benim çocuğum

dün sarsıla sarsıla izlediğim belgeseldir.
lambdaistanbul aile grubu (listag) çocukları eşcinsel ya da trans olan ebeveynlerin biraraya gelerek kurdukları bir oluşum. bu topluluk boğaziçi üniversitesi'nde bir toplantıya katılır, yönetmen can candan da izleyenler arasındadır. 'benim çocuğum' belgeseli işte bu toplantıdan sonra ortaya çıkmıştır.
oğlum ya da kızım değil, çocuğum o benim diyebilmeyi başaran anne-babaların, hem birbirlerine manevi olarak destek olmak hem de kabul sürecinde sıkıntılar yaşayan başka anne-babalara yol göstermek adına başlattıkları listag oluşumu, çocuklarının sosyal hakları için de çalışıyor.
benim çocuğum belgeselini izleyin, izleyin ki oğlunun kızı olarak yeniden dünyaya gelişini anlatan anneyle, bedenini gizlemek için aşırı derecede zayıflayan kızına sarıldığındaki çaresizliğini anlatan babayla empati kurmaya çalışın.
eşcinsellik, transseksüellik, biseksüellik gibi kabullenmesi zor kavramları bizzat çocuklarının durumu ile yaşayan anne-babaların evlatlarına karşı olan sınırsız sevgilerini görmek gerçekten çok çarpıcı.
kimse sınanmadığı günahın masumu değildir, hayatta herkesin başına nelerin geleceğini bilebilmek imkansız. olmaz demeyin, olamaz demeyin.
çok etkilendim, çok beğendim, çok duygulandım. çocuğunu başının tacı eden tüm anne-babalara saygı duyuyorum. sonunda gözlerim yaşlıydı ve herkes izlesin istiyordum.

yönetmenliğini can candan'ın yaptığı belgeseldir. mubiye gelmesini heyecanla bekliyordum. annemle izledik.

bir kere eşcinsel ve transeksüel bireylerin ailelerine mikrofon uzatılması çok değerli bence. insanların içtenlikle ebeveyn olarak bocalayışlarını anlatması, çocuklarına karşı yaptıkları hataları da bilinçlenme süreçleriyle beraber anlatması bence çok kıymetli çünkü bireylerin kendini anlatması bazen ebeveynlere ulaşmada etkili olamayabiliyor.

annemden yola çıkıyorum. ev arkadaşlarımdan biri lezbiyendi. ailem de bizimle kalmaya gelmişti. tam da o günlerde arkadaşımın kız arkadaşının doğum günü vardı ve arkadaşım kendi odasında sevgilisi için sürpriz hazırlamak istedi. tabii gadın anam bu iki kızı çok yakın arkadaş sandı çünkü kadının dünyasında böyle bir şey yok, aynı cinsiyete sahip iki insanın birbirini romantik anlamda sevebilmesi fikriyle hiç karşılaşmamış." anne sevgili onlar." dediğimde çok şaşırmıştı. "nasıl yani sevgili?" diye sormuştu. "yani benim nasıl erkek sevgililerim oluyorsa onun da kadın sevgilileri oluyor. erkeklere ilgi duymuyor." demiştim ve "ben de öyle olsam ne yapardın?" diye sormuştum. annem "seni de öyle kabul ederdim ne yapacağım?" gibi bir yanıt vererek beni inanılmaz şaşırtmıştı. ama arkadaşımın ne zaman bahsi açılsa "hala kadınlardan mı hoşlanıyor?", "iyileşti mi?" gibi sorular soruyordu. tabii ki arkadaşımı sevdiği için bunu yapıyordu, onun kafasında bu hastalıklı bir durumdu, asla karşılaşmadığı bir şeydi ve kızı gibi gördüğü birinin iyiliğini istiyordu. ben de her defasında onun hasta olmadığını, iyileşebileceği bir durumu da olmadığını, sadece bazı insanların böyle olduğunu açıklamaya çalışıyordum. bu konularla alakalı hiçbir konuşmamız annem üzerinde bu belgesel kadar etkili olmadı.

"anne bak eşcinsel insanları merak ediyordun ya, öyle insanların ailelerinin konuştuğu bir belgesel yapmışlar, istersen beraber izleyelim." dedim. normalde öyle insanlar, böyle insanlar gibi ötekileştirici tabirler lügatımda yok ama anneminkinde var tabii. her neyse, ilgiyle izledi ve bu meseleyi kendisi gibi olan yani ebeveyn olan ve çocukları için endişelenen, onlar için çırpınan, onların iyiliğini isteyen insanlardan dinlemek annemin bakış açısını inanılmaz değiştirdi. merak ettiği her şeyi sordu ben de dilim döndüğünce açıkladım. nefret cinayetlerinden, cinsiyet değiştirme ameliyatlarından ve eşcinsel evlilikten konuştuk. annemi dehşete düşüren ve isyan ettiren en belirgin şey insanların bu yüzden öldürülüyor olması oldu. dinlediği anne ve babalarla müthiş bir duygudaşlık kurdu.

ikimizin de çok duygulandığı, çok afalladığı bir akşam geçirdik. "anne ne diyorsun, bir dahaki onur yürüyüşüne belki kol kola katılırız?" dedim "beni sürükleme öyle şeylere yaşlı başlı kadınım" dedi ama umutluyum. *