11 ocak 2021 normal sözlük olayları
geç saatlere kadar sözlüğün ışıkları sönmedi... yoldaş modları acil koduyla topladı.
(bkz: 32.gün arşivi)
(bkz: 32.gün arşivi)
devamını gör...
amelie'nin aslında o kadar da iyi biri olmaması
evet arkadaşlar bugün iş yerinin çay ocağında suyun kaynamasını beklerken fark ettiğim bir gerçektir. şimdi amelie diye epey ünlü bir fransız filmi var. baş roldeki hanım kızımızın adı da amelie ve film boyunca bize hep çok tatlış, içe dönük ama altın gibi kalbi var minvalinde gösteriyorlar kendisini. lakin işin aslı gerçekten öyle mi acaba? mesela bu hanım kızımız dürbünle komşuları gözetliyor ardından masum ve sevimli yüzüyle ah bu amca böyle işte der gibi bakıp gülümsese de bu esasen dikizci olduğu gerçeğini değiştirmiyor. neyse asıl kötülük kısmı bu değil o olayı aktarayım. spoiler'lı ama o tag'in içine koymayacağım haberiniz olsun. şimdi bu amelie garson ve bildiğiniz üzere iş yerinden bir hanfendinin eski sevgilisi sürekli gelip bir masa tutuyor ve kadına gözünü dikiyor rahatsız ediyor. bir de aynı işyerinde hastalık hastası bir hanfendi var biraz garip tip. bu amelie de öyle iyilik meleği ki hem takıntılı eski sevgili mutlu olsun hem bizim hastalıklı ucube diye düşünüp bunların arasını yapıyor. bunlar sevişince de pek mutlu oluyor ah ah amelie sen ne iyi yürekli bi kızsın ya ne düşünceli. yav evladım sen manyak mısın? takıntılı problemli adamı niye iş arkadaşının başına sardırıyorsun? huylu huyundan vazgeçer mi hiç? bi de iyi bi şey yapmış gibi bunlara bakıp tatlı tatlı gülümsüyor. zaten daha sonra beklenen oluyor herif takıntılı çünkü bizim hastalık hastası hanımefendiyi de rahatsız etmeye başlıyor. pek pişmanlık emaresi göremedik ama. neyse kısaca amelie iyilik meleği altın kalpli filan değildir arkadaşlar, insanların hayatına çaktırmadan müdahale etmeyi seven gri biridir kanımca.
devamını gör...
makinist (yazar)
“birkaç sayfa okuyayım, yatarım.” diye açtığınız kitabı, sonuna kadar bir nefesde okursunuz ya ha işte makinist’ in tanımlarıda bir nefesde okunan cisten. o kadar güzel tanımların nasıl bu kadar az oy aldığını anlamak mümkün değil.
özenerek ve önem vererek tanımlar giren, yeni keşfettiğim takip edilesi ve okunası yazar.
özenerek ve önem vererek tanımlar giren, yeni keşfettiğim takip edilesi ve okunası yazar.
devamını gör...
misafire mutlaka ikram edilen şeyler
çay içmeye fırsat olmayabilir ama; ilk girişte kolonya döndürüldüğü için o sekmez
devamını gör...
hafta sonu planları
temizlik yapacağım dostlarım.*
devamını gör...
don vito corleone
reddedemiyeceğiniz teklifler yapan babadır.
(bkz: the godfather)
(bkz: marlon brando)
gençliğini canlandıran kişi de robert de niro'dur.
(bkz: the godfather)
(bkz: marlon brando)
gençliğini canlandıran kişi de robert de niro'dur.
devamını gör...
bütün ayazların ortasında
nefis bir kayra albümüdür. tam anlamıyla bir kayra albümüdür. bu albümü her dinlediğimde kendimi müthiş bir kitabı bitirmiş gibi hissediyorum. harika bir film izlemiş gibi oluyorum. müzik denen şey tam olarak böyle bir şey diyorum. acayip bir albüm.
kayra böyle işleri kariyerinin başından beri yapıyor. bir şeyler anlatma isteği eskiden beri içinde bulunuyordu. kendini geliştirdikçe bu işte baya başarılı bir mc olmaya başladı ve bu albüm onun bir meyvesi. harika beatler üzerine harika bir hikaye anlatımı.
albümde bulunan beatler, flowlar, nakaratlar çok başarılı. albümün konsepti çok lezzetli. bütün olarak her parçada devam eden bir hikaye anlatmayı tercih ediyor ve bunlara müziksiz diyaloglar koyarak yardım ediyor. film gibi, tiyatro sahnesi gibi. çok güzel.
bu albümü diğer albümlerden ayıran kısmı bütün albümün tek şarkı gibi olması. böyle işlere bayılıyorum. albüm çıktığı zaman partlara bölünerek yayınlanmıştı ve şahsen üzülmüştüm. keşke tek seferde yayınlansaydı.
bu albümü ne zaman uzun bir yolculuk yapsam açar dinlerim. yol albümüm oldu kendisi. çıktığı günden beri bütün yolculuklarımda yanımdaydı.
kayra denince hemen hemen herkesin aklına farazi gelir. senelerce birbirleriyle olan uyumları ve yaptıkları işler çok başarılıydı. bu albümde beatler o eski farazi beatleri gibiydi. o ruh yakalanmıştı. albümün beatlerini da poet, beatific, vision, c1556, radansa gibi prodüktörler tarafından yapıldı. kaliteli ve güçlü bir beat dinlediğinizi hissettiren beatler yapılmış. albümün ruhuna çok uygundu.
albümün konsepti veysel adlı bir karakteri anlatıyor. veysel ve başından geçenler güçlü bir hikaye anlatımıyla kayra tarafından aktarılıyor.
dediğim gibi hikaye anlatmaya çalışan bir bütün albümün en önemli kısımlarından birisi ise kapak tasarımı. gayet konsepte uygun başarılı bir kapak tasarımı olmuş. görsele bakınca veysel karakterini ve köydeki bozuk motoru görüyoruz. çok başarılı bir albüm herkese tavsiye ederim.
albümde 13 şarkı bulunuyor. aşağıya yazacağım.
yol (albümün giriş şarkısı. nefis bir hikayenin başlangıcı)
çok yaşlıyım (güzel şarkı)
hissederdim ( beati çok güzeldi )
olmadım say ( albümün bence en iyi şarkısı)
kül kalır ( da poetin eşlik ettiği şarkı pek tutmadım )
has kepazelik ( güzel şarkı beatini beğenmemiştim)
dişçi koltuğu ( eh güzel )
kafamda cehennem ( albümün en iyi şarkılarından birisi. olmadım say ile beraber)
kör karanlık ( güzel )
felaketimi beklerken ( karaçalının şov yaptığı şarkıdır)
öfkemin şafağı ( ismi gibi güçlü bir şarkı)
haciz ( beğenmedim)
resmi evraklar (albümün kapanış şarkısı ve iyi bir kapanış şarkısı )
kayra böyle işleri kariyerinin başından beri yapıyor. bir şeyler anlatma isteği eskiden beri içinde bulunuyordu. kendini geliştirdikçe bu işte baya başarılı bir mc olmaya başladı ve bu albüm onun bir meyvesi. harika beatler üzerine harika bir hikaye anlatımı.
albümde bulunan beatler, flowlar, nakaratlar çok başarılı. albümün konsepti çok lezzetli. bütün olarak her parçada devam eden bir hikaye anlatmayı tercih ediyor ve bunlara müziksiz diyaloglar koyarak yardım ediyor. film gibi, tiyatro sahnesi gibi. çok güzel.
bu albümü diğer albümlerden ayıran kısmı bütün albümün tek şarkı gibi olması. böyle işlere bayılıyorum. albüm çıktığı zaman partlara bölünerek yayınlanmıştı ve şahsen üzülmüştüm. keşke tek seferde yayınlansaydı.
bu albümü ne zaman uzun bir yolculuk yapsam açar dinlerim. yol albümüm oldu kendisi. çıktığı günden beri bütün yolculuklarımda yanımdaydı.
kayra denince hemen hemen herkesin aklına farazi gelir. senelerce birbirleriyle olan uyumları ve yaptıkları işler çok başarılıydı. bu albümde beatler o eski farazi beatleri gibiydi. o ruh yakalanmıştı. albümün beatlerini da poet, beatific, vision, c1556, radansa gibi prodüktörler tarafından yapıldı. kaliteli ve güçlü bir beat dinlediğinizi hissettiren beatler yapılmış. albümün ruhuna çok uygundu.
albümün konsepti veysel adlı bir karakteri anlatıyor. veysel ve başından geçenler güçlü bir hikaye anlatımıyla kayra tarafından aktarılıyor.
