#ödüllü filmler
festival filmleri / aksiyon / drama / bilim kurgu / gizem
8.8 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

2017 çıkışlı bir denis villeneuve filmi. olağanüstü bir kurgu, muhteşem oyunculuklar ve harika bir sinematografiye rağmen gişede batan bu film, yine en iyi devam filmleri arasında gösterilir. bu sebepten ötürü filmi kült sayanlar var ise de film kült değildir zira ilk çıktığı andan itibaren bu filme kötü diyen sayısı çok azdır. sinematografi ve görsel efekt dallarında aldığı 2 oscar da bunun garantisi niteliğindedir. pek tabi burada filmin teknik ekibinin de payı büyüktür. özellikle de roger deakins abimizin. kendisi blade runner'da harika ötesi bir sinematografiyle beni resmen büyüledi o sene.

konusuna gelecek olursak, orijinal blade runner filminin 30 sene sonrasında, replicantlar yine işbaşında ve eski modeller avlanarak emekli edilmekte. tam burada sahneye giren officer 'k' ise başrolümüz ve kendisi de eski model bir replicant'ı emekli etmek için görevlendirilir ve olaylar gelişir.

film aynı sene ülkemizde de vizyona girdi ve girdiği gün bi olaydır aldı başını gitti. zira filmin basın gösteriminde k'in çıplak heykeller ile dolu bir odadan geçtiği sırada kamera ortaya zoomlanarak ilginç bir sansür uygulanmıştı heykellere. hiçbiri kadrajda doğru dürüst yoktu deniyor. olayın aslı sonradan anlaşılıyor ve sony'nin aklı sıra filmin gösterim aralığını arttırmaya çalışması olduğu ortaya çıkıyor. ben filmi sinemada izlediğimde sanırım bu sansür halen vardı.

kendi yorumuma gelecek olursam, filmi çok çok beğendim. ara ara açıp izliyorum ve her izlememde ayrı zevk alıyorum. yayında ve yapımda emeği geçen herkesin eline sağlık. denis abi seviliyosun. *

filmle ilgili sürekli düşündüğüm son şey ise, acaba filmin müziklerini hans zimmer yerine johann johannsson yapsaydı nasıl olurdu. hans zimmer yine güzel bir iş çıkarmış olsa da johann abimizin o ilginç tınıları ile bir blade runner sound'u dinleme fikri kafamı kurcalıyor.

edit: bir yazar ukdesi fakat yine kim olduğunu bilmiyorum.
devamını gör...
daha en başında çıkan siyah ekrandaki yazılar ile istemsiz olarak önce ekranın soluna ve yukarıya baktırarak bir replicant testi uygulayan film. gel de hayran olma şimdi buna. üzerinden neredeyse altı sene geçmesine rağmen gram eskikemiş, hala etkilemeye devam ediyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
uzun ertelemeler sonucunda bugün izleyebildim. görsel olarak çok başarılı. atmosfer ve sinematografi müthiş! bu kadar uzun bir aradan sonra gelen devam filmi olmasına rağmen çok başarılı buldum.

star wars sonrası harrison ford'un yine bir devam filminde bıraktığı yerden devam etmesi de takdiri hak ediyor!
devamını gör...
devam filmleri kötü olur klişesinin içinden geçen bir filmdir. filmin sanat yönü o kadar güzel ki görüntü yönetmeni bulut olup yağmur gibi üstümüze yağıyor.
devamını gör...
oyuncu listesi uzun bir film olan bu filmin asıl adamı ryan gosling gibi gözüküyor ev sahibi (gbkz: harrison ford yardımcı oyuncusu ana de armas kötünün uşağı sylvia hoeks iyilerin parmağı mackenzie davis yılanın başı jared leto gelecek kaygısı taşıyanı robin wright erken veda eden ünlüsü dave bautista bunu söylemim filmi izlemeyene zarar verir carla juri ve bir kaç oyuncu daha var yazmayacağım farklı bir tarz ile size yeni bir şey sunmak istedim. 1982 tarihli bıçak sırtı filminin devamı olan bu film 2017 de yayınlandı. netflix'de bulabilirsiniz.


ben hikayeye ortasından daldım diye ilk izlediğim zaman tam çöp bir film diye düşündüm çünkü diğer hikayenin devamı olduğunu bilmeden sadece bir filme gitmek için gittiğim sinemada izlemiştim diye hatırlıyorum benim için hayal kırıklığı olmuştu. ondan sonra bir kaç kez televizyonda denk gelsem de izlemedim ama üç gün önce tlc'de tekrar gördüm sıkıcı galatasaray maçındansa bu filme baktım. bir yere kadar izledim ama bitiremedim çok uzun bir film ve tlc sık reklam veren bir kanal televizyonda bu uzun filmi izlemek kolay değil. baktım aradan geçen zamanda benim fikirlerimde değişmiş izledim.

hikaye devamı olduğunu filmi bitirdikten sonra öğrenmiş olsam da fikirlerim aynı filmde bir organik canlıları anlatıyor ilk hikayede anladığım kadarıyla harrison ford bir organik kadın ile birlikte olmuş ve onların bir çocuğu olmuş kötü adamımız ise yıllardır o çocuğun peşinde neden diyeceksiniz organiklerinde eksikleri gidermek için istiyormuş. bazı inceleme yapan insanların deyimi ile kötümüzün motivasyonu pek mantıklı gelmedi bana ya da seçtiği yol ve tavrını beğenmedim ya da yani yaklaşımını diyelim. geçmiş incelemeleri izledim film çok iyi falan demişler ama galiba bu bir evren ve eskisini izlemeden anlaması zor olacak olan bir evrene benziyor çünkü ben filmi yine beğenmedim. film izleme açısında iyi ama eksikleri çok fazla bir kere aşırı yavaş ilerleyen bir film aksiyon zaten yok o ayrı bir konu ama hikaye anlatımı kötü bana göre gizem bırakayım derken başrol oyuncusunu bir hiç yapan filmden ne beklenir bilemedim ama kendi hikayesini anlatamamış sonuçta yönetmen belki de ona yarattığın karakter her türlü bu filmde ölmeli demişlerdir. karakter gelişimi göstermeye çalışırken de karakter hezeyanı göstermiş bunu da söylemek lazım. neyse bu filmi izleyecekseniz ya öylesine çok sıkıldığınız zamanlarda izleyin ve bir şey anlamayı beklemeyin ya da geçmiş filmleri izleyin öyle izleyin yoksa sizin için hüsran olur.
devamını gör...
yakın zamanda bir arkadaş ile aynı gün açıp izlemeye başladığımız ama uzunluğu ve konunun ağır işleyişi hasebiyle farklı gün ve saatlerde nihayete erdirdiğimiz film.

şöyle ki ben 1982 yapımı önceki film olan blade runner'ı en son çoçukken izlemiştim. e şimdi büyüdük kocaman olduk ama devam filmi de kocaman film olmuş. o güzel eski film 2 saat sürerken bu film 2.5 saate yayılmış. haliyle yıllarca o instagram senin bu twitter benim kaydıra kaydıra birbirinden farklı yüzlerce kısa videoyu art arda izlemenin yıprattığı odaklanma becerilerim tek oturuşta bu filmi bitirmeme engel oldu. neyse, her ne kadar ryan gosling bu filmde başrol olmaktan kaçsa da ben burada konuyu ikide bir kendime çekerek rol çalmayacağım ve sadede geleceğim.

öncelikle devam filmi olduğunu göz ardı etmek fayda sağlıyor mu emin olamadım, zira filmin bağğğzı sahnelerinde önceki filme açıkça referans veriliyor, bu sebeple önceki filmi de izlemek faydalı olabilirdi. konu genel olarak fragmanda gösterilenin aksine ağır işliyor, bu da beklentiyi biraz düşürüyor. daha daha gömecek bişey bulamadın mı imdb'de 8/10 puan almış filme çamur atıyorsun diyebilirsiniz, ben ilk filmi 20 senedir izlemedim arkadaş, anlamadığım konuda da konuşabilirim. yani biraz araştırdığımda ilk film olan blade runner, bilim kurgu ve dedektiflik hikayesini temel alırken, üzerine bir de çağının ötesinde bir sinematografi ekleyerek, yepyeni bir tür icat etmiş. yetmemiş bir de distopik bir çağı ele alırken hem geçmişi hem geleceği ortak potada eritip hikayesini film noir'ın o iç karartıcı, baskılayıcı havasıyla harmanlamış. yanisi, zaten harika temellendirilmiş bir filmin devamını izlemenin yarattığı zevk beklentisi bir elde çay bir elde çerez tabağı ile iyice yükseltilmiş, e ben niye keyif almıyorum diyor insan. ana de armas'ın şirinliği bunu bir nebze karşılıyor, kabul ediyorum ama ne kadar yettiğini sözlüğün siz sevgili yazarlarımızın vicdanına bırakıyor ve sözü sinefil kalemlere bırakıyorum.

betterdigtwo, edirne'den ankara'ya döndüğü yolculuğunda bildirdi.
devamını gör...
yaklaşık bir buçuk ay önce başladığım ve şu anda bitirdiğim, 2017 netflix dağıtımlı bir bilim kurgu, gerilim filmi.
neden böyle oldu, bu kadar uzun sürede izledin, derseniz film, iki buçuk saat sürüyor ve aksiyon sahnelerini sona saklamışlar. zaten çok da aksiyon sahnesi yok. sondaki sahneler de oldukça gereksiz ve yersizdi. ne gerek var, böyle bir film için?..*

film, bir devam filmi, ilki 1982 yılında yapılmış bir filmin, devamı imiş. ancak bunu öğrenince; haydi ondan başlayıp sırayla izleyeyim, dedim mi? hayır.

genel anlamda filmi sevdim, sinematografik ögeleri harikaydı, akış güzeldi. kurgu da senaryo da; yerli yerindeydi.

fakat sona doğru bozuyor. farklı bir son ve kurgu dilerdim.*


bunun dışında, akışta çok uykum geldi. film, onca gerilimin içinde nasıl uyku getiriyor, hayret doğrusu? sanırım zihninizi ele geçirmek icin bir komplo bu.* bilinçdışı bellek ve bilinçaltı, bu uykular sırasında çok fonksiyonel çalışıyor.
bana, kitap okumalarım ve film izlemelerim sırasında sık sık olduğu için alışkınım bu uykulara. gerçi ben zaten uyku seven bir insanım. gerilimmiş, kitapmış, filmmiş hatta geziymiş fark etmez. hem hoş, ayakta uyumayı de severim.* işte film biraz da buradan vurmuş: ayakta uyumak... insan inandığı gerçeğin doğru olmadığına, ardından başka bir gerçeğe inandığına ve onun da aslında koca bir yalan olduğuna sıkça şahit olur mu?.. film, biraz buraya oynamış, sizin uykulu bilincinizle oynarken... zihin, insana oyunlar oynayabilir, hep söylerim, inanırım da buna.
ama ya yalan değilse? ya da uğruna inandığınız her şey bir gün yıkılır ve neye inanacağınızı şaşırırsanız?.. o zaman ne yapacaksınız?..
film, tüm bunların sorgulamalarını, size bırakmış ve bunu da; sizi, ütopik biraz da distopik bir evrene çekerek yapmış.

filmde saçma bulduğum sahneler genelde sonda demiştim. yani yıl, 2017 olmuş ve hala...

gerçekten hüzünle akan bir gözyaşının, sol gözden geleceği bilinmiyorlar öyle mi? adama gülerler. böyle bayılana kadar gülerler hem de. .. harrison ford'un gözünden akan yaş, yanlış gözdeydi... bizimle değilsin, netflix, öğren artık bunları... elin korelisi, japonu yapıyor. sen de yap.


filmde mesaj var mıydı? elbette vardı dostum. elvis presley ve marilyn monroe'nun, aynı sahnede olması... monroe'nun hemen birkaç an ama devasa şekilde görünmesi, yapımcı ya da yönetmenin bence senaristin değil, yapımcı ya da yönetmenin, doğrudan yapımın diyebiliriz, verdigi bir mesajdı.
keşke marilyn presley olsaydı demişler.
olmadıysa bile oldu demişler...
bu, gerçekten iyiydi. birçok filmde artık daha sık rastlar olduk presley-monroe ikilisine.
benim hoşuma da gidiyor açıkçası.*

jared leto'nun rolü, beni güldürdü.

çünkü korkunç olmaktan çok, komik geldi bana. rol, bir türlü uymamış sanki. ben onu daha komik rollere uygun buluyorum nedense. burada yabancı durmuş.


filmin, soundtrack'ini de çok beğendim ben. onu bırakıyorum, çünkü hoştu.
youtube.com/playlist?list=O...

genel anlamda beğendiğim ve önerebileceğim bir filmdi, diyebilirim... her ne kadar sonunu beğenememiş olsam da, serinin diğer filmlerini izlemem halinde bu düşüncemin, değişeceğini düşünüyorum. ancak; diğer filmleri izlediğimde, sonu hakkında olmuş diyebilirim. şu an icin olmamış görünüyor çünkü, bana göre.*
devamını gör...
hikayeyi genişletme, o distopyayı daha doyurucu şekilde tasvir ve anlatma gibi yönlerden güzel bir filmdir. görsel yönden bilim kurguya doyarsınız bu filmle.

eksik yönleri ise filmin aşırı durağan olması ve sürükleyici bir konunun olmamasıdır. ryan gosling abimizin güzel oyunculuğuna rağmen habire gezip duruyoruz filmde. uçan mekikler ile gidiyoruz, geliyoruz, çöplüklere, evlere giriyoruz, başka taşıtlara biniyoruz, insanlar, çoluk çocuk, envai çeşit robot vs görüyoruz. ama başta da dediğim gibi filmin ana amacı hikayeyi genişletme ve distopyayı daha uzun işleme olduğu için bunları mazur görmek de pekala mümkün.

bir de ilk filminde müziğini yapan vangelis abimiz keşke ölümsüz olsaydı. o tınılar bilim kurgu filmlerine o kadar yakışıyordu ki.
devamını gör...
normalde 2049 sekans filminde jared letonun oynadığı rol, aslında yönetmen denis villeneuve'un ilk tercihi değilmiş. kendisi david bowie'yi düşünmüş rol için. fakat bowie'miz hayatını kaybettiği için 'aradığı rockstar havasını' jared leto'da bulup rolü ona vermiş. böyle bir trivia vermiş olayım.
film için de öncelikle harrison ford'un yaşlanmış haliyle devam filminde oynayabilmiş olmasından çok mutluyum. filmin kritik karakterlerinden biriydi benim için. genel anlamda da gayet başarılı bir devam filmi olduğunu düşünüyorum. kafama en çok takılan aslında 70'ler 80'ler kısmında çekilen bilimkurgularda, genellikle 2000'li yıllara başlandığı andan itibaren beklenilen o yüksek teknolojiyi şu an hala sağlayamadığımız bir noktada olmamız. hatırlarsanız ilk filmimiz de zaten 2019 yılını öngördüğü bir evreni anlatıyor. bu filmde de 2049'u bu şekilde görmek biraz fazla fütüristik kalıyor yine sanki.
devamını gör...
izlemesi oldukça zor bir film olsa da kalite anlamında güzel denebilecek bir film en azından filmde af edersiniz ama b.k üzerinden komedi yok ya da yemek yerken pisleşen kimse yok. filmlerimizden bazıları ile karşılaştırırsan bu film kesinlikle şahaser çünkü çok büyük bir emeğin olduğunu görmemek için kör olmak lazım.

yani kısaca izleyin efendim yerli sinema ve dizi sektöründeki son duruma bakarsak izlememe sebeplerimiz yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"blade runner 2049" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim