asurlular

m.ö. 2000'lerde mezopotamya'da kurulmuş ve 1500 yıldan fazla hüküm sürmüş bir medeniyettir. ticarette yetkindiler ve anadolu'da bir çok kolonileri bulunmaktaydı. fetih hareketlerinde de bulunmuşlar, bugünkü filistin'de kurulu israil krallığını yıkıp yahudileri kendi topraklarının dört bir yanına sürgün bile etmişlerdi. babilliler bir yandan, medler bir yandan, kimmerler öbür yandan derken gelen giden çekiştire çekiştire bu devleti yok etmişlerdir. asurluların bugünkü torunları asuriler, süryaniler, keldaniler, nasturiler gibi değişik isimler ve mezhepler altında yaşamlarını sürdürmektedirler.

tarihin ilk kütüphanesi olan ninova kütüphanesini kuran devlettir.

eskiden uygarlıklar bağımsız şehir devletlerinden oluşuyordu. asurlular hariç... asurluların yönetim şekli merkezden yönetimdi..
askerlikte çok iyi bir kavim olan asur devletini krallar ve generaller yönetiyordu.
eğitime çok önem vermişlerdir. bir yeri ele geçirdikleri zaman ''oranın halkı yaşamaya devam etsin biz onlardan vergi alalım'' mantığı yoktu..oranın yerli halkı komple o topraktan sürgün ediliyordu. bir istisna hariç... kalmasına izin verilenler topluma faydası olacağı düşünülen kişi yada gruplardı...örneğin bilginler..
asur kütüphanesinin kalıntılarından 30 bin kil tablet çıkartılmıştır.
rivayet odur ki; asur kralı tiglath-pileser hayvanları aşırı derece sevdiğinden ülkede çok sayıda hayvanat bahçesi varmış

kentlerinin yanında kurulan ticaret merkezlerine karum adını vermişlerdir.

anadoluya yazıyı getiren ticarette aşmış döneminin en güçlü devletlerinden biridir.

kardeşim anadolu'ya yazıyı nereden getirdin diye sorarlar, adama. hadi adam yerine ben cevap vereyim: mezopotamya'dan yani urfa'dan kayseri'ye yazı getirdin ya. uçakla 5 saat ya. ben hiç sanmıyorum, asurluların böyle bir misyon edindiklerini. hatta yazıyı getirdin çok şey götürdün. kayserililerin böyle olmasından başlıca sorumlu bunlardır.

koloni kavramını uygulayan ve anadoluya yazıyı getiren medeniyettir. anadoluda karum isimli pazar yerleri kurmuşlardır ve ticaret yaparken, ayrıyeten hititlere yazıyı öğretmişlerdir.

(bkz: basurlular)

savaşçılıklarıyla nam salmış, kürtlerin ataları oldukları söylenen medeniyet.

mezopotamya'nin tüccar toplumu. anadoluya yazıyı getirip tarih caglarini başlatmislardir. anadolu'daki kayseri kultepe yakınlarında (bkz: karum)adını verdikleri ticaret kolonileri kurmuşlardır. başkent (bkz: ninova)da dünyanın ilk kütüphanesini kurdukları da doğrudur.

asurlular; ilk çağ'da mezopotamyada turani sümerlerin yıkılması üzerine kurulmuş, sami(semitik) ırkından bir imparatorluktur. yaklaşık 1500 yıl hüküm sürmüşlerdir. asurlular, anadoluya ilk koloniciliği ve yazıyı getiren bir orta doğu uygarlığıdır. asur koloniciliği, anadolu'da karum adlı pazarların kurulmasında etkili olmuştur. asurlular, başkentleri ninovada dünyanın ilk kütüphanesini kurmuşlardır. suriyenin adı, asurlulardan gelir: a-suriye yani asurluların toprağı.
asurlular, arapların atalarıdır. bazı tuhaf asur gelenekleri, semavi dinlere geçmiştir. bunların en ünlüsü; özgür kadınların başlarını örtmesi, cariye kadınların başlarını örtmemesi gibi ayrımcı ve aşağılayıcı şeylerdir. ünlü yunan tarihçisi herodot; asur erkeklerinin kaba saba, şiddet düşkünü, kadınlarına ve düşmanlarına karşı son derece acımasız olduklarını yazmıştır. çöl sıçanı samiler hep aynıymış. ondan sonra niye antisemitizm var?
ilgili linkler:
1) bibaktim.net/asurlular/
2) tarihiolaylar.com/tarihi-ol...
3) bilimseldunya.com/asur-mede...
4) arkeofili.com/gecmisten-gun...
asurlular döneminden kalma bir kabartmada "ay'ı ışık ve nur kaynağı" olarak gören bir asurlu'nun ay tanrısına dua etmesi. ne kadar da tanıdık, değil mi? ay kültü..

dünya tarihinde ilk düzenli orduyu kuran uygarlıktır.bu nedenle askerlik yaparken bol bol duyabileceginiz şu askerligi icat edenin diye başlayan küfürlerin de aslında muhattabı asurlululardır.

yaptıkları katliamlarla övünecek kadar acımasızlardı. yazıtlarda, "derilerini yüzdüm, gözlerini oydum, dillerini kestim" gibi ifadeleri gururla anlatıyorlardı. hatta, "bir daha ekin ekemesinler diye topraklarına tuz ektim, ağaçlarını kuruttum, kadınlarını kaçırdım" gibi kulağa vahşice gelen bu tür şeyler övünç kaynaklarıydı. üstelik bu anlatılar sadece yazılarda değil, taş kabartmalarda da açıkça görülür: deri yüzme, burunlara halka takma, uzuv kesme, göz çıkarma gibi sahneleri ayrıntılı bir şekilde ve övünerek tasvir etmişlerdir.

kadının adı olmayan antik imparatorluklardan biri.

bu durum sadece toplumun bakışıyla değil, bizzat kanunlarla da belirlenmiş. erkekler, eşlerine neredeyse sınırsız bir güçle yaklaşabiliyor. saç çekmek, kulak bükmek, çeyizi vermeden evden atmak veya hiçbir koruma olmadan bir şeyin karşılığında rehin verilmek vs.
kürtaj ve zinanın cezası direkt ölüm. hatta öyle ki suçu erkek işlese bile cezasını kadın çekiyor. erkek birine tecavüz ettiğinde ceza olarak karısına tecavüz edilebiliyor.* kadınlar sosyal sınıflara ayrılıyor ve her sınıfın ayrı bir kıyafet ve örtünme kuralı var. örtünme noktasında da yanlış hatırlamıyorsam kanunda yer veren ilk imparatorluk. * üst sınıf kadınlar örtünmek zorundayken, seks işçisi kadınların örtünmesi yasak. örtünmüş bir seks işçisi gören her erkek kadını tutuklayabiliyor. veya halk içinde dövülme, çıplak bırakılma, kulak kesilmesi gibi cezaları verebiliyor.
aklıma cersei lannister'in shame yürüyüşü geldi. tabi orda olaylar farklıydı ama neys.

diğer uygarlıklarda kadının yerine dair (bkz: the ascent of woman) belgeseli güzeldi. *

milattan önce 2 binlerde yazıyı anadolu'ya getirmişlerdir diyebiliriz. anadolu'da birçok ticaret merkezi kurmuşlardır, bunların en meşhuru kayseri kültepe'dedir. çok vahşi, katliamcı, işkenceci olarak bilinirler; ancak belki de biraz yalan da atmış olabilirler, şöyle asarız böyle keseriz diye korku salmak için böyle bir propaganda, belki de kim bilir.