dik durmak
bazı coğrafyalarda zaruri olan eylemdir.*
devamını gör...
fettulah'ı öve öve koltuk sahibi olanlar
eyşan'ı sevmem, ama bu konuda sonuna kadar hak veriyorum kendisine.
çok delikanlı geçinen ünlümsülerin söylemediklerini haykırmış.
çok delikanlı geçinen ünlümsülerin söylemediklerini haykırmış.
devamını gör...
peyke
tahta sedir anlamına gelen kelimedir.
bizim köyde eski evlerde odaların iki boyunda yarım metre kadar yükseklikte 2 metre genişlikte üzerine kilim serilen minderler koyulup eski usul oturma gurubu oluşturulurdu peyke ile.
bizim köyde eski evlerde odaların iki boyunda yarım metre kadar yükseklikte 2 metre genişlikte üzerine kilim serilen minderler koyulup eski usul oturma gurubu oluşturulurdu peyke ile.
devamını gör...
nasıl sevilmek isterdiniz sorunsalı
bir gölge gibi sevilmek isterdim. böyle ihtiyacım olan paylaşmak istediklerimi paylaşabilecegim belki kollarında ağlamak isteyecegim anda hep ardımda oldugunu bilerek sevilmek isterdim. ardımda derken her zaman mesafe olarak degil varlığını hissettigim sürece uzakta olsak ardımda olur zaten.
devamını gör...
life of brian
isa ile aynı gün, isa'nın doğduğu evin karşısındaki evde doğmuş olan brian’ın hayatını konu alan 1979 yapımı monty python filmi.
--! spoiler !--
centurion: hail caesar!
pontius pilatus: hail.
centurion: only one survivor, sir.
pontius pilatus: ah. thwow him to the floow.
centurion: what, sir?
pontius pilatus: thwow him... to the floow.
[centurion brian’ı yere atar]
pontius pilatus: now... what is youw name, jew?
brian: brian, sir.
pontius pilatus: bwian, eh?
brian: no no, brian.
[centurion brian’ı tokatlar]
pontius pilatus: the little wascal has spiwit.
centurion: has what, sir?
pontius pilatus: spiwit.
centurion: yes, he did, sir.
pontius pilatus: no no, spiwit's, um... bwavado... a touch of dewwing-do...
centurion: oh, um, about eleven, sir.
pontius pilatus: so... you dawe to waid us?
brian: to what, sir?
pontius pilatus: stwike him, centuwion, vewy woughly!
[centurion brian’ı tokatlar]
centurion: thwow him to the floow, sir?
pontius pilatus: what?
centurion: thwow him to the floow again, sir?
pontius pilatus: oh yes, thwow him to the floow, please.
[centurion brian’ı yere atar]
pontius pilatus: now, jewish wapscallion...
brian: i'm not jewish, i'm a roman.
pontius pilatus: a woman?
brian: no no, roman.
[centurion brian’ı bir kez daha tokatlar]
pontius pilatus: so! youw fathew was a woman. who was he?
brian: he was a centurion... in the jerusalem garrisons.
pontius pilatus: weally? what was his name?
brian: naughtius maximus.
[centurion gülmeye başlar]
pontius pilatus: centuwion, do we have anyone with that name in the gawwison?
centurion: well, no sir.
pontius pilatus: well, you sound vewy suwe. have you checked?
centurion: well, no, sir, um... i think it's a joke, sir. like, uh, sillius soddus or biggus dickus, sir.
pontius pilatus: ...what's so funny about biggus dickus?
centurion: well, it's a joke name, sir.
pontius pilatus: i have a vewy gweat fwiend in wome called biggus dickus.
[lejyonerlerden biri kıkırdar]
pontius pilatus: silence! what is all this insolence? you will find youwself in gladiatow school vewy quickly with wotten behaviouw like that!
brian: can i go now, sir?
[centurion brian’ı bir kez daha tokatlar]
pontius pilatus: wait 'til biggus dickus hears of this...
[lejyonerler kahkasını tutamaz]
pontius pilatus: wight! take him away!
centurion: oh, sir, he...
pontius pilatus: no, no, i want him fighting wabid wild animals within the week!
centurion: yes, sir. come on, you.
[centurion gülen lejyoneri dışarı çıkarır]
pontius pilatus: i will not have my fwiends widiculed by the common soldiewy! anybody else feel like a little... giggle... when i mention my fwiend... biggus dickus?
[lejyonerler gülmemek için kendilerini zor tutarlar]
pontius pilatus: what about you? do you find it... wisible... when i say the name... biggus... dickus?
[lejyonerler kendilerine hakim olmakta zorlanırlar]
pontius pilatus: he has a wife, you know. you know what she's called? she's called... incontinentia... incontinentia buttocks...
[lejyonerler kendilerini daha fazla tutamaz, gülmeye başlarlar]
pontius pilatus: shut up! what is all this?! i've had enough of this wowdy, webel, sniggewing behaviouw! silence! you call youwselves centuwion guawds!
