1) dinliyormuş gibi yapıp dinlememesi.

derdini anlatıp akıl almaya çalışıyorsun ama o dünyanın kendi etrafında döndüğüne ve tüm hikayelerin ana kahramanı olduğuna o kadar inanmış ve kendine o kadar odaklanmış ki, sana tavsiye veriyormuş gibi yaparken bile olayların döngüsünü kendine çekiyor, bencil yaklaşımlarla konuları sapıtıyor. senin ise tek istediğin güven ve sevgi verdiğin insandan derdine çare olabilecek bir fikir edinmek..

2) asla değişmemesi.

hayatımız çok değişik yollara çıkarken ve sürekli dallanmalar gösterip seçimlerimizle bu dallardan birine kayarken, tüm bizi etkileyen faktörleri görmezden gelip stabiliteyi asla bozmamak çok üzücü bir durum. eski hamam eski tas felsefesiyle elinde var olanları da korumaya çalışırken kaybeden insanlardan bu hayatta bi sik olmaz. ne onlardan yeni bir şey kazanırsınız ne de onlara yeni bir şey katarsınız. boş çarı bunlar, unutsanız da ne yazar
devamını gör...
çok samimî bir arkadaşım vardı. kardeş gibiydik.
bir gazeteye muhabir aranıyordu. gazetenin bulunduğu şehirde yaşayan bu arkadaşıma telefon açıp; "beraber gidelim. yanımda dur. bak şu an çalışmıyorsun. belli bir mesleğin yok. gazetecilik zevkli bir meslektir. bir düşün derim. belki bir kişi daha alırlar" dedim. düşüneceğini söyledi. sonra bir gün gazeteye gittik. ayarladığım kalacak yerde sorun çıkınca almadılar işe. birkaç gün sonra o arkadaş, "senin başvurduğun yerde ben çalışıyorum şimdi" dedi. şaşırdım. çalışabilirdi, bu kısım normal. ama anormal olan kısmı ise, bir fırsatçı gibi hemen benden sonra oraya gitmesiydi. en azından beni bilgilendirebilirdi. bu bana hiç etik gelmedi. neyse...
derken ben de aynı şehirdeki başka bir gazeteye girdim. ama ne gazete!.. doğru düzgün internet bağlantısı yok, bilgisayarın klavyesi bozuk (eksik tuşlardaki basmayan harfleri internetten kopyala-yapıştırla hâlletmeye çalışıyorum), fotoğraf makinesi bozuk (öbür gazetelerin muhabirleri fotoğrafı çekerken ben sap gibi kalıyorum olay yerinde), gazetede kaldığım için köleleştirilmeye çalışılıyorum (07:00 - 18:00 arası muhabirlik, ondan sonra gece yarısına kadar matbaa) ve daha birçok şey... basın toplantılarında tanıştığım gazeteciler, çalıştığım yeri işitince acımaklı gözlerle bakıyordu bana; çünkü "şurada 40 kişiyiz. 40'ımız da birbirimizi biliriz" diye bir söz vardır. anladınız siz. bıkmıştım. o arkadaş ise zevk-i sefa sürüyordu. 10:00 - 16:00 arasıydı mesaisi. şehrin marka bir gazetesiydi. haberlerini bana yazdırıyordu ve her yazdığım haberden dolayı üstlerinden takdir görüyordu. üstleri onun yazdığını sanıyordu. arkadaşlık hatırı işte. ses-kayıt cihazını ödünç istedim, vermedi. çalıştığım yerden çıkmak istediğimi söyledim bir gün ona. "başka gazetelere bak" dedi. "bir kez de sen söylesen beni patronuna. seni gözünün tuttuğunu söylüyorsun hep. belki seni kırmaz" diye rica ettim. adam, ağzını kaldıra kaldıra şunu dedi bana: "senin burada kalacak yerin yok. gazetede fazla duramazsan ben mahçup düşerim. o yüzden seni söylemeyeceğim." söylemedi de. diyebilirsiniz ki; "adam haklı." tamam da, madem kalacak yer sorunumun olduğunu biliyor, niye "başka gazetelere bak" diyor. ben oraya girersem, haberlerini kendisi yazmak zorunda kalacağı ve dolayısıyla gözden düşeceği için yapmadı. birkaç ay sonra maaşının artmamasından dolayı çıktı. bir de bana diyor ki; "sen bir gazetede çalışsan, bir muhabir ihtiyacı olsa, ilk beni söylemez misin?"
ama bardağı taşıran son damla bambaşka bir şeydi: arkadaşım hastalık derecesinde aşırı kıskanç biriyle evlendi. eşi, biz arkadaşlarından bile kıskanıyordu. görüşmemizden rahatsızdı. çocuğa sosyal medya kullandırmıyordu ama benim facebook hesabımı sahte isimlerle takip pardon kontrol ediyordu; onunla ilgili bir emare var mı, diye. eğer varsa mesaj gönderiyordu hem facebook'tan, hem de telefondan. arkadaşımla fotoğraf çekiliyoruz. arkadaşım beni arıyor: "fotoğrafımızı whatsapp'tan eşim bana gönderdi." müthiş rahatsız olmaya başladım. doğru düzgün telefonlaşamıyoruz bile.
eskiden bu eş durumundan dolayı arkadaşlık ilişkilerinin bozulmasına bir anlam veremezken, artık gayet iyi anlıyordum. derken; hem onların -olmayan- aile saadetini daha fazla bozmamak adına, hem de yukarıda anlattığım gazetecilik olayı başta olmak üzere birçok irili ufaklı sebepten dolayı dostluğu bitirme kararı aldım.
devamını gör...
dedikodunu yapmasıdır. uyuz herifler.
devamını gör...
insanlar seninle kalmak istiyorlarsa bir beklentiye girmiyorlar. ki özellikle arkadaşlık ilişkisinde beklentiye girilmişse arkanıza bakmadan yolunuza devam edebilirsiniz.
devamını gör...
artık aynı yöne bakamamak, aynı dili konuşamamak, sessizliği bile çok görmek, onunla bir şey paylaşma isteğini yitirmek... hepsi yavaş yavaş arkadaşlığını kesmene sebep oluyor. tek kişilik bir ilişkiye dönüşüyor bir noktadan sonra. hep sen aradığında, yana yakıla kendini anlatmaya çalıştığında, aynı masada aranızda gezegenler varmış gibi hissettiğinde üzülüyorsun. anılarına ortak olan biri, şimdine yabancı olunca bağını koparıyorsun.
devamını gör...
- mutluluğunu kıskandığını fark etmek.
- arkandan iş çevirdiğine şahit olmak.
- önemli bir davete çağırdığınızda ya da ihtiyaç duyduğunuz, yanınızda olmasını istediğiniz bir vakit, saçma sapan bahaneler uydurup gelmemesi. ama konu karşı cins olunca zaman mekan fark etmeden dışarı çıkabilmesi. hani ailen baskıcıydı? bana mı baskıcı?
devamını gör...
karşındaki insanı artık ilginç bulmama
sana katabileceği kadar deneyimi kattıktan sonra işe yaramaz gelmesi
seni kıskandığını hissetmen
pozitif bir günü bile olmaması
benmerkezci bir yapıya sahip olduğunu fark etmen
sürekli kavga ve sorunla karşına çıkması gibi sebeplerdir. hatta bu yazdıklarım sadece yüzde 2 3 lük kısımda yer alır. bu sebepler herkese göre farklı olmakla birlikte say say bitmez.
devamını gör...
dinlenmediğini farketmek.
arkadaştan beklenen zaten derdini paylaşmak dinlemek ve dinlenmektir. kendi kendime de gayet güzel konuşabiliyorum dinlenmeyeceksem başka birinin varlığına ne gerek var.
devamını gör...
iyi niyetinizin, aptallık ya da acizlik sanılarak üzerinize oynanması.
devamını gör...
-ondan başka takıldığın arkadaşlarını kıskanması ve onlarla eğlenirken kıskanması.
-her olaya salça olması.
-kendi fedakarlıklarından sürekli söz etmesi. (ama siz daha çok fedakarlık yapıyorsunuzdur).
-sevgilinizle aranızı bozmaya çalışması.
-sevgilinizi size karşı kötülemesi.
-sürekli kendini övmesi.
-sürekli sizin arayıp sormanız.
-şaka amacı ile size hakaret edip hakkınızda bir sürü laf etmesi.
devamını gör...
(bkz: kıskançlık)
devamını gör...
negatif enerjisi size işliyorsa arkadaşlık kesilmeli ya, bir süre sonra o negatiflikte siz de boğulmaya başlıyorsunuz
devamını gör...
kalbinizi kırıp umursamıyorsa, derdinizi dinlemeyip sürekli kendi hayatını anlatıyorsa, fesatlığını sezerseniz uzatmayın bitirin.
devamını gör...
hayatınızda biri olması kendisini mutlu etmiyorsa hatta hayatınızdaki kişi ile ilgili sizi manipüle ediyorsa koşarak uzaklaşın. kendi mutluluğu dışında mutluluğa tahammülü yok demektir.
devamını gör...
yedi kişi bir araya gelip arkadaşlık kesme şeysi. bir nedeni olmaz bazen sadece sıkılırsın.