dediğim gibi hikaye anlatmaya çalışan bir bütün albümün en önemli kısımlarından birisi ise kapak tasarımı. gayet konsepte uygun başarılı bir kapak tasarımı olmuş. görsele bakınca veysel karakterini ve köydeki bozuk motoru görüyoruz. çok başarılı bir albüm herkese tavsiye ederim.
albümde 13 şarkı bulunuyor. aşağıya yazacağım.
yol (albümün giriş şarkısı. nefis bir hikayenin başlangıcı)
çok yaşlıyım (güzel şarkı)
hissederdim ( beati çok güzeldi )
olmadım say ( albümün bence en iyi şarkısı)
kül kalır ( da poetin eşlik ettiği şarkı pek tutmadım )
has kepazelik ( güzel şarkı beatini beğenmemiştim)
dişçi koltuğu ( eh güzel )
kafamda cehennem ( albümün en iyi şarkılarından birisi. olmadım say ile beraber)
kör karanlık ( güzel )
felaketimi beklerken ( karaçalının şov yaptığı şarkıdır)
öfkemin şafağı ( ismi gibi güçlü bir şarkı)
haciz ( beğenmedim)
resmi evraklar (albümün kapanış şarkısı ve iyi bir kapanış şarkısı )
devamını gör...
13 aralık 2020 uludağ sözlük’ün kapatılması
niye sevinmemiz ya da üzülmemiz gereken bir eylem olduğunu anlayamadığım önerme.
en son 2010 yılında falan o da yanlışlıkla uludağ linkine tıklamıştım galiba.
en son 2010 yılında falan o da yanlışlıkla uludağ linkine tıklamıştım galiba.
devamını gör...
daha kötü ne olabilir ki dedikten sonra daha kötüsünün olması
türkiye'nin özetidir.
devamını gör...
ebu leheb
keşke ebu leheb galip geleydi. dinine hakaret eden muhammede karşı dinini, malını, mülkünü, ailesini, arkadaşlarını ve geleneğini savunmuştur. savaşı ilk muhammed başlatmıştır. putperest insanların dinine ilk muhammed saldırmıştır. saldırmakla yetinmeyip kuran'da da putperest insanlara ve kendisine inanmayan insanlara kin ve nefret kusmuştur.
sonsuz güçte olan, her şeyi yaratan, her daim var olan, kimse tarafından yaratılmamış bir varlık kendisinin yarattığı bir insana beddua edip kin ne nefret kusuyor. ne kadar mantıklı acaba? gerçi dinde mantık olmaz iman olur.
sonsuz güçte olan, her şeyi yaratan, her daim var olan, kimse tarafından yaratılmamış bir varlık kendisinin yarattığı bir insana beddua edip kin ne nefret kusuyor. ne kadar mantıklı acaba? gerçi dinde mantık olmaz iman olur.
devamını gör...
sevilen anadolu rock şarkıları
bir eylül akşamı - erkin koray.
devamını gör...
bir kadının kendine yapabileceği en iyi şey
kesinlikle öz saygısını ve kendisine olan öz sevgisine sahip olmasıdır.
devamını gör...
nikbinlik
nazım hikmet ran'ın güzel günler göreceğiz ismiyle de bilinen umut dolu şiiri.
güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göre-
-ceğiz...
motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz...
açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
motorun sesi.
uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikuladedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...
hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
hani şimdi biz haykırırız
cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan...
kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir
ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
hani şimdi biz...
inanın :
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
-ceğiz
motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz.
güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göre-
-ceğiz...
motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz...
açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
motorun sesi.
uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikuladedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...
hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
hani şimdi biz haykırırız
cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan...
kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir
ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
hani şimdi biz...
inanın :
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
-ceğiz
motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz.
devamını gör...
ayı
1988 yılı fransız yapımı yönetmenliğini
jean jaques annaud'un senaristliğini gerard brach'ın üstlendiği belgesel tadında doğa, macera, dram filmidir.
başrolünü ayılar paylaşıyor diyebiliriz. hatta filmdeki erkek ayı başka filmlerde de rol almıştır. bunun dışında oyuncuları tcheky karyo, jack wallace'dir.
bill (jack wallace) ve (tom) tcheky karyo
batı kanada'da avlanan iki avcıdır. kaar adında yetişkin erkek bir ayının peşine düşerler. onlar kaar'ı izlerken bir yandan minnak bir toprak kayması sonucu anasını kaybeder. beni ilk duydulandıran sahne burasıdır. açıkçası görüntü kalitesi çok kötü bir kayıttan izledim filmi ama bugün gibi hatırlıyorum. yavru aynının kayalar arasında sağa sola koşturup annesini kurtarmaya çalışmasını.
yavru ayıyla kaar'ın yolu kesişir. ve onu takip etmeye başlar yavru. kaar bundan hoşlanmaz ve onu kendinden uzaklaştırır. ama yavrunun başka bir çaresi yoktur bir yetişkin ayıya muhtaçtır bu yüzden uzaktanda olsa kaar'ı hep takip eder.
avcılar kaar'ı sıkıştırır ve yaralar. yavru ayı bunu fırsat bilip yaklaşır ve onu yalamaya başlar. o an kurulur bağları ki ben oradada ağladım. yediklerinden yavruya da ayırmaya başlaması artık onu kabul ettiği anlamına gelmektedir.
avcılar vazgeçmez ve kaar'ı tekrardan sıkıştırır. kaar onları bozguna uğratır ama avcılar eli boş dönmez oradan. yavruyu yakalar ve yanlarında götürürler. onu kullanarak kaar'ı yakalamayı planlarlar.
beklemeye koyulan avcılar bir anlık boşluğa düşer ve bu tom'la kaar'ın burun buruna gelmesiyle sonuçlanır. kaar tom'a hiçbir şey yapmaz. yavruyu almaya geldiği çok bellidir. ve tom bu durumdan çok etkilenir. bill'in kaar'ı vurmasını engeller ve sessiz bir anlaşmayla kaar uzaklaşır. burasıda benim içimden bir şeyler koparmıştı.
avcılar bu takipten vazgeçer ve yavruyu saklarlar. yavru oraya buraya koştura koştura kaar'ı aramaya başlar. oradaki heyecanı ah ki ah beni bu bile duygulandırmıştır. derken bir puma yavruyu kovalamaya başlar nefesler tutulur ha yakaladı ha yakalayacak derken korku doruktayken bir kükreme evet kaar'dır bu. puma kaçar. kaar'la yavru kavuşur. o an ah o an farklı farklı duyguları yaşatır insana.
kar yağar, kan bağı olmayan ama çok derin can bağları olan bu ufak aile kış uykusuna yatar.
benim için çok fazla duygulu bir filmdi. tam bir belgesel tadındaydı. dediğim gibi görüntü kalitesi pek iyi değildi ama verdiği duygu bana yetti.
yine insanlar ve insanların bu dünyayı sadece kendinin sanması. kendi tasarrufunda düşünüp hayvanların canına sırf zevk uğruna gözlerini bile kırpmadan kastetmeleri. biz çok garip varlıklarız gerçekten.
jean jaques annaud'un senaristliğini gerard brach'ın üstlendiği belgesel tadında doğa, macera, dram filmidir.
başrolünü ayılar paylaşıyor diyebiliriz. hatta filmdeki erkek ayı başka filmlerde de rol almıştır. bunun dışında oyuncuları tcheky karyo, jack wallace'dir.
bill (jack wallace) ve (tom) tcheky karyo
batı kanada'da avlanan iki avcıdır. kaar adında yetişkin erkek bir ayının peşine düşerler. onlar kaar'ı izlerken bir yandan minnak bir toprak kayması sonucu anasını kaybeder. beni ilk duydulandıran sahne burasıdır. açıkçası görüntü kalitesi çok kötü bir kayıttan izledim filmi ama bugün gibi hatırlıyorum. yavru aynının kayalar arasında sağa sola koşturup annesini kurtarmaya çalışmasını.
yavru ayıyla kaar'ın yolu kesişir. ve onu takip etmeye başlar yavru. kaar bundan hoşlanmaz ve onu kendinden uzaklaştırır. ama yavrunun başka bir çaresi yoktur bir yetişkin ayıya muhtaçtır bu yüzden uzaktanda olsa kaar'ı hep takip eder.
avcılar kaar'ı sıkıştırır ve yaralar. yavru ayı bunu fırsat bilip yaklaşır ve onu yalamaya başlar. o an kurulur bağları ki ben oradada ağladım. yediklerinden yavruya da ayırmaya başlaması artık onu kabul ettiği anlamına gelmektedir.
avcılar vazgeçmez ve kaar'ı tekrardan sıkıştırır. kaar onları bozguna uğratır ama avcılar eli boş dönmez oradan. yavruyu yakalar ve yanlarında götürürler. onu kullanarak kaar'ı yakalamayı planlarlar.
