nasıldı dünya siz çocukken sayın dinleyen?
neleri özlüyoruz çocukluk günlerimize dair?
neler değişti o günlerden bu günlere ya ne kaldı değişmeyen?
yazın bize konuşalım 23’te kafa sözlük radyo'dayız bekleriz efenim…
devamını gör...
ben posta kutularını açar, herkesin faturalarını, evraklarını birbirine karıştırırdım. birinci kattaki teyzenin göz büyütmelerine rağmen defalarca ve korkusuzca balkonuna top kaçırır, düşme pahasına balkonuna çıkardık. iki apartman arasına ip bağlar, yol ortasında araba kornalarına inat voleybol oynardık. mahalle bizimdi sanki. teyzeler amcalar bize kızar, yeter kafa bırakmadınız derdi ama dizimi yaralayıp bir ağlamaya başlasam hepsi telaşlanır, ah yavrum deyip başıma gelirlerdi. ben süslendim deyip bütün boncukları kulağıma tıkıştırdığımda, beni ilk hastaneye götüren komşumuz vesile teyzeydi. dedem beni gördüğünde 'vay eşşek sıpası, yine ne yapmış bizim kız' diye gülerek, o anki korkumun yönünü değiştirmişti.
hava karardığında annem adımla mahalleyi inletirdi. her gün aynı korkuyla dalga geçerdim. basamakları inşallah bugün çok azar işitmem diyerek titreyerek çıkar,bir yandan da mahalledeki köpek için yaptığım besteyi söylerdim. bazen babamı bekler ona annemi şikayet edip mağdur rolü oynardım. bakkala gidip, kaç defa şeker zehirlenmesi yaşadığımı ayrıntılarıyla anlatmak istemem.
şimdi ne mi değişti? geri dönüşüm oluyor. o mahalledeki binalar teker teker yıkılıyor. en son önünden geçtim sitenin bizim binada yıkılmaya başlamış. ağlamadım ama bir hüzünlendim. dönüşüyoruz artık dedim bir de ben galiba, o çocukluğumdaki umursamazlığı özledim. korkak oldum ben gün geçtikçe. zamanımı keyfince yaşamamaya başladım. kendimi bir kutunun içine aldım. oysa eskiden koca mahalle benimdi ve ben istediğimi oynardım. oyun bitti, heves gitti... keşke dönüşmeseydik...
devamını gör...
her pazar çok sıcak bir suda yıkanırdım, yıkanırdım dediğim anam yıkardı.
çok arındırıcı bir yıkamaydı o.

mahallede oyun oynamaktı çocukluk aslında.
devamını gör...
her şey daha anlamlı ve kıymetliydi. yaşamak bu kadar zor değildi.dinginlik hüküm sürerdi,bitmek bilmeyen bir koşuşturma yoktu.gün yine 24 saatti ama yetiyordu.
en önemlisi naiflik ve elde olanla yetinmek vardı.
ilişkiler çıkara değil sevgiye dayanıyordu.
paramız daha azdı,arabamız lüks değildi fakat çok daha mutlu ve huzurluyduk.
devamını gör...
herşey daha masum ve gerçekti.
devamını gör...
biz çocukken dünya daha mı güzeldi gerçekten?
kocaman mahallede 6 -7 evdik sadece. köy falan değil anlattığım, güzelim memleketimizin en nadide tatil beldesinin merkezi. dönüm dönüm bahçeler içine serpiştirilmiş 6, 7 ev. böyle olunca da, herkes birbirini tanırdı tabiki. kimse kaybolmaz, kapılar kilitlenmez, dışarda bırakılan hiç bişey yerinden kaybolmazdı. bahçelerde oynayıp, erik oldu mu ilk eriği dalından yerdik. yazın ceviz ağacının dibinde piknik yapardık. taso oynayıp, bilye yarışlarına katılırdık. yemek dışında eve gelesimiz gelmezdi. akşam ezanı ise, bizim için eve dön çağrısıydı. hava karardıktan sonra saklambaç oynamak ise paha biçilmezdi.
gerçekten, biz büyüdük ve kirlendi mi dünya?
devamını gör...
her şeyin kıymeti daha çok vardı. okulun, arkadaşın, tatilin, yemeğin, ailenin, çizgi filmin, sokakta oynamanın, denizin, şarkıların her şeyin. şimdi her şey saniyelik yaşanıp, bitiyor sanki. herkes çocukluktan itibaren, bencil artık. dünyanın başı dönüyor, insanlara yetişemiyor.
devamını gör...
etrafta genelde gecekondu tarzı tek katlı ya da iki katlı evler vardı hepsinin de bahçesi olurdu tabii havuzu falan gizli gizli havuza girer yüzerdim sonra bir güzel ağaçlara dalar meyveleri toplardım hemen hemen her gün yapardım ta ki evler yıkılıp ağaçlar kesilip yerine binalar yapılana kadar..
devamını gör...
hırsızlık yapardık. bali çekerdik. cam kırardık. zillere basardık. milleti döverdik. birbirimize taş atardık.
devamını gör...
arkadaşlarla top oynar ve mahalledeki çeşmeden terli terli suyumuzu içer sonra da bakkalda ekmek arası bişeyler yaptırıp sanki günlerdir açmışız gibi yerdik.
devamını gör...
yılmaz erdoğan'ın yaşayabilme ihtimali diye bir şiiri vardır, şöyle der;

/...
çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
... /

yolun sonunda maalesef ki büyüdük bir çoğumuz ve o yol o kadar kısaydı ki, hiç ama hiç doyamadık.

ama yine de, tüm olumsuzluklara rağmen sokaklarda oynayan, arsa nedir bilen, mahalle maçı kavgasının tadını çıkaran çocuklardık.

hiç bilgisayarımız olmadı, hiç çalmadı cep telefonumuz eve gel diye, saati ve zamanı açlık ve sokak lambalarının yanma zamanına göre bilirdik, bir de "baban geldi, sen nerdesin, öldürecek seni çabuk eve gel" diyen balkondan seslenen anne sesiyle.
devamını gör...
banane banane ben hala çocuğum
devamını gör...
biz çocukken yurtdışına çıkma hayalleri, babamızın emekli maaşı ile nasıl geçineceği vb. düşünceler mevcut değildi. biz çocukken memlekette doktor, mühendis, avukat olup hayat arkadaşımızla neleri paylaşabiliriz diye düşünürdük. bu kadar birbirimizi tüketip geceleri kafamızı yastığa rahat koymazdık. dedikleri gibi sanki biz büyüdük ve kirlendi dünya.
edit: radyoda okudukları zaman farkettim, aynı alıntıyı yapmışız başka bir yazar arkadaş ile dikkatsizliğimin kusuruna bakmayın lütfen.
devamını gör...
biz çocukken;
* sokağa sabah çıkardık, akşam ezanına kadar eve girmezdik.
*beslenme çantamızda salçalı ekmek olurdu.
*mahallede abilerimiz olurdu, bizlere edep adap öğretirdi. biz delikanlılığı öğrendik.
*boş zamanlarımızda çalışırdık, tatil falan düşünmezdik.
*okula giderken pırıl pırıl giderdik. takım elbise giyerdik biz.
* elektrikler kesilince üzülmezdik, mumları yakar, gölge oyunu oynardık, muhabbet ederdik.
* hangi etkinliği yaparsak yapalım hep '' biz '' vardı. '' ben '' yoktu.
* bizler 10 yaşında gezebilirdik, minibüse otobüse biner istediğimiz yere gidebilirdik.

daha neler neler yazılır elbette ama sokağın çocukluğu çok güzeldi.
devamını gör...
tüm gün taşın toprağın içinde oynayıp koşturduktan sonra güneşin batması ile yüzümüz toz içinde patates kızartması yemek için eve koşardık.
kapının önünde halı yıkarken anneler ıslanmayalım diye uğraştıkça doldurulup içine yumuşatıcı koyulmuş leğenin içine otururduk.

edit: radyoda tanımı okuduktan sonra gelen patates kızartması betimlemesi gecenin bu saatinde beni mahvetti. mutlu musunuz?
devamını gör...
biz çocukken her şey az ama kıymetli idi. bayramlık ayakkabılarımızı başucumuza koyar, heyecan içinde uyurduk. kurşun kalemimizi sonuna kadar kullanıp, ders kitaplarımızı bir alt sınıfımızda okuyanlara sakladık.
kan ter içinde oynayıp, aynı musluktan su içerdik. yokluğu da buna rağmen coşkuyu da dibine kadar yaşayan belki son çocuklardık.
barış abinin de dediği gibi " adam olacak çocuklar... "
devamını gör...
çocuktum çalışıyordum,büyüdüm halen çalışıyorum.
devamını gör...
çocukken daha mı mutluyduk yoksa eski günleri özlediğimiz için mi mutlu olduğumuzu düşünüyoruz bilemiyorum. sonuçta yıllar geçiyor ve her geçen yıl masumiyetimizi kaybediyoruz ama çocukken mutlu olduğumu düşündüğüm anlar tabii ki var.

mesela semt pazarı olduğu günün akşamı mutlaka balık pişerdi evde. sanki o balığın tadı bile başkaydı. az bulunan şeyler değerliydi ve değerini bilip mutlu olurduk. bizim çocukluğumuzda da sahip olamadığımız şeyler vardı ama arkadaşlarımızla sokaklara koştuğumuzda unuturduk. bir sürü oyuncağımız yoktu belki ama karton bebeklerimizi giydirir, elbiselerini tırnağımızla düzeltirdik.

biz çocukken mutluyduk galiba...
devamını gör...
tarkan'ın 2017 yılında piyasaya sürdüğü "10" isimli albümünden bir şarkı.
devamını gör...
içimdeki çocuğa selam olsun sen hep var ol.
dışarıda özgürce tasasız, düşe kalka, ezan sesini duyana kadar oynamakti.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"biz çocukken" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim