bazı şeylerin tekrar edilmeye ihtiyacı olması

hababam sınıfı.

aşk'tır efendim.
milyonlarca insanın başına gelmiş ve ne ocaklar söndürmüştür.

yetmemesinden kaynaklı olabilir. mesela çok sevdiğin birine veda ederken ona sımsıkı sarılırsın ama yetmez. biraz uzaklaşırsın dönüp tekrar sarılırsın ya da sarılmak istersin. ya da bazı anlar öyle güzeldir ki tekrar tekrar yaşamak istersin. çok sevdiğin bir filmi yeniden izlemek gibi. aynı espriye yine gülersin, saniyesine kadar ezberlersin. yetmiyor işte. o sımsıkı sarılmak ya da ağız dolusu gülmek yetmiyor. insan yinelemek istiyor..

the prestige, fringe, bisiklet sürmek, compound egzersizler, biriyle tanışmak, yalnız kalmak, yoga yapmak, anneyle baş başa yemeğe gitmek, tekne turuna çıkmak, sarhoş olmak, gençlik anılarının olduğu sokaklarda yalnız gezmek, masaja gitmek, luna parka gitmek. ilk aklıma bunlar geldi.

bir çocuğun başını okşamak, sevmek ya da koklamak.

insan tekrar ederek, bir şeyi defalarca kez yaparak idrak edebilen ve dahi ancak böylelikle onu hem büyütebilen hem de ancak küçülterek içine sığdırabilen bir canlı olduğundan dolayı, hasıl olan ihtiyaçtır. denemek, deneyimlemek, tatmak başka şey, bir şeyi idrak etmek başka şey. tekrar iyidir çoğu zaman, bu çağda aksi pek yüceltilse de. aynı yolu defalarca kez yürümek, aynı şarkıyı başa sarıp sarıp dinlemek, aynı filmi defalarca kez seyretmek iyidir. yahut benim başka türlüsüne aklım ve kalbim ermiyor. hep ve durmaksızın yeninin peşinde olanları galiba hiç anlayamayacağım.