beklemeye koyulan avcılar bir anlık boşluğa düşer ve bu tom'la kaar'ın burun buruna gelmesiyle sonuçlanır. kaar tom'a hiçbir şey yapmaz. yavruyu almaya geldiği çok bellidir. ve tom bu durumdan çok etkilenir. bill'in kaar'ı vurmasını engeller ve sessiz bir anlaşmayla kaar uzaklaşır. burasıda benim içimden bir şeyler koparmıştı.
avcılar bu takipten vazgeçer ve yavruyu saklarlar. yavru oraya buraya koştura koştura kaar'ı aramaya başlar. oradaki heyecanı ah ki ah beni bu bile duygulandırmıştır. derken bir puma yavruyu kovalamaya başlar nefesler tutulur ha yakaladı ha yakalayacak derken korku doruktayken bir kükreme evet kaar'dır bu. puma kaçar. kaar'la yavru kavuşur. o an ah o an farklı farklı duyguları yaşatır insana.
kar yağar, kan bağı olmayan ama çok derin can bağları olan bu ufak aile kış uykusuna yatar.
benim için çok fazla duygulu bir filmdi. tam bir belgesel tadındaydı. dediğim gibi görüntü kalitesi pek iyi değildi ama verdiği duygu bana yetti.
yine insanlar ve insanların bu dünyayı sadece kendinin sanması. kendi tasarrufunda düşünüp hayvanların canına sırf zevk uğruna gözlerini bile kırpmadan kastetmeleri. biz çok garip varlıklarız gerçekten.
devamını gör...
likit radyo yayını
cuma günlerini namaz sebebiyle severim, camilerin önünde dilenerek geçiniyoruz efendim. topladığım paralarla aldığım biraları, zevkle içmeme sebep olan likit radyo yayını sayesinde, cuma gecelerini de çok seviyorum.
not: allam inş ramazan’da cuma namazları yasaklanmaz, ameno!
not: allam inş ramazan’da cuma namazları yasaklanmaz, ameno!
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
-yeni mi
+hayır perwolle yıkandı.
+hayır perwolle yıkandı.
devamını gör...
babaların kızlarına hitap biçimleri
ağzından yavrum ya da kızım çıktığını bile sadece 1 2 kere duydum. muhtaç kalırsa ancak adımla seslenir. babasından güzel sözler duyanlar adına mutlu olduğum, kendi adıma üzüldüğüm bir an oldu.
devamını gör...
şizofreni ile kişilik bozukluğu arasındaki fark
başlık sahibi güzel açıklamış, naçizane ben de ekleyecek olursam:
insanlar, sesli bir şekilde konuşmasa bile düşünürken içinden konuşabilir ve bu iki olayın gerçekleşmesi aynı zaman aralığında olur. fakat şizofrenide bu düşüncenin işlenmesi sürecinde zamansal bir bozukluk vardır. şizofreni hastaları içlerinde ses yaratsalar da duydukları sesin zamanlaması yanlıştır ve bu sesin, başka birisinin sesi olduğunu düşünürler. bu da beynin amygdala bölümündeki bir sorundan dolayı ortaya çıkar.
kişilik bozuklukları ise farklı nedenlerden ortaya çıkabileceği gibi kişinin günlük yaşantısını, insanlarla ilişkilerini etkileyebilecek farklı sonuçlar da doğurur.
insanlar, sesli bir şekilde konuşmasa bile düşünürken içinden konuşabilir ve bu iki olayın gerçekleşmesi aynı zaman aralığında olur. fakat şizofrenide bu düşüncenin işlenmesi sürecinde zamansal bir bozukluk vardır. şizofreni hastaları içlerinde ses yaratsalar da duydukları sesin zamanlaması yanlıştır ve bu sesin, başka birisinin sesi olduğunu düşünürler. bu da beynin amygdala bölümündeki bir sorundan dolayı ortaya çıkar.
kişilik bozuklukları ise farklı nedenlerden ortaya çıkabileceği gibi kişinin günlük yaşantısını, insanlarla ilişkilerini etkileyebilecek farklı sonuçlar da doğurur.
devamını gör...
fyodor mihayloviç dostoyevski
şeytan uyuyakaldı birgün. rüzgar sert esti.üç tüy uçtu şeytandan.birisi paraya yapıştı,diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. o gündün sonra şeytan hiç bir iş yapmadı.*
devamını gör...
