atatürk'ün bir osmanlı subayı olması
başlık "100 numaralı adam" tarafından 25.12.2020 13:08 tarihinde açılmıştır.
1.
bilinen bir gerçektir. zira subay olduğunda osmanlı imparatorluğu vardı.
devamını gör...
2.
(bkz: so what)
devamını gör...
3.
yani knk diye cevap verilesi tanım ama ben iyi bir yazar olduğumdan vermiyiciğim.
devamını gör...
4.
gazi mareşal mustafa kemal atatürk evet bir osmanlı subayı idi. ama aynı zamanda türkiye cumhuriyeti'nin ebedi başkomutanı ve kurucu cumhurbaşkanıdır. yok olmuş bir imparatorluğun küllerinden bağımsız bir devlet kurmuş, padişahın kulu ve tabası olan insanları özgür bir milletin eşit haklara sahip yurttaşları haline getirmiştir. bütün bunları dahili ve harici yedi düvelle savaşarak yapmıştır.
daha askeri idadi (lise/manastır), hatta rüştiye (ortaokul/selanik) yıllarında, osmanlı imparatorluğu'nun kısa süre içinde parçalanıp avrupa ve rusya'ya yem olacağı öngörmüş, henüz harbiye'den (istanbul) mezun olmadan memleketin geleceği için neler yapılması gerektiği üzerine düşünmüş, yasak olmasına (padişah ll. abdülhamit dönemi) rağmen gizlice gazete çıkarmış ve vatansever genç teğmen adaylarını "tam bağımsızlık" ve "cumhuriyet idaresi" fikirleri etrafında örgütlemeye başlamıştır.
atatürk; 1902 yılında mekteb-i şahane'i harbiye'den teğmen olarak mezun olmuş; subaylık mesleğine bir nevi göz hapsi altında istanbul maçka topçu kışlası'nda, bir grup vatansever subay ile birlikte tecrit halinde başlamıştır. bu pek bilinmeyen bir husustur ve kısa sürmüştür zira cephede zabite ihtiyaç vardır. konuyu fazla dağıtmamak adına ayrı bir tanımın konusu yapılabilir.
1903'de üsteğmen, 1905'te kurmay ve yüzbaşı, 1911 yılında binbaşı, 1914 yılında yarbay, 1915'te albay, 1916 yılında tuğgeneral ve 1917'de tümgeneral olmuştur.
yarbay iken bir alman fürgeneralinin heba ettiği tümenin başına geçerek çanakkale destanı'nı yazmış, albay iken yine bir tümeni sıfırdan kurup komutanlığını yapmıştır. general olarak ordu komutanlığı, ordular grubu komutanlığı ve ordu müfettişliği görevlerinde bulunmuştur. osmanlı dönemindeki askeri vazifeleri, katıldığı savaşlar ve kazandığı zaferler de ayrı bir tanımın konusu olabilir. merak edenler google'a da bakabilirler.
atatürk, kimilerine göre padişah vahidettin tarafından, kendisine ve ingiliz mandasına girmeye can atan saray yandaşlarına ayak bağı olmasın diye istanbul'dan uzaklaştırılması maksadı ile, kimi kaynaklara göre ise; gerçekten vatanın kurtulma ihtimaline binaen, anadolu'da güçlü bir ordu kurup mevcut askeri birlikleri de denetleyip düzene sokması için 9. ordu müfettişi namıyla, çok yüksek yetkilerle donatılmış olarak görevlendirilmiştir. hangisinin tam olarak doğru olduğunu bilmemize imkan yok çünkü atam nutuk'ta bu konuya pek değinmemiş*. ancak bilinen şu ki, anadolu'ya çıkmadan önce padişah ile yüzyüze görüşüyor ve görevi bizzat kendisinden alıyor. hatta padişahın "paşa paşa belki memleketi kurtarabilirsin" dediğini yazanlar da var. hangisi doğru olursa olsun, atatürk kendisine verilen bu görevin, öğrencilik yıllarından itibaren gerçekleştirme hayalini kurduğu ideallerine ulaşmak için müthiş bir fırsat ve memleketin kurtuluş mücadelesini başlatmak için belki de son bir şans olduğunu biliyordu ve bu durumu iyi değerlendirdi. padişah, atatürk'e verdiği yetkinin büyüklüğünü ve bu sayede neler yapabileceğini öngörebilseydi muhtemelen bu genç osmanlı paşası'nı bu göreve hiç getirmezdi.
gelelim zurnacının bahşişinin de neden davulcuya verildiğine*..
mustafa kemal paşa, son osmanlı padişahının görevlendirmesi ile "1919 senesi mayıs'ın 19. günü samsun'a çıkar" ve kimsenin tahmin edemeyeceği bir yöntemle memleketin kurtuluş mücadelesinin fişeğini bir osmanlı subayı olarak ateşler. 8 temmuz 1919'da ise askerlik mesleğinden istifa eder, yani yaklaşık bir buçuk ay sonra. evet kendisine tbmm tarafından, 5 ağustos 1921 tarihinde başkomutanlık rütbe ve vazifesi verilene kadar atatürk üniformasız bir sivil olarak mücadelesine devam etmiştir. kime karşı mı? hem memlekete saldıran dış düşmanlarla, hem içteki bölücü ve ilhak yanlılarına hem de osmanlı padişahı ve saray çevresine karşı. nitekim 11 mayıs 1920'de atatürk hakkında idam kararı verilmiştir.. bu dönemde bir yandan da yeni devletin siyasi temelleri atılmış, 23 temmuz 1919'da erzurum kongresini toplamış, bilahare erzurum'dan milletvekili olmuştur. 23 nisan 1920'de de tbmm kurulmuştur. sakarya zaferi'nin ardından, 19 eylül 1921'de, tbmm tarafından kendisine (çok daha öncesinde hak ettiği) mareşal rütbesi ve gazi beratı verilmiştir.
hamiş-1: evet mustafa kemal atatürk bir osmanlı "subayı" hatta "paşa"sı idi.

hamiş-2: 26 kasım 1934 tarihli ve 2590 sayılı kanunla "paşa"lık kaldırılmıştır. türkiye'de "paşa" yoktur, "general" vardır. bu kanunun mimarı da aziz atatürk'tür.
daha askeri idadi (lise/manastır), hatta rüştiye (ortaokul/selanik) yıllarında, osmanlı imparatorluğu'nun kısa süre içinde parçalanıp avrupa ve rusya'ya yem olacağı öngörmüş, henüz harbiye'den (istanbul) mezun olmadan memleketin geleceği için neler yapılması gerektiği üzerine düşünmüş, yasak olmasına (padişah ll. abdülhamit dönemi) rağmen gizlice gazete çıkarmış ve vatansever genç teğmen adaylarını "tam bağımsızlık" ve "cumhuriyet idaresi" fikirleri etrafında örgütlemeye başlamıştır.
atatürk; 1902 yılında mekteb-i şahane'i harbiye'den teğmen olarak mezun olmuş; subaylık mesleğine bir nevi göz hapsi altında istanbul maçka topçu kışlası'nda, bir grup vatansever subay ile birlikte tecrit halinde başlamıştır. bu pek bilinmeyen bir husustur ve kısa sürmüştür zira cephede zabite ihtiyaç vardır. konuyu fazla dağıtmamak adına ayrı bir tanımın konusu yapılabilir.
