1.
20 ekim 1854 – 10 kasım 1891 sembolizm'in en büyük temsilcilerinden, aykırı şair.
devamını gör...
2.
enlerden biri.
ayrıca çok fazla yazarı/şairi etkilemiştir.
ayrıca çok fazla yazarı/şairi etkilemiştir.
devamını gör...
3.
her şeyden evvel ''je est un autre'' sözünü yeryüzüne bırakıvermiştir. yani ''ben bir başkasıdır''...
rimbaud'dan sonra ne yazılır? bu soruya 21. yüzyıl şairleri herhangi bir cevap bulamadı. peki ya rimbaud'yu anlamak? işte bu hiçbir zaman 'tam anlamıyla' mümkün olmasa da, onu anlamayı yaşamak diye bir gerçeklik var. rimbaud'nun yaşamı, çalışmaları, düşünü, diyalektiği, ben ve öteki bilinci üzerine yıllarca çalışan dostlarım oldu. nihayetinde rimbaud'yu 'tam olarak' anlayamamanın verdiği kaosu sonuna dek yaşamış oldular.
o ben bir başkasıdır derken de zaten anlaşılamamayı koymuştur ortaya. hem kendi hem başkaları tarafından bir anlaşılamayış. çünkü her yeni dakikada ben bir başkasıdır der. kendi öz yabancılaşmasından, gelişiminden, değişiminden, ilerleyişinden, durdurulamayışından, her yeni anda bir önceki andaki 'ben'in ne derece öteki olduğundan söz eder. kendine tez ve aynı zamanda antitezdir o. kendi kendine ne denli yabancı olduğundan ve bu yabancılaşmadan yani kendi'den kurtulamayıştan bahseder. yaşam pek çok unsur, madde, manevi biçimden etkilense de asıl etkilenen yaşam değil kendi var oluşudur.
rimbaud'yu düşünmek anlamanın yarısıdır. bundan ilerisi ise var edilmemiştir.
rimbaud okuyunuz. rimbaud sevmeyiniz.
rimbaud'dan sonra ne yazılır? bu soruya 21. yüzyıl şairleri herhangi bir cevap bulamadı. peki ya rimbaud'yu anlamak? işte bu hiçbir zaman 'tam anlamıyla' mümkün olmasa da, onu anlamayı yaşamak diye bir gerçeklik var. rimbaud'nun yaşamı, çalışmaları, düşünü, diyalektiği, ben ve öteki bilinci üzerine yıllarca çalışan dostlarım oldu. nihayetinde rimbaud'yu 'tam olarak' anlayamamanın verdiği kaosu sonuna dek yaşamış oldular.
o ben bir başkasıdır derken de zaten anlaşılamamayı koymuştur ortaya. hem kendi hem başkaları tarafından bir anlaşılamayış. çünkü her yeni dakikada ben bir başkasıdır der. kendi öz yabancılaşmasından, gelişiminden, değişiminden, ilerleyişinden, durdurulamayışından, her yeni anda bir önceki andaki 'ben'in ne derece öteki olduğundan söz eder. kendine tez ve aynı zamanda antitezdir o. kendi kendine ne denli yabancı olduğundan ve bu yabancılaşmadan yani kendi'den kurtulamayıştan bahseder. yaşam pek çok unsur, madde, manevi biçimden etkilense de asıl etkilenen yaşam değil kendi var oluşudur.
rimbaud'yu düşünmek anlamanın yarısıdır. bundan ilerisi ise var edilmemiştir.
rimbaud okuyunuz. rimbaud sevmeyiniz.
devamını gör...
4.
son birkaç senedir edebiyat dergilerinde genç şairlerin şiirlerini sık sık çevirdiği şair. velhasıl olmuyor. son zamanlardaki şiir çeviri kalitesi dip yapmış durumda. şiirin duygusu ve manası eriyor. bunun birçok sebebi var. belki bir gün yazarız.
devamını gör...
5.
mavi yaz akşamlarında, özgür, gezeceğim,
ayaklarımın altında nemli, serin kırlar;
başakları devşirip otları ezeceğim,
yıkayıp arıtacak çıplak başımı rüzgar.
ne bir söz, ne düşünce, yalnız bitmeyen bir düş
ve yüreğimde sevgi; büyük, sonsuz, mutlu,
çekip gideceğim, çingene gibi, başıboş,
doğada, - bir kadınla birlikte gibi mutlu.
ayaklarımın altında nemli, serin kırlar;
başakları devşirip otları ezeceğim,
yıkayıp arıtacak çıplak başımı rüzgar.
ne bir söz, ne düşünce, yalnız bitmeyen bir düş
ve yüreğimde sevgi; büyük, sonsuz, mutlu,
çekip gideceğim, çingene gibi, başıboş,
doğada, - bir kadınla birlikte gibi mutlu.
devamını gör...
6.
bir diğer önemli şair olan paul verlaine ile yaşadığı tutku dolu ilişki dikkat çekicidir. ikilinin tanıştığı dönemde verlaine evli bir adamdır ancak rimbaud'a ve duygularına karşı koyamaz. bu durumda kuşkusuz rimbaud'un ısrar ve ikna ediciliğinin de yeri yadsınamaz. verlaine karısını terk eder ve ikili birlikte yaşamaya başlar. yaşadıkları ateşli aşkta rimbaud bir nedenden verlaine'i kızdırır ve verlaine dönmemek üzere çok sevdiği rimbaud'u terk eder. bu ayrılığa dayanamayan rimbaud verlaine'a dönmesini ne kadar çok istediğini, onu ne kadar çok sevdiğini anlatan bir mektup yazar. yazdığı mektup durumu daha da kötü hale getirmekten başka bir işe yaramaz ve daha çok büyüyen tartışma sonucunda verlaine rimbaud'u silahla yaralar. bu ateşli aşk bu olayla birlikte noktalanır ve ikilinin yolları bir daha kesişmez.
devamını gör...
7.
l’éternité şiiri ile tanıştığım ve yalnızca bir dize ile aklımı bulandıran şair. l’éternité şiirinde bir dize var, rimbaud bunu iki kere kullanıyor ve une saison en enfer'de bu dizeyi değiştiriyor.
"denizdir giden güneşle" (c’est la mer allée avec le soleil) bilinen ilk hali fakat une saison en enfer'de ikinci halini alıyor. "denizdir karışan güneşe" (c’est la mer mêlée au soleil)
şiirleri basit bir kelime oyunu olarak görmemek gerekir diye düşünüyorum, rimbaud her kelimeyi özenle seçiyordu yazarken. neden giden yerine karışan olarak değiştirdiği üzerine uzun süre düşündüm. rimbaud giden derken ölüm ve mutlak kavuşmayı mı ifade etmek istiyordu? gitmekte bir sonsuzluk var, iki sonsuzluğun mutlak buluşması fikri.
"denizdir giden güneşle" (c’est la mer allée avec le soleil) bilinen ilk hali fakat une saison en enfer'de ikinci halini alıyor. "denizdir karışan güneşe" (c’est la mer mêlée au soleil)
şiirleri basit bir kelime oyunu olarak görmemek gerekir diye düşünüyorum, rimbaud her kelimeyi özenle seçiyordu yazarken. neden giden yerine karışan olarak değiştirdiği üzerine uzun süre düşündüm. rimbaud giden derken ölüm ve mutlak kavuşmayı mı ifade etmek istiyordu? gitmekte bir sonsuzluk var, iki sonsuzluğun mutlak buluşması fikri.
devamını gör...
8.
hayat hikayesi de şiirleri kadar etkileyici olan fransız şair. duygularını en yoğun yaşadığı dönemde yazmış şiirlerini. şiir yazmayı bırakma sebebi de ayrılık olduğu söylenir.
devamını gör...
9.
şiirin "eric cantona"sı diye bir tanım okumuştum hakkında. hakikaten de öyle sanki. hırçın, asi, ve kavgacı olduğu kadarıyla da yetenekli. biraz asabi bir arkadaştır kendisi. otoriter bir anneden kaçıp; şiire sığınmış bir çocuktur arthur.
çocukluktan ergenliğe geçiş dönemindeki tüm öfkesini kalemle kusmuştur sayfalara ve 21 yaşına gelmeden de yazmayı bırakmıştır. belkide şiir nedir? sorusunun mutlak cevabını bulmuştur kim bilir.
şiiri bıraktıktan sonra uzun yolculuklara çıkmış, bir ara insan kaçakçılığı yapmış, kangren olan ayağı için tedavi olurken genç yaşta ölmüştür.
çocukluktan ergenliğe geçiş dönemindeki tüm öfkesini kalemle kusmuştur sayfalara ve 21 yaşına gelmeden de yazmayı bırakmıştır. belkide şiir nedir? sorusunun mutlak cevabını bulmuştur kim bilir.
şiiri bıraktıktan sonra uzun yolculuklara çıkmış, bir ara insan kaçakçılığı yapmış, kangren olan ayağı için tedavi olurken genç yaşta ölmüştür.
devamını gör...
10.
gizemi hala çözülemeyen çok sayıdaki şiiriyle sadece dünyaya değil evrene de seslenmiştir. yanıt almaktan çok korktuğu için(!), erken yaşta başladığı şiire erken yaşta veda etmiştir.
devamını gör...
11.
"ben bir başkasıdır" diyen ozandır. içinde derin anlam barındıran bu cümleyi yıllardır düşünüyorum.
devamını gör...
12.
(tematik)
jean nicholas arthur rimbaud (türkçe: arthur rembo) (20 ekim 1854 – 10 kasım 1891) sembolizm'in en büyük temsilcilerinden, aykırı şair. fransa/charleville'de dünyaya gelmiştir. cehennemde bir mevsim(une saison en enfer) adlı ilk şiir kitabını 1873'de yayımlamıştır.
devamını gör...
13.
marsilya'nın conseption hastanesi'nin avlusundaki levhada yazılı olandır: ''aden'den gelen şair jean arthur rimbaud yeryüzü serüveninin son bölümünü 10 kasım 1891'de burada tamamladı.''
diğer büyük şair paul verlaine ile yaşadığı aşk neticesinde gelişen olaylar sebebiyle verlaine rimbaudu silahla yaralar. bu silah paris'teki bir açık artırmada 434,500 euro’ya satılmıştır. bu olaya ilişkin çok önemsediğim bir tarihi vesika olan hem verlaine hem de rimbaud'un emniyet ifadelerini içeren linki de şöyle bırakalım:
buradan
diğer büyük şair paul verlaine ile yaşadığı aşk neticesinde gelişen olaylar sebebiyle verlaine rimbaudu silahla yaralar. bu silah paris'teki bir açık artırmada 434,500 euro’ya satılmıştır. bu olaya ilişkin çok önemsediğim bir tarihi vesika olan hem verlaine hem de rimbaud'un emniyet ifadelerini içeren linki de şöyle bırakalım:
buradan
devamını gör...
14.
mahlasıma söz konu olan sembolist fransız ozandır. uzun zaman sonra şiirlerine göz attım. tekrar anladım bu aykırı şairi neden sevdiğimi. rimbaud'u sevmemin en büyük nedeniymiş ona benzediğimi düşünmek.
rimbaud'nunkine benzer bir çocukluk yaşamış gençler, genellikle onun şiirine hayran olurlar, çünkü orada belli belirsiz bir şekilde akraba bir ruh görürler.
beden asla yalan söylemez alice miller
sayfa 55
rimbaud'nunkine benzer bir çocukluk yaşamış gençler, genellikle onun şiirine hayran olurlar, çünkü orada belli belirsiz bir şekilde akraba bir ruh görürler.
beden asla yalan söylemez alice miller
sayfa 55
devamını gör...
15.
şair paul verlaine ile olan tutkulu, inişli çıkışlı dostluklarını ve sanki birbirlerinden hayatın tüm intikamını alır gibi yaşadıkları aşklarını okurken ben yoruldum. bu iki şair nasıl yaşamış böyle bir hayatı. hakkaten aşkın binbir türlü yüzü var ve sanatçılık zor iş.
verlain'den ayrıldıktan sonra şiiri ve aşkı hayatından çıkarıp köle ticareti yapan aynı adama inanamıyor insan. çok küçük yaşta her şeyi yaşayıp hayatı tüketmek bu olsa gerek.
fransız edebiyatçılar tarihe, fransa'nın bu iki büyük tutukulu şairi öldüklerinde opera binasının üstündeki ''şiir perisinin'' kolunun kırıldığı notunu acıyla düşerler.
verlain'den ayrıldıktan sonra şiiri ve aşkı hayatından çıkarıp köle ticareti yapan aynı adama inanamıyor insan. çok küçük yaşta her şeyi yaşayıp hayatı tüketmek bu olsa gerek.
fransız edebiyatçılar tarihe, fransa'nın bu iki büyük tutukulu şairi öldüklerinde opera binasının üstündeki ''şiir perisinin'' kolunun kırıldığı notunu acıyla düşerler.
devamını gör...
16.
şiir eyleme uymaz. eylemin önünde yer alır. *
devamını gör...
17.
kahverengi bir salon, cila ve meyva kokan,
kurulmuş koca iskemleye tıkınıyordum,
bir belçika yemeği, buyursun canı çeken,
yeter ki karnım doysun, aldırmayıp yiyordum,
rahattım - oh ne güzel çalar saatin sesi-
derken, mutfak açıldı, sürünmüş, sürmelenmiş,
kılık kıyafetine ise biraz boş vermiş,
yanaştı cilvelenip aşevi hizmetçisi.
istediği tatlı bir öpücüktü sanırım
belçikalı kızları bakışından tanırım,
fazla çatal kaşıkları masadan topladı,
dudak büktü gülerek çocuk bir yüzle bana:
bastırıp parmağını şeftali yanağına,
'buramı üşütmüşüm, dokun anlarsın' dedi.
-çapkın kız
kurulmuş koca iskemleye tıkınıyordum,
bir belçika yemeği, buyursun canı çeken,
yeter ki karnım doysun, aldırmayıp yiyordum,
rahattım - oh ne güzel çalar saatin sesi-
derken, mutfak açıldı, sürünmüş, sürmelenmiş,
kılık kıyafetine ise biraz boş vermiş,
yanaştı cilvelenip aşevi hizmetçisi.
istediği tatlı bir öpücüktü sanırım
belçikalı kızları bakışından tanırım,
fazla çatal kaşıkları masadan topladı,
dudak büktü gülerek çocuk bir yüzle bana:
bastırıp parmağını şeftali yanağına,
'buramı üşütmüşüm, dokun anlarsın' dedi.
-çapkın kız
devamını gör...
18.
devamını gör...
19.
'' bulundu sonsuzluk, güneşmiş denizle giden '' mısrasının sahibi, çok genç yaşta vefat etmiş fransız şair.
devamını gör...
20.
20 yaşında ben daha iyisini yazamam diyerek şiiri bırakıp köle ticaretine başlamış şairdir, iyidir şiirleri.
devamını gör...