21.
ümit öylece kaldı da
umut edeni söyle kim aldı?
aysel gürel
deli kadınları severim. sevdiğim en deli kadınlardandı.
umut edeni söyle kim aldı?
aysel gürel
deli kadınları severim. sevdiğim en deli kadınlardandı.
devamını gör...
22.
hakkında bir kaç anı yazayım buraya... deli maynak..
bir keresinde beyoğlu'nda bir gece kulübüne eğlenmeye gidince sabah 5'te evine gitmek üzere dışarı çıktı. çıkar çıkmaz karşısında çöp kamyonu ve temizlik işçilerini görünce hemen yanlarına gidip, 'beni evime bırakır mısınız' ricasında bulundu. taksim'den nişantaşı istikametine giden işçiler, aysel gürel'in bu ricasını kırmayarak onu teşvikiye'deki evine kadar bıraktı. taksi yerine evine çöp kamyonuyla gitmenin kendisini çok heyecanlandırdığını söyleyen gürel, "sıradan olmak, sıradan şeyleri yapmak tarzım değil" demişti.
şu bir gerçek ki, ben henüz menopoza girmedim. evet, regl olmuyorum, yumurtlamıyorum ama östrojen hormonum aynı şiddette vücudumda var. böyle olduğu için, ben azgın, hala fıkır fıkır bir kadınım. bunun için yaşlılık kompleksim yok.
18 yaşındaydım. trabzon'dan istanbul'a geliyordum. kamaram vardı tek kişilik. kapı çalındı, "buyurun, girin" dedim. nihat girdi. birdenbire saldırdı ve dudaklarımı emmeye başladı. dudaklarım, böyle ateşe, kora değmiş gibi yanıyordu. kurtuldum ve "bu ne?" dedim. "öpüş" dedi.
evini arayan gazetecilerden bunaldığı bir anda telefon eden kişiye "şu anda yatakta sevişiyorum iki saat sonra arayın" der.
cinsel kimliğiyle ilgili sorulara, "otoseksüelim" diye cevap verir.
'her kadın en az bir kez, yanında kocası bile yatsa, rüyasında başka bir herifle yatmıştır. bilinçaltının yarattığı bir durum bu. illa ki tanıdığın biri olmasına da gerek yok. hayır ben hiç yaşamadım diyen de yalan söylüyordur"
alt kültürün tesiriyle oluşan, bekaret muhafazası diye bir şey vardı. baskı vardı yani, tahsil hayatım uzun sürdüğü için bekaretimizi muhafaza ettik. bazı günler, ortaokul arkadaşlarım beni ziyarete gelirdi, ben 22-23 yaşlarındayım. yanlarında da yetişkin kız, erkek çocuklar... 'aaa ben bunları hatırlamıyorum bunlar kardeşiniz mi' dediğimde onlar da, 'ne kardeşi, bunlar bizim çocuğumuz' demeye başladılar. ben de, 'galiba üreme için geç kalıyorum' dedim. o sırada ben, küçük sahne'de oynuyordum, devamlı röportajlar oluyordu. resimli mecmualara da kapak olarak çıkıyordum. o aralar fuayemize gazeteciler doluşuyordu. çok güzeldim, kapak çekiyorlardı. o ara çok yakışıklı bir gazeteciye takıldım, müjde'ye benziyor ama erkek düşün ki, bıyıklısı. o yıllarda amerikan sinemasının meşhur aktörü tyron power vardı, ona benzeyen. gece postası'nda çalışıyordu o zaman, röportaj yapmıştı benimle. bir gün babıali'den geçerken gazeteye girdim, 'vedat bey burada mı' dedim, 'odasında' dediler ve odasına çıkardılar beni. oturdum karşısına ve 'benimle evlenir misin' dedim ona... dört ay kadar sözlü kaldıktan sonra evlendik ama teklif benden geldi. ben de artık geç kalmadan, ürünlerimi çıkartayım dedim. ee yaş 25'lere gelmişti...
bir keresinde beyoğlu'nda bir gece kulübüne eğlenmeye gidince sabah 5'te evine gitmek üzere dışarı çıktı. çıkar çıkmaz karşısında çöp kamyonu ve temizlik işçilerini görünce hemen yanlarına gidip, 'beni evime bırakır mısınız' ricasında bulundu. taksim'den nişantaşı istikametine giden işçiler, aysel gürel'in bu ricasını kırmayarak onu teşvikiye'deki evine kadar bıraktı. taksi yerine evine çöp kamyonuyla gitmenin kendisini çok heyecanlandırdığını söyleyen gürel, "sıradan olmak, sıradan şeyleri yapmak tarzım değil" demişti.
şu bir gerçek ki, ben henüz menopoza girmedim. evet, regl olmuyorum, yumurtlamıyorum ama östrojen hormonum aynı şiddette vücudumda var. böyle olduğu için, ben azgın, hala fıkır fıkır bir kadınım. bunun için yaşlılık kompleksim yok.
18 yaşındaydım. trabzon'dan istanbul'a geliyordum. kamaram vardı tek kişilik. kapı çalındı, "buyurun, girin" dedim. nihat girdi. birdenbire saldırdı ve dudaklarımı emmeye başladı. dudaklarım, böyle ateşe, kora değmiş gibi yanıyordu. kurtuldum ve "bu ne?" dedim. "öpüş" dedi.
evini arayan gazetecilerden bunaldığı bir anda telefon eden kişiye "şu anda yatakta sevişiyorum iki saat sonra arayın" der.
cinsel kimliğiyle ilgili sorulara, "otoseksüelim" diye cevap verir.
'her kadın en az bir kez, yanında kocası bile yatsa, rüyasında başka bir herifle yatmıştır. bilinçaltının yarattığı bir durum bu. illa ki tanıdığın biri olmasına da gerek yok. hayır ben hiç yaşamadım diyen de yalan söylüyordur"
alt kültürün tesiriyle oluşan, bekaret muhafazası diye bir şey vardı. baskı vardı yani, tahsil hayatım uzun sürdüğü için bekaretimizi muhafaza ettik. bazı günler, ortaokul arkadaşlarım beni ziyarete gelirdi, ben 22-23 yaşlarındayım. yanlarında da yetişkin kız, erkek çocuklar... 'aaa ben bunları hatırlamıyorum bunlar kardeşiniz mi' dediğimde onlar da, 'ne kardeşi, bunlar bizim çocuğumuz' demeye başladılar. ben de, 'galiba üreme için geç kalıyorum' dedim. o sırada ben, küçük sahne'de oynuyordum, devamlı röportajlar oluyordu. resimli mecmualara da kapak olarak çıkıyordum. o aralar fuayemize gazeteciler doluşuyordu. çok güzeldim, kapak çekiyorlardı. o ara çok yakışıklı bir gazeteciye takıldım, müjde'ye benziyor ama erkek düşün ki, bıyıklısı. o yıllarda amerikan sinemasının meşhur aktörü tyron power vardı, ona benzeyen. gece postası'nda çalışıyordu o zaman, röportaj yapmıştı benimle. bir gün babıali'den geçerken gazeteye girdim, 'vedat bey burada mı' dedim, 'odasında' dediler ve odasına çıkardılar beni. oturdum karşısına ve 'benimle evlenir misin' dedim ona... dört ay kadar sözlü kaldıktan sonra evlendik ama teklif benden geldi. ben de artık geç kalmadan, ürünlerimi çıkartayım dedim. ee yaş 25'lere gelmişti...
devamını gör...