1903'de üsteğmen, 1905'te kurmay ve yüzbaşı, 1911 yılında binbaşı, 1914 yılında yarbay, 1915'te albay, 1916 yılında tuğgeneral ve 1917'de tümgeneral olmuştur.
yarbay iken bir alman fürgeneralinin heba ettiği tümenin başına geçerek çanakkale destanı'nı yazmış, albay iken yine bir tümeni sıfırdan kurup komutanlığını yapmıştır. general olarak ordu komutanlığı, ordular grubu komutanlığı ve ordu müfettişliği görevlerinde bulunmuştur. osmanlı dönemindeki askeri vazifeleri, katıldığı savaşlar ve kazandığı zaferler de ayrı bir tanımın konusu olabilir. merak edenler google'a da bakabilirler.
atatürk, kimilerine göre padişah vahidettin tarafından, kendisine ve ingiliz mandasına girmeye can atan saray yandaşlarına ayak bağı olmasın diye istanbul'dan uzaklaştırılması maksadı ile, kimi kaynaklara göre ise; gerçekten vatanın kurtulma ihtimaline binaen, anadolu'da güçlü bir ordu kurup mevcut askeri birlikleri de denetleyip düzene sokması için 9. ordu müfettişi namıyla, çok yüksek yetkilerle donatılmış olarak görevlendirilmiştir. hangisinin tam olarak doğru olduğunu bilmemize imkan yok çünkü atam nutuk'ta bu konuya pek değinmemiş*. ancak bilinen şu ki, anadolu'ya çıkmadan önce padişah ile yüzyüze görüşüyor ve görevi bizzat kendisinden alıyor. hatta padişahın "paşa paşa belki memleketi kurtarabilirsin" dediğini yazanlar da var. hangisi doğru olursa olsun, atatürk kendisine verilen bu görevin, öğrencilik yıllarından itibaren gerçekleştirme hayalini kurduğu ideallerine ulaşmak için müthiş bir fırsat ve memleketin kurtuluş mücadelesini başlatmak için belki de son bir şans olduğunu biliyordu ve bu durumu iyi değerlendirdi. padişah, atatürk'e verdiği yetkinin büyüklüğünü ve bu sayede neler yapabileceğini öngörebilseydi muhtemelen bu genç osmanlı paşası'nı bu göreve hiç getirmezdi.
gelelim zurnacının bahşişinin de neden davulcuya verildiğine*..
mustafa kemal paşa, son osmanlı padişahının görevlendirmesi ile "1919 senesi mayıs'ın 19. günü samsun'a çıkar" ve kimsenin tahmin edemeyeceği bir yöntemle memleketin kurtuluş mücadelesinin fişeğini bir osmanlı subayı olarak ateşler. 8 temmuz 1919'da ise askerlik mesleğinden istifa eder, yani yaklaşık bir buçuk ay sonra. evet kendisine tbmm tarafından, 5 ağustos 1921 tarihinde başkomutanlık rütbe ve vazifesi verilene kadar atatürk üniformasız bir sivil olarak mücadelesine devam etmiştir. kime karşı mı? hem memlekete saldıran dış düşmanlarla, hem içteki bölücü ve ilhak yanlılarına hem de osmanlı padişahı ve saray çevresine karşı. nitekim 11 mayıs 1920'de atatürk hakkında idam kararı verilmiştir.. bu dönemde bir yandan da yeni devletin siyasi temelleri atılmış, 23 temmuz 1919'da erzurum kongresini toplamış, bilahare erzurum'dan milletvekili olmuştur. 23 nisan 1920'de de tbmm kurulmuştur. sakarya zaferi'nin ardından, 19 eylül 1921'de, tbmm tarafından kendisine (çok daha öncesinde hak ettiği) mareşal rütbesi ve gazi beratı verilmiştir.
hamiş-1: evet mustafa kemal atatürk bir osmanlı "subayı" hatta "paşa"sı idi.

hamiş-2: 26 kasım 1934 tarihli ve 2590 sayılı kanunla "paşa"lık kaldırılmıştır. türkiye'de "paşa" yoktur, "general" vardır. bu kanunun mimarı da aziz atatürk'tür.
devamını gör...
5.
bu bilgi ne böyle vay be inanılmaz.
devamını gör...