ayrıntılara takılmak

detaycı insanların hastalığı. meselenin geneli o küçük detaylardan daha önemli olduğu halde o detayı alıp dimağına baş tacı yapmak. o detayla meşgul ve hemhal olmak. meselenin bütününü görmeyip ayrıntılarında boğulmak.

ayrıntılar bütünden daha fazla önem taşıyor. daha etkili oluyorlar ilişkiler üzerinde. ayrıntılar bütünü kapsıyor.

benim yaşadığım problemdir. küçük detaya takılıp büyük resme odaklanamıyorum.

ayrıntılarla dolu bir dünyada normal olandır.

kafadaki takıntılardan söz etmiyorum da, meselenin özünün etrafından dolaşıp ayrıntılarla konuyu sulandıranlardan hoşlanmıyorum hiç.

tam bir akademi goygoyculuğu örneği. tek cümlelik şeyi on sayfada anlatıp makale yazdık derler. üstelik sonunda o tek cümleyi de yazmadıklarını görürsünüz. çünkü: korkaklık, idare etmecilik, ağzımızın tadı kaçmasıncılık.

misal: istihdam şöyle olursa, yatırım böyle olursa, faiz yan yatarsa, döviz çamura batarsa... aslında söylemesi gereken tek söz: akp gitmeli.

lan bırak.

kimi zaman (bkz: ayrıntılarda boğulmak).

şu dünyada insanı daha çok yoran bir şey yoktur. hem insanı hemde çevresini etkiler.

takıldım.

küçük iskender' in kitabının telifini hayvanları koruma derneği' ne bağışlaması.
tek kuruş almadan işini en iyi şekilde yapması.

ay bu ben, biri bir şey anlatırken, söylediği kelimelerde boğulup giderim, sonra sen neden oraya takıldın derler.

ayrıntılara takılıp kendime dert ediniyorum. ben de takılmamak istiyorum ama peşimi bırakmıyor*.

ayırmak mi ayırt etmek mi olarak düşündüğüm takılma konusudur.

#1912082 şu tanımdaki top 2000 yılında değil daha sonra çıkmıştır. çıktığı zaman ben orta okuldaydım. liglerde kullanımı da 2004'lü yıllara denk geliyor. tam adı nike total 90 aerow imiş.
nike topları tarihler falan

takılıp düşüyoruz napalım.

bazen hayat kurtarır bazen de bütünü görmemize engel olur. ama siz yine de ayrıntılara takılın hangi ayrıntının hayat kurtaracağını bilemezsiniz.