1.
platinumgames çıkışlı efsane hack and slash serisi. her oyunda istisnasız ühüü bosslar çok yetersiz diye ağlaklık eden -souls serisi hariç- bana bile olmuş bu oyun dedirten bir garip çakma dmc. buradaki esas sıkıntı şu; dmc'nin ilk oyununda tasarımcı olan abimiz hideki kamiya devam oyunlarında yerini hideaki itsuno abimize kaptırınca -ki bu olaylardan sonra itsuno gidip dmc 2 gibi bir garabeti yaptı ama daha sonra nasıl olduysa aynı adam dmc 3 gibi bir efsaneyi de yaptı ya neyse- ben bu temayı kaptırır mıyım diyerek seksi, animevari ve karizmatik dante'nin çakması bayonetta diye bir kadın karakter yaratıyor ve dmc'nin ilk oyunlarında eksik olan ne varsa hepsini dolduruyor oyunun içine. headmistress fiora ve crimson viper çakması bu hanımefendiye biraz dante karizması, biraz da topukları silahlardan bir ayakkabı da ekleyince ortaya sağa sola atlayıp önüne geleni beş parçaya ayıran muhteşem bir hack 'n' slash karakteri çıkıyor. vasat altı ve klişenin de klişesi bir senaryoya sahip olmasına rağmen oynanışı rahatsız edici düzeyde etkilemiyor bu hatta zaten karakterin hızına ayak uydurmaya çalışırken senaryo arada kaynıyor.
en güzel tarafı da yılışık, saf iyi niyetli bir karakteri yönetmiyor olmak. hafızasını kaybetmiş bir umbra cadısı olarak onlarca farklı silah ve yumruklarımızla önümüze geleni biçe biçe gidiyoruz, bir oyundan daha ne bekleyebilirim ki?* sayısız combo yapabilme şansı tanıyan bir karakter bayonetta; scarborough fair ile düşmanın kafasında 9mm bir delik mi açsam, yumruklarımla suratını mı dağıtsam, oraya buraya zıplayıp kılıç mı sallasam veya hiç olmadı summonlarım var diyerek mevcut yeteneklerin yarısını bile kullanamadan bitiveriyor oyun -ki zaten 9-10 saatlik bir oynanış süresi var- sonra kendini tekrar oynatıyor. bir balder fightı var ki bu kadar şiirsel çok az şey oynamışımdır. gomorra zaten evlerden ırak. bak da boss nasıl tasarlanır gör şarap çanağına tükürdüğümün santa monica'sı.
en güzel tarafı da yılışık, saf iyi niyetli bir karakteri yönetmiyor olmak. hafızasını kaybetmiş bir umbra cadısı olarak onlarca farklı silah ve yumruklarımızla önümüze geleni biçe biçe gidiyoruz, bir oyundan daha ne bekleyebilirim ki?* sayısız combo yapabilme şansı tanıyan bir karakter bayonetta; scarborough fair ile düşmanın kafasında 9mm bir delik mi açsam, yumruklarımla suratını mı dağıtsam, oraya buraya zıplayıp kılıç mı sallasam veya hiç olmadı summonlarım var diyerek mevcut yeteneklerin yarısını bile kullanamadan bitiveriyor oyun -ki zaten 9-10 saatlik bir oynanış süresi var- sonra kendini tekrar oynatıyor. bir balder fightı var ki bu kadar şiirsel çok az şey oynamışımdır. gomorra zaten evlerden ırak. bak da boss nasıl tasarlanır gör şarap çanağına tükürdüğümün santa monica'sı.
devamını gör...