1.
başkalarının paralarını sayıp istifleyen insan. işi bu. zenginin malı onun hem elini hem çenesini yoruyor. kravatı da var.
devamını gör...
2.
şubelerde çalışanları için yorum yapmak gerekirse, asgari ücrete yakın maaş ile bir ton sorunlu insana hizmet veren kişilerdir .
devamını gör...
3.
bir bankada 9 ay gişe asistanı, başka bankada ise 9 yıl 6 ay bireysel /işletme pazarlama olarak görev yaptığım meslek. yeni başlayacaklara, heveslenenlere iyisiyle kötüsüyle tüm detayları sıralandırıyorum. buyrun efendim:
1- mülakatlarda biraz yırtık ve konuşkan değilseniz ama güven verici bir ifadeniz varsa sizi genelde gişe bölümünde görevlendirirler. terfileri uzun süren,maaşları düşük olan bu bölümde tüm gün para sayar ama eve giderken bim’den dost yoğurt alırsınız. sonrasında geçiş imkanı var tabi ama inanın bu durum müdürünüzle alakalıdır. müdürünüz elemanları iyi tanıyor ve görev adamıysa sizi görür ve boşluk varsa geçişinizi sağlar.
2- yöneticileriniz genelde vasıflı elemandan çok yalaka, ispiyonculuk ve insan satmalarıyla o mevkiye gelirler. geldikleri mevkiyi de hakederek gelmedikleri için yani kısaca boş insanlar olduğu için olaylarla değil,insanlarla uğraşırlar.
3- diyelim yırtıksınız,konuşkansınız , beden diliniz diyor ki ben pazarlamacıyım; pazarlamada göreve başlamanız yüksek ihtimaldir.
4- bireysel pazarlama/işletme/kurumsal pazarlama olarak 3 bölüm şansınız var. ben en çok bireysel pazarlamadan keyif aldım. ama ilerde müdür olmak istiyorsanız, işletme veya kurunsal pazarlamada başlamanız sizi 1-0 öne geçirir. hepsinin ortak noktası ise şu: yıllık hedefler, ayrıca haftalık verilen hedefler. yıllık hedef gerçekleştirme toplantıları yapılır. burada da tüm üst makamların karşısında sahneye çıkarsın. mikrofon verilir sana,ama şarkı söyliyim desen kabul olmaz. hedeflerinde sorun yoksa ne ala. ben neyse ki hiç sorun yaşamadım bu konuda. ama hedef gerçekleştiremedin mi? vah ki ne vah… o kadar kalabalığın ortasında altına işetecek kadar aşağılanıyorsun. haftalık hedef gerçekleştiremedin mi? onda da müdür ,bölge müdürü cc’li neden gerçekleştiremediğinin savunmasını yapıyorsun. işte elektrikler kesikti, yapamadım falan.
5- diyelim bireysel pazarlamadasınız. masanız şube girişinde olacağından, yol geçen hanı gibi olacak. tüm gün hiç susmayan telefonlara ( gerçekten susmuyordu, bu yüzden hala telefonumu sessizde kullanırım; telefon sesine tahammül edemiyorum) bakıp, bir yandan müşteri ziyaretine çıkıp, bir yandan gün içinde sürekli çoğunluğu saçma sapan nedenlerle gelen (20 banka gezip çıkmayan krediyi sizden çıkarmaya çalışıp, yarım saat kafanızı şişirip zamanınızı çalan tipler) müşterilerle uğraşıp, bir yandan kredileri girip, onaylanan kredileri kullandırıp( konut kredisi kullandırımı kefil sayısına göre 2/3 saati bulabiliyor), bir yandan da gün içinde gelen maillere cevap vermeniz gerekiyor.
6- işletme ve kurumsal bankacılıkta iseniz bu yoldan geçen müşteri yoğunluğu olmayacak, ama rating falan nedeniyle kredi girişleriniz uzun sürecek.
7- artılarına gelelim. özel sağlık sigortası, yüksek yemek kartı, hala halkın gözünde olan prestij. maaş ise tamamen size bağlı. ben en düşük maaşla 4 yıl çalıştım. sonrasında derecelerim falan olunca maaş pazarlığına girip sanırım bankacılık tarihinde bir yıl içinde 6 kere zam alan tek kişiydim. aynı ünvanda olan arkadaştan 5 yıl önce 3000 küsür fazla maaş alıyordum. yani ağlamayan çocuğa meme vermezler misali.
şimdilik aklıma gelenler bunlar. aklıma gelenler olunca edit yaparım; varsa sorularınız alırım.
1- mülakatlarda biraz yırtık ve konuşkan değilseniz ama güven verici bir ifadeniz varsa sizi genelde gişe bölümünde görevlendirirler. terfileri uzun süren,maaşları düşük olan bu bölümde tüm gün para sayar ama eve giderken bim’den dost yoğurt alırsınız. sonrasında geçiş imkanı var tabi ama inanın bu durum müdürünüzle alakalıdır. müdürünüz elemanları iyi tanıyor ve görev adamıysa sizi görür ve boşluk varsa geçişinizi sağlar.
2- yöneticileriniz genelde vasıflı elemandan çok yalaka, ispiyonculuk ve insan satmalarıyla o mevkiye gelirler. geldikleri mevkiyi de hakederek gelmedikleri için yani kısaca boş insanlar olduğu için olaylarla değil,insanlarla uğraşırlar.
3- diyelim yırtıksınız,konuşkansınız , beden diliniz diyor ki ben pazarlamacıyım; pazarlamada göreve başlamanız yüksek ihtimaldir.
4- bireysel pazarlama/işletme/kurumsal pazarlama olarak 3 bölüm şansınız var. ben en çok bireysel pazarlamadan keyif aldım. ama ilerde müdür olmak istiyorsanız, işletme veya kurunsal pazarlamada başlamanız sizi 1-0 öne geçirir. hepsinin ortak noktası ise şu: yıllık hedefler, ayrıca haftalık verilen hedefler. yıllık hedef gerçekleştirme toplantıları yapılır. burada da tüm üst makamların karşısında sahneye çıkarsın. mikrofon verilir sana,ama şarkı söyliyim desen kabul olmaz. hedeflerinde sorun yoksa ne ala. ben neyse ki hiç sorun yaşamadım bu konuda. ama hedef gerçekleştiremedin mi? vah ki ne vah… o kadar kalabalığın ortasında altına işetecek kadar aşağılanıyorsun. haftalık hedef gerçekleştiremedin mi? onda da müdür ,bölge müdürü cc’li neden gerçekleştiremediğinin savunmasını yapıyorsun. işte elektrikler kesikti, yapamadım falan.
5- diyelim bireysel pazarlamadasınız. masanız şube girişinde olacağından, yol geçen hanı gibi olacak. tüm gün hiç susmayan telefonlara ( gerçekten susmuyordu, bu yüzden hala telefonumu sessizde kullanırım; telefon sesine tahammül edemiyorum) bakıp, bir yandan müşteri ziyaretine çıkıp, bir yandan gün içinde sürekli çoğunluğu saçma sapan nedenlerle gelen (20 banka gezip çıkmayan krediyi sizden çıkarmaya çalışıp, yarım saat kafanızı şişirip zamanınızı çalan tipler) müşterilerle uğraşıp, bir yandan kredileri girip, onaylanan kredileri kullandırıp( konut kredisi kullandırımı kefil sayısına göre 2/3 saati bulabiliyor), bir yandan da gün içinde gelen maillere cevap vermeniz gerekiyor.
6- işletme ve kurumsal bankacılıkta iseniz bu yoldan geçen müşteri yoğunluğu olmayacak, ama rating falan nedeniyle kredi girişleriniz uzun sürecek.
7- artılarına gelelim. özel sağlık sigortası, yüksek yemek kartı, hala halkın gözünde olan prestij. maaş ise tamamen size bağlı. ben en düşük maaşla 4 yıl çalıştım. sonrasında derecelerim falan olunca maaş pazarlığına girip sanırım bankacılık tarihinde bir yıl içinde 6 kere zam alan tek kişiydim. aynı ünvanda olan arkadaştan 5 yıl önce 3000 küsür fazla maaş alıyordum. yani ağlamayan çocuğa meme vermezler misali.
şimdilik aklıma gelenler bunlar. aklıma gelenler olunca edit yaparım; varsa sorularınız alırım.
devamını gör...
4.
13 yıllık bankacıyım.bu arada bankacı tabirinden pek haz etmiyorum.arada bir mesleğiniz nedir ? sorusuna finans sektörü diyorum ama eşeleyenler olunca banka diyorum. savcı , doktor , avukat , mühendis.. net...neyse yapacak bir şeyim yok.
bu işi yapmaya karar verme hikayem çok ilginç.sadece 2 farklı bankanın 1 er şubesine girmekle oldu.evet aynen öyle.
ilki hsbc bir şubesi idi.orada o esnada kimsenin oturmadığı bir masanın üzerinde büyük puntolarla bir yazı gördüm.
how can ı help you ? sordum nasıl yardımcı olabilirim demekmiş bu.uzun uzun bu yazıyı buraya neden koydular diye düşündüm.babam 657 li memur olduğu için onun işyerine de arasıra giderdim.onun isyerinde her daim fırça yemeden işimizi halledebilirsek iyi sistemini gördüğüm için bu yazı bana çok ağır geldi.bu nasıl mükemmel bir hizmet anlayışı diye düşündüm.
ikinci banka ise iş bankası. internetten maçlara canlı bahis oynamak için hesap açmak adına girdiğim bir şubede elinde çay , soda , kahve olan bir görevli ,janti giyimli insanlar , saçlar başlar , parfümler , cillop gibi bir ofis... dedim bu meslek hakikaten prestijli arkadaş, abartmıyorum.gidip bir memura bu çay kahvenin parasını siz mi ödüyorsunuz banka mı size veriyor?? cahil her şeyi bilir hesabı...:)
lafın kısası bankacılık yapayım , mutlu ve huzurlu olayım diyenlere birkaç tavsiye vereyim.
mesleğe aşık olmak ( sevmek değil)
çelik gibi bir sabır,
mümkünse genel müdürlük,
değilse bölge müdürlüğü,
değilse uydu şube , üniversite kampüsünde bir şube , adliye içinde bir şube...
az insan,
az bayan,(en fazla 1)
çok iş,
rutin iş,
uzaktan çalışma...
bu işi yapmaya karar verme hikayem çok ilginç.sadece 2 farklı bankanın 1 er şubesine girmekle oldu.evet aynen öyle.
ilki hsbc bir şubesi idi.orada o esnada kimsenin oturmadığı bir masanın üzerinde büyük puntolarla bir yazı gördüm.
how can ı help you ? sordum nasıl yardımcı olabilirim demekmiş bu.uzun uzun bu yazıyı buraya neden koydular diye düşündüm.babam 657 li memur olduğu için onun işyerine de arasıra giderdim.onun isyerinde her daim fırça yemeden işimizi halledebilirsek iyi sistemini gördüğüm için bu yazı bana çok ağır geldi.bu nasıl mükemmel bir hizmet anlayışı diye düşündüm.
ikinci banka ise iş bankası. internetten maçlara canlı bahis oynamak için hesap açmak adına girdiğim bir şubede elinde çay , soda , kahve olan bir görevli ,janti giyimli insanlar , saçlar başlar , parfümler , cillop gibi bir ofis... dedim bu meslek hakikaten prestijli arkadaş, abartmıyorum.gidip bir memura bu çay kahvenin parasını siz mi ödüyorsunuz banka mı size veriyor?? cahil her şeyi bilir hesabı...:)
lafın kısası bankacılık yapayım , mutlu ve huzurlu olayım diyenlere birkaç tavsiye vereyim.
mesleğe aşık olmak ( sevmek değil)
çelik gibi bir sabır,
mümkünse genel müdürlük,
değilse bölge müdürlüğü,
değilse uydu şube , üniversite kampüsünde bir şube , adliye içinde bir şube...
az insan,
az bayan,(en fazla 1)
çok iş,
rutin iş,
uzaktan çalışma...
devamını gör...