[pontius pilatus brian’ın kaçtığını fark eder]
pontius pilatus: seize him! seize him! blow youw noses and seize him!
--! spoiler !--
--! spoiler !--
centurion: hail caesar!
pontius pilatus: hail.
centurion: only one survivor, sir.
pontius pilatus: ah. thwow him to the floow.
centurion: what, sir?
pontius pilatus: thwow him... to the floow.
[centurion brian’ı yere atar]
pontius pilatus: now... what is youw name, jew?
brian: brian, sir.
pontius pilatus: bwian, eh?
brian: no no, brian.
[centurion brian’ı tokatlar]
pontius pilatus: the little wascal has spiwit.
centurion: has what, sir?
pontius pilatus: spiwit.
centurion: yes, he did, sir.
pontius pilatus: no no, spiwit's, um... bwavado... a touch of dewwing-do...
centurion: oh, um, about eleven, sir.
pontius pilatus: so... you dawe to waid us?
brian: to what, sir?
pontius pilatus: stwike him, centuwion, vewy woughly!
[centurion brian’ı tokatlar]
centurion: thwow him to the floow, sir?
pontius pilatus: what?
centurion: thwow him to the floow again, sir?
pontius pilatus: oh yes, thwow him to the floow, please.
[centurion brian’ı yere atar]
pontius pilatus: now, jewish wapscallion...
brian: i'm not jewish, i'm a roman.
pontius pilatus: a woman?
brian: no no, roman.
[centurion brian’ı bir kez daha tokatlar]
pontius pilatus: so! youw fathew was a woman. who was he?
brian: he was a centurion... in the jerusalem garrisons.
pontius pilatus: weally? what was his name?
brian: naughtius maximus.
[centurion gülmeye başlar]
pontius pilatus: centuwion, do we have anyone with that name in the gawwison?
centurion: well, no sir.
pontius pilatus: well, you sound vewy suwe. have you checked?
centurion: well, no, sir, um... i think it's a joke, sir. like, uh, sillius soddus or biggus dickus, sir.
pontius pilatus: ...what's so funny about biggus dickus?
centurion: well, it's a joke name, sir.
pontius pilatus: i have a vewy gweat fwiend in wome called biggus dickus.
[lejyonerlerden biri kıkırdar]
pontius pilatus: silence! what is all this insolence? you will find youwself in gladiatow school vewy quickly with wotten behaviouw like that!
brian: can i go now, sir?
[centurion brian’ı bir kez daha tokatlar]
pontius pilatus: wait 'til biggus dickus hears of this...
[lejyonerler kahkasını tutamaz]
pontius pilatus: wight! take him away!
centurion: oh, sir, he...
pontius pilatus: no, no, i want him fighting wabid wild animals within the week!
centurion: yes, sir. come on, you.
[centurion gülen lejyoneri dışarı çıkarır]
pontius pilatus: i will not have my fwiends widiculed by the common soldiewy! anybody else feel like a little... giggle... when i mention my fwiend... biggus dickus?
[lejyonerler gülmemek için kendilerini zor tutarlar]
pontius pilatus: what about you? do you find it... wisible... when i say the name... biggus... dickus?
[lejyonerler kendilerine hakim olmakta zorlanırlar]
pontius pilatus: he has a wife, you know. you know what she's called? she's called... incontinentia... incontinentia buttocks...
[lejyonerler kendilerini daha fazla tutamaz, gülmeye başlarlar]
pontius pilatus: shut up! what is all this?! i've had enough of this wowdy, webel, sniggewing behaviouw! silence! you call youwselves centuwion guawds!
[pontius pilatus brian’ın kaçtığını fark eder]
pontius pilatus: seize him! seize him! blow youw noses and seize him!
--! spoiler !--
devamını gör...
kırmızı kurşun kalemin silinme zorluğu
gönül yarası gibidir, hep iz kalır.
devamını gör...
gezegen
bir yıldız etrafında yörünge hareketi yapan gök cismi.
güneş sistemi'nde merkür, venüs, yer, mars, jüpiter, satürn, uranüs ve neptün olmak üzere 8 gezegen var. bunlar yapısal özelliklerine göre karasal gezegenler (saydıklarımın ilk dördü) ya da gaz devleri (saydıklarımın son dördü) olarak birbirlerinden ayrılır.
bazı uzak yıldızların etrafında da gezegenler bulunur ve her sistemdeki gezegen sayısı birbirinden farklı olabilir.
güneş sistemi'nde merkür, venüs, yer, mars, jüpiter, satürn, uranüs ve neptün olmak üzere 8 gezegen var. bunlar yapısal özelliklerine göre karasal gezegenler (saydıklarımın ilk dördü) ya da gaz devleri (saydıklarımın son dördü) olarak birbirlerinden ayrılır.
bazı uzak yıldızların etrafında da gezegenler bulunur ve her sistemdeki gezegen sayısı birbirinden farklı olabilir.
devamını gör...
şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır
kendisine şeyh, mürşid veya bir rehber edinmeyen birinin kendi başına doğru yolu bulamayıp şeytanın kucağına düşeceğini ifade eden sözdür.
kimi düşünürlere göre islamda ruhban sınıfı yoktur. tabi olunacak yegane varlık allah ve rehber olarak alınacak yegane şey ise indirdiği kurandır. kişi kendi aklından sorumludur. beynini kullanıp doğruyu bulmakla yükümlüdür.
kimi düşünürler ise tarikat ya da cemaatların daha çok taraftar toplamak amacı ile kullandığı bir slogan olarak şirk olduğunu ifade ederler.
kimi düşünürlere göre islamda ruhban sınıfı yoktur. tabi olunacak yegane varlık allah ve rehber olarak alınacak yegane şey ise indirdiği kurandır. kişi kendi aklından sorumludur. beynini kullanıp doğruyu bulmakla yükümlüdür.
kimi düşünürler ise tarikat ya da cemaatların daha çok taraftar toplamak amacı ile kullandığı bir slogan olarak şirk olduğunu ifade ederler.
devamını gör...
duşta iki elini duvara yaslayıp suyun altında seksi olmak
hep dizilerden,filmlerden görüyonuz bu saçmalıkları
doğru düzgün yıkan geç
su faturası diye bi şey var alooo !
doğru düzgün yıkan geç
su faturası diye bi şey var alooo !
devamını gör...
sözlük kapanırsa yazarlar ne yapacak sorunu
sözlüğün kapısı kapanmadan (yüzüme kapatılmasından hoşlanmam) mahlasımı toplayıp giderim buralardan. vişne değil kiraz ağacı dikerim. kuzguncuğun adını anmam bir daha. niye mi? bana her şey sözlüğü hatırlatır.*
devamını gör...
normal sözlük'te gündemin nasıl belirlendiği sorunsalı
katıldığım başlık. örneğin ülkede veya dünyada gelişen günlük olaylara açılan başlıklar ilginç bir şekilde çok az ilgi görüyor ve gündeme giremiyor böyle olunca gündem isminin hakkını veremiyor.
devamını gör...
yazarların ilk izlediği yabancı dizi
ziyaretçiler (bkz: visitors)
devamını gör...
ekşi sözlük çaylaklarının normal sözlük’e doluşması
hayattaki tek başarısı ekşide yazar olmak olanların rahatsız olduğu durum.
devamını gör...
cogito
latince'de "düşün, düşünce, düşünüyorum" manasına gelen bir kelimedir. aynı zamanda 1994 yılından beri yapı kredi yayınları tarafından çıkartılan bir dergidir. üç ayda bir çıkar ama bazen iki sayı bir arada çıktığı da olur, felsefe, kültür ve düşünce dergisidir.
(bkz: cogito ergo sum)
(bkz: cogito ergo sum)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
küçükken çok sevdiğim birisi vardı. bir gün bana onu ne kadar çok sevdiğimi sormuştu. ben de sevgimi anlatmak için 'duvarlar kadar' tabirini kullanmıştım. duvarlar kadar seviyorum demiştim. artık duvarlar ne kadar büyük geliyorsa o zamanlar. duvarlar kadardı işte.
devamını gör...
bilgi arttıkça azalan şeyler
arkadaş sayısıdır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
daha cemre bile düşmeden
toprağa, havaya, suya
madımaklar güvermeden
taze bir bahar yeli değmeden
siyah ipekten saçlarına
seçmeden çiçekler içinden bir renk
koymak için bir çocuğun avucuna
nisan yağmurunda bereket dilemeden
ve karanlıklara armağan etmek için
koparıp almadan mayısın göğsünden
bir parça parlak güneşi
gidiyorsun amazonlar ülkesine
git, her gidiş bir varıştır
git, her ayrılık bir vuslatı müjdeler
gözün ve gönlün arkada kalmasın
güzel dostum, güle güle
toprağa, havaya, suya
madımaklar güvermeden
taze bir bahar yeli değmeden
siyah ipekten saçlarına
seçmeden çiçekler içinden bir renk
koymak için bir çocuğun avucuna
nisan yağmurunda bereket dilemeden
ve karanlıklara armağan etmek için
koparıp almadan mayısın göğsünden
bir parça parlak güneşi
gidiyorsun amazonlar ülkesine
git, her gidiş bir varıştır
git, her ayrılık bir vuslatı müjdeler
gözün ve gönlün arkada kalmasın
güzel dostum, güle güle
devamını gör...
insanın kendini çaresiz hissettiği anlar
hatırlanmadığın zamanlar.
devamını gör...
sürekli lambaları açık olan ev
eskiden evde olmayan kişilerin hırsızlık için aldığı önlemdir. özellikle gecekondu da yaşayanlar yapardı. hatta bir keresinde evde olmadığı anlaşılmasın,hırsız gelmesin diye mutfağın ışığını açık bırakan babaannemin evine hırsız girmişti. evde bir sey bulamayan hırsızlar çıkarken de ışığı kapatmışlardı. eve tam gireceğimiz zaman mutfağın ışığının yanmadığını görünce eve hırsız girdiğini anlaşmıştık.
devamını gör...
