bilmediği konularda on binlerce tanımı olan yazar

yazmak eyleminin dengesini kaybeden kişidir. bilmediği daha doğrusu hissedemediği her konu hakkında yazma ihtiyacı duyar böyleleri. dengesi olmayan her şey yozlaşır, yazmak demek ilk önce düşünmek demektir. diyelim ki tolkien'in eserlerinden biri hakkında bilgi vereceksiniz. eser hakkında zaten her şey yazılmış çizilmiş ve eserin kendisi zaten koca bir bilgiyi ihtiva ediyor. eğer siz kendinizden bir şey katamıyorsanız, bilgileri kendi açınızdan yorumlayamıyor ve okuyucu için soru işaretleri oluşturamıyorsanız, kanımca hiçbir değeriniz yoktur.

bilmek ne abi ya, biraz abartılmıyor mu, daha ilkokul dörtten aldığı vatandaşlık dersini hatırlayamayan adam, neyi nekadar biliyor olabilir

(bkz: etmen guzum) zaten 3-5 aktif yazan kişi var, yeriniz dar gelmesin. dileyen dilediğini yazsın.

ben burada biraz geniş bir değerlendirme yapmak istiyorum izninizle.

öncelikle, özellikle yabancı forumlarda 20 senelik falan deneyimim var. sözlük yazarlığına burada başladım ilk ve daha 1.5 sene bile olmadı. ama birçok bakımdan benzerlik görebiliyorum ikisi arasında.

bu tür platformlarda hemen hemen herkesin rahatsız olacağı birileri olur. belki de herkesin hatta. veya üyelerin %99'unu rahatsız eden bir yazar, %1'ini hiç etmeyebilir de, misal.

son singapur vapuru... başlığı açan kişiyi rahatsız etmiş onun yazarlık tarzı.

böyle durumlarda hoş görmeye çalışmak genelde daha iyidir; hem kalp kırmamış olursunuz hem de kafanız rahat eder. bana göre birilerine, çok önemli bir durum yoksa yüklenmek kişinin kendisi için de iyi bir şey değil.

ha, hoş göremediniz ve şikayetinizi böyle "yıkıcı" bir üslupla dile getirdiniz. bu da okey. ama sizin bunu yapmanız da başkalarını rahatsız edebilir ve siz de eleştiri oklarının hedefi olabilirsiniz. (bkz: ava giden avlanır)

belki 42 yaşında olduğum için bu kadar "sakin" kalabiliyorumdur ben birçok konuda. veya forumlarda deneyim kazandıkça rahatsız olma çıtam çok yükselmiştir.

bunları yazmak istedim. herkese keyifli zamanlar dilerim.