kedi vs köpek
nazım hikmet, it ürür kervan yürür isimli kitabında orhan selim müstear adıyla kedici olduğunu ve bu konudaki farkı şöyle anlatmış :
" siz isterseniz gün ağarıncaya dek karda, yağmurda kapınızı bekleyen, dövseniz de sövseniz de yaltaklanmaktan vazgeçmeyen karabaş'ı seviniz, ben tekir'i severim.
" siz isterseniz gün ağarıncaya dek karda, yağmurda kapınızı bekleyen, dövseniz de sövseniz de yaltaklanmaktan vazgeçmeyen karabaş'ı seviniz, ben tekir'i severim.
devamını gör...
tarihi bir görsel bırak
devamını gör...
yazasının gelmemesi
şu zamanlarda ben de böyleyim dostlar. hem yazacak başlıklarda hem tanımlarda zorlandığım zamanlar oluyor. bazen ise hiç yazasim gelmiyor. e bir şeyler araştırıp da yazayım diyorum ona da useniyorum. amaaan bosver diyip geçiyorum.
devamını gör...
anın fotoğrafı
herkesin çok kolay hayal edebileceği yemek sonrası masa manzarası.
devamını gör...
sabahattin ali
türk edebiyatının önemli yazarlarındandır. bir çok eseri vardır ve hepsi okunmaya değerdir. özellikle kuyucaklı yusuf'u okumanızı tavsiye ederim.
''o gelmez artık!'' dedi.
''nereden biliyorsun?'' dedim.
''gidişinden belliydi!'' dedi.
-kuyucaklı yusuf-
''o gelmez artık!'' dedi.
''nereden biliyorsun?'' dedim.
''gidişinden belliydi!'' dedi.
-kuyucaklı yusuf-
devamını gör...
klasik batı müziği
klasik batı müziği ; avrupa kökenli müzik türüdür. yüksek kültürle anılır ve çok sesli olması en önemli özelliğidir.
klasik batı müziği dönemleri ;
*rönesans :tek sesli müzikten çok sesli müziğe geçiş yapılan dönemdir. bu dönemde din dışı müzikler, çalgılar ve çalgı toplulukları için yazılan müzikler yaygınlaşmıştır. ayrıca dans müzikleri ve dans eşliğinde müzikler akıcı bir şekilde yapılmıştır. klasik batı müziğinde bu dönemle birlikte armoni kuvvetlenmiştir.
önemli bestecileri josquin desprez, orlande de lassus
*barok : barok çağ ile birlikte batı müziği daha da gelişmiştir. bu dönem klavyeli çalgılar önemsenmiştir. karışık sesler ön plandadır. batı müziği artık zenginlik göstergesine dönüşmüştür. barok dönem opera denemeleri ile başlayıp bach 'ın ölümüyle son bulmuştur. vivaldi ve bach dönemin en önemli bestecileridir.
*klasik : klavyenin yerini piyanoya bıraktığı dönemdir. ve en önemli bestecisi dönemin mozart' tır.
*romantik :bu dönemle birlikte eğitim için adımlar atılır. melodi ve ritim bestelerde önem kazanır. dönemin bestecilerinden en önemlisi beethoven ve weber olmuştur.
klasik batı müziği dönemleri ;
*rönesans :tek sesli müzikten çok sesli müziğe geçiş yapılan dönemdir. bu dönemde din dışı müzikler, çalgılar ve çalgı toplulukları için yazılan müzikler yaygınlaşmıştır. ayrıca dans müzikleri ve dans eşliğinde müzikler akıcı bir şekilde yapılmıştır. klasik batı müziğinde bu dönemle birlikte armoni kuvvetlenmiştir.
önemli bestecileri josquin desprez, orlande de lassus
*barok : barok çağ ile birlikte batı müziği daha da gelişmiştir. bu dönem klavyeli çalgılar önemsenmiştir. karışık sesler ön plandadır. batı müziği artık zenginlik göstergesine dönüşmüştür. barok dönem opera denemeleri ile başlayıp bach 'ın ölümüyle son bulmuştur. vivaldi ve bach dönemin en önemli bestecileridir.
*klasik : klavyenin yerini piyanoya bıraktığı dönemdir. ve en önemli bestecisi dönemin mozart' tır.
*romantik :bu dönemle birlikte eğitim için adımlar atılır. melodi ve ritim bestelerde önem kazanır. dönemin bestecilerinden en önemlisi beethoven ve weber olmuştur.
devamını gör...
aylak adam
(bkz: yusuf atılgan) tarafından yazılmış, benim için türk edebiyatının belki de en değerli romanı. başucu kitabım. kitap kalabalıklar içindeki yalnız adam olan c'yi, c'nin varoluş sancısını, arayışını, bulamayışını, hayatı ti ye alışını, yaşamı saçma buluşunu anlatıyor. belki de yusuf atılgan üstad biraz kendini anlatıyor bu romanında. yusuf atılgan'ı genç denilebilecek bir yaşta kaybettik. o ki sadece 3 romanı vardır edebiyatımızda. (bkz: anayurt oteli) ki sinemaya ve tiyatroya da uyarlanmıştır, bir diğeri ise (bkz: canistan) dır. aylak adam kendine ve topluma yabancılaşmış bir karakter. o kadar yabancılaşmış ki ismi bile yok. yazar kendisinden c diye bahsediyor. bu yabancılaşma bize yine alber camus ve onun felsefesini hatırlatıyor. yine jean-paul sartre'nin varoluşçu felsefesine de bir çok gönderme mevcut. varoluşçu psikoterapi eğitimi sırasında dönem sonu ödevi olarak aylak adam kitabını varoluşçuluğa göre analiz edin diye bir ödev olduğunu bile duymuşluğum var.
kitaba dönecek olursak; kitap dört bölümden oluşuyor. bunlar: kış, ilkyaz, yaz ve güz. yazarın üslubu tam anlamıyla nev-i şahsına münhasır. uzunca betimlemeler, git geller ( bir kahramanın iç sesi ile konuşurken birden 3. kişi ağzından konuşmaya başlıyor) ilk bölümde özellikle c'nin arayışı, yalnızlığı, var olma sancısı ile biraz okuyucuyu boğuyor. eğer belli yaşantılarınız varsa, siz de o varoluş sancılarından geçtiyseniz c ile özdeşlik kurabiliyor ve kitabın içinde kayboluyorsunuz. c ile birlikte o köhne meyhanede su bardağında kırmızı şarap içiyor, ağzınızda şarap ve sigara kokusunu hissediyorsunuz. c'nin gayet entelektüel bir de çevresi var aslında. ressam arkadaşlar, entelektüel sohbetler her şey gayet iyi gibi görünüyor. ama bir şey eksik. o... kitabın başından sonuna kadar o'nu arıyor c. şöyle başlar kitap:
birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. içimdeki sıkıntı eridi
ve de şöyle biter
sustu. konuşmak gereksizdi. bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. biliyordu; anlamazlardı.
yani tüm kitap aslında bir arayış. ancak asıl mesele şu. c'nin aradığı şey sanki bir kadınmış gibi bahsedilse de kitapta asıl aranan şey anlam. yaşamın anlamı var mı? neden yaşıyoruz? yaşamak ne kadar saçma bir şey. neden var olduk? yaşamın amacı ne? gibi anlam odaklı ve varoluşsal sorulara cevap arıyor c. kitabı okurken bu gözle okumakta fayda v ar. yine yeniden her büyük yazar ve eserde olduğu gibi bu kitapta da varoluşçuluğu buram buram hissediyoruz.
teşekkürler aylak adam, teşekkürler yusuf atılgan. böyle bir eseri bizlere bıraktığınız için..
kitaba dönecek olursak; kitap dört bölümden oluşuyor. bunlar: kış, ilkyaz, yaz ve güz. yazarın üslubu tam anlamıyla nev-i şahsına münhasır. uzunca betimlemeler, git geller ( bir kahramanın iç sesi ile konuşurken birden 3. kişi ağzından konuşmaya başlıyor) ilk bölümde özellikle c'nin arayışı, yalnızlığı, var olma sancısı ile biraz okuyucuyu boğuyor. eğer belli yaşantılarınız varsa, siz de o varoluş sancılarından geçtiyseniz c ile özdeşlik kurabiliyor ve kitabın içinde kayboluyorsunuz. c ile birlikte o köhne meyhanede su bardağında kırmızı şarap içiyor, ağzınızda şarap ve sigara kokusunu hissediyorsunuz. c'nin gayet entelektüel bir de çevresi var aslında. ressam arkadaşlar, entelektüel sohbetler her şey gayet iyi gibi görünüyor. ama bir şey eksik. o... kitabın başından sonuna kadar o'nu arıyor c. şöyle başlar kitap:
birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. içimdeki sıkıntı eridi
ve de şöyle biter
sustu. konuşmak gereksizdi. bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. biliyordu; anlamazlardı.
yani tüm kitap aslında bir arayış. ancak asıl mesele şu. c'nin aradığı şey sanki bir kadınmış gibi bahsedilse de kitapta asıl aranan şey anlam. yaşamın anlamı var mı? neden yaşıyoruz? yaşamak ne kadar saçma bir şey. neden var olduk? yaşamın amacı ne? gibi anlam odaklı ve varoluşsal sorulara cevap arıyor c. kitabı okurken bu gözle okumakta fayda v ar. yine yeniden her büyük yazar ve eserde olduğu gibi bu kitapta da varoluşçuluğu buram buram hissediyoruz.
teşekkürler aylak adam, teşekkürler yusuf atılgan. böyle bir eseri bizlere bıraktığınız için..
devamını gör...
istanbul'da öğrenci olmak
nefes alırken cebimden 50 tl gidiyor.... bu kadar söyleyeceklerim....
devamını gör...
kendi fotoğrafını çekip özlü sözle paylaşan tip
bir an, o sözde kendini görmüştür.
pozitif olanları anlıyorum da
acılı adana sözleri bende anlamıyorum. birine gönderiyor herkesin üzerinden sanırsam.
karı koca kavgasının ortasında gibi hissediyorum kendimi özlü
negatif sözleri okuyunca.
pozitif olanları anlıyorum da
acılı adana sözleri bende anlamıyorum. birine gönderiyor herkesin üzerinden sanırsam.
karı koca kavgasının ortasında gibi hissediyorum kendimi özlü
negatif sözleri okuyunca.
devamını gör...
yoğunlaştırılmış güneş enerjisi santrali
concentrated solar power kelimelerinin baş harfleri nedeniyle csp teknolojisi olarak da adlandırılan ve parabol yapılı bir ayna aracılığıyla toplanan güneş ışınlarının, belirli bir yerdeki akışkanı ısıtması, bu ısının da enerji kaynağı olarak kullanılması prensibi üzerine kurulmuş santral türü.
devamını gör...
ilk alkol alma anısı
hayatımda hiç alkol kullanmadığım için sahip olmadığım ve sahip olmak istemediğim anıdır.
devamını gör...
türk kızı
coğrafyanın kaderi olduğu, her gün bir manyak tarafından tacize veya tecavüze uğrama ihtimali olduğu, toplumun üstünde baskı kurduğu, bazı kesim cahiller tarafından kız çocuğu okumaz denilerek hayatları zindan edilen türlerinin olduğu, ne yapsa ne giyse o hariç herkese dert olan kızların tümüdür.
devamını gör...
sümüklü halini bilirim senin ben diyen akraba
-eee sonra?
+sonrası?
-tutup sildin mi burnumu?
+....
-yoksa bıraktın mı kaderime?
+ya şimdi.
-bırak ya bırak! sadece kuru gürültüsün sen, halime seyircisin. bilsen ne olacak?
+sonrası?
-tutup sildin mi burnumu?
+....
-yoksa bıraktın mı kaderime?
+ya şimdi.
-bırak ya bırak! sadece kuru gürültüsün sen, halime seyircisin. bilsen ne olacak?
devamını gör...
korona aşısı olmak istemeyen insan
aşı olduktan sonra eğer maskesiz mesafesiz çıkabileceksek tamam bana 10 tane saplayın. ama kalkıp 65 yaş üstünün nerdeyse hepsini aşılayıp ta onlara günde bir kaç saat dışarı çıkma izni veriliyor aşılı olanların aşısız olanlardan hiç bir farkı olmuyorsa aşının bir anlamı kalmaz benim için.
devamını gör...
yeşillendirmenin normal sözlük karşılığı
(bkz: vitaminlendirmek). beğenenler beni vitaminlendirebilir. (turuncu-> portakal-> vitamin) . ( tamam, vurmayın. en azından denedim)
edit : +bkz
edit : +bkz
devamını gör...
çocukların yetişkinlerden daha iyi yaptığı şeyler
1-an'da kalabiliyorlar.
2-daha çabuk organize ve konsantre olabiliyorlar.
3-daha önyargısız öğreniyorlar.
4-duygular arası geçişte daha başarılılar.
5- kendilerine karşı daha olumlu benlik algısına sahipler.
6- şikayetten önce çözüm yolu arıyorlar.
7- sevgileri nefretlerinden önce ve fazla.
2-daha çabuk organize ve konsantre olabiliyorlar.
3-daha önyargısız öğreniyorlar.
4-duygular arası geçişte daha başarılılar.
5- kendilerine karşı daha olumlu benlik algısına sahipler.
6- şikayetten önce çözüm yolu arıyorlar.
7- sevgileri nefretlerinden önce ve fazla.
devamını gör...
iran'a yerleşmek
devamını gör...
arkadaşının arkadaşın olmadığını anladığın an
arkadaşın sandığın kişi ile evlendiğin an*.
devamını gör...
yunanca
soru işareti (?) yerine noktalı virgül (;) kullanılan dildir. örneğin;
ποιος; (kim?)
πού; (nerede?)
πότε; (ne zaman?)
ποιος; (kim?)
πού; (nerede?)
πότε; (ne zaman?)
devamını gör...

