yazar: ahmet ümit
yayım yılı: 2019
başkomiser nevzat ve ekibinin yeni cinayetleri çözmesini anlatır. üç bölümden oluşan kitabın iki bölümünde sevgiden işlendiği iddia edilen iki cinayet varken üçüncü bölümde ekip bir kaybı araştırır.
yayım yılı: 2019
başkomiser nevzat ve ekibinin yeni cinayetleri çözmesini anlatır. üç bölümden oluşan kitabın iki bölümünde sevgiden işlendiği iddia edilen iki cinayet varken üçüncü bölümde ekip bir kaybı araştırır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ivanmilinski" tarafından 05.01.2021 21:30 tarihinde açılmıştır.
1.
ahmet ümit'ten beklenen tadın alınamadığı roman. halbuki ne umutla beklemiştim.
içinde hikayeler var. hani böyle hoşunuza giden bir şey olur uzun sürsün istersiniz ama kısa sürer ya. işte hikayeler de böyleydi.
içinde hikayeler var. hani böyle hoşunuza giden bir şey olur uzun sürsün istersiniz ama kısa sürer ya. işte hikayeler de böyleydi.
devamını gör...
2.
kitap birini kitaba ismini veren öykü olmak üzere 3 tane öyküden teşekkül ediyor. açıkçası ben bu kitabı 2 saatlik uçak yolculuğua eşlik etsin diye almıştım yalnız yolculuktan önce okumuş oldum. eğer polisiye seviyorsanız çerez tadında bir kitap olmuş diyebilirim beğendim mi evet ama vaaov bir şeyler olmadı orası net. ben bu kitabın yolculuklarda, sahil kenarlarında esintili bir havada balkonda otururken damakta güzel bir tat bırakacağına inanıyorum.
devamını gör...
3.
ahmet ümit'in içinde üç öyküden oluşan 2019'da yapı kredi yayınları'ndan çıkan kitabı.
kitap; aşkımız eski bir roman, overlokçu kız ve sergey nikolayeviç jerkovski'ye ne oldu isimli 3 farklı hikayeden oluşmakta. klasik ahmet ümit kitaplarında olduğu gibi üç hikayede de ana karakterler başkomser nevzat, ali ve zeynep. geçtiğimiz zamanlarda aldığım kitaptı ve bir türlü fırsat bulup okuyamamıştım. geçtiğimiz günlerde okumaya başladım ve kısa sürede bitirdim kitap. zaten toplam 223 sayfadan oluşuyor.
yazarın bundan önce kitapları everest yayınevi'nden çıkıyordu. bu kitapla birlikte yky'ye geçti ancak kitapta gerçekten bir olmamışlık var. koyu bir ahmet ümit okuyucusuyum ama en az zevkle okuduğum kitabı buydu. belki yayınevi ısrarıyla oluşturulmuş bir kitaptı o yüzden yavan bir anlatımı vardı. yazılmak için yazılmış gibiydi. zaten elimde duran 5. baskısı da kitabın pek fazla sükse yaratmadığını ortaya koyuyor.
güncel türk edebiyatında ahmet ümit sevdiğim nadir yazarlardan biridir. bu yüzden kitaplarını büyük bir keyifle okurum ancak son okuduğum kitabından * sonra kitap biraz basit geldi bana. betimlemeler keyifsizdi, kendimi tatavla'da bile hissedemedim azizim! yazılış yılını bilmesem ümit'in ilk kitaplarından biri olduğunu düşünürdüm.
özetle, fazla beklentiye girilmeden okunabilecek bir kitap. yazarın çok daha iyi kitapları var. ama yine de güncel edebiyatı düşünürsek kitap bir yıldız gibi parlıyor, orası ayrı. * başkomser nevzat yeter be!
kitap; aşkımız eski bir roman, overlokçu kız ve sergey nikolayeviç jerkovski'ye ne oldu isimli 3 farklı hikayeden oluşmakta. klasik ahmet ümit kitaplarında olduğu gibi üç hikayede de ana karakterler başkomser nevzat, ali ve zeynep. geçtiğimiz zamanlarda aldığım kitaptı ve bir türlü fırsat bulup okuyamamıştım. geçtiğimiz günlerde okumaya başladım ve kısa sürede bitirdim kitap. zaten toplam 223 sayfadan oluşuyor.
yazarın bundan önce kitapları everest yayınevi'nden çıkıyordu. bu kitapla birlikte yky'ye geçti ancak kitapta gerçekten bir olmamışlık var. koyu bir ahmet ümit okuyucusuyum ama en az zevkle okuduğum kitabı buydu. belki yayınevi ısrarıyla oluşturulmuş bir kitaptı o yüzden yavan bir anlatımı vardı. yazılmak için yazılmış gibiydi. zaten elimde duran 5. baskısı da kitabın pek fazla sükse yaratmadığını ortaya koyuyor.
güncel türk edebiyatında ahmet ümit sevdiğim nadir yazarlardan biridir. bu yüzden kitaplarını büyük bir keyifle okurum ancak son okuduğum kitabından * sonra kitap biraz basit geldi bana. betimlemeler keyifsizdi, kendimi tatavla'da bile hissedemedim azizim! yazılış yılını bilmesem ümit'in ilk kitaplarından biri olduğunu düşünürdüm.
özetle, fazla beklentiye girilmeden okunabilecek bir kitap. yazarın çok daha iyi kitapları var. ama yine de güncel edebiyatı düşünürsek kitap bir yıldız gibi parlıyor, orası ayrı. * başkomser nevzat yeter be!
devamını gör...
4.
ahmet ümit'in yazmış olduğu 2019 yılında yayınlanan ve doğum günümde hediye edilmesi sonucu okuduğum roman.
aslında üç farklı öyküden oluşuyor.
başkomiser nevzat yine iş başındadır. *
aydis komserim. (aıds diyemiyor)
aslında üç farklı öyküden oluşuyor.
başkomiser nevzat yine iş başındadır. *
aydis komserim. (aıds diyemiyor)
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/02/05/qzcifvmdovnqdjun-t.jpg)
devamını gör...
5.
2019'da yayımlanan bir ahmet ümit kitabıdır. sanırsam ki bir başkomser nevzat serisinin son kitabıdır. içinde üç bölüm bulundurur; aşkımız eski bir roman,overlokçu kız ve sergey nikolayeviç jerkovskiye ne oldu?
ben tamamen seri olduğunu bilmeden aldığım için son kitaptan başlamış bulundum ama pek bir kaybım olacağını düşünmüyorum. cinayetler bağlantılı değil fakat ana karakterimiz başkomser nevzat ve yardımcılarının hayatları bağlantılıdır. seri olduğunu anlamam kısa sürdü ama sorun etmedim.
benim için okuması gayet akıcı bir kitaptı ve genel olarak güzeldi. fakat açıkçası ilk iki bölüm çok klişe bir şekilde bitti. aklımda o kadar senaryo kurmuşken basit nedenlerden dolayı bitmiş olması üzdü ama tabii ki son bölüm çok heyecan vericiydi.
bölümlerde ara ara başkomser nevzat'ın aşk ve aile hayatlarından da kesitler vardır,bunları okurken fark ettim seri olduğunu.
biraz da bölümlerden bahsedelim. eğer okumadıysanız spoi yiyebilirsiniz ben önceden söyleyeyim.
aşkımız eski bir roman;
ilk bölümümüzde çocuklukta annesinin ölmüş bedenini görmek gibi ciddi bir travma yaşamış bir adam olan edip bey'in gerçeklikten uzaklaşmak için kendine yarattığı hayal dünyası yüzünden katledildiğini okuyoruz. bu adam aklını kadın roman karakterleriyle bozmuş hatta ve hatta karılarını roman karakterlerine göre seçmiş. eski karısı çalıkuşu'nun feridesi,yeni karısı ise aşk-ı memnu'nun bihteri. maalesef bu fantezisi cinsel açıdan edip bey'e sorun açmış bu yüzden de psikoloğa gitme kararı almış. fakat gittiği psikolog yani zihni bey yanlış tedavi yöntemi uyguladığından adam hayal dünyasına daha çok kapılmış. başkomserimiz bunu intikam ya da para için işlenmiş bir cinayet olduğunu düşünse de aslında evliliğini kurtarmak isteyen bihter tarafından işlenmiştir. agatha christie kılığına girip kocasıyla başka biriymiş gibi ilişkiye girmek istemiş fakat kocası onu beninden tanıdığı için sinirlenmiş ve saldırmaya başlamış. bihter'de kendini savunmak için adamı bıçaklamış.
overlokçu kız;
bu bölüm ise evini geçindirmek için işe giren daha doğrusu alınan gülseren isimli overlokçu kızın atölyede ölü bulunmasıyla başlıyor. ilk başta başkomserimiz olay yerinde kanlı sustalı ile bulunan kardeşi gülabiden şüphelenseler bile sonrasında daha fazla şüpheli çıkacaktır. ilk olarak namus için öldürüldüğü düşünülse de sonrasında öyle olmadığı ortaya çıkıyor,ikinci olarak reddedildiği için mahallenin tehlikeli herifi zeko tarafından öldürüldüğü düşünülse de öyle olmadığı sonradan anlaşılıyor. bir de kandavası muhabbeti var ama zaten kızı istemiyormuş karşı taraf. verecekleri adam da gaymiş. her neyse artık gülabi'yi suçlamadan önce tekrar olay yerine giden başkomserimiz ve yardımcısı bir beyefendi ile karşılaşır ve daha önce duymadıkları ayrıntılar duyarlar. en başta masum gibi gözüken atölyenin sahibi hasan hakkında önemli detaylar verir. bundan sonra ekibimiz hasanı darladıktan sonra suçunu itiraf eder. aslında gülseren ile ilişkileri varmış ve kız hamileymiş bu herifte ailesinin dağılmasını istemediği için kızı öldürmüş.
sergey nikolayeviç jerkovski'ye ne oldu?;
bu bölüm ise çok garip bir şekilde sonuçlanıyor. kanser tedavisini bulmak için uğraşan hatta önemli gelişmeler kat etmiş rus bir bilim adamının konferans için türkiye'ye gelip kaybolmasını ele alıyor bu bölüm. yıllar önce rusya'da tanıştığı leyla isimli kadın ile büyük bir aşk yaşamışlar fakat adamın araştırmaları için küba'ya gitmesi gerekmiş. ondan sonra da kadın mazlum isminde bir başka erkekle evlenmiş. aslında bizim sergey'in amacı leyla'yı ve kendi öz kızını alıp kaçmakmış fakat olmamış. kadının kocası bunları öğrendikten sonra karısını öldürmüş sonra da kendisi intihar etmiş. başkomserimizin dikkatini çeken mermi detayı hihayede büyük bir boşluk yaratıyor. ortaya birçok teori atılıyor. bu adamla çalışmak isteyen firmanın kaçırdığı,amerikan ya da iranlı bir ajanın adamı öldürdüğü falan ama sonrasında fazla üzerinde durulmadığı detaylar tekrar göz önüne alındığında aslında sergey'in ve mazlum'un kavga ettiği ve sonrasında sergey beyefendinin mazlum'un açtığı ateşten kaçmak için viyadükten atladığı anlaşılıyor. viyadüğün altında bulunan parkı araştırıyorlar ama bir şey bulamıyorlar,ta ki pastaneye kahvaltı yapmak için oturduklarında yanlarına deli ninenin gelmesine kadar. bu nine ile daha önce de karşılarına çıkıyor fakat pek aldırmıyorlar ama ölmüş kocasının geri döndüğünü viyadüğün altındaki parkta buluştuklarını söylediğinde şarteller atıyor.
ben tamamen seri olduğunu bilmeden aldığım için son kitaptan başlamış bulundum ama pek bir kaybım olacağını düşünmüyorum. cinayetler bağlantılı değil fakat ana karakterimiz başkomser nevzat ve yardımcılarının hayatları bağlantılıdır. seri olduğunu anlamam kısa sürdü ama sorun etmedim.
benim için okuması gayet akıcı bir kitaptı ve genel olarak güzeldi. fakat açıkçası ilk iki bölüm çok klişe bir şekilde bitti. aklımda o kadar senaryo kurmuşken basit nedenlerden dolayı bitmiş olması üzdü ama tabii ki son bölüm çok heyecan vericiydi.
bölümlerde ara ara başkomser nevzat'ın aşk ve aile hayatlarından da kesitler vardır,bunları okurken fark ettim seri olduğunu.
biraz da bölümlerden bahsedelim. eğer okumadıysanız spoi yiyebilirsiniz ben önceden söyleyeyim.
aşkımız eski bir roman;
ilk bölümümüzde çocuklukta annesinin ölmüş bedenini görmek gibi ciddi bir travma yaşamış bir adam olan edip bey'in gerçeklikten uzaklaşmak için kendine yarattığı hayal dünyası yüzünden katledildiğini okuyoruz. bu adam aklını kadın roman karakterleriyle bozmuş hatta ve hatta karılarını roman karakterlerine göre seçmiş. eski karısı çalıkuşu'nun feridesi,yeni karısı ise aşk-ı memnu'nun bihteri. maalesef bu fantezisi cinsel açıdan edip bey'e sorun açmış bu yüzden de psikoloğa gitme kararı almış. fakat gittiği psikolog yani zihni bey yanlış tedavi yöntemi uyguladığından adam hayal dünyasına daha çok kapılmış. başkomserimiz bunu intikam ya da para için işlenmiş bir cinayet olduğunu düşünse de aslında evliliğini kurtarmak isteyen bihter tarafından işlenmiştir. agatha christie kılığına girip kocasıyla başka biriymiş gibi ilişkiye girmek istemiş fakat kocası onu beninden tanıdığı için sinirlenmiş ve saldırmaya başlamış. bihter'de kendini savunmak için adamı bıçaklamış.
overlokçu kız;
bu bölüm ise evini geçindirmek için işe giren daha doğrusu alınan gülseren isimli overlokçu kızın atölyede ölü bulunmasıyla başlıyor. ilk başta başkomserimiz olay yerinde kanlı sustalı ile bulunan kardeşi gülabiden şüphelenseler bile sonrasında daha fazla şüpheli çıkacaktır. ilk olarak namus için öldürüldüğü düşünülse de sonrasında öyle olmadığı ortaya çıkıyor,ikinci olarak reddedildiği için mahallenin tehlikeli herifi zeko tarafından öldürüldüğü düşünülse de öyle olmadığı sonradan anlaşılıyor. bir de kandavası muhabbeti var ama zaten kızı istemiyormuş karşı taraf. verecekleri adam da gaymiş. her neyse artık gülabi'yi suçlamadan önce tekrar olay yerine giden başkomserimiz ve yardımcısı bir beyefendi ile karşılaşır ve daha önce duymadıkları ayrıntılar duyarlar. en başta masum gibi gözüken atölyenin sahibi hasan hakkında önemli detaylar verir. bundan sonra ekibimiz hasanı darladıktan sonra suçunu itiraf eder. aslında gülseren ile ilişkileri varmış ve kız hamileymiş bu herifte ailesinin dağılmasını istemediği için kızı öldürmüş.
sergey nikolayeviç jerkovski'ye ne oldu?;
bu bölüm ise çok garip bir şekilde sonuçlanıyor. kanser tedavisini bulmak için uğraşan hatta önemli gelişmeler kat etmiş rus bir bilim adamının konferans için türkiye'ye gelip kaybolmasını ele alıyor bu bölüm. yıllar önce rusya'da tanıştığı leyla isimli kadın ile büyük bir aşk yaşamışlar fakat adamın araştırmaları için küba'ya gitmesi gerekmiş. ondan sonra da kadın mazlum isminde bir başka erkekle evlenmiş. aslında bizim sergey'in amacı leyla'yı ve kendi öz kızını alıp kaçmakmış fakat olmamış. kadının kocası bunları öğrendikten sonra karısını öldürmüş sonra da kendisi intihar etmiş. başkomserimizin dikkatini çeken mermi detayı hihayede büyük bir boşluk yaratıyor. ortaya birçok teori atılıyor. bu adamla çalışmak isteyen firmanın kaçırdığı,amerikan ya da iranlı bir ajanın adamı öldürdüğü falan ama sonrasında fazla üzerinde durulmadığı detaylar tekrar göz önüne alındığında aslında sergey'in ve mazlum'un kavga ettiği ve sonrasında sergey beyefendinin mazlum'un açtığı ateşten kaçmak için viyadükten atladığı anlaşılıyor. viyadüğün altında bulunan parkı araştırıyorlar ama bir şey bulamıyorlar,ta ki pastaneye kahvaltı yapmak için oturduklarında yanlarına deli ninenin gelmesine kadar. bu nine ile daha önce de karşılarına çıkıyor fakat pek aldırmıyorlar ama ölmüş kocasının geri döndüğünü viyadüğün altındaki parkta buluştuklarını söylediğinde şarteller atıyor.
devamını gör...