyasıya kaç kişi seyredebiliyor?
turistler için konulmuş özel boğaz hattı vapurlarına kaç istanbul'lu istediğinde çoluk-çocuk bilet bulabilip binebiliyor?
itilip-kakılmadan, koşuşturmadan vapura binen kaç kişi var?
sağlıksız ve denetimsiz ortamda güvenilir gıda alabilenlerin kent nüfusuna oranı nedir?

öyleyse bu durumda, ortalama türk insanının yaşam biçimi ve kültürü, alışkanlıkları, beklentileri, günlük yaşamdan beklediği düzen ve istikrar dikkate alındığında; istanbul'da işi biter bitmez ankara'ya dönmesi yaşanacak en güzel şeydir. yahya kemal de herhalde ankara'da işini bitirip sıcak yuvasına biran önce kavuşmayı düşündüğü için bunu söylemiştir. yoksa ankara istanbul'a göre daha çekilmez olduğu için değildir. zaten bu durum da görecelidir; her insana, olaya, zamana, beklentiye göre her defasında yeniden tanımlanmalıdır. ama kesinlikle bir kentin şöyle ya da böyle olduğu konusunda kesin bir yargı olarak sunulmamalıdır.
devamını gör...
duyup görünce ankaraseverler olarak içimizden "ya sabır, cık cık" gibisinden ünlemler geçirip kafamızı öteki yana çevirdiğimiz söylem.
temsili:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
zamanına göre tahammül edilebilir şimdiye göre ise yüzüne bakılmaması gereken yahya kemal sözü.

umarım dünyadaki hiçbi yer istanbul'a dönmez. dinimiz ameno.
devamını gör...
söylendiği ilk zamanlarda haklılık payı olan, sonraları ise ankara'yı kötülemek amacıyla bolca kullanılan cümle. bir de bunun " ankara'da deniz yok yea" versiyonu var. balık mıyız lan biz?

zamanında belki güzel şehirdi istanbul. ama bu haline bakıp da, istanbul abi ya diye dolanan arkadaşlar kusura bakmasınlar. 2 milyon suriyeliniz, bir o kadar da yolda olan afgan ile istanbul'da mutluluklar dilerim.

şu istanbul'a dönmeyi kim istemez!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ivan ayvazovski
devamını gör...
bende.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ankara'nın en çok istanbul'a dönüşünü seviyorum" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim