1.
ümit yaşar oğuzcan'ın modern zamanın cevabını bulamadığı bir sorusu olan şiiridir. yine cevabı da başka bir şiirde kendisi vermiştir. bana sorarsanız ne cevap verilirse verilsin üzerinden zaman geçince elimizde kalan yalnız sorudur.
işte o meşum soru;
aşk mıydı o?
aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi
neydi çekip kendine, beni bağlayan
kanatan dudağımı, tenimi dağlayan
elleri ta içimde o dev miydi
etime bir alev değmişçesine
nasıl da yakardı öptüğü zaman
bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan
yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine
hani o yalnız benim olan gül, kırmızı
gözlerimin önünde açılan sonsuz bahçe
hani, o var olmalarımız öpüştükçe
o delice sürdürmeler yaşantımızı
hiç doymamak oysa, tene, kokuya, aşka
sarıldıkça güçlenmek, bütünlenmek
kudurmuş arzularla zamanı yenmek
ve en kuytularda buluşmak korka korka
kimi gün utanmak otlardan, çimenlerden
kimi gece mıhlamak gölgemizi duvara
varmak için o sevgiyle açılmış kollara
apansız düşmek yükseklerde bir yerden
oydu işte alıştığım, özlediğim şimdi de
sevgice bir tutku, aşkımsı bir yakınlık
avunmak... kırık dökük anılarla artık
kimbilir? o geceler yaşanmadı belki de...
belki şaire de sonradan anlamsız gelen ama kayıt altına alınan cevap;
aşktı o
aşktı o! değiştiren tüm gecelerimi
aşktı o! beni durup durup yenileyen
oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
oydu, doludizgin gidişime dur diyen
bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim
aşktı yine beni yıkayan, arıtan su
böyle ak pak olacağımı bilir miydim?
içimde açmasaydı o sevmek duygusu
ben bir tutsağım şimdi sevgiye, gönüllü
çözmeyin ellerimi, zincirlerim kalsın
görsün prangalarım o doğacak günü
ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın
seninle her yerde güzel, her zaman yeni
istemem, sensiz hatırlamasınlar beni!
işte o meşum soru;
aşk mıydı o?
aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi
neydi çekip kendine, beni bağlayan
kanatan dudağımı, tenimi dağlayan
elleri ta içimde o dev miydi
etime bir alev değmişçesine
nasıl da yakardı öptüğü zaman
bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan
yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine
hani o yalnız benim olan gül, kırmızı
gözlerimin önünde açılan sonsuz bahçe
hani, o var olmalarımız öpüştükçe
o delice sürdürmeler yaşantımızı
hiç doymamak oysa, tene, kokuya, aşka
sarıldıkça güçlenmek, bütünlenmek
kudurmuş arzularla zamanı yenmek
ve en kuytularda buluşmak korka korka
kimi gün utanmak otlardan, çimenlerden
kimi gece mıhlamak gölgemizi duvara
varmak için o sevgiyle açılmış kollara
apansız düşmek yükseklerde bir yerden
oydu işte alıştığım, özlediğim şimdi de
sevgice bir tutku, aşkımsı bir yakınlık
avunmak... kırık dökük anılarla artık
kimbilir? o geceler yaşanmadı belki de...
belki şaire de sonradan anlamsız gelen ama kayıt altına alınan cevap;
aşktı o
aşktı o! değiştiren tüm gecelerimi
aşktı o! beni durup durup yenileyen
oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
oydu, doludizgin gidişime dur diyen
bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim
aşktı yine beni yıkayan, arıtan su
böyle ak pak olacağımı bilir miydim?
içimde açmasaydı o sevmek duygusu
ben bir tutsağım şimdi sevgiye, gönüllü
çözmeyin ellerimi, zincirlerim kalsın
görsün prangalarım o doğacak günü
ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın
seninle her yerde güzel, her zaman yeni
istemem, sensiz hatırlamasınlar beni!
devamını gör...