black mirror uss callister

black mirror’ın star trek bölümü. komedi içeren ender bölümlerinden de biri.

bu dizinin en sevdiğim tarafı, ara bölümlerinden de dalsan, bir şey kaybetmiyorsun. her bölüm başka başka. bu da en eğlenceli bölümlerinden biri. zamanın efsane dizilerinden star trek dizisinden esinlenilmiş. zaten bölümün ana karakteri star trek hayranı.

bölümde iki ortak var ve bunların çevrimiçi oyun üreten bir oyun şirketleri var. karakterlerin isimlerini hatırlamıyorum, af buyurun. bu ortaklardan biri gerçekten çok zeki ama asısyal ve iletişim problemleri var. o kadar zeka ama konuşmaktan aciz maalesef. ortağı da tam aksi, neşeli, keyifli, herkesle iyi anlaşan sosyal biri.

bu zeki ama sessiz arkadaşımız, kendi kendine bir oyun geliştiriyor. star trek hayranı olduğunu söylemiştim zaten. star trekteki gibi bir gemi inşa ediyor ve oyunun diğer bölümleri de diziden esinlenilmiş. ama bu oyundan kimsenin haberi yok, kendi yalnızlığı için yapıyor bu oyunu.

oyun dediysem basit bir oyun değil. iş arkadaşları, ortağının dnalarını kopyalayıp, oyun kararkterleri oluşturuyor. gemi mürettabatı yani. bu karakterler , kim olduklarını biliyor ama oraya nasıl düştüklerini anlayıp ortama uyum sağlama süreçleri var. ama bizim sessiz ortak, o oyunda tüm egolarını tatmin etmektedir. mesela iş gününde x personele sinirlendi diyelim, oyundaki o personele yapmadığını bırakmıyor. devamı spoiler ,o yüzden yazmıyorum.

sahne dekorları ve oyunculuklar gerçekten çok iyi. teknolojinin varabileceği noktaları bilmek açısından iyi oluyor bu tarz diziler/filmler. eğlenerek ve merakla izlediğim bölümlerinden biri. iyi seyirler.

en sevdiğim black mirror bölümlerinden birisidir. taşlamanın dibine vurmuştur. teknolojik mesajlar elbette çok sağlam ancak benim en çok hoşuma giden şey, robert daly karakterinin otopsisi. bir insanın dış dünyadaki silikliği, ezikliği, horlanışı ve yaptıklarının taktir edilmeyişi sonrasında ortaya çıkan durum, tabiri caizse bir yanardağ'ın patlaması gibi. bu tarz insanlar içlerindeki kötülüğü, güçleri el vermediği için gerçek yaşamda gösteremiyorlar. fırsatını bulduklarında ise herhangi bir mecrada tüm bu biriken irini, öfkeyi ve nefreti kusmaya başlıyorlar. zorba olarak nitelendirdiklerinden daha zorba, acımasız olarak gördüklerinden daha acımasız hale geliyorlar. işte bu gizli karakterin ortaya çıkarılması yani karakter otopsisinin yapılış tarzı muazzamdı bana göre. bunun bilim kurgu türü içerisinde yapılması ve tabi ki star trek konsepti barındırması ballı lokma tatlısı oluyor *

gerçek yaşamdaki mutsuzluk sebebiyle insanların ego mastürbasyonu için sanal mecralara koşması gerçeğini çok güzel işleyen, yeri geldiğinde gülümseten, yeri geldiğinde de acı acı düşündüren bir bölüm. aynı zamanda da korkutucu. çünkü insan denen yaratığın teknolojik aygıtları kullanma ve onlara hükmetme gücünü ve içinde barındırdığı canavarı düşündüğümüzde durum cidden tüyler ürpertici... tabi burada nanette cole karakteri de mühim. tüm bu ahval ve şerait içerisinde direnmeyi bir tek o aklına getiriyor ve yaratılan sistemi tabiri caizse hackliyor. evet umut her zaman vardır ama tehlikenin gümbür gümbür geldiğini görürken önlem almamak da en hafif tabiri ile ahmaklıktır. sağınıza solunuza dikkat edin. bu tarz silik, ezik ve horlanmış karakterlere karşı biraz naif olun. yoksa kendinizi o kişinin hayranı olduğu bambaşka bir simülasyonda bulabilirsiniz. hele ki adam/kadın dante'nin ilahi komedyasının cehennem bölümüne bayılıyorsa bittiğinizin resmidir. şimdiden geçmiş olsun.