21.
eski ama halen daha çok fazla dinlenilen müziktir.
devamını gör...
22.
batacaksa acele etsin. ben bir şeyler yaptıktan sonra katiyen müsaade etmem batmasına. gerekirse atlas olurum, batırtmam. ben kül yutmam, bana kül yutturamazsınız.
devamını gör...
23.
ağlatıp da gülene, yazıklar olsun…..
devamını gör...
24.
orjinali budur.
devamını gör...
25.
çıkmaz bir sokaktayım yolumu bulamadım. bu döneme kötü diyoruz ama o dönemler de berbatmış. babaların babası sohbetimiz esnasında neler anlattı bana ağzım açık kalmıştı. değişen birşey yok. batsın bu dünya....
devamını gör...
26.
kanımca yanlış anlaşılmış bir şarkıdır. ya da ben farklı algılıyorum bilemiyorum. bu şarkı kadere isyan, hayata sövgü, birilerine giydirme şarkısı değildir. gerçekleşmemiş hayaller, hayatların arkasından rakı eşliğinde poz kasarak söylenecek bir şarkı değil. kendi ideal dünyasını anlatan bir adamın şarkısı bu. savunmuyorum şarkıda anlatılan o ideali ama bir bakalım.
bu şarkı tam olarak öz farkındalık şarkısıdır. hepinizin abv, alayınızdan tiksiniyorum ulan ibineler, ben sittir oldum gittim ne bok yerseniz yeyin şarkısıdır.
bu tezime kanıt olarak sunabileceğim en birincil şey şarkı sözlerinde geçmektedir.
"ben mi yarattım, ben mi yarattım
derdi ızdırabı, ben mi yarattım"
ben mi yarattım olum derdi, ısdırabı. bana ne. bokunuzda boğulun. yaşadığım sıkıntıların sebebi ben değilim. bunun farkındayım, aldım voltamı gidiyorum. derdi ıstırabı ben yaratmadım, siz yarattınız, alayınızdan tiksiniyorum, haydi eyvallah. batsın dünyanız.
sonrasındaki sözler şu şekilde;
"günah zevk olmuşsa, vefa yoğrulmuşsa
düzen bozulmuşsa, ben mi yarattım."
bu sözlerin tam karşılığını gibi'deki yılmaz üzerinden size aktaracağım.
benim gerçeklerimin sizin nezdinizde yılgın bir hoşgörüsüyle benimsenmesine mi kaldım? diyor şair orada.
genel kanı neyse onu yaşatıyosunuz, yaşıyoruz. günahı zevk ettiniz, vefayı semt ismine indirgediniz ibişler diyor.
bu arada; doğduğum çağa soxam dizeleri değil o, etrafındakilere sövüyor orada. doğduğum çağ güzeldi siz bok ettiniz diyor.
batsın bu dünya dediği kendi kurduğu dünya değil, çevresindekilerin silko dünyası. ona ayak uyduramayan adamın şarkısı bu.
gelelim başka dizelere;
"batsın bu dünya, bitsin bu rüya
aşksız geçen ömrüme, yazıklar olsun
dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
hasret çeken gönül, benim mi olsun."
dünya-rüya metaforunu anlatmama gerek yok sanırım. asıl mevzuu aşksız geçen ömrüme yazıklar olsun ve dolmamış çileler cümlelerinde. sevmeye çalıştım ama çileydi, dolduramadım o çileyi. allah belanızı versin diyor adam orada. kendi dünyamdaki adam gibi adama, kadın gibi kadına hasret çeken gönül, onlar için yaşanmamış dertler benim mi olsun? ne uğraşacam aküüğ. bokunuzda boğulun diyor orhan babam.
"şaşıran sen mi yoksa benmiyim bilemedim
öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
of... of... of... of... of... of.of.of..."
ilk tümce zaten bütün bu tezlerimi destekler nitelikte. ben şaşırmadım, şaşıran sensin. ama yine de kendimi bi sorguladım. ben mi şaşırdım acaba diye. bu bana dert oldu. kendime gelemedim. bu ikilem büyük bi çıkmaz. beni soktuğun çıkmazı öpeyim, of lan of.
"ben ne yaptım, kader sana
mahkum etti, beni bana
her nefeste, bin sitem var
şikayetim yaradana, şikayetim yaradana."
burada kadere söğme falan olarak algılanabilir eved kabul ediyorum ancak, "her nefeste bin sitem var" dizeleri varoluşçu bir sorgulama içermesinin haricinde şöyle de bişi var;
"ben ne yaptım kader sana, mahkum ettin beni bana" cümlesinde de o nefret ettiği, ayak uyduramadığı, onları sevme çilesini dolduramadığı insanlara sövüyor aslında. mahkum oldum kendime. kendi kendime kaldım. o kadar tırtsınız ki kendi tırtlığımda boğuluyorum diyor.
ve son olarak;
şarkının başında yer alan şu cümlelere bakalım.
"daha güzel, daha mutlu, daha adil, sevgi dolu bir dünya için, barış için, insanlık için. batsın bu dünya."
x,y,z dolu bir dünya için batsın bu dünya demek kadar devrimci bir cümle duydunuz mu şu ana kadar? çevresine, dünyasına ayak uyduramamış, ondan tiksinmiş bir adamın devrim ateşini yaktığı, allah belanızı versin ben kendi dünyamı kuruyorum manifestini ilan ettiği bir şarkıdır bu. öyle silko silko meyhanelerde, evde içerken falan bu şarkı eşliğinde hayata, kadere söğmeyin. kendi devriminizi yapın, çevrenizi değiştirin.
bu şarkı tam olarak öz farkındalık şarkısıdır. hepinizin abv, alayınızdan tiksiniyorum ulan ibineler, ben sittir oldum gittim ne bok yerseniz yeyin şarkısıdır.
bu tezime kanıt olarak sunabileceğim en birincil şey şarkı sözlerinde geçmektedir.
"ben mi yarattım, ben mi yarattım
derdi ızdırabı, ben mi yarattım"
ben mi yarattım olum derdi, ısdırabı. bana ne. bokunuzda boğulun. yaşadığım sıkıntıların sebebi ben değilim. bunun farkındayım, aldım voltamı gidiyorum. derdi ıstırabı ben yaratmadım, siz yarattınız, alayınızdan tiksiniyorum, haydi eyvallah. batsın dünyanız.
sonrasındaki sözler şu şekilde;
"günah zevk olmuşsa, vefa yoğrulmuşsa
düzen bozulmuşsa, ben mi yarattım."
bu sözlerin tam karşılığını gibi'deki yılmaz üzerinden size aktaracağım.
benim gerçeklerimin sizin nezdinizde yılgın bir hoşgörüsüyle benimsenmesine mi kaldım? diyor şair orada.
genel kanı neyse onu yaşatıyosunuz, yaşıyoruz. günahı zevk ettiniz, vefayı semt ismine indirgediniz ibişler diyor.
bu arada; doğduğum çağa soxam dizeleri değil o, etrafındakilere sövüyor orada. doğduğum çağ güzeldi siz bok ettiniz diyor.
batsın bu dünya dediği kendi kurduğu dünya değil, çevresindekilerin silko dünyası. ona ayak uyduramayan adamın şarkısı bu.
gelelim başka dizelere;
"batsın bu dünya, bitsin bu rüya
aşksız geçen ömrüme, yazıklar olsun
dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
hasret çeken gönül, benim mi olsun."
dünya-rüya metaforunu anlatmama gerek yok sanırım. asıl mevzuu aşksız geçen ömrüme yazıklar olsun ve dolmamış çileler cümlelerinde. sevmeye çalıştım ama çileydi, dolduramadım o çileyi. allah belanızı versin diyor adam orada. kendi dünyamdaki adam gibi adama, kadın gibi kadına hasret çeken gönül, onlar için yaşanmamış dertler benim mi olsun? ne uğraşacam aküüğ. bokunuzda boğulun diyor orhan babam.
"şaşıran sen mi yoksa benmiyim bilemedim
öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
of... of... of... of... of... of.of.of..."
ilk tümce zaten bütün bu tezlerimi destekler nitelikte. ben şaşırmadım, şaşıran sensin. ama yine de kendimi bi sorguladım. ben mi şaşırdım acaba diye. bu bana dert oldu. kendime gelemedim. bu ikilem büyük bi çıkmaz. beni soktuğun çıkmazı öpeyim, of lan of.
"ben ne yaptım, kader sana
mahkum etti, beni bana
her nefeste, bin sitem var
şikayetim yaradana, şikayetim yaradana."
burada kadere söğme falan olarak algılanabilir eved kabul ediyorum ancak, "her nefeste bin sitem var" dizeleri varoluşçu bir sorgulama içermesinin haricinde şöyle de bişi var;
"ben ne yaptım kader sana, mahkum ettin beni bana" cümlesinde de o nefret ettiği, ayak uyduramadığı, onları sevme çilesini dolduramadığı insanlara sövüyor aslında. mahkum oldum kendime. kendi kendime kaldım. o kadar tırtsınız ki kendi tırtlığımda boğuluyorum diyor.
ve son olarak;
şarkının başında yer alan şu cümlelere bakalım.
"daha güzel, daha mutlu, daha adil, sevgi dolu bir dünya için, barış için, insanlık için. batsın bu dünya."
x,y,z dolu bir dünya için batsın bu dünya demek kadar devrimci bir cümle duydunuz mu şu ana kadar? çevresine, dünyasına ayak uyduramamış, ondan tiksinmiş bir adamın devrim ateşini yaktığı, allah belanızı versin ben kendi dünyamı kuruyorum manifestini ilan ettiği bir şarkıdır bu. öyle silko silko meyhanelerde, evde içerken falan bu şarkı eşliğinde hayata, kadere söğmeyin. kendi devriminizi yapın, çevrenizi değiştirin.
devamını gör...