bazılarını kafam kaldırmıyor bir süre sonra ve ben sanki hayatıma hiç girmemişler gibi davranıyorum. önce minik minik sitem ediyorlar benden hala karşılık alamayınca alışıyorlar sonra. kafam rahat ohh miss.. eskisi gibi ne ruhum ne bedenim ne zihnim ne de kalbim her insanı kabullenmiyor. o kadar anlamsız geliyor ki bazen yıllarca görüşmüş olduğum insanlar bile ve ben bir an da buz kesiyorum... bu güncelleme son bir, iki senede geldi ama çok iyi geldi öncesi karanlık öncesi hep gereksiz samimiyet şimdi nasıl tatlı bir sessizlik tatlı bir uyum anlatamam...
devamını gör...
binlerce sebep olabilmesine karşın bazen hiçbir sebebi de yoktur. yabancılaşır gidersin arandaki bağ da aynı şekilde kopup gider.
devamını gör...
üşenmek.
devamını gör...
bencilliklerini gördükçe soğuyorum sadece kendi dertleri kendi düşünceleri olduğunu seni sadece o dertlerine ortak etmek için arayıp sorduklarında senin neyin olup olmadığını umursamadiklarinda sessizce uzaklaşıyorum
devamını gör...
sebepler o kadar çok birikmiştir ki çabalamak,devam ettirmek anlamsız geliyordur.hayatınızdan çıkaracağınız her insan için geçerlidir bir çoğu ve bu durumu en iyi şöyle ifade edebilirim.
insanlarla içinde bulunduğunuz savaşın zamanla aslında sadece kendi içinizde bir savaşa dönüşmüş olması.biz diyebilmek için tek savaşıyor olmak.hayal kırıklıklarından kalmışlarla boşa çabalayışlarınız.hayatın değmiyorsa bırak gitsin deyişidir.
devamını gör...
her şey olabilir. bahane gerek olduğu zaman doğru nefes almadığı için bile muhabbeti kesebilmeli insan.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"arkadaşlık kesme sebepleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim