blade runner

görsel efektleri 3 boyutlu bilgisayar animasyonları yerine maketler ile yapıldığından dolayı korkunç kaliteli ve gerçekçidir.

hikayesi noir bir dedektiflik hikayesi olsa da koca filmin saatlerce anlatamadığını sondaki 20 saniyelik monolog anlatır. kuşkusuz bunda harrison ford'un ipe sapa gelmez odun oyunculuğu ve ridley scott'ın "bunlar anlamazlar" diye kör göze parmak uzattığı sekanslarının etkisi vardır.

ama dediğim gibi o 20 saniyelik monolog için şahsıma göre efsanedir.

philip k. dick'in do androids dream of electric sheep adlı 1982 çıkışlı siberpunk türü romanından uyarlanmış film.

film için söyleyecek pek bir şey yok açıkçası kitabın muazzamlığı yanında oldukça vasat kalıyor. başucunuzda bırakmak üzre aciliyetle kitabı okuyunuz, derim. son derece keyifli.

(bkz: cyberpunk)

ben çok muhafazakar birisiyim yemek ve film konusunda. uzun zamandır da yeni şeyler denemiyordum ve deneyip iyi ki dedirtti bana kendisi. sahiplendiğim filmler arasına da çarçabuk girdi tüm seri. teşekkürler blade runner teşekkürler...

günümüze kadar 7 ayrı versiyonu yayınlamıştır. bunlar sırasıyla;

-workprint prototype version-1982
-san diego sneak preview version-1982
-us theatrical release-1982
-international theatrical release-1982
-us broadcast version-1986
-the director’s cut-1992
-final cut-2007

2017 senesinde ise final cut’ın 4k versiyonu yayınlandı. merak edenler bakabilir.
tabi bu kadar farklı versiyon olunca insan ister istemez “raw footage” da istiyor.*

philip k. dick'in do androids dream of electric sheep? romanından esinlenerek çekilen ridley scott'ın yönettiği bi' film. başrolde onlarca büyük filmlerden bildiğimiz harrison ford var. ayrıca ruh katan ışıkları, gölgeleri, dış sesleri, arka planı ve daha onlarcasını yapan adam da bu. (bkz: jordan cronenweth)
film çıktığı yılda pek tutmamış. sonraki yıllar kült mertebesine erişmiş. halen daha etkisi devam ediyor. ayrıca 2017'de denis villeneuve (döni vilnov) tarafından devamı çekildi.
sonraki bütün bilim kurguları etkilediği bi' gerçek. toplumsal ve insani değerlere yönelik en önemli işi yapan da budur zannımca.
yenilenmiş hali, farklı versiyonları, director's cut'ları ve her şeyden önemlisi görülmemiş ambiyansıyla resmen eşsiz bi sanat eseri.
konusunda geçen aşk bakımından la jetee ile benzerlik gösterir. deckard'ın yolculuğu bakımından da başrol eşsiz bir serüvene sürükler bizleri.

roy batty ile de final yapar.
tears in rain
video
efsane müzikleri olmazsa olmaz. soundtrack
film üzerine
derin bir inceleme
ingilizce başka bir inceleme daha. bu daha derini ama. stanford
ve favori sahnem.
finished

soundtrackleri bambaşka bir seviyede olan, bilim kurgu için son derece önemli bir filmdir.
filmin anlattığı distopyayı bugün çok iyi anlayabiliyorsanız, filmin o zamanın çok ötesinde bir film olduğunu da fark edeceksinizdir.

(bkz: ridley scott) ın yönettiği, 1982 yapımı, unutulmaz, kült, distopik, bilim kurgu sinema filmi. baş rollerinde harrison ford, rutger hauer, sean young gibi oyuncular var. (bence harrison ford dışında oyunculuklar ve oyuncu seçimi mükemmel. )
film philip k. dick‘in android’ler elektrikli koyun düşler mi? isimli hikayesinden uyarlama. film için 2 ayrı senarist senaryo yazıyor. kitabın yazarının da aşırı müdahaleleri ile 2 senaryo birleştirilip film haline getiriliyor. ilk önce martin scorsese 'e filmi çekmesi için öneri götürülüyor. ancak gerçekleşmiyor. daha sonra filmi alien (yaratık) filminin de yönetmeni olan ridley scott çekiyor. filmin blade runner 2049 isminde 2017 yapımı devam filmi de mevcut. o başka bir başlığın konusu.
film baştan sona varoluşçuluk kokuyor. 2019 los angeles'ında dünyanın bir çok sebepten ötürü yaşanmayacak bir yer haline gelmesinden, çok az insan ırkının kalmasından ve nexux adi verilen android replikaların dünyayı ele geçirmek istemesinden vs bahsediyor. burada filmin konusu ile ilgili spiler vermek istemiyorum.
olay şu ki, hem replikalar için hem de insanlar için ana fikir şu: ömrünüz belirli ve kısa, yaşayabileceğiniz kadar yaşayın, nereden geldik nereye gidiyoruz diye sorgulamayın. yaşadığınız hayatın tadını çıkarın.
hatta filmde nietzche'ye de bir gönderme var. nasıl nietzche tanrı'yı öldürdüyse, filmde de replikalardan biri yaratıcısını öldürüyor. mutlaka izlemeniz gereken harika bir bilim kurgu, distopya ve varoluşçuluk filmi.