süper olurdu.
o süslü latince tanımları ezberlemek zorunda kalmazdık.
daha ilkokula giden bir türk çocuğu bile eğitim hayatına evrensel bilim dili ile başlamış olurdu.
odtü oxford olurdu.
avrupa ve amerika' da türkçe bilmek erdem kabul edilirdi, ve sen türk olduğun için diğerlerinden bir kaç sıfır önde olurdun.
devamını gör...
muhtemelen modern türkçenin daha saf hali olan arı türkçe kullanılırdı. tıpkı diğer latin dillerinin atasının olduğu gibi.

güzel bir hayal. ama keşke...
devamını gör...
uluslararası bilim dili yaratıcı olan sauvages, bilerek latince'yi seçmiş hatta hiçbir yunanca kelime katmamaya özen göstermiştir. latince'nin tam bir bilim dili olması konusunda ısrarcıdır.

3 ekim 2002 tarihinde prof. dr. süreyya ülker, 19. ulusal gastroenteroloji haftası kapsamında yapılan "türk dili ve tıp" oturumunda bu konu hakkında yorumlarını belirtmiştir: diğer birçok türk bilim insanı gibi o da bilim dilinin türkçe olmasının daha mantıklı olacağını düşünüyordur. *

atatürk'ün türkçe'ye kazandırdığı bilim sözcüklerinden bu yana süregelen bir türkçeleşme söz konusu olsa da, hatta tıp haricinde bile 80.000 küsür kelimemiz olsa da, iş uygulamaya gelemiyor. okullarda hâlâ latince'leri soruluyor, öğretiliyor, ezberletiliyor.

latince doğru seçim mi, bilmiyorum. fakat dünyanın ortak bir bilim dili olması gerektiği doğrudur. tutup tüm dünyanın x dediği şeye y dersen, uluslararası konferanslara dâhi katılamaz dereceye gelirsin ülkece.
ve yine, türkçe acaba doğru bir seçenek olur muydu, uzundur bunu düşünüyorum. sondan eklemeli ve türemeye çok müsait bir dil olduğu için bazı şeylere elverişli. yine de cümlesel bağlamda karışık olduğu için kelimeden öteye gitmenin çok da uluslararası bağlamda işe yarayacağını düşünmüyorum.
devamını gör...
çok daha iyi olurdu.
bir zamanlar insanları canlı canlı yakan, birbiriyle ölümüne dövüşmeye zorlayan, izleyenlere keyif olsun diye arenalarda aslanlara atan saraylarında her türlü entrikaların ve sapıklığın döndüğü bir imparatorluğun dilini bilim dili olarak görmek istemezdim.
devamını gör...
ne güzel dilekler bunlar, keşke nasa üssü bizim arka sokağa kurulsaydı şimdi bu sıcakta florida terste kalıyor biraz.
devamını gör...
3.5 yıllık latince eğitimim mevcut olduğu ve 6 senelik tababet eğitimi aldığım için söz hakkına sahip olduğumu düşündüğüm başlıktır öncelikle. çok konuşmayacağım. latince iki sebepten ''tabii bir seçilime uğramıştır'':

1- latince yalnız tıp tarihinin değil, tüm düşünce tarihinin, tüm felsefe tarihinin kurgulandığı temel dildir ve avrupa bu sistemin oturabilmesi için kendi içerisinde de çok büyük kanlı çatışmalar vermiştir. kendi içerisindeki irticai yönelimlerini din savaşları adı altında vermiş ve dini bugün olması gereken yere koymuştur. rönesans ile antik yunan lisanının tüm öğretisini yine kendi tarihi ve kültürel zenginliğine katmıştır. bir de bu kolektif bilgi birikimi ile dünyaya emperyalist saiklerle bulaşmış ve ''endüstriyelleşmeyi başaramamış tüm halkları domine ederek'' dünyadaki yerlerini kalıcılaştırmıştır. son derece kurgulu, programlı yürütülen yüzyıllık emeğin antitezi olarak niteledikleri barbar ve yerinde sayan ve öteki toplulukların zenginliklerini sömüren kavimlerin prototipi de osmanlı ve arap kavimlerden başkası değildir. nitekim, tezleri haksız sayılmaz. türkler bize osmanlı adaletini getirip yasakçı zihniyetleri ile hükmedeceklerine biz onlara hükmedelim demişlerdir özetle. bu noktada öz türkçenin yeri abesle iştigaldir, çünkü öz türkçede her şey materyaldir; latince, antik yunanca gibi dillerin felsefe ve bilim dili olabilmesinin nedeni zahiri/materyal olanın ötesini anlamak ihtiyacıdır. hiçbir taşta kandaki adrenalin hormonunun monoamin yapısı yazmaz. batı tezinin antitezi olan müslümanların en soyut oldukları yer kur'andır. ancak kitabın metaforik yapısını tamamen redden fıkıh ile ellerine geçen potansiyel daha en başında itilmiştir. fazla düşünmek istemeyen ve işin içine monoaminleri karıştırmak isteyenlerin en büyük kaçamağı yaşamsal olanın cevabını zahiride aramak, bulamadığında da ''onun ötesine karışılamayacağını, onun allah'ın bir işi olduğunu ve dua etmek gerektiğini'' ifade edeceklerdir. başlarına doğanın getirdiği türlü felaketlerin de direkt veya indirekt olarak onların yaptıkları hatalara karşı allah'ın yine bir sınavı olduğu gibi egosantrik ve problemli bir düşünce yapısına sahiptir. oysa senin robertsonian translokasyonun vardır t(21;21) ve doğacak tüm çocukların down sendromlu olmaya mahkumdur ama bunu allah'ın bir sınavı sanıyorsundur. gidip ağaca çaput bağlayıp dua ediyorsundur şeyhine bilmemne. bunu sadece araplar değil, orta asyalı ata binen türkler de yapmıştır, kusura bakmayın.

2- latince ve latinceyi miras almış kavimler sadece bilişsel olarak değil, bilişselliğin sonucu olarak ekonomik, askeri ve siyasi olarak da dünyayı domine etmişlerdir. iki dünya savaşı, dünyada kimin söz sahibi olduğu ile alakalıdır. neden moritanya 2. dünya savaşında bir taraf değildi veya bir taraftıysa da, niçin kimse kaale bile almadı? neden kimse hatırlamıyor 1943'de liberya topraklarını. oysa liberya allied force'lardanmış, sözümona kazamış. neden liberya hiçbir şey kazanamadı? neden liberya hala liberya? çünkü liberya'nın liberya kalışı, liberya'nın liberya kalmaya mahkum edilişi almanya düsseldorf'ta bisiklete binip selam veren hans'ın işine geliyor. tüm sistem, tüm uluslararası hukuk batı'nın batı, batı dışı olanın da batı dışı kalışı üzerine kurulu. tüm etik kuramlar, tüm bilim felsefesi (popper'cı bakış), yere çöp düştüğünde çöpü alman gerekir gibi adabı muaşeret kurallarında bile abd'nin abd kalmasını ve senin de haddini bilmen gerektiği için öyle öğretildiği gerçeğini unutuyorsunuz. dolayısıyla tüm bunların temel taşlarından birisi olan bilim ve düşünce dili olarak latince'nin kurgulanmış oluşu osmanlı hanedanı'nın 17. yüzyıla varan çöküşü ve endüstriyelleşmeyi baştan kaçırmış ve hala yakalayamamış olması ile ilgili. eğer olur da türk tanklarımızla manhattan sokaklarından geçeriz ve tüm zenginliklerini sömürürüz, olur da ingiliz ve italyanlar madenlerde çalıştırılır ve isveçliler yerine bangladeşliler varoluşsal krizlere girer; o zaman bilim dili ne olmalı diye düşünürüz.

öyleyse ne yapmalı? işte bu, hayatı nasıl yaşamak istediğinizle ilgili bir soru. kimisi burayı ''batan gemi'' veya ''köprüden önce son çıkış'' gibi görüp olası felaketleri atlatmak için çırpınıp kendince ''kapağı bir yere attıktan sonra'' gülümseyebilir. ben bu çabanın kendisini çok yanlış buluyorum.
devamını gör...
dilimiz tamamen öz türkçe olsaydı daha iyiydi.
arapça,farsça,ingilizce vs. kelimelerden tamamen arındırılsaydık...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bilim dili latince yerine öz türkçe olsaydı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim